Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/665 E. 2022/680 K. 27.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/665
KARAR NO : 2022/680
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 15/11/2017
KARAR TARİHİ : 27/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan “İtirazın İptali” davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, davacı banka … Şubesi ile … A.Ş. firması arasında … tarihli Kredi sözleşmesi imzalandığını, davalıların murisi …’ın müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla … TL kefalet limiti ile Genel Kredi sözleşmesini imzalandığını ve kefalet limiti kapsamında borcun sorumluluğunu üstlendiğini, borçlu … A.Ş.’nin borçlarını zamanında ödememesi üzerine borçlu ve kefillere … Noterliğinin … Tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesinin keşide edilerek hesabın kat edildiğini ve borç bakiyesi bildirildiğini, takibe dayanak genel kredi sözleşmesinde kefil bulunan …’ın mirasçıları olan davalı borçlulara ve diğer kefillere kefalet limiti kapsamında Antalya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalıların aracılığı ile icra takip dosyasına sundukları itiraz dilekçesinde, Antalya İcra Müdürlüklerinin iş bu takip dosyası için yetkisiz olduğunu, kredi sözleşmesinde murisleri …’ın imzasının ve kefalete ilişkin el yazılarının …’a ait olmadığını ve bu nedenle kefaletin de geçersiz olduğunu, murislerinin ölüm tarihindeki doğmuş kefalet borçlarından sorumlu tutulabileceğini, işlemiş faize, faiz oranına ve tüm takip borcuna haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiklerini, bu sebeplerle, haksız itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde, icra takibinin … İcra Mahkemelerinde açılması gerekirken yetkisiz Antalya mahkemelerinde açıldığını, takip ve dava dayanağı yapılan genel kredi sözleşmelerindeki imzaların ve kefalete ilişkin olarak belirtilen el yazılarının muris …’ın eli ürünü olmadığını, sözleşmedeki …’a ait olduğu iddia edilen imza ve yazıların müteveffa …’a ait olmamakla birlikte aynı zamanda TBK’nın 584.maddesi uyarınca kefalet sözleşmesinin geçerli olabilmesi için kefilin eşinin rızası gerektiği, müteveffanın eşi olan …’ın hiçbir şekilde kefalete rızası olmadığını, müteveffa açısından şekil şartlarına uymadığı için dava ve takip dava dayanağı yapılan kefalet sözleşmesinin hiçbir hüküm doğurmadığını, bu nedenle davalıların davacı bankaya hiçbir borçlarının olmadığını, bir an için kefaletin şekli şartlarını tamam olduğu varsayılsa dahi …’ın … tarihinde vefatı nedeniyle var ise o tarih itibarıyla doğmuş kefalet borçları dışında sorumluluğunun sona erdiğini, bu sebeplerle yapılan takibe itiraz ettiklerini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Taraflara duruşma gün ve saatini bildirir usulüne uygun meşruhatlı davetiyelerin tebliğ edildiği, taraf teşkilinin sağlandığı anlaşılmıştır.
Davacı bankaya müzekkere yazılarak taraflar arasında imzalanan kredi sözleşmesi ve eki tüm kayıt ve belgeler getirtilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Antalya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası bir örneği uyap sistem üzerinden celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Davalıların mirasbırakanına ait imza örneklerinin bulunduğu yerlerden belge asılları celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizce yargılama sırasında; … tarihli oturum 2 nolu ara karar gereği belge asılları ile birlikte dava dosyasının Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesine gönderilerek … tarihli kredi sözleşmesinde davalıların mirasbırakanı …’ın imzaları hususunda rapor alınmasına karar verilmiş, Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinin … tarihli raporda özetle; “… İnceleme konusu sözleşmede … adına atılı imzalar ile …’ın mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu imzaların …’ın eli ürünü olduğu” sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Davalı tarafça kredi sözleşmesindeki davalıların murisine ait olduğu belirtilen yazıların davalıların murisine ait olmadığı iddia edilmiş olmakla bu kez celp edilen yazı örnekleri ile birlikte dosya yeniden İstanbul Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesine gönderilmiş, … tarihli raporda özetle; “…İnceleme konusu Sözleşmede yer alan yazılar ile …’ın mukayese yazıları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından, söz konusu yazıların mevcut mukayese yazılarına kıyasla …’ın eli ürünü olmadığı” sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Kredi sözleşmesinde müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzası bulunan davalıların murisi yönünden kefalete ilişkin yasal koşulların bulunmadığı davalılar tarafından iddia edilmiştir.
Kefalete ilişkin şekil şartlarının düzenlendiği 6098 sayılı TBK’nun 583. Maddesinde; “Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.
Kendi adına kefil olma konusunda özel yetki verilmesi ve diğer tarafa veya bir üçüncü kişiye kefil olma vaadinde bulunulması da aynı şekil koşullarına bağlıdır. Taraflar, yazılı şekle uyarak kefilin sorumluluğunu borcun belirli bir miktarıyla sınırlandırmayı kararlaştırabilirler.
Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumluluğunu artıran değişiklikler, kefalet için öngörülen şekle uyulmadıkça hüküm doğurmaz.” düzenlemesi mevcuttur.
Yukarıda belirtilen yasal düzenleme kapsamında yapılan değerlendirmede: Dava konusu takibe dayanak genel kredi sözleşmesinde davalıların murisi …’ın imzasının bulunduğu ancak kefilin kanun gereği kendi el yazısı ile yazması gerektiği kısımların muris …’a ait olmadığı yapılan Mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli bilirkişi incelemesi ile anlaşılmakla açılan itirazın iptali isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
İİK.67/2. maddesinde; “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” düzenlemesi mevcut olup, alacaklı bankanın kötü niyetli olduğu hususu ispatlanamadığından davalılar lehine koşulları ve yasal unsurları oluşmayan kötü niyet tazminat isteminin reddine karar vermek gerekmiş, açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Koşulları ve yasal unsurları oluşmadığından davalıların tazminat taleplerinin REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 49,30 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davalılar … ve … kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereğince 187.042,20 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara VERİLMESİNE,
5- Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6- Artan ve kullanılmayan gider avansının kalan kısmının karar kesinleştiğinde ve istek aranmaksızın taraflara İADESİNE,
Dair; davacı vekilinin ve davalı … ile … vekilinin yüzüne karşı, davalı …’in yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/09/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır