Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/374 Esas
KARAR NO : 2018/19
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/07/2017
KARAR TARİHİ : 15/01/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; Davalının, konut ve yapı inşa etmek üzere kurulmuş bir kooperatif olduğu, müvekkilinin ise davalının yapmış olduğu binaların birisinde konut sahibi olduğu, müvekkilinin sahibi olduğu konut ile ilgili bir işlem için …/…/… tarihinde … Belediyesi’ne gittiği, … Belediyesi’nin, taşınmazların vaziyet plan ücreti ödenmediği için müvekkilinin işlemini gerçekleştirmediği, Vaziyet Planı inşaatı başlanacak olan binanın komşu parsellere olan sınırlarını ve yollara olan sınırlarını tepeden gösteren plan olduğu, detaylarında birçok öge olduğu; elektrik direği, telefon hatları, su hatları, otoparklar, binanın giriş kapısı, arsanın giriş yönü, yol durumu, ağaçlar vb. bu öğelerin yerleri, nasıl konumlandırılacağının bu planla oluşturulmakta olduğu, Yapı vaziyet ücretinin de bu plan için belediyeye ödenecek olan ücret olduğu, burada söz konusu vazıyet yapı ücretini ödemesi gereken davalı kooperatif iken müvekkilinin kendi işleminin yapılması için davalıya ait borcu …/…/… tarihinde … Belediyesi Mali Hizmetler Müdürlüğüne ödemek zorunda kaldığı, müvekkilinin takibe konu vaziyet plan ücretini ödemesi için hiçbir sebep bulunmamakta olduğu, davalı kooperatif ile de tek bağlantısının kooperatifi inşa ettiği binalarda konut sahibi olması olduğu, müvekkili tarafından ödeme yapıldığı esnada kendisine ait olmaması dolayısı ile ihtiraz-i kayıtın da düşülmüş olduğu Söz konusu belediyenin kayıtlarında mevcut olduğu ve müvekkilinin davalının ödemesi gereken vaziyet plan ücretini kendi cebinden belediye veznesine ödemesinin ardından … İcra Müdürlüğü’nün …/… esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibine geçildiği, Ancak davalının …/…/… tarihinde haksız olarak söz konusu takibe itiraz ettiği ve takibin durduğundan bahisle davalının icra takibine yaptığı itirazın iptali ile %20’nden az olmamak üzere icra inkâr tazminatı ödemeye mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından her ne kadar müvekkil kooperatif aleyhine açılan “ALACAK” davasından çok daha önceki bir tarihte, … tarihinde müvekkili şirketin tasfiye kararı alındığını, bu kararın sırasıyla …- …-… tarihlerinde 3 kez gazetede ilan edildiğini ve “kooperatif alacaklılarının ellerindeki belgelerle birlikte ve bir yıl zarfında kooperatif tasfiye kuruluna müracaat etmeleri” 3 ayrı tarihte ilan edildiğini, 3 kez ayrı ayrı tarihlerde ilan edilen kooperatif tasfiyesine rağmen , tasfiye kuruluna başvuruda bulunmayan davacının 1 yıllık süre geçmiş olması durumu karşısında, alacak talebinde bulunmasının mümkün olmadığını, taraflar arasında herhangi bir akdi ilişki bulunmadığını, davacı tarafından müvekkili kooperatif aleyhine başlatılan yasal takip ve akabinde açılan davanın yersiz ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkili kooperatif kayıtlarında yapılan incelemede davacı tarafın adına rastlanmadığını, davacı tarafın kooperatifte hangi dairenin maliki olduğunu açıklaması gerektiğini, davacı tarafın müvekkil kooperatife üye olmadığını, dolayısıyla aralarında mevcut olmayan bir sözleşme veya ilişkiye dayanarak herhangi bir talepte bulunması söz konusu olamayacağını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Dava, ilamsız icra takibine yönelik itirazın iptali davasıdır.
6102 sayılı TTK’nda değişiklik yapan ve 01/07/2012 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6335 sayılı kanunun 2.maddesi ile 6102 sayılı kanunun 5.maddesinin 3.fıkrası değiştirilmiş ve asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olarak düzenlenmiştir.
Açılan bir davanın ticari dava olarak nitelendirilebilmesi için; her iki tarafın tacir olması, uyuşmazlığın tarafların ticari işletmesi ile ilgili bulunması ya da uyuşmazlığın TTK’nda düzenlenen hususlardan kaynaklanması gerekir.
Somut olayda, davacının kooperatif üyesi olmadığı, taraflar arasıdaki davanın Kooperatifler Kanunundan kaynaklanın üye ve Kooperatif ilişkisinden kaynaklı dava olmadığı, davacı tarafın kooperatif üyesi …’a ilişkin vekaleten hukuki manada ödediği bedelin iadesi istemine ilişkin olduğu, taraflardan biri için ticari olan iş diğeri için de ticari sayılmakla beraber, bu husus görevli mahkemenin belirlenmesinde dikkate alınmayacağı bu itibarla, açılan davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemesine ait olduğu kanaat ve sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; davaya bakma görevinin … Asliye Hukuk Mahkemesi’ne ait olduğu ve dava şartlarından olan görev hususunun yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerektiği düşünce ve yargısına varılmış ve davanın göreve ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle usûlden reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın göreve ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,
2-Davaya bakmaya … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin GÖREVLİ OLDUĞUNA,
3-HMK’nun 20/1 maddesindeki düzenleme uyarınca kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren iki hafta içinde istem olması halinde dava dosyasının görevli mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
4-Dava dosyasının süresi içinde görevli mahkemeye aktarılması durumunda, harç ve yargılama giderlerinin HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca görevli mahkemece nazara alınmasına,
5-Dosyanın gönderilmesi için süresi içinde başvuru yapılmadığı takdirde, HMK’nun 20/1 ve 331/2 maddeleri gereğince yapılacak işlemin mahkememizce dosya ele alınarak değerlendirilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde, istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. Düzenlenen tutanak hep birlikte imza altına alındı. 15/01/2018
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır