Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/475 E. 2019/52 K. 25.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/475
KARAR NO : 2019/52
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/08/2017
KARAR TARİHİ : 25/01/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında ticari ilişkinin mevcut olduğunu, cari hesap ve faturalardan da anlaşılacağı üzere müvekkilinin vermiş olduğu mallara karşılık davalının 3.575,84 TL borcun bulunduğunu, davalı tarafın malları almasına rağmen bedelini vekil edene ödemediğini ve müvekkilini sürekli olarak oyaladığını, bunun üzerine Antalya … İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyası ile ödenmeyen 3.575,84 TL’lik alacak için ilamsız icra takibine geçildiğini ve borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiğini, davalı borçlu tarafından haksız olarak yetkiye ve borca itirazda bulunulması üzerine takibin durduğunu, davalının 8 günlük süre içerisinde takibe dayanak faturalra itiraz etmediğini ve borçlunun 06/11/2015 tarihinde kat edilen cari hesap ilişkisinin varlığı ile davalı şirketin borçlu olduğunun kesin olduğu belirterek davalının itirazının iptali ile takibin devamına ve %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; zamanaşımı itirazında buluduklarını, icra takibine konu edilen ve müvekkiline gönderildiği iddia edilen malların esasıda müvekkiline değil, müvekkilinin iş yerini devralmış olan … Ltd. Şti’ne verildiğini, faturaları teslim alan kişinin müvekkili olmadığını imzaların da müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, takip konusu borcun müvekkiline ödendiğini, davacı şirketin söz konusu malların … Ltd. Şti’ne verildiğini ve müvekkilinin Antalya … İcra Müdürlüğünün …/… E. Sayılı dosyası nedeniyle hiçbir borcu olmadığını belirterek davanın reddi ile, %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İİK. 67/1. Maddesinde: “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” düzenlemesi mevcuttur.
Dava, cari hesaba dayalı olarak yapılan ilamsız takipte itiraz üzerine alacaklı davacı tarafından açılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkememizce bu kapsamda icra takibine konu edilen cari hesap kapsamındaki faturaların BA ve BS formları ile davacı şirketin 03/03/2016 tarihinde temsile yetkili kişiler ile şirket temsilcisini gösterir ticaret kayıtları ilgili Vergi Daireleri’nden ve Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden celp edilmiştir.
Davaya konu icra takip dosyası celp edilerek incelendiğinde, davacı şirket tarafından davalı şirket aleyhine 3.575,84 TL cari hesaba dayalı alacağın tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığı, borçlu şirketin süresi içinde borca itiraz etmesi üzerine icra takibinin 11/03/2016 tarihli karar ile durdurulmasına karar verildiği, takibin durdurulmasına ilişkin kararın alacaklı tarafa tebliğ edildiğine dair dosya kapsamında herhangi bir belgenin bulunmadığı ve davalı tarafın, davacı alacaklının durdurma kararını öğrendiğine dair bir iddia ve ispatının bulunmadığı dikkate alındığında, eldeki davanın İcra İflas Kanunu 67/1. maddesinde düzenlenen 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı kabul edilmiştir.
Davalı tarafından… tarihinde, Antalya … İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas numaralı dosyasında borçlu davalının tüm borcunu ödediğine ve davacı şirketin hiç bir alacağının kalmadığını buna istinaden davalı şirket temsilci … tarafından 5.000,00 TL’nin tahsil edildiğine ilişkin 03/03/2016 tarihli ibranameyi sundukları görüldü.
SGK’ya müzekkere yazılarak delil olarak sunulan ibraname başlıklı belgede adı geçen dava dışı …’ın davalı şirkette ibraname tarihinde çalışıp çalışmadığı sorulmuş, gelen ve davacı vekilince sunulan … tarihli dilekçe ekindeki işe giriş ve işten ayrılış bildirgesinden, dava dışı kişinin ibraname başlıklı belgenin düzenlendiği tarih olan 03/03/2016 tarihinde davalı şirkette Satış Temsilcisi Plasiyer olarak çalıştığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı; tarafların iddia ve savunmaları, toplanan tüm deliller bir arada irdelendiğinde, her ne kadar davacı tarafından davalı aleyhine Antalya … İcra Müdürlüğü’nün …/… esas sayılı icra dosyası kapsamında cari hesap alacağına istinaden icra takibi başlatılmış ise de, davalı tarafından sunulan … tarihli ibraname başlıklı belge içeriğinde, dava konusu icra dosyasına açıkça atıfta bulunularak, borçlu olan davalı şirketin davacı alacaklıya herhangi bir borcunun kalmadığı, firma temsilcisi olan dava dışı … tarafından 5000,00 TL tahsil edildiğinin belirtildiği anlaşılmıştır. Her ne kadar davacı tarafça dava dışı …’ın şirket adına para tahsil etme yetkisinin bulunmadığı iddia edilmiş ise de, adı geçen kişinin ibraname başlıklı belgenin düzenlendiği tarihte davacı şirkette çalıştığının sabit ve davacı tarafın sunduğu belgeler ile de kabulünde olduğu, ayrıca davacı vekili tarafından son olarak sunulan 21.12.2018 tarihli beyan dilekçesinde, bu kişinin para tahsilatı yapabildiği ancak ibraname düzenleme yetkisinin olmadığı, bu kişinin davacı şirket adına mal teslim ederek bedelini tahsil ettiği ancak şirkete vermediği, bu nedenle de işten çıkartıldığı beyanı da dikkate alınarak, her ne kadar dava dışı …, resmi olarak davacı şirketi temsile ve imzaya yetkili değil ise de, dava konusu icra takibi kapsamında davalıdan 5000,00 TL tahsil ettiğine ve davacı şirketin hiçbir alacağının kalmadığına dair ibranamenin geçerli kabul edilmesi gerektiği, söz konusu paranın davacı şirkete verilip verilmediği hususunun davacı ile dava dışı 3. kişi arasındaki ilişkinin konusu olduğu, sonuç olarak davalının ödeme savunmasını söz konusu ibraname ile ispat ettiği kabul edilmiş, her ne kadar ibraname tarihi icra takip tarihinden sonraki bir tarih olsa da, ibraname kapsamında dava konusu icra dosyasına atıf yapılarak herhangi bir alacağın kalmadığı beyan edildiğinden ve ibranamenin henüz davalıya ödeme emri tebliğ edilmeden düzenlendiğinden davanın reddine karar vermek gerektiği kanaatine ulaşılmıştır.
Her ne kadar davalı tarafından takip konusu alacağın % 20’si tutarında kötüniyet tazminatının davacıdan tahsili talep edilmiş ise de, İİK’nın 67/2. maddesinde takibinde haksız ve kötüniyetli görülmesi halinde alacaklının diğer tarafın talebi üzerine % 20’den az olmamak üzere tazminatla mahkum edileceğinin düzenlendiği ancak gerek dosya kapsamındaki verilerden gerekse davalı tarafından sunulan delillerden, davalının dava konusu icra takibini kötüniyetli başlattığına dair kanıya varılamadığından davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Sonuç olarak mahkememizce yapılan yargılama neticesinde, davanın reddine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklanacağı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Davalının kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Alınması gereken 44,40 TL harçtan peşin alınan 61,07 TL. harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 16,67 TL harcın karar kesinleştikten sonra davacıya İADESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Artan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra davacıya İADESİNE,
6-Davalı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-Kararın kesinleşmesi üzerine dosya arasında bulunan Antalya … İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı icra dosyasının iadesine
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı KESİN olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.25/01/2019

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza