Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/697 E. 2018/741 K. 06.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/697
KARAR NO : 2018/741
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/11/2017
KARAR TARİHİ : 06/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin mermer kesim makinelerin testerelerinde kullanılan elmas kesici imali ve satışı işi ile iştigal eden … Ticaret Sicil Müdürlüğü’ ne kayıtlı gerçek kişi tacir olduğnuu, … tarih ve … sıra numaralı, 10.136,20-TL bedelli, … tarih ve … sıra numaralı, 5.534,20-TL bedelli , … tarih ve … sıra numaralı, 731,60-TL bedelli faturalar ile belge içeriklerinde belirtilen elmas bıçak satıp teslim ettiğini, fatura bedelleri toplamı olan 16.402,00-TL’nin davalı tarafından ödenmediğini, davalının fatura bedellerini ödememesi üzerine hakkında icra dosyası ile takibe başlatıldığını, davalının borca itiraz ederek satın aldığı malların ayıplı olmasını gerekçe gösterdiğini, … İcra Müdürlüğünün …/… E sayılı takip dosyasına yaptığı haksız ve dayanaktan yoksun itirazının fatura bedelleri toplamı olan 16.402,00_TL ana para yönünden iptali ile takibin kaldığı yerden devamına, davalının haksız itirazı nedeni ile takip durmuş olduğundan %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıdan … tarih … sıra numaralı, … tarih ve … sıra numaralı, … tarih ve … sıra numaralı faturalarda belirtilen elmaslı kesicilerden satın aldığını, müvekkilinin kesicileri kullanmaya başlamasından sonra mermer kesmek için olan testerelerin elmas soketleri, taşı kesmeye başladıktan iki üç gün sonra atmaya başlamış ve satın alınan malların hiç bir şekilde kullanamadığını, müvekkiline satılan malların tümü gizli ayıplı olduğunu, davacı kendisine ayıplı mal sattığı ihbar edilmesini bilmesine rağmen, ayıplı mallara ilişkin düzenlediği faturalar ile 16.402 TL asıl alacak miktarı ile ilamsız icra takibi başlattığını, … İcra Müdürlüğü’nün …/… E. Sayılı dosyasından müvekkiline … tarihinde tebliğ edilen ödeme emrine karşı … tarihli borca itiraz dilekçesinde davacıya karşı herhangi bir borcunun olmadığı ve malların ayıplı olduğunun tekrardan yasal süresi içerisinde bildirildiğini ve müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında;
Tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiş, tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde mali müşavir bilirkişi tarafından yapılan inceleme sonucunda tanzim edilen …/…/… tarihli raporda özetle; “…Taraflar arasında ticari ilşikinin olduğu, davacının davalıya sınai ürünleri sattığı, davacının … yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığı, defter kayıtlarının usulüne uygun olduğu HMK. 222. Maddesine göre sahibinin lehine delil olabilme vasfı taşıdığı, davalının …yılı ticari deftrelerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığı, defter kayıtlarının usulüne uygun olduğu ve HMK. 222. Maddesine göre davalı lehine delil olabilme vasfı taşıdığı, dava konusu satış faturalarının ve ödemelerin Her iki tarafın defterlerinde aynen kayıtlı olduğu, davalının dava konusu faturalara 8 gün içinde itiraz ettiği hususunda dosyada bir belgeye rastlanmadığı, davacı şirketin kayıtlarında takip tarihi itibariyle davacıdan 16.402,00 TL alacaklı olduğunun kayıtlı olduğu, davalı şirketin kayıtlarında davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 16.402,00 TL alacaklı olduunun kayıtlı olduğu, dava konusu faturaların tarafların defterlerinde kynen kayıtlı olduğu, HMK. 222/2-3 fıkralarına göre davacı …’nın davalı …’den 16.402,00 TL alacaklı olduğu, davalının dava konusu faturalarda yer alan ürünlerin “ayıplı” olduğu hususundaki beyanının haklı olup olmadığının takdirinin mahkemeye ait olduğu…” şeklinde tespit ve rapor edilmiştir.
DEĞERLENDİRME ve GEREKÇE: Dava, faturaya dayalı ilamsız takipte itiraz üzerine açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafça, davalı hakkında ödenmeyen fatura bedeline dayalı olarak yapılan ilamsız takipte, davalı borçlunun itirazı üzerine, takibin durmasından sonra davacı tarafça itirazın iptali isteminde bulunulmuştur.
Davalı taraf sözleşmeyi ve borcu kabul etmekte fakat satılan malların ayıplı olduğu iddiasında bulunmaktadır.
Her iki taraf tacir olup, tacir olmanın hüküm ve sonuçları kapsamında basiretli davranma yükümlülüğü ve TTK da belirtilen yasal yükümlülükler altındadır.
TTK 23/1-c) “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.” hükmünü içermektedir.
TTK 18/3 Maddesi “Tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır.” hükmünü içermektedir.
6098 s. TBK’nun 223/2 maddesinde ise “alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse satılanı kabul etmiş sayılır” hükmüne yer verilmiştir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 19/01/2017 tarih ve 2016/12208 Esas 2017/268 Karar sayılı ilamında, “dava satış sözleşmesinde ayıplı aracın iadesi veya bedelinin tahsili istemine ilişkindir. 6102 sayılı TTK’nın 23/1-c maddesi gereğince malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir, açıkça belli değilse alıcı mali teslim aldıktan sonra 8 gün içinde incelemek veya incelettirmek ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa bu 2 ve 8 günlük süre içinde durumu satıcıya ihbarla yükümlüdür. Somut olayımızda dava konusu araç, davacı alıcıya …tarihinde teslim edilmiştir. Davacı vekilinin dosya içindeki beyanı ve ihtarname içeriğinden de araçtaki yapıların aynı gün öğrenildiği ayıp ihbarının ise … tarihinde yapıldığı anlaşımış olup, açıklanan ilkeler uyarınca ihbar yükümlülüğünün süresinde yerine getirilip getirilmediği üzerinde durularak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sebebiyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış hükmün bozulması gerekmiştir.” şeklinde belirtilmiştir.
Dava konusu somut olayda, yukarıda belirtilen kanun maddesi ve emsal içtihat doğrultusunda yapılan değerlendirmede: Bütün dosya kapsamı, tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme ile alınan hüküm kurmaya, Mahkeme ve kanun yolu denetimine elverişli bilirkişi raporları ile dosya kapsamı dikkate alınarak davacının sözleşme konusu malları davalıya teslim ettiği, davalının satım bedelini ayıp iddiası nedeniyle davacıya ödemediği, fakat davalının ayıp ihbarını süresinde ve usulüne uygun yaptığını kanıtlayamadığı dolayısıyla davacının alacak isteminde haklı olduğu anlaşıldından davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 20.06.2016 tarih 2016/2941 E. 2016/10949 K. Sayılı ilamında “Dava konusu icra takibine konu alacak faturaya dayanmaktadır. Dolayısıyla alacak likit, bir başka deyişle bilinebilir, belirlenebilir bir alacaktır. Mahkemece bu husus gözetilerek davacı yararına İİK.nun 67/2 maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği” belirtildiğinden davacı yararına hükmolunan alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına da karar vermek gerekmiş, oluşan vicdanı kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı gerekçeli kararda anlaşılacağı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜNE,
Davalının … İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı takip dosyasındaki itirazının 16.402,00 TL asıl alacak üzerinden iptaline, takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA,
2-Hükmolunan alacağın %20’si tutarındaki 3.280,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gerekli 1.120,42 TL nispi harçtan peşin alınan 280,11 TL harcın mahsubu ile bakiye 840,31 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan; başvurma harcı, tebligat ücreti ve posta masraflarından oluşan 552,60 TL yargılama giderinin ve peşin alınan 280,11 TL harç’ın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafça dosyaya yatırılan gider avansından dosyada kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacı tarafa İADESİNE,
6-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davacı lehine takdir edilen 2.180,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06/12/2018

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza