Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/507 E. 2018/760 K. 19.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/507
KARAR NO : 2018/760
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/09/2017
KARAR TARİHİ : 19/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili …/…/… tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından hakkında …İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyasına istinaden icra takibinde bulunulduğunu ve buna istinaden de tarafına ödeme emri gönderildiğini, ancak kendisinin davalıya böyle bir borcu bulunmadığını, … yılında davalının iş yerinde çalışmak için işe başladığını ve buna istinaden de tarafına mallarına zarar vermesi halinde kendisini güvenceye almak açısından anılan senedin tarih ve adres kısımları açık olarak 15.000 TL miktarlı senedi kendisinin imzaladığını, uzun bir süre çalıştıktan sonra davalının yanından ayrılıp kendi işini kurmak istediğini, buna istinaden davalı, imzalamış bulunduğu senedi kendisine iade etmeyerek bahse konu senedi elinde muhafaza ettiğini, kendisinin de davalının yaptığı işi yapmaya başladığını ve bununla birlikte davalıdan mal alıp satışını yapmaya başladığını, davalı ile aralarındaki anlaşmazlık alması üzerine hiçbir borcu olmamasına karşılık kendisine borcu olduğu ve bu parayı ödememesi aksi halde elinde bulunan senedi işleme koyacağını beyan ettiğini, davalının anılan senedin boş kısımlarını doldurarak 5.265,00 TL olarak icraya koyduğunu belirterek, menfi tespit talepli davasının kabulü ile davalıya karşılık borçlu olup olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkiline olan borcuna karşılık müvekkiline …/…/… tanzim, …/…/… vade tarihli 15.000,00 TL bedelli senedi verdiğini, davacının senede karşılık kısmi ödeme yaptığını, ancak bakiye 5.160,00 TL borcunu ödemediğini, ödenmeyen bakiye 5.160,00 TL için davacı hakkında …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile …tarihinde tebligat yapıldığını, davacının dava dilekçesinde müvekkiline senet verdiğini ve senetteki imzanın kendisi tarafından atıldığını da kabul ettiğini, bu nedenle senedin ve borcun gerçek bir borç olduğunu belirterek, davanın reddine, haksız, hukuka aykırı ve kötüniyetli olarak açılan menfi tespit davası nedeniyle müvekkili lehine en az %20 oranında tazminata hükmedilmesine, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini istemiştir.
Dava; icra takibinden sonra açılan menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkememizce bu kapsamda dava konusu … İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı takip dosyası ve takibe konu senet aslı getirtilerek incelenmiş olup, yapılan incelemede, davalı … tarafından davacı aleyhine … tanzim, … vade tarihli 15.000,00 TL bedelli bonoya istinaden kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi başlatıldığı, icra takibinin kesinleştiği anlaşılmıştır.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2016/16094 esas ve 2018/1137 karar sayılı emsal içtihadında; ”… Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, davacının senedin teminat amacıyla verildiğine yönelik yazılı delil ileri süremediği ve senedin borç karşılığında verildiğine yönelik teklif edilen yeminin davalı tarafından eda edildiği gerekçesiyle ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün onanmasına…” şeklinde karar verilmiştir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2016/19937 esas, 2018/5155 karar sayılı emsal içtihadında; ”Davacı dava konusu bononun teminat amaçlı verildiğini ileri sürmüştür. Kambiyo senetleri sebepten mücerret olup bedelsiz, teminat olarak verildiğini ileri süren davacı borçlunun bu hususu yazılı delil ile ispat etmesi gerekir.Bu konuda tanık dinlenmesi mümkün değildir. Mahkemece davalıya çıkarılan isticvap davetiyesinin tebliğine rağmen davalının duruşmaya gelmemesi nedeniyle davetiyede yazılan vakıaları dolayısıyla dava konusu bononun teminat olduğunu kabul etmiş sayılması mümkün değildir. Kaldı ki isticvap davetiyesi de tebligat kanunu hükümleri uyarınca usulüne uygun olarak davalıya tebliğ edilmemiştir.” denilerek senedin teminat senedi olarak verildiği hususunda ispat yükünün davacıya ait olduğu belirtilmiştir.
Mahkememizce davacı tarafa icra takibine konu olan bononun imza dışındaki unsurlarının sonradan doldurulduğu hususuna ilişkin yazılı delillerini ibraz etmek üzere kesin süre verildiği, davacı tarafından sunulan delil listesinde tanık bildirildiği görülmüş, ancak davacı tarafın iddiasının tanık delili ile değil yazılı delil ile ispat edilmesi gerektiğinden tanık dinletme talebinin reddine karar verilmiştir. Yine davacı tarafından icra takibine konu edilen senedin arkasında teminat olarak verildiğine dair kayıt olduğu belirtilmekle senet aslı mahkememizce incelenerek ve bir örneği dosyaya alınarak, senedin arkasında teminat olarak verildiğine dair herhangi bir kayıt bulunmadığı tespit edilmiştir.
Yukarıdaki emsal içtihatlar ve yapılan açıklamalar ışığında tüm dosya kapsamı bir arada incelendiğinde; davacının icra takibine konu edilen senedin davalının yanında çalışmaya başladığında verilmesi muhtemel zararlara karşılık teminat olarak 15.000,00 TL bedelli senet imzaladığını ve davalıya verdiğini, davalının sonrasında senedin tarih ve adres kısımlarını doldurarak aleyhine icra takibi başlattığını, bu senet nedeniyle davalıya borcunun olmadığını iddia ettiğini, söz konusu senedin teminat olarak verildiği ve boş kısımlarının sonradan doldurulduğu hususunda ispat yükünün davacıda olduğu ve bu iddiasını yazılı delil ile ispat etmesi gerektiği ancak davacı tarafından söz konusu ispat yükünü yerine getirir mahiyette yazılı delil sunulmadığı anlaşılmakla davacının ispatlayamadığı davasının reddine karar vermek gerekmiştir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 16/02/2017 gün, 2016/12169 Esas, 2017/1231 Karar sayılı emsal içtihadında; ”… İİK. m. 72,IV,c.2-4 uyarınca menfi tespit davasının reddine karar veren mahkeme, borçluyu, alacaklının ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmasından doğan zararı için bir tazminata mahkum eder. Menfi tespit davasının reddine karar veren mahkemenin, borçluyu tazminata mahkum edebilmesi için, alacaklının borçluya karşı bir icra takibi yapmış olması ve borçlunun bu icra takibinin durdurulması veya icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı almış ve bu ihtiyati tedbir kararının uygulanmış (infaz edilmiş) olması gerekmektedir. Menfi tespit davasına bakan mahkeme icra takibinin durdurulması veya icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı vermemişse, mücerret menfi tespit davasının alacaklının alacağını almasını geciktirdiğinden söz edilemeyeceğinden, menfi tespit davasının reddine karar veren mahkeme, borçluyu tazminata mahkum edemez (KURU, Baki; İcra ve İflas Hukuk El Kitabı, İkinci Baskı, Ankara 2013, s. 376-377). Mahkemece açıklanan bu hususlar değerlendirilmeden yazılı şekilde davalı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu yönden bozulması gerekmiştir.” şeklinde belirtilmiştir.
Davalı tarafın tazminatı talebi hakkında yapılan inceleme neticesinde ise, davacı aleyhine başlatılan dava konusu icra takibinin durdurulmasına veya icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi hususunda verilmiş bir ihtiyati tedbir kararı bulunmadığı, bu anlamda yasanın tazminata hükmedilebilmesi için aradığı şartların somut olayda gerçekleşmediği anlaşılmakla davalı tarafın bu yöndeki talebinin reddine karar verilmiştir.
Sonuç itibariyle mahkememizce yapılan yargılama neticesinde davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere ;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Alınması gereken 35,90 TL karar harcının peşin alınan 89,92 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 54,02 TL harcın karar kesinleştikten sonra istek halinde davacıya İADESİNE,
3-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereğince 2.180,00 TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarının kararın kesinleşmesi halinde istek aranmaksızın yatıran tarafa İADESİNE,
6-Kararın kesinleşmesi halinde dosya arasında bulunan … İcra Müdürlüğü’nün …/… esas sayılı icra dosyasının İADESİNE,
Dair, davacı asılın ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.19/12/2018

Katip …
¸E- İmzalı

Hakim …
¸E- İmzalı