Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/575 E. 2019/65 K. 05.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/575 Esas
KARAR NO : 2019/65
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/10/2017
KARAR TARİHİ : 05/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin … Bankasından Ticari Kredi kullanan …’e aracını ipotek vererek 90.000,00 TL’lik kredisine kefil olduğunu, ancak davalı banka personelinin müvekkiline bilgi vermeden daha önce kullanmış olduğu tüm kredilere ve hesaplarına da müvekkilinin bildilendirmeden kefil ettiğini, davalının tüm kefiller adına Antalya … İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı takpi dosyası ile aracını sattırdığını ve halen maaşının 1/4’ne haczen alındığını, ancak davalı banka asıl borçlu adına acizlik belgesi almadan kefil müvekkilinin adına takip başlattığını ve aracının sattığı gibi maaşının da halen 1/4’ünü kestidiğini, davvacının bilgisi dışında başta belirtilen 90.000,00 TL tutarlı kredi haricinde dava dışı asıl borçlunun bankadan kullandığı tüm kredilere kefil edildiğini, bu doğrultuda maaş haczi sonucu oluşan davacının diğer bankalar karşısında taahhüt ve yükümlülüklerini ifa etmekte zor durumda kaldığı, şahsi banka borçlarını yapılandırmak zorunda kaldığı belirtilerek hesaptan yapılan kesintilerin durdurulması ve dava tarihine kadar yapılan kesintilerin ticari avans faizi ile birlikte iadesini taep ve dava etmiştir.
Davalı vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; davayı kabul etmediklerini, davanın açılış tarihi itibariyle borçludan ilgili icra dosyasına istinaden tahsil edilmiş herhangi bir bedelin söz konusu olmadığını, açılan dava belirlenebilir bir dava olduğunu, haliyle belirsiz alacak davası açmasında hukuki yararın olmadığını, Davacının ilgili icra dosyasından aracının satıldığının ve maaşından kesinti olduğu iddialarının mesnetsiz ve gerçek dışı iddialar olduğunu, dava dışı kredi kullanan …’in eşi olup, tüm kredilere kendi hür iradesi ile kefil olduğunu, Tüketici hukukuna göre bir müteselsil kefil hakkında takip başlatılabilmesi için asıl borçluya yönelik takibin semeresiz yani sonuçsuz kalması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Antalya … İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinden; davalı T.C. … Bankası davacı … ve dava dışı … ve … aleyhine … Bankasına ait 50.295,57 TL kredi asıl alacağı, 2.382,85 TL işlemiş faiz alacağı ve 119,46 BSMV olmak üzere toplam 52.924,24 TL, talebiyle takibe geçildiği, anlaşılmıştır.
Dosyamız üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi …, … havale tarihli mahkememize sunduğu raporunda; “davacı … genel kredi sözleşmesinde bulunan imzasına bağlı olarak 19.11.2015 tarihi itibariyle dava dışı asıl borçlu lehine davalı tarfa karşı müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla yükümlülük altına girdiğini, davacının iddiası bilgilendirildiğinden farklı yükümlülük altına alındığı yönündedir, Ticrai kredilerle takip sırasında müşterek borçlu ve müteselsil kefiller içinde eş zamanlı işlem başlatılmaktıd. Ticari kredilerde önce maddi teminatları nakde çevrilmesi sonrasında şahsi takip şeklinde bir sıralama mevcut değildir, takip sürecinin başlatılması ile yasal prosedür gereği tüm tahsilat imkanlır işleme alınmaktadır. Banka teminatta bulunan aracın icra süreci öncesi müşteri tarafından satışının sağlanarak yapılan tahsilatta iyi niyet gösterildiğini, icra satışında yaşanacak zaman ve değer kaybını önlemiş ve tahsilat imkatrının yükseltilerek borç miktarının azaltılması konusunda müşterisine destek vermiştir. Davacının çalıştığı kurumun, borç ilişkisi bulunan banka ile maaş anlaşmasının bulunması sürecin davacı aleyhine hareket edilmesine sebep olmuştur. Banka borca istinaden yasal süreçten önce maaşın kendi hesaplarına yatırılmasını fırsata çevirerek yaptığı kesintilerle tahsilat imkanı sağlamıştır. Yapılan bu kesintiler 4.577,0 TL Banka teamüllerine uygu ndeğildir. Müşterinin bilgisi ve yazılı beyanı olmadan, banka tarafından yapılan hesaplama maaşın 1/4 ‘lük kısmının kesilerek krediye sayılamaz. Kaldı ki 1/4’lük kesinti tek bir kurum veya borç için değil kişinin toplam borçları için geçerli orandır. Bankanın yaptığı bu uyguama tamamen haksız ve dayanaksızdır. Bankacılıkta her ne sebep ile olursa olsun müşterinin hesabından bilgisi haricinde herhangi bir üçüncü kişi hesamına havale yapılamaz. Belirttiğimiz kesinti bedelleri havale açıklaması lie hesaptan çıkış yapıldığı görülmüştür. Ayrıca bu durum asıl borçlu ve diğer kefil tarafında aynı aksiyonun alınamaması nedeniyle dava kefilin mağduruyetini arttırmaktadır. Yapılan işlem borçlular arasında da haksız davranışa sebep olmuştur. Davacı yanın; şahsi maaş hesabına konulan bloke nedeniyle zor durumda kaldığı ve diğer kurumlar nezdinde kredibilitesinin olumsuz etkilendiği aşikardır. İlerleyen süreçte kaynak talebi olması halinde kredi notunun olumsuz etkilenmesi kaynaklı finans kurumları nezdinde şahsi borçlanma imkanı sıkıntıya girmiştir. Bankanın dört aylık süreçte müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatına sahip olan davacının hesabından kesinti yapmak hakkı bulunmamaktadır. Bu işlem kefilin çalıştığı kurumun maaşını bu bankaya ödemesi nedeniyle elde edilen fırsatın tahsilat imkanı olarak değerlendirilmesidir. Kredi teminatında bulunan ipotekli gayrimenkulün satış süreci hakkında belge ve bilgi sahibi olmadığımız için değerlendirme bulunamamakta olup sürecin hızlandırılması her iki tarafın mağduruyetinin giderlmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varıldığını belirtmişlerdir.
Mahkememizce ilgili İcra dosyasının’da incelenerek ek rapor hazırlanması için bilirkişiye verilmiş, … havale tarihli ek raporunda özetle; “davaya konu borcun kapatılabilmesi ve davacı yanın maaş kesintilerinin önüne geçilebilmesi; defaten veya teminat olan gayrimenkulün satışının ivedi olarak gerçekleştirilmesine bağlı olduğunu, baankacılık işlemleri kanunu bağlamında kök raporda belirtilen tespit ve görüşlerinin aynen geçerli olduğunu” belirtmiştir.
DEĞERLENDİRME ve GEREKÇE: Dava, menfi tespit-istirdat ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı taraf davalı banka tarafından haksız yapılan kesintilerin durdurulması ve yapılan kesintilerin davalıdan tahsili isteminde bulunulmuştur.
Dava konusu somut olayda, bütün dosya kapsamı, Mahkememizce alınan yukarıda tarihi belirtilen hüküm kurmaya, Mahkeme ve kanun yolu denetimine elverişli bilirkişi raporu da dikkate alınarak davalının davacının maaş hesabından Resen yaptığı toplamda 4.577,00 TL kesintinin haksız olduğu kanaatine varılmış bu sebeple davacının istirdat davasının kabulüne karar verilmiştir.
Manevi tazminat davası iççin yapılan değerlendirmede ise ; davalı banka tarafından yapılan kesinti işleminin davacının kişilik haklarına zarar vermediği anlaşıldığından davacının manevi tazminat davasının reddine karar vermek gerekmiştir.
Tüm açıklanan sebeplerle davacının davasının kısmen kabülüne kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
2-Davacının İstirdat davasının KABULÜNE,
Buna göre, 1.255,00 TL nin 15/07/2017 tarihinden, 1.135,64 TL nin 15/08/2017 tarihinden, 1.086,41 TL nin 15/09/2017 tarihinden, 1.100,00 TL nin 16/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
3-Davacının manevi tazminat davasının REDDİNE,
4-Alınması gerekli 312,65 TL harçtan, peşin olarak 102,47 harcın mahsubu ile bakiye 210,18 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-Davacı tarafından yapılan başvuru harcı, davetiye, müzekkere, bilirkişi giderinden ibaret toplam 566,30 TL.yargılama giderinden davanın kabul ve red oranı üzerinden hesaplanan 432,00 TL gider masrafı ile peşin alının 102,47 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiyesinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
8-Davacı tarafından yatırılan gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/02/2019

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza