Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/690 E. 2022/317 K. 20.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/690
KARAR NO : 2022/317
DAVA : Kayıt Kabul
DAVA TARİHİ : 27/11/2017
KARAR TARİHİ : 20/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Kayıt Kabul davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Antalya … İcra müdürlüğünün … sayılı dosyası ile borçlu aleyhine 18.387,22 TL bedelli icra takibinin açıldığını ve ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiğini, icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini beyan ederek; itirazın iptali talebinde bulunmuştur.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müflis şirketin, … tarihinde … dan itibaren iflasına karar verildiğini, iflas işlemlerinin Anadolu … İcra ve İflas Müdürlüğü’nün … İflas sayısı üzerinden devam edilmesine karar verildiğini, lakin, gelinen aşamada davacı tarafından iflas masasına başvurulup alacak kayıt talebinde bulunulmadığını, davacı tarafın gerçekleştirdiğini iddia ettiği ticari hizmet satımına ilişkin yazılı sözleşme ibraz etmemiş olup fatura konusu hizmetin verilip- verilmediği hususu belirsizdir olduğunu, masa menfaati uyarınca davacını hizmet iddiasını reddettiklerini beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce iflas kararı ve icra müdürlüğü dosyası dosya arasına alınmıştır ve iflas dairesi ile yazışmalar yapılmıştır. Şirket vekilinin vekalet görevi iflas ile sona erdiğinden iflas dairesi ile yazışma yapılmış iflas idare memurlarının ismi alınarak, aşamalarda taraf teşkili sağlanmıştır.
Dava, kayıt kabul davasına dönüşmüştür.
İİK’nın 191. maddesi gereğince borçlunun iflas açıldıktan sonra masaya ait mallar üzerinde her türlü tasarrufu alacaklılara karşı hükümsüz olup, müflisin masa malları üzerindeki tasarruf yetkisi iflâs ile kısıtlandığından, aynı Kanun’un 226. maddesinde de masanın kanuni mümessilinin iflas idaresi olduğu hükmü kabul edilmiştir. Diğer anlatımla, iflasın açılmasıyla dava takip yetkisi (ve taraf sıfatı), artık müflise değil, iflas idaresine ait olup, adi tasfiyede İİK’nın 226-229 maddeleri gereği iflas masasını temsil yetkisi iflas idare memurlarına, şayet basit tasfiye (İİK’nın m. 218) usulü benimsenmişse, bu temsil yetkisi İflas Müdürlüğü’ne (İflas Dairesine) aittir. İflâs idaresinin bu dava takip yetkisini kullanıp kullanmayacağını (yani davalara devam edip etmeyeceğini) tespit edebilmek için, ilk önce iflâs organlarının oluşması ve her dava hakkında esaslı bilgi sahibi olunması gerekir. Bu ise, zaman isteyen bir husustur. İşte bu nedenle, Kanun, müflisin taraf bulunduğu hukuk davalarının, iflâsın açılması ile belli bir süre için durmasını kabul etmiştir. (md. 194). İflastan önce açılmış olup da devam eden, müflisin (davacı veya davalı olarak) taraf bulunduğu hukuk davaları, (maddede yazılı istisnalar dışında) iflâsın açılması ile durur. Bu durma, ikinci alacaklılar toplantısından (md. 237) on gün sonraya kadar devam eder; ancak bundan sonra, duran hukuk davalarına devam edilebilir. (md. 194/1) Müflisin davacı olduğu davalarda, iflâs idaresi bir davanın başarı şansı olduğu kanısına varırsa, masanın bu davayı takip etmesine karar verir; bu karar ikinci alacaklılar toplantısının uygun bulması ile kesinleşir ve ikinci alacaklılar toplantısından sonraki on günlük süre geçince, bundan böyle davaya, davacı olarak iflâs idaresi tarafından devam edilir. İflâs idaresi ve ikinci alacaklılar toplantısı, davanın başarı şansı olmadığı kanısına varırlarsa, masanın davayı takip etmemesine karar verirler. Bu halde, o davayı takip yetkisi, isteyen alacaklıya devredilir (md. 245). Hiçbir alacaklı, davayı takip etmek istemezse, o zaman, müflisin dava takip yetkisi yeniden doğar ve müflis iflâsın kapanmasını beklemeden, davayı kendi adına devam ettirebilir.(Yargıtay 23. HD., 2016/6478 esas, 2019/4604 karar)
Bu tür durumlarda, mahkemece yapılması gereken; ikinci alacaklılar toplantısının beklenilmesi ve ikinci alacaklılar toplantısı yapıldıktan sonra da iflas idaresi temsilcilerine tebligat yapılarak yargılamaya devam edilmesi, bu arada davacıya da mehil verilerek alacağın iflas masasına kaydının sağlanması, alacak masaya kayıt edilir ise dava konusuz kaldığından hüküm kurulmasına yer olmadığına, alacak kayıt edilmezse, bu durumda davaya iflas idaresi aleyhine kayıt kabul davası olarak devam edilmesinden ibarettir. (Yargıtay 23. HD., 2015/2657 esas, 2017/1668 karar)
Mahkememizce ikinci alacaklılar toplantısı beklenmiştir.
İstanbul … İcra Dairesinin … iflas sayılı, … tarihli yazısında, ikinci alacaklılar toplantısının 17/12/2018 tarihinde yapıldığı belirtilmiştir.
İstanbul … İcra Dairesinin … iflas sayılı, … tarihli yazısında özetle; iflas idaresince tanzim olunan sıra cetvelinde davacının alacağının tamamının kabul edilerek 4 üncü sıraya alındığı belirtilmiştir.
Dava konusu alacak, iflas idaresince kabul edildiğinden, dava konusuz kalmıştır ve konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurmak gerekmiştir.
İflas kararının kesinleşmesi ile müflis hakkındaki icra takiplerinin düşmesi nedeniyle icra inkâr tazminatına hükmedilemeyeceği gözetilerek, icra inkâr tazminatı istemi yerinde bulunmamıştır. (Yargıtay 23. HD., 2014/2991 esas, 2014/8259 karar)
Yargılama giderlerine değinmek gerekirse; HMK m. 331 gereği; Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder. Kural olarak bir davada asıl talebin konusuz hale gelmesi durumunda, bunun fer-i (yan) niteliğindeki diğer talepler hakkında yargılamaya devam edilerek, bunlar hakkında da bir karar verilmesi gerekir. Davanın konusuz kalması halinde ise, mahkemenin yargılamaya devam ederek, dava açıldığı zaman hangi tarafın haksız olduğunu tespit edip, o tarafı yargılama giderlerine (bu arada vekalet ücretine de) mahkum etmesi gerekir. Yargıtay’ın yerleşmiş uygulaması da bu yöndedir (Bkz. KURU, Baki; Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. baskı, İst. 2001, c.3, s.3030 vd., ALDEMİR, Hüsnü, Hukuk Davalarında Yargılama Giderleri, 2. Baskı, s.150-151, Yarg. 14. HD. 03/03/2008, 1087-2645, 18. HD. 09/11/2006, 5557/8964, 13. HD. 02/06/2005, 3752-9494, 3. HD., 25/04/2006, 2465-4930).
Dava açıldığında, davacının haklı olduğu, dosya kapsamında, alacağın iflas masasına kaydından anlaşılmakla; davacı lehine yargılama giderlerine hükmetmek gerekmiştir. Kayıt kabul davaları maktu harç ve maktu vekalet ücretine tabidir
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Dava konusunda KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 31,40 TL başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
3- Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 31,40 TL peşin harcın mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye 49,30 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan ve mahsup edilen toplam 62,80 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça dosyada yapılan ve mahkememizce uyap sisteminden kontrol edilen (denetime elverişlilik açısından, uyap ekranında harç-masraf bölümü altında tahsilat reddiyat bilgileri başlığının içeriğinde masraflar açıkça yazmaktadır) posta-tebligat ücreti gideri toplamı 1.185,10 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili Sn. Av. …’ın yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.20/04/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır