Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/659 E. 2019/140 K. 07.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/659
KARAR NO : 2019/140
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 13/11/2017
KARAR TARİHİ : 07/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Antalya … Tüketici Mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı bankadan 30/03/2010 tarihinde kredi sözleşmesi ile 300.000,00-TL kredi kullandığını, Rekabet Kurumu Başkanlığının 2011-4-91 soruşturma 13-13/198-100 karar, 08/03/2013 tarihli kararı ile; Bankacılık sektöründe faaliyet gösteren 12 bankanın mevduat, kredi ve kredi kartı hizmetleri alanında 4054 sayılı Kanun’un 4. Maddesini ihlal eden bir uzlaşma gerçekleştirdikleri ve bu nedenle Kanun’un 16. Maddesi ve Rekabeti Sınırlayıcı anlaşma, uyumlu eylem ve kararlar ile hakim durumun kötüye kullanılması halinde verilecek para cezalarına ilişkin yönetmelik uyarınca idari para cezası ile cezalandırılmalarına karar verdiğini, kararın iptaline ilişkin açılan davaların reddedilerek Danıştay incelemesinden geçtiğini ve Danıştay … Dairesi’nin … Esas- Karar,… Esas-… sayılı kararları ile bankacılık sektöründe faaliyet gösteren teşebbüslerin, çeşitli bankacılık hizmetlerine yönelik uygulanan faiz oranlarını ve ücretleri birlikte belirlemek üzere rekabeti sınırlayıcı nitelikte eylemde bulundukları belirtilerek kurul tarafından belirlenen idari para cezası verilmesine ilişkin kurul kararında hukuka aykırılık bulunmadığına karar verdiğini, böylece 12 bankanın 21/08/2007 – 22/09/2011 tarihleri arasında kartel oluşturulduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin kredi çektiği dönemde olağandan yüksek faiz uygulandığını, davalı bankanın haksız kazanç elde ederken banka müşterisi olan müvekkilini mağdur ettiğini, açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin haklarının saklı kayması kaydıyla, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun 58. Maddenin 2. Fıkrası gereğince bilirkişi marifetiyle hesap edilecek bedelin üç katı oranında tazminata, şimdilik 10.000,00-TL’nin kredi sözleşmesi tarihinden itibaren uygulanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili Antalya … Tüketici Mahkemesine sunduğu cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil bankanın kayıtlarında yapılan inceleme sonucunda davacının kullandığı kredinin iş yeri kredisi olduğunun anlaşıldığını, görülmekte olan davada her iki tarafında tacir olduğunu, dava konusu edilen kredinin ticari nitelikli kredi olduğunu, TTK gereğince, her iki taraf için ticari sayılan hususlardan doğan hukuk davalarının mutlak ticari dava olduğunu, dava konusu kredi iş yeri kredisi olduğundan davacının ticari işletmesiyle ilgili olduğunun tartışmasız olduğunu, bu nedenle de davanın tüketici mahkemesinde açılmasının mümkün olmayacağını, davacının, müvekkil bankadan kullandığı ticari nitelikli kredilerin iş bu davanın konusu olamayacağını, davaya dayanak teşkil eden Rekabet Kurulu kararında, ticari nitelikli kredilere ilişkin yer verilen tespitler ve değerlendirmeler incelendiğinde müvekkil banka hakkında ticari kredilere uyumlu eylem olarak kabul edilen hiçbir belge bulunmadığı gibi, buna yönelik her hangi bir tespitin de olmadığının açıkça görüleceğini, davacının üç katı tazminat talebinin hukuki dayanağının bulunmadığını, tazminat talebinin uygulanması için rekabetin engellenmesi, bozulması veya kısıtlanması sonucu davacının zarar görmesi gerektiğini, bu zarar ile rekabete aykırı eylem arasında uygun nedensellik bağının bulunmasını, ihlalin tarafların kastından veya ağır ihmallinden kaynaklanmış olması gerektiğini, somut olayda bu şartların hiç birisinin bulunmadığını beyanla iş bu dava için Asliye Ticaret Mahkemeleri görevli olduğundan, davanın HMK 115. Madde gereğince reddini, taleplerinin kabul edilmemesi halinde belirtilen zamanaşımı süresi dolduğundan, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesini, dava konusu olayda haksız fiil unsurlarının tamamı bulunmadığından ve davacı zararını ispat edemediğinden davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davalı bankanın diğer bankalarla anlaşarak kartel oluşturmak suretiyle faizleri yapay olarak arttırması neticesinde davalı bankadan işyeri kredisi kullanan davacının zarara uğradığından bahisle 3 katı oranında tazminata hükmedilmesi istemine ilişkindir.
Antalya … Tüketici Mahkemesinin …/… Esas …/… Karar sayılı ilamı ile, Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.” Yasa maddesinde geçen tüketici işlem ise aynı yasanın 3/1-l.maddesine göre ;”Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi,”ifade eder.Aynı yasanın 3/1-k maddesine göre tüketici;”ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişidir.Buna göre bir işlemin tüketici işlemi sayılabilmesi için taraflardan birinin tüketici olması zorunludur.Olayımızda uyuşmazlık konusu kredi sözleşmesinin işyeri kredisine ilişkin olduğu anlaşılmakla davacının tüketici sıfatına haiz olduğundan sözetmek mümkün değildir.Bu nedenle aynı kanunun 3/l maddesinde düzenlenen tüketici işlemi söz konusu olmayıp davaya bakma görevinin mahkememize ait olmadığı, T.T.K.nun 4 ve 5. Maddeleri gereğince davaya bakma görevinin Asliye Ticaret Mahkemelerine ait olduğunu belirterek dosyayı mahkememize gönderilmiştir.
Mahkememizce tüm deliller toplandıktan sonra, dosyanın bankacı bilirkişiye tevdi edilerek davacıdan haksız kesinti yapılıp yapılmadığı, kartel faizi uygulanıp uygulanmadığı, kullanılmış ve davacının zararı doğmuş ise buna ilişkin talep edebileceği alacak miktarının hesaplanası istenilmiş, bilirkişi …, … tarihli raporunda, “…”davalı bankaca, dava konusu davacı tacirin kullandığı taksitli ticari krediye uygulanan faiz oranlarının tespitine esas maliyet unsurlarında, banka sabit giderler dışında, baştda para maliyeti olmak üzere değişken unsurlar söz konusu olup, aradan geçen süre zarfında geriye dönük olarak maliyet tespiti yapılması fiilen olanaksız olduğu gibi, Rekabet Kurulu raporunda bankalar hakkında idari para cezasına hükmedilirken hangi bankanın hangi ilişkin resabet ihlalindne dolayı cezalandırıldığının ayrıca belirtilmediği, rekabet ihlaline teşkil eden uzlaşmanın 12 banka arasında kredi, mevduat ve kredi kartı hizmetlerine ilişkin uygulamaya konulan fiyatların belirlenmesinde gerçekleştiğine kurul üyelerinin oy çokluğuyla karar verildiği, hesaplaaya esas alınacak bir baz faiz tespiti bulunmaması nedeniyle davacı şirket aleyhte faiz farklılığı tespitinin ve kredi kullanan davacının uğradığını iddia ettiği zararın, soyut bilgilere dayanarak somut bir şekilde tespitnin mevcut belge ve bilgiler kapsamında mümkün olmadığı, daacının beş yıl boyunca kullandığı kredinin akdi faiz oranı yıllık bazda %11,88 sabit olup, uygulanan faiz oranı bu dönemde benzer kredi uygulamalarına göre alt seviyede olduğu, davacı tacirin kullandığı krediye uygulanan faiz oranının o tarihlerde tüm bankalarca uygulanan ortalama faizi oranlarına göre makul olmadığının ileri sürülmesi, bu haliyle mümkün görülmediuği, rekabet kurulu kararının bu haliyle banka müşteriliren doğrudan bir tazminat talep olanağı getirmediği gibi, tacir olan tarafların kredi koşullarında mutabık oldukları akdi ilişki süresince kendi maliyetlerini piyasa koşulları içerisinde basiretli bir tutumla değerlendirmiş olmasının gerektiği…” bildirilmiştir.
Dava konusu somut olayda, tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; Bankacılık kanunu çerçevesinde … Bankası dışında BDDK, TMSF ve Bankalar Birliğinin de düzenleyici ve denetleyici yetkilerinin bulunduğu, soruşturma raporunda grup halinde ele alınan farklı banka farklı kredi ve mevduat işlemleri farklı dönemler esas alınarak yapılan örneklemlerde ihlal kararına varıldığı, soruşturma raporunda herhangi bir baz faiz tespiti bulunmadığı, bir başka deyişle rekabet kurumunun böyle bir faiz tespiti yetkisinin de olmadığı dikkae alındığında davacının davalıdan kullandığı krediden rekabet ihlaliyle fazla faiz alındığı talep edemeyeceği, kredi koşullarında mutabık oldukları, akdi ilişki süresinde kendi maliyetleri piyasa koşulları içerisinde basiretli bir tutum sergiledikleri anlaşıldığından davacının davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM: Ayrıntısı gerekçeli kararda anlaşılacağı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Dava Tüketici Mahkemesinde açıldığından açılışta alınması gereken 44,40 TL başvuru harcı ve 44,40 TL peşin harç olmak üzere toplam 88,80 TL davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereğince 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davalı tarafından yapılan 22,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-Artan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra taraflara İADESİNE,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/03/2019

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza