Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/637 E. 2019/114 K. 21.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/637
KARAR NO : 2019/114
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/11/2017
KARAR TARİHİ : 21/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; davacının alacağının sağlanması amacıyla davalı aleyhine icra takibi başlatıklarını, davalının haksız ve kötü niyetli olarak itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu, davalıya dava konusu fatura işin yapıldığını, faturanın tarafların ticari defterlerine işlendiğini, borcun büyük kısmının ödendiğini, bakiye 10.360,00 TL’nin ödenmediği için takip başlattıklarını, takip önceki işlemiş 617,20 TL yönünden ihtarname çekilmediği için itiraz taleplerinin olmadığını belirterek itirazın asıl alacak üzerinden iptaline, takibin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile müvekkili şirket arasında davalı şirketin … parsel adresli inşaatı için 54 adet fugalı kapı 10 adet mutfak dolabı ve 8 adet vestiyer dolabının davacı tarafından temini ve montajının gerçekleştirilmesi konusunda 40.000,00 TL bedel ile anlaşıldığını, söz konusu anlamaya ilişkin olarak … tarihli sözlemenin düzenlendiğini, sözleşme konusuna kol, kulp ve menteşelerin dahil olmadığını, davalı şirketin … firmasına kol, kulp ve menteşe siparişi verdiğini ve 4.500,00 TL ödeme gerçekleştirdiğini, ancak davacı tarafından monte edilecek kapı kolları, kulpları ve menteşe bedelleri de 5.360,00 TL dahil edilerek 45.360,00 TL bedelli iş bu davaya konu faturanın düzenlendiğini faturanın 5.360,000 TL’lik kısmını oluşturan kol, kulp ve menteşeleri davacıdan almadığından davalıdan bedelinini talep edilmesinin herhangi bir dayanağının bulunmadığını, dava konusu 10.360,00 TL’nin 5.000,00 TL’lik diğer kısmının ise davacının kusurlu ve eksik ifası nedeniyle ödenmeyen kısmından ibaret olduğunu, davacının sözleşme konusu ürünleri eksik, kusurlu ve hasarlı olarak teslim ve monte ettiğini, kapı larkelerinde darbelerin bulunduğunu ayarsız kapıların monte edildiğini, pervazlarının teslim edilmediğini, davalının davacıdan yerine getirilmeyen kusurlu olarak yerine getirilen işlerin düzeltilmesi talebinde bulunmuş ise de davacının söz konusu talebi yerine getirmediğini, bu nedenle davalı şirketin davacının kusur doğrultusunda sözleşme bedeli olan 40.000,00 TL’den 4.000,00 TL’yi mahsup ederek 35.000,00 TL ödeme gerçekleştirdiklerini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında;
Davacının ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiş tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde mali müşavir bilirkişi tarafından yapılan inceleme sonucunda tanzim edilen 26/03/2018 tarihli raporda özetle; “…davacının davlıya düzenlediği ve dava dosyası içerisinde örneği bulunan fatura incelendiğinde davacının üçkapılar vegi dairesine bağlı olduğu ve esnaf sicil numarasının … olduğu, Antalya Ticaret Odasına internet sayfasında üye sorgulama ekranında yaphılan sorgulamada da davacının ticaret Odasındaki kayıtlara göre Antalya Ticaret Odasında bir kaydının olmadığı, davacı tarafın usulüne uygun tutulan ticari defter kayıtlarına göre takip tarihi … tarihinde davalıdan 10.360,00 TL alacaklı olduğu, takibinde bu tutar üzerinden açıldığı, davalının ibraz edilen tasdiksiz yevmiye ve kebir dökümlerine göre davalının takip tarihi itibari ile davacıya 30.360,00 TL borçlu olduğunun kayıtlı olduğu, davacının kabulünde olan 20.000,00 TL ödemenin kayıtlı olmadığı, davacının kabulünde olan bu ödemenin düşülmesi ile davalının davacıya 10.360,00 TL borçlu olacağı, taraflar arasnıda yapılan sözleşmede 54 adet lake fugalı kapı, 10 adet mtfak dolabı 8 adet vestiyer dolabı yapılacağı ve bedelinin ise 40.000,00 TL olacağı kararlaştırılmasına rağmen davacının düzenlendiği faturada 10 adet mutfak dolabı 10 adet vestiyer dolabı yapıldığı ve toplam tutarın 42.000,00 TL +KDV =45.360,00 TL olduğu davalı tarafça sunulan tasdiksiz yevmiye ve kebir dökümlerinde de süresi içerisinde itiraz edilmeden ve faturanın kayıtlara alındığı, kayıtlar esa salındığı takdirde davalıca itiraz edilmeyen fatura tutarı için yapılan ödeme tutarının 35.000,00 TL olduğu hem davacının ticari defterleri hemde dava dosyasına sunulan dekontlarla sabit olduğundan bu durumda davalının davacıya 10.360,00 TL borçlu sonucuna varılacağı ancak sayın mahkemenizce davalının cvap dilekçesinde belirttiği hususların değerlmendirmeye alınması gerektiği kanaatine varılacak olunursa yapılan işin yerinde bu uştin anlayan bilirkişilerce yapılacak tespite göre belirlenmesi gerektiği bu tespitte belirlenecek yapılan işin bedeline göre yapılan ödemelerin düşülerek alacak tespiti yapılabileceği, davacının alacaklı olacağı sonucuna varılarak olunursa davacı yan 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunun 2. Maddesine göre takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faiz isteyebileceği …” şeklinde tespit ve rapor edilmiştir.
DEĞERLENDİRME ve GEREKÇE: Dava, davacı yüklenicinin davalı iş sahibine yönelttiği , eser sözleşmesinden doğan bakiye alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
Davacı tarafça, davalı hakkında ödenmeyen fatura bedeline dayalı olarak yapılan ilamsız takipte, davalı borçlunun itirazı üzerine, takibin durmasından sonra davacı tarafça itirazın iptali isteminde bulunulmuştur.
İİK. 67/1. Maddesinde: “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” düzenlemesi mevcuttur.
Taraflar arasında ki uyuşmazlık davalının ayıplı ve eksik imalat itirazının yerinde ve zamanında olup olmadığı ,davalının dava dışı firmadan alınan kol, kulp ve menteşelerin toplam fatura bedelinden tenzil edilmesi isteminin yerindeliği noktalarında toplanmaktadır. Davacı taraf davalının iddia ettiği kapı kolu, kulp ve menteşelerin dava dışı başka bir firmadan alındığını kabul etmekle beraber bu emtialara ilişkin bedellerin zaten toplam faturaya yansıtılmadığını bu kapı kolu, kulp ve menteşelerin montajını yaptığını beyan etmiştir. Yani kapı kolu, kulp ve menteşelerin dava dışı başka bir firmadan alındığı hususu ihtilafsız olup bu emtiaların bedellerinin faturaya yansıtılıp yansıtılmadığı hususu ihtilaflıdır.
Davalı şirket tacir olup, tacir olmanın hüküm ve sonuçları kapsamında basiretli davranma yükümlülüğü ve TTK da belirtilen yasal yükümlülükler altındadır.
TTK 18/3 Maddesi “Tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır.” hükmünü içermektedir.
TTK MADDE 21- (1) Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.
(2) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.
(3) Telefonla, telgrafla, herhangi bir iletişim veya bilişim aracıyla veya diğer bir teknik araçla ya da sözlü olarak kurulan sözleşmelerle yapılan açıklamaların içeriğini doğrulayan bir yazıyı alan kişi, bunu aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde itirazda bulunmamışsa, söz konusu teyit mektubunun yapılan sözleşmeye veya açıklamalara uygun olduğunu kabul etmiş sayılır.
TTK 23/1-c) “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.” hükmünü içermektedir.
6098 s. TBK’nun 223/2 maddesinde ise “alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse satılanı kabul etmiş sayılır” hükmüne yer verilmiştir.
Yargıtay … Hukuk Dairesinin … tarih ve …/… Esas …/… Karar sayılı ilamında, “dava satış sözleşmesinde ayıplı aracın iadesi veya bedelinin tahsili istemine ilişkindir. 6102 sayılı TTK’nın 23/1-c maddesi gereğince malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir, açıkça belli değilse alıcı mali teslim aldıktan sonra 8 gün içinde incelemek veya incelettirmek ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa bu 2 ve 8 günlük süre içinde durumu satıcıya ihbarla yükümlüdür. Somut olayımızda dava konusu araç, davacı alıcıya 19.09. 2012 tarihinde teslim edilmiştir. Davacı vekilinin dosya içindeki beyanı ve ihtarname içeriğinden de araçtaki yapıların aynı gün öğrenildiği ayıp ihbarının ise 19.10.2012 tarihinde yapıldığı anlaşımış olup, açıklanan ilkeler uyarınca ihbar yükümlülüğünün süresinde yerine getirilip getirilmediği üzerinde durularak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sebebiyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış hükmün bozulması gerekmiştir.” şeklinde belirtilmiştir.
Somut durumda; davalı taraf her ne kadar yapılan imalatın ayıplı olduğunu beyan ederek bedelde 5.000,00 TL tenzilat yaparak eksik ödeme gerçekleştirmiş ise de davalı tarafın mahkememizde dinlenen tanığı Hürgazi Aksünger’ in beyanından da anlaşılacağı üzere işin tesliminden 10 gün sonrasında sözlü olarak ayıp ihbarının yapıldığı ve yukarıdaki kanun maddeleri gereği ayıp ihbarının süresinde ve usulüne uygun yapılmadığı anlaşıldığından davalı tarafın iş bedelinden indirim yapmasının haksız olduğu kanaatine varılmıştır.
Davalı tarafın dava dışı … firmasından alınan kapı kolu, kulp ve menteşelerin bedellerinin de faturaya yansıtıldığı iddiasına ise faturaya süresinde ve usülüne uygun itiraz edilmediğinden itibar edilmemiştir.
Davalı taraf dava dilekçesinde dayandığı yemin deliline başvurmuş olup davacı asil duruşmada hazır bulunarak yemin metni içeriği kapsamında beyanda bulunmuştur. Yeminli beyan içeriğinden davalı tarafın iddialarını ispat edemediği kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı yukarıdaki kanun maddeleri ve açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde; tanık ve yemin delillerine ilişkin beyanlar tarihleri belirtilen hüküm kurmaya, Mahkeme ve kanun denetimine elverişli bilirkişi raporları da dikkate alınarak davacının davalıdan 10.360,00 TL asıl alacağı kaldığı sonucuna varılarak davanın kabulüne, karar vermek gerekmiş, ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı gerekçeli kararda anlaşılacağı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜNE,
Buna göre davalının Antalya … İcra Dairesinin …/… esas sayılı takip dosyasındaki itirazının 10.360,00 TL asıl alacak yönünden İPTALİ İLE, takibin bu miktar üzerinden kaldığı yerden DEVAMINA,
2-Hükmolunan alacağın %20’si tutarındaki 2.072,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gerekli 707,69 TL nispi harçtan peşin alınan 122,04 TL ve icrada alınan 54,89 TL harcın mahsubu ile bakiye 530,76 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan; başvurma harcı, bilirkişi ücreti, tebligat ücreti ve posta masraflarından oluşan 585,40 TL yargılama giderinin ve peşin ve icrada alınan toplam 176,93 TL harç’ın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davalı tarafından herhangi bir bir yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan gider avansından dosyada kalan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran taraflara İADESİNE,
7-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davacı lehine takdir edilen 2.725,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/02/2019

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza