Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/42 E. 2018/439 K. 13.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/42
KARAR NO : 2018/439
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 24/01/2017
KARAR TARİHİ : 13/06/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; … günü tek taraflı kazaya karışma sonucu sürücü …’in hayatını kaybettiğini, davalı şirketin … sigorta nezdinde zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile kayıtlı olduğunu, kaza tespit tutanağında … plaka sayılı araç sürücüsü … doğrultu değşitirme manevralarını yanlış yapmaktan dolayı asli kusurlu olduğu kanaatine varıldığını, olay ile ilgili olarak Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının … sayılı soruşturma dosyası üzerinden yürütülen soruşturma kazanın meydan gelmesinde maktulün kusurlu olması nedeniyle takipsizlik kararı verildiğini, ZMMS genel şartlarıda … tarihinde yapılan değişiklik öncesimde bu tarihten önce meydana gelen kazalarda ölenin kusuru destekten yoksun kalanlara yansıtılamayacağından ve … plakalı aracın kaza tarihinde ZMMS’si sigorta şirketinde olduğundan müvekkilinin destekten yoksun kalma zararınını davalı şirketin sorumlu olduğunu, … tarihinde …’da yapılan değişiklikle trafik kazalarında dava açılmadan önce sigorta şirketine veya güvence hesabına başvuru yapılıp, 15 gün içerisinde beklnen talep dorultusunda işlem yapılmaması halinde dava açılabileceğinden öncelikle olarak davalı şirkete başvuru yapıldığını ancak başvurunun reddedildiğini, destekten yoksun kalma tazminatı olarak şimdilik 1.000,00 TL tazminatın davalı şirketten tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı … A.ş. Vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu araç müvekkili şirket nezdinde … poliçe nolu zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile teminat altına alındığını, müteveffanın mirasçısı davacı tarafından söz konusu kaza neticesinde vefat eden …’in desteğinden yoksun kalması nedeniyle maddi tazminat talepli davanın açıldığının davacının taleplerini haksız ve mesnetsiz olduğunu, başvuru sahibinin taleplerinin zamanaşımına uğradığını bu sebeple başvurunun reddinin gerektiğini, davacı tarafın kendi ölümüne sebebiyet verdiğini iş bu nedenle Ceza Hukuk anlamında suç unsuru bulunmadığını 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, söz konusu dava tarihi, Karayolları Trafik Kanunu değişikliği sonrasındayapılan değişiklik ile destek olan şahsın kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinin teminat dışı bırakıldığını, hiçbir hukuk kuralı kişinin kendi kusuru ile sebep olduğu zarardan faydalanması durumunu düzenlediği gibi, bu faydayı koruyamayacağını bir zararın doğmasına yada artmasına neden olan kişi sonuçlarınada katlanmak zorunda olduğunu, yerleşmiş yargıtay içtihatları gereğince işleten/sürücü kendi kusurundan yararlanamaycağından davanın reddinin gerektiğini, müvekkili şirketin söz konusu zarardan poliçe teminat limitleri dalinide sorumlu olup, müvekkli şirketin esasa ilişkin herhangi bir sorumluluğu olmadığını belirterek davanın esastan ve usulden reddini talep etmiştir.
Mahkememiz dosyasının … Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesine kusur raporu için gönderildiği, … havale tarihli raporunda sonuç olarak; sürücü …’in %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce dosya aktüerya bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi … havale tarihli raporunda sonuç olarak; … tarihinde trafik kazasına bağlı hayatını kaybeden …’in geride kalan hak sahiplerinden davacı …’in destekten yoksun kalma tazminatının 57.662,86 TL olarak hesaplandığı sonuç ve kanaatine varmıştır.
Davacı vekili … tarihli harçlandırdığı ıslah dilekçesi ile, 1.000,00 TLolan tazminat taleplerini 56.662,86 TL ıslah ederek toplamda 57.662,86 TL olarak dava değerini arttırmıştır.
DEĞERLENDİRME ve GEREKÇE: Dava, trafik kazası nedeniyle ölenin desteğinden yoksun kalan davacı tarafından açılan destekten yoksun kalma zararına ilişkindir.
Ölen …’in davacı …’in oğlu olduğu, kaza tarihinin … olduğu anlaşılmıştır.
Davacı …’in destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin olarak yapılan değerlendirmede;
2918 Sayılı Kanunun 90. maddesinde “zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” düzenlemesi mevcuttur.
6098 sayılı TBK 53.maddesinde de ölüm halinde uğranılan zararlar belirtilmiş, 3.bendinde “…ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları zararlar…”‘ın talep edilebileceği belirtilmiştir.
Aynı kanunun 55.maddesinde de, “Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz…” şeklinde tazminatın belirlenmesine ilişkin esaslar belirtilmiştir.
Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin 07/11/2017 gün, 2016/19002 Esas, 2017/10206 Karar sayılı emsal içtihadında; “Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir…
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.; 85/1 maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.; 85/son maddesinde ise, “İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur. hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesinde de, “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu … limitlerine kadar temin eder. şeklinde ifade edilmiştir
hem işleten hem de sigortacının sorumluluğu, hukuki niteliği itibariyle tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğundan, uyuşmazlığın bu çerçevede ele alınıp çözümlenmesi gerekmektedir.
Karayolları Trafik Kanununda zorunlu trafik sigortasına ilişkin olarak, sorumluluğun kapsamı yanında, bu kapsam dışında kalan haller de açıkça düzenlenmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Dışında Kalan Hususlar” başlıklı 92. maddesinde:
“Aşağıdaki hususlar, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadırlar.
a) İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,
b) İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler,
c) İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler,
d) Bu Kanunun 105 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,
e) Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar,
f) Manevi tazminata ilişkin talepler. ”
hükmü ile, zorunlu trafik sigortacısının hangi zararlardan sorumlu olmadığı düzenleme altına alınmış; burada örnekseme yoluna gidilmeyip; tek tek ve tahdidi olarak sorumlu olunmayan haller sıralanmıştır.
Bu noktada üzerinde durulması gereken hususlardan birisi de, 2918 sayılı KTK.’nun 92/b maddesinde yer alan “İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri taleplerin zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışında olduğuna” ilişkin hükümdür.
Bu hükümle kanun koyucu; tehlike sorumlusu zorunlu mali sorumluluk sigortacısının sorumluluğu kapsamından sadece, tehlike sorumlusu olan işletenin eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararları çıkarmıştır.
Şu haliyle, anılan kişilerin mallarına gelen zararlar dışında kalan ölüm ve yaralanmaya ilişkin cismani zararlar ise sigortacının sorumluluğu kapsamında bırakılmış, böylece tehlike sorumlusunun yakınlarının dahi belirtilen anlamda sigorta kapsamında olduğu benimsenmiştir.
Durum bu olunca, işletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin ölüm veya yaralanmaları halinde bundan kaynaklanan zararlarının zorunlu sigorta kapsamında olduğu kabul edilmelidir.
Araç sürücüsünün veya yakınlarının talepleri ise 92. madde kapsamında yer almamakla birlikte, sigortacının sorumluluğu kapsamında kabul edilmiştir.
Nitekim Hukuk Genel Kurulunun 15.06.2011 gün ve 2011/17-142 E, 2011/411 K sayılı ilamında, mali sorumluluk sigortası ile sigortalı araç sürücüsünün mirasçılarının açtığı destekten yoksun kalma tazminatı davasında da, Kanunun kapsam dışılığı düzenleyen 92. maddesinde, araç şoförünün desteğinden yoksun kalanların isteyebileceği tazminatların kapsam dışı olduğuna dair bir düzenlemeye yer verilmediği ve sürücünün desteğinden yoksun kalanların üçüncü kişi olduğu kabul edilerek zorunlu mali sorumluluk sigortacısından tazminat talep edebilecekleri kabul edilmiştir.
Destekten yoksun kalma tazminatı, BK.’nun 45/II. maddesinde düzenlenmiş olup; “Ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir.” şeklinde hükme bağlanmıştır.
Görülmektedir ki, destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik
durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.
Şu hale göre; araç sürücüsü murisin, ister kendi kusuru ister bir başkasının kusuru ile olsun salt ölmüş olması, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğurup; bu zarar gerek Kanun gerek poliçe kapsamıyla teminat dışı bırakılmamış olmakla, davacıların hakkına, desteklerinin kusurunun olması etkili bir unsur olarak kabul edilemez ve destekten yoksunluk zararından kaynaklanan hakkın sigortacıdan talep edilmesi olanaklıdır.
Sigortalı araç sürücüsünün yakınlarının uğradıkları destek zararlarının trafik sigortacısının sorumluluğu kapsamı dışında kaldığına ilişkin Kanunda ve buna bağlı olarak poliçede açık bir düzenleme bulunmadığı da uyuşmazlık konusu değildir.
Davacının uğradığı zarara bağlı olarak talep ettiği hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olmayıp, bilimsel ve yargısal içtihatlarda kabul edildiği üzere destekten yoksun kalanın şahsında doğrudan doğruya doğan, asli ve bağımsız bir talep hakkıdır.
Davacının ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtığı, ölüm nedeniyle doğrudan davacı üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacıya yansıtılamayacağı, dolayısıyla araç sürücüsünün tam kusurlu olması halinde, desteğinden yoksun kalan davacıyı etkilemeyeceğine, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı sigorta şirketi, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda işleten veya sürücü tam kusurlu olsalar bile, destekten yoksun kalan davacının da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğundan, davalı sigorta şirketinin sorumlu olacağına karar vermek gerekir. (HGK’nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 esas-411 karar, HGK’nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 esas 2012/92 karar, HGK.nun 16.1.2013 gün ve 2013/17-1491 Esas 2013/74 Karar sayılı ilamları uyarınca)
Somut olayda, sürücü murisin … tarihinde tek taraflı olarak yaptığı trafik kazası sonucu, murisin eşi ve çocukları tarafından aracın zorunlu trafik sigorta şirketine husumet yöneltilmiştir. O halde mahkemece yukarıdaki açıklamalar ışığında davacı mirasçıların davalı sigorta şirketi karşısında 3. kişi olarak tazminat talebinde bulunabilecekleri kabul edilip taraf delilleri toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken….” şeklinde belirtilmiştir.
Mahkememizce yukarıda belirtilen kanun maddeleri ve emsal Yargıtay kararı doğrultusunda yapılan değerlendirmede; … tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kazasında … plakalı aracın sürücüsü olan müteveffanın vefat ettiği, kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğu, davacının mirasçının davalı sigorta şirketi karşısında üçüncü kişi olarak tazminat talebinde bulunabileceğinin kabulü ile aktüerya bilirkişisi tarafından hesaplanan mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli bilirkişi raporunda tespit edilen miktarda davacı … lehine destekten yoksun kalma tazminatına hükmetmek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davacının davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE,
Buna göre 57.662,86 TL destekten yoksun kalma tazminatının (poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
2-Davacı tarafın kaza tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi talebinin REDDİNE,
3-Alınması gerekli 3.931,43 TL nispi harçtan peşin ve ıslah ile alınan 231,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.700,03 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan; başvurma harcı, bilirkişi ücreti, tebligat ücreti ve posta masraflarından oluşan 876,10 TL yargılama giderinin ve peşin ve ıslah ile alınan toplam 231,40 TL peşin harç’ın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafça dosyaya yatırılan gider avansından dosyada kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacı tarafa İADESİNE,
6-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davacı lehine takdir edilen 6.680,81 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/06/2018

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza