Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/370 E. 2019/256 K. 15.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/370
KARAR NO : 2019/256
DAVA : Kayıt-Kabul
DAVA TARİHİ : 29/06/2017
KARAR TARİHİ : 15/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan Kayıt Kabul davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili …/…/… tarihli dava dilekçesinde özetle; davacının yıllarca müflis …A.Ş.’nin …Fabrikasında işçi olarak çalıştığını, daha sonra müflis şirketin bünyesindeki bir başka müflis şirket olan …A.Ş.’de çalışmaya devam ettiğini, bir başka deyişle davacının her iki şirketten de maaş aldığını, işçi veya işyeri devri, iş sözleşmesinin devri vs. gibi tüm hususlar kapsamında her iki müflis şirketinde davacının işvereni konumunda bulunduğunu, davacının … İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı takip dosyasında işçilik alacağını kesinleştirdiğini, her iki müflis şirketin de iflasının açılması ile her iki iflas dosyasına da gerekli işlemleri yaparak başvurduğunu, işçilik alacaklarından her iki müflis şirketinde tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla mesul olduklarını ileri sürerek, …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyada alacaklı olmasına rağmen sıra cetveline kayıt taleplerinin reddine ilişkin itirazlarının kabulü ile alacaklarının iflas masasına ve sıra cetveline kaydının yapılmasına, yargılama gideri ve yasal avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı idare vekili …havale tarihli cevap dilekçesinde; davacı tarafça, …A.Ş. ile ilgili evraklar kapsamında …/…/… tarihli başvuru dilekçesinde187.439,12-TL. alacak talebinde bulunulduğunu, davacı tarafın bu alacak talebi müflis şirket ile ilgili olmamasından dolayı reddedildiğini, davacı tarafça, başvuru dilekçesi ile ibraz edilen belgelerin müflis şirket ile ilgisi bulunmadığını, bu kapsamda da talebinin reddedildiğini, müflis şirket ile davacı tarafın asıl alacaklısı olduğu …AŞ. ayrı ayrı tüzel kişilikler olduğunu, ayrı ayrı adreslerinin bulunduğunu, birbirinden bağımsız şirketler olduğunu, davacının …AŞ.’nde çalıştığını, bu çalışmasından dolayı, ödenmeyen ücret vs. hak edişleri ile ilgili olarak da …AŞ. ile protokol imzalanmış bulunduğunu, bu durum çerçevesinde; davacı tarafın, alacak konusu iddialarını ispatlaması gerektiğini, davacı tarafın dava dilekçesinde belirtmiş olduğu (herhangi bir kabul anlamına gelmemek kaydıyla) grup şirket olması, davacının, …AŞ.‘nden ayrı olarak müflis şirkette çalıştığı anlamına gelmeyeceğini belirterek, Mahkemece yapılacak tahkikat çerçevesinde, davacının işbu davasının reddine karar verilmesini ve yapılacak masraf ve ücretin davacı tarafa yükletilmesini istemiştir.
Mahkememizce davacıya ait davacının işe giriş ve çıkışlarını gösterir sicil dosyası SGK’dan celp edilmiştir.
İcra takip dosyasından tebliğ tarihi itibariyle davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
…İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı takip dosyasında davacı tarafından borçlu şirket aleyhine işçilik alacakları nedeniyle yapılan takibin kesinleştiği görülmüştür.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında;
Dosya iş hukuku dalında uzman bir bilirkişiye tevdii edilmiş; bilirkişi …tarafından tanzim edilen …/…/… tarihli raporda özetle; “…Dosyada mevcut bilgi ve belgelere göre yapılan değerlendirme sonucunda dosyada işçilik alacaklarının hesaplanmasına elverişli veri ve talep bulunmadığından taleple bağlı kalınarak işçilik alacak kalemlerine ait bir hesaplama yapılmadığı, dava, deliller, hukuki niteleme konusunda takdiri mahkemeye ait olmak üzere davacının takipte kesinleşen alacak tutarına ilişkin talebin dava dışı işveren ve davalı arasında organik bağ bulunduğunun değerlendirilmesi halinde davalı şirkete yönlendirebileceği” şeklinde tespit ve rapor edilmiştir.
Dava dosyası bu kez iflas eden davacının çalıştığı …A.Ş. ile arasında organik bağ bulunduğu belirtilen diğer şirket … A.Ş.’nin ticari defter ve belgeleride incelenmek suretiyle davacının çalıştığı döneme ilişkin işçilik alacağını …A.Ş.’den talep edip edemeyceği, her iki şirket arasında organik bağ bulunup bulunmadığı konusunda rapor tanzimi için bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi…tarafından tanzim edilen …/…/… tarihli raporda özetle; “…Müflis şirketler …A.Ş. Ve …A.Ş. ortaklarının aynı olduğu, müflis …A.Ş.’nin müflis …A.Ş.’nin kurucu ve büyük hissedarı olduğu, daha bir çok yönüyle her iki şirket arasında sıkı bir bağın bulunduğu, bu nedenle müflis şirketler arasında organik ve yönetsel bağ bulunduğunun anlaşıldığı, davacının kesinleşmiş işçilik alacağından organik bağ nedeniyle her iki şirketin müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması gerektiği, davacının işçilik alacağının … İcra Müdürlüğünün İflas masasına (…/…) kayıt ve kabulünün gerektiği” şeklinde tespit ve rapor edilmiştir.
DEĞERLENDİRME ve GEREKÇE: Dava, davacının müflis şirket ve müflis şirketle aynı grup şirket olduğu belirtilen şirketlerde çalıştığı döneme ilişkin işçi alacağı nedeniyle iflas masasına başvurulduktan sonra iflas masası tarafından talebin reddi nedeniyle açılan sıra cetveline itiraz ile alacağın kayıt ve kabulü istemine ilişkindir.
İİK.245.maddesinde”Alacaklıların masa tarafından neticelendirilmesine lüzum görmedikleri bir iddianın takibi hakkı isteyen alacaklıya devrolunur. Hasıl olan neticeden masraflar çıkarıldıktan sonra devralanın alacağı verilir ve artanı masaya yatırılır.” şeklinde belirtilmiştir.
…İcra Müdürlüğünün …İflas sayılı dosyasında müflis …A.Ş. İle borçlu …A.Ş. Arasında organik bağ bulunduğu gerekçesiyle iflas masasına alacağın kaydı istemiyle talepte bulunulduğu, iflas idare memurluğunun …/…/… tarihli kararı ile alacağın iflas masasına kaydı talebinin reddedildiği görülmüştür.
Mahkememizce çözümlenmesi gereken uyuşmazlığın; borçlu …A.Ş. İle …İcra Müdürlüğünün …İflas sayılı dosyasında müflis …A.Ş. Arasında organik bağ bulunup bulunmadığı, davacının alacağını iflas masasından talep edip edemeyeceği noktasında toplandığı görülmüştür.
Mahkememizce uyuşmazlığın çözümüne ilişkin olarak müflis şirket ile borçlu …A.Ş.’nin ticaret sicil kayıtları da dikkate alınmak suretiyle davacı tarafından talep edilen işçi alacağından müflis şirketin sorumlu olup olmadığı, her iki şirket arasında organik ve yönetsel bağ bulunup bulunmadığı hususlarında rapor alınmasına karar verilmiş, mahkememizce yukarıda tarih ve sayısı belirtilen bilirkişi raporu dosyaya ibraz edilmiştir.
Yargıtay 22.Hukuk Dairesinin 19/06/2017 tarih, 2017/35577 Esas, 2017/14610 Karar sayılı emsal içtihadında; “…Her iki şirketle ilgili ticaret sicil kayıtları getirtilmeli, ortakları ve faaliyet alanları belirlenmeli, dava dışı şirket ile davalı arasındaki ilişkinin gerçek bir işyeri devrine dayanıp dayanmadığı tespit olunmalıdır. Ticaret sicil kayıtları ile gerekirse Vergi Dairesi ve Sosyal Sigortalar Kurumu kayıtları da getirtilerek etraflıca incelenmelidir. Bu doğrultuda çalışmanın devamı olgusu … Şirketi ile … Şirketi arasındaki ilişki değerlendirilmeli ve çalışma süresi yeniden tespit edilmelidir…” şeklinde belirtilmiştir.
Yargıtay 7.Hukuk Dairesinin 16/09/2015 tarih, 2015/31421 Esas, 2015/15318 Karar sayılı emsal içtihadında; “…Uygulamada işverenlerin değişik isimler adında işletme ve şirket kurdukları, aynı yerde değişik isimler adı altında faaliyet yürüttükleri görülmektedir. Buna paralel olarak da işçi bu değişik şirketlerde girdi çıktı veya tabela şirketinde çalışırken sigortası başka bir şirket tarafından yatırılıyor gösterilmektedir. Bu gibi olayların çözümünde organik bağ ve birlikte istihdam konuları araştırılmalıdır.
Ticaret sicil kayıtlarından şirketlerin hakim sermaye ortakları ile diğer şirketin ortaklarının aynı olması, şirketlerin ticaret sicilinde kayıtlı adreslerinin aynı olması, faaliyet konularının aynı olması, aynı adreste faaliyet göstermeleri hallerinde organik bağdan söz edilebilir.
Firmaların ticari merkezleri, faaliyet alanları ve yönetim kurulu üyelerinin aynı kişiler olması, davacının ara vermeksizin bir şirketten diğerine geçiş yapması, kesintisiz çalışmaya devam etmesi hallerinde şirketler arasında organik bağ bulunmaktadır
Bir şirketin kapatılarak kapanan şirketin çalışanlarının aynı ortaklara bağlı başka şirkette çalıştırılması halinde de işyeri devrinden değil organik bağdan hareket etmek gerekir.
Organik bağ birlikte istihdam şeklinde de karşımıza çıkabilir. Birlikte istihdam bir işçinin aynı hizmeti, birbiri ile yönetimsel, ticari veya sözleşmesel bir bağı bulunan birden fazla işverene sunmasıdır. Bu şirketler genel olarak grup veya aile şirketleri olarak karşımıza çıkar. Kısmi süreli çalışma gibi ayrım yapılması hangi şirkete ne kadar hizmet verdiği çalışma içiçe girdiğinden bilinmesi mümkün değildir. Tüm şirketlerin idare müdürlüğünün aynı şahıs tarafından yapılması, şirketlerin birlikte kullandığı binanın girişinde verilen güvenlik hizmetleri, ulaşım, temizlik, kafeterya ve yemek hizmetlerinin yine tüm işverenlere karşı verilmesi, işçinin bütün şirketlere aynı anda hizmet etmesi halinde, ücret işverenlerin biri ya da birkaçı tarafından ödense veya sosyal sigorta priminin başka bir işverence yatırılsa bile birlikte istihdam sözkonusudur.
Organik bağ ve birlikte istihdam hallerinde bütün şirketler işçilik alacaklarından müteselsilen sorumludurlar…” şeklinde belirtilmiştir.
Dava konusu somut olayda, yukarıda belirtilen kanun maddesi ve emsal içtihadlar doğrultusunda yapılan değerlendirmede: Mahkememizce alınan hüküm kurmaya, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; Mahkememizdeki aynı müflis şirkete karşı açılan ve karar verilen diğer sıra cetveline itiraz ve kayıt-kabul davalarında da tespit edildiği üzere; Müflis şirket ile borçlu şirketin yönetim kurulu başkanlarının aynı olduğu, yönetim kurulu üyelerinin de çoğunluk olarak aynı kişilerden oluştuğu ve şirketin aynı kişiler tarafından yönetildiği, müflis şirketin borçlu …AŞ.’nin logosunu kullandığı, müflis şirketin faturalarındaki kaşelerde de fatura düzenleyen olarak her iki şirketin isminin belirtildiği, davacının müflis şirkette işe başladığı ve borçlu şirkette çalışmasına kesintisiz olarak devam ettiği, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde her iki şirket arasında organik ve yönetsel bağ bulunduğu, buna göre davacının işçilik alacağı ile ilgili olarak müflis şirket ile borçlu şirket arasında müteselsil sorumluluk bulunduğu anlaşılmakla davacının …İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı takip dosyasında kesinleşen 187.439,13 TL’lik işçi alacağından davalı müflis …A.Ş.’nin sorumlu olduğunun kabulü ile alacağın …İcra Müdürlüğünün … İflas dosyasına kayıt ve kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Yargıtay 23.Hukuk Dairesinin 26/02/2018 tarih, 2017/1979 Esas, 2018/542 Karar sayılı emsal içtihadında; “…Kayıt kabul davaları maktu harç ve maktu vekalet ücretine tabidir. Bu nedenle mahkemece davalı müflis şirket hakkında nispi harç ve nispi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır…” şeklinde belirtildiği üzere Mahkememizce açılan davada alınması gereken harcın maktu harç olduğu ve yine taraf vekilleri lehine de maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği kabul edilmiş ve açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı gerekçeli kararda anlaşılacağı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜNE; Buna göre …İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı takip dosyasında davacı alacağı olan 187.439,13 TL’nin, …İcra Müdürlüğünün … İflas dosyasında iflas idare memurluğunun … tarihli red kararının KALDIRILARAK KAYIT VE KABULÜNE,
2-Alınması gerekli 44,40-TL harçtan peşin alınan 31,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 13,00-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan; 67,48-TL ilk dava masrafı, 59,50-TL davetiye, 62,20-TL müzekkere, 750,00-TL bilirkişi giderinden ibaret toplam 939,10 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafça dosyaya yatırılan gider avansından dosyada kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacı tarafa İADESİNE,
5-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davacı lehine takdir edilen 2.725,00- TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
Dair; davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/04/2019

Katip …
¸E- İmzalı

Hakim …
¸E- İmzalı