Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/571 E. 2019/131 K. 01.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/571 Esas
KARAR NO : 2019/131
DAVA : Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali)
DAVA TARİHİ : 04/10/2017
Birleşen Antalya …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… Esas …/… Karar sayılı
dava dosyası
DAVA : Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 04/10/2017
KARAR TARİHİ : 01/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde; davacının davalı şirkette 4.760 hisse adedi ile %1 pay sahibi olduğunu, davalı … İçecek San. Ve Tic. Aş. ‘nin 23.06.2017 tarihli 2015-2016 yılları Olağan Genel Kurulu toplantısına bizzat katıldığını, alınan kararlara muhalefet ettiğini, ancak biri dışında muhalefet şerhinin tutanaklara dahi yazılmadığını, sadece Olağan Genel Kurul’da okunan faaliyet raporuna karşı “bilgi eksikliği bulunduğu” şeklinde bir beyanın tutanaklara geçirildiğini, genel kurulda alınan kararlara karşı müvekkili tarafından ret oyu verilerek nerede ise tüm kararların oy çokluğu ile alındığını, davacının ortağı olduğu davalı şirketin yönetim kurulunca şeffaflıktan ve hesap vermekten uzak yönetim anlayışı ile yönetildiğini, şirketin içinin boşaltıldığı yönünde mali verilerle de desteklenen haklı şüphelerinin bulunduğunu, bu nedenlerle bir takım şahısların haksız menfaat elde ederken şirket ortaklarının ise maddi olarak zarara uğratıldığını, şirket kayıtlarında ve muhasebe verilerinde manipülasyon yapılarak şireketin kötü yönetiminin gizlenmeye çalışıldığını, yapılan işlemlerle sadece ortakların değil kamuoyunun da zarar görmesine sebep olunduğunu, bilançoda bazı konuların gizlenmiş ya da bilançonun herhangi bir nedenle şirketin gerçek durumunun paydaşlarca görülmesini engeller biçimde yanlış yapıldığını, şirket zararının dayanağı olarak gösterilen konuların genel kurulda ayrı ayrı ve gerekli açıklıkla ele alınmadığını, toplantıya katılanların genel kuruldaki tartışmalar sonucu konuyu tüm açıklık ve ayrıntılarıyla öğrenemediğini, bu nedenle zimmetten kurtarıp temize çıkarma ve aklama niteliğinde olan gerçek bir ibranın varlığından söz edilemeyeceğini, davacı ortağın şirketin gerçek durumu hakkında bilgi alma hakkı ihlal edildiğinden alınan kararlara muhalefet edildiğini, yönetim kurulu tarafından yapılması gereken açıklamaların yapılmadığını ve şirket mal varlığının maruz bırakıldığı son derece şaibeli muameleler ve bu husustaki iddialara karşı tek bir açıklama getirilmediği gibi denetcilerin de yolsuzluklarla ilgili hiç bir izahat vermediklerini, aynı hususun şirket borçları ve aşırı kamu borçları içinde geçerli olduğunu, bu nedenlerle davalı şirketin 23.06.2017 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan tüm kararların iptali ile yargılama giderlerinin davalı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin mahkememize sunduğu cevap dilekçesinin incelenmesinde;TTK 448/2 uyarınca “Birden fazla iptal davası açıldığı takdirde davalar birleştirilerek görülür.” bu dava dışında genel kurul kararının iptali talebi ile açıldığını ve halen Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… E. Sayısında kayıtlı bir dava daha bulunmakta olduğunu, anılan yasa hükmü gereği öncelikle her iki davanın birleştirilmesine karar verilmesi gerektiğini, açılan bu davanın TTK’ya aykırı olduğunu, dava şartının gerçekleşmediğini, davacının taleplerinin dürüst davranma ilkesine aykırı olduğunu, davacının dava dilekçesinin istem bölümünde, 23.06.2017 tarihli genel kurulda alınan kanuna ve emredici hükümlere de uygun bulunan ( yönetim kurulunun görev süresinin üç yıl olması TTK 362/1 md ) yönetim kurulunun iki kişiden oluşması (TTK 359/1 md) dahil tüm kararlara olumsuz oy vermek ve alınan tüm kararların iptalini talep etmek suretiyle TMK 2 maddeye aykırı davranmış olduğunu, davcının istemlerinin kapsamı ve niteliğinin yasal dayanaktan yoksun olduğunu, davalı müvekkili şirketin gerek yıllık faaliyet raporu gerekse finansal tabloları “Dürüst Resim İlkesi” kenar başlıklı TTK 515 madde kapsamında Türkiye Muhasebe Standartlarına göre şirketin malvarlıklarını, borç ve yükümlülüklerini, öz kaynaklarını ve faaliyet sonuçlarını tam, anlaşılabilir, karşılaştırılabilir, ihtiyaçlara ve işletmenin niteliğine uygun bir şekilde; şeffaf ve güvenilir olarak; gerçeği dürüst, aynen ve aslına sadık surette yansıtacak şekilde çıkarıldığını ve genel kurula katılan tüm pay sahipleri ve temsilcilerine açık ve net bir şekilde anlatıldığını, davacının müvekkili şirketin gerçek durumu hakkında bilgi alma hakkının ihlal edildiğinden bahsetmekte ise de, davacı gerek genel kurul öncesi, gerekse genel kurulda bilgi alma hakkını kullanmış olmadığının bir yana bu yolda herhangi bir talepte de bulunmadığını, bilgi alma ve inceleme hakkının TTK 437 maddesinde düzenlenmiş olup bu düzenlemeye göre “finansal tablolar”, “konsolide finansal tablolar”, “yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu” ile “yönetim kurulunun kar dağıtım önerisi” genel kurulun toplantısından en az onbeş gün önce şirketin merkez ve şubelerinde pay sahiplerinin incelemesine hazır bulundurulduğunu, davacının dilekçesinde denetçilerin de yolsuzluklarla ilgili hiçbir izahat vermediklerini ifade etmesinin çok manidar olduğunu, çünkü davalı şirketin bağımsız denetime tabi bir şirket olmadığını, Bağımsız denetime tabi şirketlerin TTK 397/4 madde uyarınca Bakanlar Kurulunca belirlenmekte olduğunu, Anonim şirketlerde genel kurul tutanak içeriğinin TTK 422/1 madde ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından 28.11.2012 tarihinde kabul edilip 28.11.2012 tarih ve 28481 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul Ve Esasları İle Bu Toplantılarda Bulunacak Gümrük Ve Ticaret Bakanlığı Temsilcileri Hakkında Yönetmelik” 26 maddesinde düzenlendiğini, davada tanık dinlenmesine onaylarının bulunmadığını, Genel kurul toplantı tutanağı, toplantı başkanlığı (toplantı başkanı … ile TTK 419 madde uyarınca toplantı başkanı tarafından yazman olarak atanan …) ile Bakanlık temsilcisi olarak görevli Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Antalya Ticaret İl Müdürü …’nın bizzat katıldığını ve pay sahipleri tarafından sorulan soruların eksiksiz olarak 515 madde kapsamında cevaplandırıldığını ve genel kurul toplantı yerinde düzenlenen tutanağın birlikte imza altına alındığını, Genel kurul toplantı tutanağının incelenmesi ile de görüleceği üzere davacının iddialarının gerçek ve samimi olmadığının sabit olup davanın reddi gerektiğini, bu nedenlerle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın usul ve esas yönünden reddi ile yargılama giderlerinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacının birleşen Antalya …Asliye Ticaret Mahkemesi’ne sunduğu dava dilekçesinde; davacının ortağı olduğu davalı şirketin 23.06.2017 tarih 2015 – 2016 yılları Olağan Genel kurulu toplantısına vekili aracılığıyla katıldığını, alınan kararlara muhalefet ettiğini, ancak bir karar dışında muhalefet şerhlerinin tutanağa yazılmadığını, davalı şirket yönetim kurulunun şeffaflıktan ve hesap vermekten uzak yönetim anlayışı ile yönetildiğini, şirketin içinin boşaltıldığı yönünde mali verilerle de haklı şüphelerin bulunduğunu, bilançoda bazı konuların gizlendiğini ya da bilanço herhangi bir nedenle şirketin gerçek durumunun paydaşlara karşı görülmesinin engeller şekilde yanlış yapıldığını, davacı şirket ortağının şirketin gerçek durumu hakkında bilgi alma hakkı ihlal edildiğinden alınan kararlara muhalefet edildiğini, denetçiler tarafından da izahat verilmediğini belirterek genel kurulda alınan kararların ortaklar yönünden gerçek bir bilgilenmeye dayanmadığı gibi yasaya, esas sözleşmeye ve iyi niyet kurallarına aykırı olması nedeniyle … tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan tüm kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrarlamıştır.
Davalı vekilinin birleşen Antalya …Asliye Ticaret Mahkemesi’ne ibraz ettiği cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket hakkında TTK’nun 445 ve 446 maddelerinde kimlerin ve hangi nedenlerle genel kurul kararının iptalini dava edebileceği açık bir şekilde düzenlenmiş olduğunu, “pay sahipleri”, “yönetim kurulu” ve “alınan genel kurul kararlarının yerine getirilmesi, kişisel sorumluluğuna sebep olacaksa yönetim kurulu üyelerinden her biri” iptal davası açabileceklerini, pay sahipleri için dava açma hakkı ise “genel kurul toplantısında bizzat veya temsilcisi aracılığı ile hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten” veya “toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri” şeklinde olduğunu, davacının genel kurula temsilcisi aracılığı ile katıldığını ve sadece yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporunun görüşülmesi sırasında “bilgi eksikliği bulunduğunu” beyan ettiğini, beyanın bir itiraz niteliğinde olmadığının açık olduğunu, davacının genel kurulda görüşülen gündem maddelerinin hiçbirine herhangi bir gerekçeli muhalefeti ve/veya itirazı olmadığını, 23.06.2017 tarihli genel kurulda alınan kanuna ve emredici hükümlere de uygun bulunan (yönetim kurulunun görev süresinin üç yıl olması (TTK 362/1 md) yönetim kurulunun iki kişiden oluşması (TTK 359/1 md) dahil tüm kararlara olumsuz oy vermek ve alınan tüm kararların iptalini talep etmek suretiyle TMK’nun 2 maddeye aykırı davranmış oluşturduğunu, davacı gerek genel kurul öncesi, gerekse genel kurulda bilgi alma hakkını kullanmadığını, herhangi bir talepte de bulunmadığını, her pay sahibi ve temsilcisine, gideri şirkete ait olmak üzere gelir tablosuyla bilançonun bir sureti de kitapçık halinde verildiğini, genel kurul toplantısı komiser katılımı ile gerçekleştirilen bir toplantı olduğunu, bu katılım dikkate alındığında davacının gündem maddelerinin görüşülmesi sırasında bir itiraz ileri sürmüş olması halinde bunun tutanağa geçirilmemesinin mümkün olmadığını, davalı şirket bağımsız denetime tabi bir şirket olmadığını, bağımsız denetime tabi şirketler TTK 397/4 madde uyarınca bakanlar kurulunca belirlendiğini, genel kurul toplantı tutanağı resmi evrak niteliğinde olduğunu, davacının delil listesinde yer alan tanık delili uyarınca bu resmi evrakın aksinin tanık anlatımları ile ispatı usulen mümkün olmadığını, davacı talebinin reddi gerektiğini, genel kurul toplantı tutanağı, toplantı başkanlığı (toplantı başkanı İsmail Karaman ile TTK 419 madde uyarınca toplantı başkanı tarafından yazman olarak atanan …) ile bakanlık temsilcisi olarak görevli Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Antalya Ticaret İl Müdürü … bizzat katıldığını ve pay sahipleri tarafından sorulan sorular eksiksiz olarak 515 madde kapsamında cevaplandırıldığını ve genel kurul toplantı yerinde düzenlenen tutanak birlikte imza altına alındığını belirterek davacı iddialarının gerçek ve samimi olmadığı nedenleri ile davanın reddi gerektiğini, ayrıca aynı genel kurul toplantısının iptaline ilişkin Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… esasında dava görüldüğünü, davaların mahiyetlerinin aynı olması nedeniyle birleştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Antalya …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih …/… Esas -…/… Karar sayılı ilamı ile davacı … tarafından açılan davanın mahkememiz dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği görülmüştür.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE; Dava ve birleşen dava 6102 Sayılı TTK 445-446.maddelerine dayalı anonim şirket genel kurul kararının iptaline istemine ilişkindir.
Davacı … ve birleşen dosya davacısı … tarafından … tarihli …nin olağan genel kurul toplantısında alınan kararların iptali talep edilmiştir.
6102 Sayılı TTK 445.maddesinde ; “446 ncı maddede belirtilen kişiler, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabilirler.”
İptal davası açabilecek kişileri düzenleyen 446.maddesinde de ; “a)Toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten, 
b) Toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri,  
c) Yönetim kurulu,  
d) Kararların yerine getirilmesi, kişisel sorumluluğuna sebep olacaksa yönetim kurulu üyelerinden her biri,
iptal davası açabilir.”düzenlemesi mevcuttur.
Dava dilekçeleri ve genel kurul toplantı tutanaklarının incelenmesinde; davalı …nin 23/06/2012 tarihinde yapılan genel kurul toplantı tutanağında davacı … ile birleşen dosya davacısı … vekili … tarafından şirektin okunan faaliyet raporunda bilgi eksikliğinin bulunduğunun beyan etmeleri üzerine yönetim kurulu başkanı İsmail Karaman tarafından herhangi bir eksiklik bulunmadığı şeklinde cevap verildiği, faaliiyet raporlarının davacı ve birleşen dosya davacısı vekilinin red oylarına karşılık oy çokluğu ile kabul edildiği görülmüştür.
Açılan davanın ve birleşen davanın üç aylık yasal hak düşürücü süreden sonra… tarihinde açıldığı görülmüştür.
Taraflarca talep edilmemesine rağmen Mahkememizce re’sen değerlendirilmesi gereken genel kurulun butlanını gerektirecek sebeplere ilişkin TTK 447.maddesindeki düzenlemeye ilişkin olarak mahkememizce yapılan inceleme ve değerlendirmede ; … tarihli davalı şirketin olağan genel kurul toplantısında alınan kararların pay sahibinin genel kurula katılmak, asgari oy, dava ve kanundan kaynaklanan vazgeçilmez nitelikteki haklarını sınırlandıran ve ortadan kaldıran, pay sahibinin bilgi alma, inceleme ve denetleme haklarını kanunen izin verilen ölçüde sınırlandıran, anonim şirketin temel yapısını bozan veya sermayenin korunması hükümlerine aykırı butlanı gerektirecek kararlar niteliğinde olmadığı, davacı ve birleşen dosya davacısı tarafından pay sahibinin bilgi alma, inceleme ve denetleme haklarının sınırlandırıldığı, engellendiği belirtilmiş ise de ; TTK 437.maddesindeki bilgi alma ve inceleme hakkının davacı tarafça yasaya uygun olarak kullanılması için işlem yapıldığı, buna rağmen davalı şirket tarafından engellendiği ve mahkemeye başvurulduğuna dair herhangi bir kaydında dosyaya sunulmadığı anlaşılmakla mahkememizce değerlendirmenin ancak genel kurul kararının iptaline ilişkin olarak yapılabileceği, bununda 3 aylık hak düşürücü süre içinde açılan davada incelenmesinin mümkün olduğu, 3 aylık hak düşürücü süreden sonra açılan dava yönünden somut olayda butlan sebeplerinin de incelenmesinin mümkün olmadığının kabulü ile davacı ve birleşen dosya davacısı tarafından açılan davanın hak düşürücü süre nedeni ile reddine karar vermek gerekmiş, açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı … ve birleşen Antalya …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… Esas …/… Karar sayılı dava dosyasında davacı … yönünden 6102 Sayılı TTK 445. maddesi gereğince hak düşürücü süre nedeni ile davanın usulden REDDİNE,
2-Ana dava dosyasında alınması gerekli 44,40 TL harçtan peşin olarak alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 13,00 TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Ana dava dosyasında davalı kendini bir vekil ile temsil ettiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
4-Ana dava dosyasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Ana dava dosyasında taraflarca kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde istek aranmaksızın taraflara İADESİNE,
6-Birleşen dava dosyasında alınması gerekli 44,40 TL harçtan peşin olarak alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 13,00 TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-Birleşen dava dosyasında davalı kendini bir vekil ile temsil ettiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
8-Birleşen dava dosyasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
9-Birleşen dava dosyasında taraflarca kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde istek aranmaksızın taraflara İADESİNE,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.01/03/2019

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır