Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/461 E. 2018/508 K. 10.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/461 Esas
KARAR NO : 2018/508
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 10/08/2017
KARAR TARİHİ : 10/07/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde, … A.Ş.’nin güvencesi altında bulunan … plaka numaralı araç ile … tarihinde … sıralarında davalı …’in sevk ve idaresinde iken müvekkili … oğlu, diğer davacıların kardeşi olan …’nün sevk ve idaresindeki motosiklete arkadan ve tam kusurlu olarak çarpması sonucu ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, kazada davalı …’in … promil alkollü olarak tespit edildiğini, davalının kırmızı ışık ihlali yaparak geldiği caddeden müvekkiline çarparak ölümüne neden olduğunu, kazada kaza tespit tutanağından anlaşılacağı üzere davalının tam kusurlu olduğunu, bu sebeplerle manevi tazminat davalarının kabulü ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı sigorta vekili mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde, kazaya karışan … plakalı aracın müvekkil şirkete sigortalı olduğunu, poliçede verilen manevi tazminat teminat tutarının 50.000,00 TL olduğunu, poliçede teminat limitinin gösterilmesi bu rakamın mutlak surette ödeneceği anlamına gelmediğini, sigortacının sigortalısının kusur oranına isabet eden zarardan sorumlu olduğundan izafe edilecek kusur oranının tespiti gerektiğini, davacı tarafın müvekkil şirket yönünden kaza tarihinden itibaren faiz talep etmesinin doğru olmadığını, müvekkil şirketin haksız fiilin tarafı olmadığını, ayrıca davacılrın iş bu davadan önce müvekkil şirkete başvuruları bulunmadığını, dolayısıyla temerrüde düşmediklerini, bu sebeplerle davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’in mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde, müvekkilinin emekli asker olup, aynı zamanda ticari araç sürücüsü olduğunu, bu yaşına kadar herhangi bir kazaya karışmadığını, karşı tarafı tanımadığını, herhangi bir husumeti de olmadığını, yaşadığı bu olay nedeniyle derin bir üzüntü içerisinde olduğunu, davacıların tüm zararlarının sigorta teminatı altında olup, müvekkilinin mal kaçırmaya ihtiyacı olmadığını, her ne kadar müvekkilinin alkollü olduğu hazırlık dosyasında belirlenmiş olsa da kazanın oluşumunda alkolün herhangi bir etkisi olmadığını bu sebeplerle davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyada bütün deliller toplatılmış, davaya konu kazaya sebebiyet veren etkenler ile oranlarının tespiti hususunda rapor aldırılmak üzere dosya … Adli Tıp Kurumun Trafik İhtisas Dairesine gönderilmiş ve mahkememize gönderilen … tarihli raporda, sürücü …’in %90 oranında, sürücü …’nün %10 oranında kusurlu olduğu kanaatini bildirir rapor sunulmuştur.
Eldeki dava ölümlü trafik kazasından doğan müteveffanın yakınlarının açmış olduğu manevi tazminat davsıdır.
6098 sayılı TBK’nun 56/1. maddesine göre ”Hakim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini gözönünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.
Bu durumda uyuşmazlığın talep edilebilecek manevi tazminat miktarı hususunda toplandığı anlaşılmaktadır.
Mahkememizce “Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranlarını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal, ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihatı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere manevi tazminat ne bir ceza ve ne de gerçek anlamda bir tazminattır. Davanın bu alanda gördüğü iş cismani zarara uğrayan kişinin duyduğu manevi acıyı bir dereceye kadar yumuşatmaktan, bozulan manevi dengeyi onarıp düzeltmekten, bir teselli, bir avunma ve ruhu tatmin aracı olmaktan ibarettir. Takdir hakkının söz konusu olduğu bütün hallerde hakim hak ve nesafetle hüküm vermek zorunluluğundadır. Hakimin hak ve nesafetle hüküm vermesi de genel olarak Türk toplumunun sosyal ekonomik ve moral yapısının ve özellikle de tarafların gerçek durumlarının gerektirdiği hak ve adalete uygun sonucu bulması demektir. Bu bakımdan takdir edilecek manevi tazminatın miktarı haksız eylemi özlenir hale getirecek özellikle mağdur için haksız zenginleşecek miktarda olmamalıdır. Manevi tazminat; zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Takdir edilecek miktar mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.” ilkeleri doğrultusunda yapılan değerlendirmede, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, kazanın meydana geldiği tarih, olayın oluş şekli, davacıların müteveffaya yakınlıkları, kazadaki kusur oranı ve manevi tazminatın amacı göz önünde bulundurularak, davacıların manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ, KISMEN REDDİ ile,
Davacı … için 30.000,00 TL, davacı … için 30.000,00 TL, davacı … için 15.000,00 TL, davacı … için, 15.000,00 TL olmak üzere toplam 90.000,00 TL manevi tazminatın davalı … şirketi açısından poliçe limitleri ile sınırlı kalmak ve dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalı gerçek kişi açısından kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
2-Alınması gereken 6.147,90.-TL harçtan peşin alınan 1.024,65 TL harcın mahsubu ile eksik alınan 5.123,25 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafça yapılan ilk dava masrafı, davetiye ve posta masrafı ile adli tıp giderinden ibaret toplam 1.751,65 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranı gözetilerek 525,50 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davacılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 9.950,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince nispi 9.950,00 TL vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalılara VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan bakiyesinin karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/07/2018

Katip …
*E-İmzalı

Hakim …
*E-İmzalı