Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/625 E. 2019/97 K. 19.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/625
KARAR NO : 2019/97
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 29/10/2017
KARAR TARİHİ : 19/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; …, … kavşağında sürcü … yönetimindeki … plakalı aracın müvekkili … yönetimindeki … plakalı motorsikletin önüne aniden çıkması sonucu davaya konu trafik kazısnın meydana geldiğini, tutulan tutanakta davalı …’ın asli kusurlu bulunduğunu, kazadan sonra müvekkilinin dalağının alındığını, müvekkilinin hayatını tehlikeye sokacak ve basit tıbbı müdahale ile giderilemeyecek şekilde organlarından birisinin işlevini sürekli olarak yitirdiğini, kazadan sonra müvekkilinin eskisi gibi çalışamadığını, psikolojik olarak çok yıprandığını, davalı … şirketine 11.10.2017 tarihinde başvuruda bulunduklarını, davalı … şirketinin müvekkilinin maluyilet oranını %10 olarak kabul ettiklerini söylediklerini ve herhangi bir mutabakat sağlanmadan eksik hesaplama ile taraflarına 27.636,14 TL ödeme yapıldığını, oysa müvekkilinin maluliyet oranının %10’dan daha fazla olduğunu, kaza sebebiyle müvekkilinin yaşadığı gelir kaybı vücudunda oluşan maluliyet sebebiyle gelecekte yaşayacağı ekonomik kayıplar tedavi masrafları dahil olmak üzere tüm maddi kayıpları ve maluliyetin zararının tazmini için şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminat, 40.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı … şirketi vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; Husumet itirazında bulunduklarını, dava konusu trafik kazasına karışan … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde … nolu ZMMS poliçesi ile sigortalandığını, kaza tarihi itibariyle maluliyet halinde şahıs başına azami 330.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, müvekkili şirket tarafından uzman ve bağımsız aktüerden alınan rapor gereği davacının gerçek zararı poliçe teminatı kapsamında 27.636,14 TL ödendiğini, kaza kusur oranını kabul etmediklerini Adli Tıp kurumundan rapor alınmasını talep ettiklerini, SGK’dan davacının tedavi gideri, geçici iş göremezlik vb. Sebepler ile herahngi bir ödeme alıp almadığının sorulmasını talep ettiklerini belirterek haksız açılan davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; davacının sevk ve idareisnde bulunan motorsiklet ile aşırı surat yaparak davalı müvekkilinin sevk ve idaresinde bulunan … Plakalı aracı ile kavşağa girdiğini, müvekkilinin aracının sağ ön ve arka kapı arasına çarpması neticesinde kazanın meydana geldiğini, davacının kavşağa girerken hızını azaltmadığını ve frenede basmadığını, kusur tespiti yapılmasını talep ettiklerini, maluliyet oranı konusunda da rapor alınmasını talep ederek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında;
Muratpaşa ve Kepez İlçe Emniyet Müdürlüğüne müzekkere yazılarak tarafların sosyal ve ekonomik durumları tespit ettirilmiştir.
Antalya C.Başsavcılığının …/… Soruşturma sayılı dosyası UYAP sistem üzerinden celp ve tetkik edilmiştir.
Mahkememizce Kusur oranının tespiti açısından dava dosyamız Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesine gönderilmiştir. İlgili kurumun … tarihli raporunda özetle; olayda “sürücü …’ın %75 oranında kusurlu, sürücü …’ın %25 oranında kusurlu olduğu…” kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Davacının iş gücü kaybına ilişkin olarak Adli Tıp Kurumu Başkanlığı İstanbul 2. İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen raporda özetle, “%20,0 oranında meslekte kazanma gücünden kaybettiğini, engellilik oranının sindirimi sistemi 7. Maddeye göre %10 olduğunu, iyileşme iş göremezlik oranının olay tarihinden itibaren 1,5 aya kadar uzayabileceği sonucuna varıldığı” belirtilmiştir.
Yargılama sırasında 06/11/2018 tarihli oturumda davalı … şirketi ile sulh olduklarını, maddi tazminat talebinden feragat ettiklerini, gerçek kişilere yönelik manevi tazminat yönünden davaya devam ettikleri görülmüştür.
DEĞERLENDİRME ve GEREKÇE: Dava, trafik kazası nedeniyle zarar gören tarafından davalı sürücü ile aracın zorunlu mali mesuliyet sigortasına karşı açılan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı tarafça yargılama sırasında maddi tazminatına ilişkin olarak davadan feragat edilmiştir. Feragat ile dava sona erdiğinden, feragatten sonra yapılan duruşmaya taraflar gelmeseler bile, mahkeme, dosyanın işlemden kaldırılmasına karar veremez; davanın feragat nedeniyle reddine karar vermelidir. (Hukuk Muhakemeleri Usulü-Prof Baki Kuru, Cilt:4, 2001 Basım, sf:3618)
Feragat davayı sona erdiren taraf işlemi olup, geçerliliği için Mahkemenin veya karşı tarafın kabulüne gerek bulunmadığından davacının maddi tazminatına ilişkin davasının feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacının manevi tazminat istemine yönelik olarak yapılan değerlendirmede:
Mahkememizce “Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranlarını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal, ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihatı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere manevi tazminat ne bir ceza ve ne de gerçek anlamda bir tazminattır. Davanın bu alanda gördüğü iş cismani zarara uğrayan kişinin duyduğu manevi acıyı bir dereceye kadar yumuşatmaktan, bozulan manevi dengeyi onarıp düzeltmekten, bir teselli, bir avunma ve ruhu tatmin aracı olmaktan ibarettir. Takdir hakkının söz konusu olduğu bütün hallerde hakim hak ve nesafetle hüküm vermek zorunluluğundadır. Hakimin hak ve nesafetle hüküm vermesi de genel olarak Türk toplumunun sosyal ekonomik ve moral yapısının ve özellikle de tarafların gerçek durumlarının gerektirdiği hak ve adalete uygun sonucu bulması demektir. Bu bakımdan takdir edilecek manevi tazminatın miktarı haksız eylemi özlenir hale getirecek özellikle mağdur için haksız zenginleşecek miktarda olmamalıdır. Manevi tazminat; zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Takdir edilecek miktar mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.” şeklinde manevi tazminatın tayininde göz önünde bulundurulacak kıstaslar ile Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 10/02/2016 gün 2014/6199 E. 2016/1437 K. Sayılı emsal içtihatında belirtilen “…Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K’nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür…” şeklindeki genel ilkeler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, Olayın oluş şekli, tararfların kusur oranları, davacıdaki yaralanmanın derecesi, davacının yaşı, olay nedeniyle yaşadığı elem ve ızdırap ile, tarafların sosyal ve ekonomik durumları da dikkate alınarak hak ve nesafete göre davacı lehine 25.000,00 TL manevi tazminata hükmetmek gerekmiş, oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davacının maddi tazminat davasının FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Davacının manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜNE KISMEN REDDİNE,
Buna göre 25.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 25/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
3-Maddi tazminat davası yönünden alınması gerekli 44,40 TL.ret harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Manevi tazminat davası yönünden alınması gerekli 1.707,75 TL harçtan peşin alınan 140,04 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.567,71 TL harcın davalı …’dan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-Davacı tarafından manevi tazminat davası yönünden yapılan 140,04 TL.peşin harcın davalı …’dan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiyesinin ve maddi tazminat davası yönünden yapılan giderlerin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Manevi tazminat davası yönünden davacı tarafın yapmış olduğu başvuru harcı, davetiye ve posta gideri olmak üzere toplam 108,90 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranıda göz önüne alınarak 40,80 TL yargılama giderinin davalı …’dan alınarak davacıya VERİLMESİNE, kalan kısmın davacı üzerinden BIRAKILMASINA,
7-Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca manevi tazminat davası yönünden kabul oranınca hesaplanan 3.000,00 TL nispi vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Davalı … kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca manevi tazminat davası yönünden red oranınca hesaplanan 2.725,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’a VERİLMESİNE,
9-Davalı … ve … kendisini vekille temsil ettirdiğinden maddi tazminat davası yönünden hesaplanan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … şirketine ve …’a VERİLMESİNE,
10-Davacı tarafından yatırılan gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/02/2019

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza