Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/645 E. 2019/166 K. 15.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/645
KARAR NO : 2019/166
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/11/2017
KARAR TARİHİ : 15/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; Müvekkili hakkında davalı tarafından Antalya …. İcra Müdürlüğü’nün eski ve yeni … esas sayılı dosyasındaki çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus takip yolu ile icra takibi başlattığı ve ödeme emrinin müvekkiline tebliğ edildiğini, icra takibine konu çekin teminat olarak verildiğini ve bedelsiz bir çek olduğunu müvekkilinin davalı …’e böyle bir borcu olmadığını, müvekkilinin nakliyecilik işi yaptığını, davalının … ticari ünvanlı petrol istasyonunu işleten bir tacir olduğunu, davalının menfi tespit davasında üyelikleri inkar ile borçlarının olmadığını iddia etmiş sayın mahkemece yılarca süre yargılama sırasınad hem muhasebe bilirkişi raporu hem de kriminal bilirkişi raporları ile davalının müvekkilinin başkanı olduğu kooperatife borçlu olduğuna karar verildiğini ve dosyanın Yargıtay incelemesinden dönmediği, davalı hakkındaki icra takiplerinin devam ettiğini, müvekkili ile davalı arasındaki şahsi ticari ilişki sürer iken müvekkili … Nolu Döşemealtı Kamyoncular Kooperatifi yönetim kurul başkanlığına seçildiğini ve halen yönetim kurulu başkanı olduğunu ve halen bu görevi sürdürdüğünü, bu süre zarfında müvekkilinin yarı peşin yarı veresiye şeklinde çeşitli zamanlarda akaryakıt almak sureti ile ticari alışverişi devam ettikten sonra davalı müvekkiline hesap katı yapıl acağı vereceği netleştirelim demesi üzerine müveklilinin davalının akaryakıt istasyonuna giderek hesap gördüğünü, il khesap sonrasında bakiye olarak belirlenen borçun 25.000,00 TL olarak belirlendiğini ve müvekkilinin buna karşılık … seri nolu 31/10/2012 ödeme günlü 25.000,00 TL bedelli şahsi çekini müvekkiline verdiğini, müvekkili tarafından bir kısmı oğulları ve yakınlarına ait kredi kartı ve birkıs da nakit olarak davalıya elden ödendiğini, müvekkilinin takip konusu çek’e ilişkin olarak bir borcu olmadığını beyan ve iddiaa gerektiğini, davayı tacirdir ve müvekkili ile tek ticari ilişkisi davalıya ait petrol istasyonundan akaryakıt alımına ilişkin olduğunu, davalının Savcılık soruşturmasındaki beyan ve ikrarı karşısında müvekkiline 30.000,00 TL ödeme yaptığını ispat yükünün davalıda olduğunu, müvekkili davalının petrol istasyonuna ilişkin ticari defter ve belgleeri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması halinde davalıya ve işletmesine akaryakıt alışı dışında herhangi bir borç ilişkisinin olmadığının ortaya çıkacağını, davalıın tehdit ve şantajı üzerine Antalya Cumhuriyet Başsavcılığına müraacat ile dolandırıcılık bedelsiz kaldığnıı, bildiği senedi tahsile kalkışmak ve tehdit sulçlaması ile şikayette bulunduğunu, …soruşturma numaralı dosyasında yürütüldüğünü, müvekkilinin ben bir başkanım fakat koopretaifin işi resmidir benim böyle bir hukuksuz bir işi yapmam mümkün değil demesi ve davalının haksız verüşvet babında teklifini kabul etmemesi üzerine bu kere müvekkili zora sokmak için müvekkilinin tüm ticari araçların kayıtlarına haciz yaptığını en son olarak da Antalya …. İcra Müdürlüğünün … esa ssayılı dosyasında … plakalı Tır vasfında aracını üzerine yüklü vaziyette Bucak ilçesinde haciz ve yaklaa işlemi yapılarak aracın yediemine tesli olduğunu, müvekkilinin daalıya bir borcu olmadığını beyan ve iddia ettiğini, dava konusu çekin bedelinin ödendiğine karine teşkil eder, buna göre da valı iş bu karinenin aksini yazılı ve kanuni delil ile ispatla yükümlü olduğunu, müvekkilinin davalı tarafından zora düşürüldüğü ve haksız surette yetkilisi bulunduğu kooperatifin zararına işlem yapmaya zorladığı için ispatta güçlük çekeceği için konuşmayı da telefonuna kayıt ettiğini, konuşma içeriğine…ın da şahit olduğunu, davalının kooperatife borçlu olduğu hususunun mahkeme kararı ile tespit olunmuş olmasına ve davacının da bu borca mahsuben bu parayı eerdiğini iddia etmesine göre teminat şartı gerçekleştiğini, İcra dosyalarının celbi halinde görüleceği üzere davalının borçlu olduğunu, buna göre 30.000,00 TL ödemenin karşılğında aldığını iddia ettiği çekin bir ödemeye yazılı belge ödeme makbuzu olarak kabulü gerektiğini bu halde davalının bu çeke dayalı olarakmüvekkilinin şahsına yönelik takip yapmaya yasal hakkı olmadığını, davalının davalılarda hiçbir zaman böyle iddiada bulunmadığını ve ödemeye ilişkin hiçbir zaman yazılı bir belge sunmadığını, müvekkilinin davalının haksız ve kötü niyetli alacak talepleri ve mevcut icra takibi sebebi ile mağdur durumda olduğunu, davalı tarafın müvekkilinin mağduriyetini arttırmaya yönelik haciz baskı ve tehditlerine de devam etmekte olduğunu, haksız ve hukuka aykırı olarak yürütülen icra takibi neticesinde telafisi imkansız zararların doğmasının engellenmesi masadı ile HMK 209. Maddesi gereğince teminatsız veya uygun görülecek teminat karşılığında icra takibinin dava sonuna kadar durdurulmasına ve İİK m 72 gereği dosyaya yatan paranın alacakıya ödenmemesine dair ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; dava konusu çekin kambiyo senedi niteliğinde olduğunu, icra takibine konu edildiğini ve takibin kesinleştiğini, takibe konu çekin teminat çeki olduğunun ileri sürüldüğünü, bunu davacının bu yazılı belge ile ispatlamak zorunda olduklarını, müvekkilinin petrol istasyonu işlettiğini bu istasyondan akaryakıt olduğunu alınmış ve alınacak olan akaryakıta ilişkin 50.000,00 TL bedelli teminat senedi düzenlediğini ilerleyen zamanlarda hesap görülerek 25.000,00 TL ve 30.000,00 TL olmak üzere ayrı ayrı 2 çek verdiğini her iki çke ile birlikte 50.000,00 TL teminat senedinin müvekkilinde olduğunu, bu çeklerden 25.000,00 TL bedelli çeki elden ödediğini, davaya konu çek icra takibine konu edildikten sonra harici ödemenin yapıldığı ileri sürülerek araçlar üzerinde bulunan haczin kaldırıldığı, herhangi bir bedel yatırılarak tedbir alınmadığını, davacı tarafından ödendiğine ilişkin beyanı kabul etmediklerini, davacı takibe konu çeki ticari ilişki ile hiçbir ilgisi olmayan kamyoncular kooperatifi ile müvekkilinin arasında bulunan davalılarıa öne sürerek çek ile kooperatifi alacakları arasında irtibat kurmaya çalışmış bu irtibati ile borcunu ödemekten krtulmaya çalışmadığını, müvekkilinin benim kooperatife olduğunu iddia ettiğin borcu ben sana ödedim ve bunun karşılığın da da çek aldm, mahkeme kararına göre ödenmesi gereken rakam çek bedelinden çok daha düşük çıktı, bunun peşinde değilim, benim kooperatifime borcumu sıfırla üstü senin olsun, bu olayı kapat kooperatifin borcunu ben ödemek zorunda kalırsam çek bedelini senden isterim gibi sohbetler ettiklerini, davacı müvekkilimin kooperatife olan borcunu kendi uhdesinde tutmuş karar geldikten sonra dahi bu borcu yatırmayarak müvekkilinin araçlarının bağlanmasına sebep olduğunu, tüm banka yatılarına haciz gönderererek ticari kredisi ile oynadığını, müvekkilinin aylık cirosu 2-3 milyonu bulan ve her banka ile sözleli çalışan ciddi bir işyeri sahibi olduğunu, Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesinin… esas, antalya … Asliye Ticaret Mahkemesinin… Esas sayılı dosyası üzerinden genel kurul kararına dayalı olarak menfi tespit davası açtıklarını, dava açılmadan önce kooperatife çekmiş olduğu ihtarname ve genel kurul karrı dikkate alınarak muhasebeici tarafından hesap yaptırıldığını, ödemesi gereken rakamın 15.000,00 ile 20.000 TL arasında değiştiğini, kooperatif borçlarındaki faizin genel kurul kararına göre silinmesine dair talebin değerlendirlimesini, kooperatif üyeliğinden silinmesine ilişkin talebinin değerlendirilerek karar alınmasını hesap ettiği 15.000,00 – 20.000,00 TL’yi ödemeye hazır olduğunu kendisi ile görüştüklerini, bu yenanın davaya konu çek ile ihiçbir ilgisi olmadığını, hiç kimseden bir borcun silinmesini isteyecek yapıda biri olmadığını, 150.000.000,00 TL gibi bir servete sahip olduğunu, böyle bir şeye tenezzül etmeyeceğini, sadece anlaşmazlığın davalaşmadan çözülmesini ve yasa gereği ödemesi gereken parayı ödemeyi teklif ettiğini, resmi koopretaif kayıtlarından bir borcun ödenmeden silinemeyeceğini bilecek yapıda olduğunu, müvekkilinin Savcılık soruşturması esnasında vermiş olduğu beyanında davalyıa verdiğini iddia ettiği 30.000,00 TL’nin Vregi Usul Kanunu gereğince banka aracılığı ile yapılması gerektiğini ileri sürdüğünü, dava konusu çek kambiyo senedi olmasından mütevellit kayıtsız şartsız borç ikrarı içerdiğini, davanın niteliği itibari ile tanıkla ispatının mümkün olmadığını, davacının iddialarının birbiri ile çelişkili olduğnu hukuksal dayanaktan yoksun olduğunu, davacının kötü niyetli hareket ettiğininin açıkça belli olduğunu ,bu sebeple davanın reddi ile davacının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davacı tarafın ihtiyati tedbir talebi üzerine, mahkememizce verilen … tarihli ara karar ile çek bedelinin % 20 si oranında teminat karşılığında İİK madde 72/3 maddesi uyarınca icra dosyası kapsamında icra veznesine girecek olan paranın dava sonuna kadar alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmiştir.
Dava, çeke istinaden başlatılan icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Mahkememizce bu kapsamda dava konusu Antalya …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası ve takibe konu senet aslı getirtilerek incelendiğinde, davalı alacaklı … tarafından davacı borçlu … aleyhine 25/01/2013 keşide tarihli, 30.000,00 TL bedelli çeke istinaden kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi başlatıldığı ve takibin kesinleştiği anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK 201.maddesinde “Senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler ikibinbeşyüz Türk Lirasından az bir miktara ait olsa bile tanıkla ispat olunamaz.” düzenlemesi mevcuttur.
YHGK. …/10/2011 tarih, E.2011/19-473, K.2011/607 sayılı kararı uyarınca; bir kambiyo senedi düzenleyip veren ve bu senedi alan herkes, bütün hukuki işlemlerin yapılmasına temel teşkil eden bir gayeye ulaşmak istemektedir. İşte bu gaye bir kambiyo senedinde mündemiç hakkın doğumu ve devri açısından hukuki sebebi teşkil eder. Kambiyo senedi düzenlenmesi dolayısıyla ortaya çıkan bir ilişki “kambiyo ilişkisi” olarak anılmaktadır. Kambiyo senedi vermek suretiyle borç altına giren borçlu “kambiyo taahhüdünde bulunmuş olur. Kambiyo ilişkisinin altında esas itibariyle bir asıl/temel borç ilişkisi vardır. Kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliği, temel ilişkiden kaynaklanan temel talebin ve bununla ilgili olarak taraflar arasında varılmış amaca ilişkin mutabakatın geçerliliğinden tamamen bağımsızdır. Kambiyo senedinden doğan talep hakkına kambiyo hukuku, temel talebe ise, bu talebin ait olduğu hukuk kuralları uygulanır.
YHGK. …/10/2011 tarih ve E.2011/19-473, K.2011/607 sayılı kararı uyarınca; kambiyo senedi olan bono, kanunen emre yazılı bir kıymetli evraktır. Borçluya, borçlu olduğu edayı yerine getirmekten imtina etme yetkisini ifade eden def’iler emre yazılı kıymetli evrakta klasik olarak senet metninden anlaşılan def’iler, senetteki taahhüdün hükümsüzlüğüne ilişkin def’iler ve taraflar arasındaki ilişkiye dayalı şahsi def’iler olarak üç gruba ayrılmaktadır. Yazılı belge niteliğinde olan bonoya karşı ileri sürülebilecek bedelsizlik gibi kişisel def’ilerin kural olarak yazılı bir belge ile ispatı gerekmektedir.
Yukarıda belirtilen açıklamalar doğrultusunda Mahkememizce yapılan değerlendirmede; 6100 sayılı HMK’nun 200.maddesi uyarınca senede karşı senetle ispatın zorunlu olduğu, aynı kanunun 201.maddesi uyarıncada senede karşı tanıkla ispatı mümkün olmadığı, davalının senedine karşı iddianın da ancak yazılı belge ile ispatlanması gerektiği, davacı tarafından sunulan delillerin bu anlamda ispata yarar mahiyete kabul edilmesinin mümkün olmadığı, yine tanık dinlenmesinin de mümkün olmadığı, her ne kadar mahkememizce davacı vekili tarafından beyan edilen soruşturma dosyası kapsamındaki ifade tutanağı dosya arasına alınmış ve incelenmiş ise de de söz konusu ifade kapsamında davalı tarafın verdiği beyanda dava konusu çeke ilişkin keşide tarihi, numara, banka vs bilgilerin detaylı bir şekilde bulunmadığı, sadece 30.000,00 TL bedelli çeke ilişkin beyan bulunduğu, bu nedenle bu beyanında kabul edilmesinin mümkün olmadığı kanaatine varılmış, davalı 16/11/2018 tarihli mahkememiz duruşmasında dava konusu çek’in teminat olarak verilmediği hususunda yemin eda ettiği, çekin teminat senedi olarak verildiği ve davacının davalıya borçlu olmadığı hususunun yukarıda belirtilen kanun kapsamında senetle ispat edilemediğinden ve davanın kesin delillerle ispatlanamaması nedeniyle davacının ispatlanamayan davasının reddine karar vermek gerekmiştir.
2004 sayılı İİK madde 72/4 uyarınca; Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde yüzde yirmiden aşağı tayin edilemez.
Menfi tespit davasının reddine karar veren mahkemenin, borçluyu tazminata mahkum edebilmesi için, alacaklının borçluya karşı bir icra takibi yapmış olması ve borçlunun bu icra takibini durdurması ( İİK madde 72/2) veya icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi ( madde 72/3.c.2) için ihtiyati tedbir kararı almış ve bu tedbir kararının uygulanmış olması gerekir. ( Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, s. 377)
Davalı tarafın tazminat talebi hakkında mahkememizce yapılan değerlendirme sonucunda ise; gerek yukarıda anılan yasal düzenleme, gerekse yapılan açıklamalar ışığında, davacı tarafın talebi üzerine mahkememizce İİK madde 72/3 uyarınca, icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verildiği ve bu yönde icra dosyasına bildirimde bulunulduğu anlaşılmakla davalı tarafın talep ettiği tazminatın şartlarının oluştuğu kanaatine varılmakla, dava konusu çek bedelinin % 20 si oranında tazminatın davacıdan alınarak davalıya ödenmesine karar verilmiştir.
Sonuç itibariyle mahkememizce yapılan yargılama neticesinde davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı gerekçeli kararda anlaşılacağı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalı tarafın tazminat talebinin kabulü ile dava konusu çek bedeli olan 30.000,00 TL’nin %20’sine tekabül eden 6.000,00 TL tazminatın davacıdan tahsil edilerek davalıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gereken 44,40 TL ret karar ve ilam harcının peşin alınan 512,33 TL. harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 467,93 TL harcın karar kesinleştikten sonra talep halinde davacıya İADESİNE,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 3.600,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
7-Artan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra istek aranmaksızın yatıran tarafa İADESİNE,
8-Antalya …. İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyasının dava kesinleştikten sonra İADESİNE,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/03/2019

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza