Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/359 E. 2019/184 K. 20.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/359 Esas
KARAR NO : 2019/184
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 22/06/2017
KARAR TARİHİ : 20/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; 10/04/2017 tarihinde Manisa … ilçesinde meydana gelen kazada davalı şirket tarafından … poliçe numarası üzerinden ZMMS sigortası yapıldığını, … plakalı aracın müvekkillerinin oğlu …’in kullandığı tescilsiz motosikletin çarpışması sonucu müvekkillerinin murisinin hayatını kaybettiğini, kaza ile ilgili olarak yürütülen … Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturmasının devam ettiğini, kaza tespit tutanağına göre her iki sürcüsününde KTK’nın 52/1-A maddesinde düzenlenen kuralı ihlal ettiklerinin belirlendiğini, davalı sigorta şirketine başvurunun yapıldığını, başvuru üzerine … numaralı hasa rdosyası kapsamıda … tarihinde müvekkillerine 28.393,20 TL ödemenin yapıldığını, yapılan ödemenin zararlarını karşılamadığını belirterek müvekkili… ve … için şimdilik 1.000,00 TL destekten yoksun kalmaz tazminatı, 20.000,00 TL ‘de ayrı ayrı manevi tazminat talebinin taraflarına ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar …ve … vekilinin mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; Yetki itirazında bulunduklarını, … Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu beyan ettiklerini, kazanın …’de meydana geldiğini, müvekkillerine karşı açılan davanın haksız ve yersiz olduğunu, müvekkillerinin kusurunun bulunmadığını, kazada …’in asli ve tam kusurlu olduğunu, gerekirse bilirkişi incelemesi yapılmasını talep ettiklerini, müvekkillerinin kazada kusurlu olmaması sebebiyle manevi tazminat taleplerinin oluşmadığını, yasal şartları oluşmayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Sigorta şirketi vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan … plakalı aracın 14/05/2016 – 2017 tarihileri arasında gerçerli olmak üzere müvekkili şirket tarafından sigortalandığını, kaza sebebiyle müvekkili şirkete müracaatta bulunulduğunu ve bunun üzerine … numaralı hasar dosyasının açıldığını, müteveffanın annesi ve babası için Aktüer Hesabı yaptırıldığını ve bu hususta davacı anneye 18.146,78 TL baba’ya ise 13.401,05 TL olmak üzere toplam 28.393,20 TL ödemenin 31.05.2017 tarihinde yapıldığını, kazada müteveffanın müterafik kusurunun dikkate alınması gerektiğini, kaskının olmadığınını açıkça belirtildiğini, müvekkili şirketin poliçeden kaynaklanan sorumluluğunu yerine getirdiğini ve davacılara hesaplanan dektekten yoksun kalma tazminatının ödendiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Dava, trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kaldıklarını belirten davacılar tarafından kazaya karışan aracın işleten/sürücü ve ZMMS’ine karşı açılan maddi tazminata ile işleten ve sürücüsü aleyhine açılan manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar vekili … havale tarihli dilekçesi ile sigorta kapsamına giren zararların ödendiğini belirterek davalı sigorta şirketine yönelik olarak maddi tazminat taleplerinden feragat ettiklerini, davalı sigorta şirketi de aynı tarihli dilekçe ile feragati kabul ettiklerini ve yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri bulunmadığını beyan etmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun … sayılı kararında; … dava trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece yetki itirazının kabulü ile dava dilekçesinin yetkisizlik nedeniyle reddine ve dosyanın Erzurum Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiş, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde yer alan gerekçelerle oy çokluğu ile bozulmuştur. Mahkemece yetkili olmayan bir mahkemenin yorum yoluyla yetkili sayılmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle önceki kararında direnilmiştir. Direnme kararı davacılar vekili ve davalı … Tur. Sey. Ve Tic. Ltd. Şti. tarafından temyiz edilmiştir. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, trafik kazası sonucu ölüm nedenine dayalı olarak sigorta şirketi aleyhine açılan tazminat davasında, sigorta şirketinin bölge müdürlüğünün bulunduğu yerin yetkili olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davacılar vekilinin temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede;
Yetki, bir davaya hangi yerdeki hüküm mahkemesi tarafından bakılacağını belirtir. Burada, yer bakımından (coğrafi bakımdan) bir davanın hangi (neredeki) mahkeme tarafından görüleceği söz konusudur(KILIÇ,H.:Açıklamalı ve İçtihatlı HMK,Ankara,s,585,Kuru B.:Hukuk Muhakemeleri Usulü sh. 2616’ya atfen).
Davalının birden fazla olması hâlinde yetki kuralını düzenleyen 6100 sayılı HMK’nın 7.maddesi “(1) Davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Ancak, dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılır. (2) Birden fazla davalının bulunduğu hâllerde, davanın, davalılardan birini sırf kendi yerleşim yeri mahkemesinden başka bir mahkemeye getirmek amacıyla açıldığı, deliller veya belirtilerle anlaşılırsa, mahkeme, ilgili davalının itirazı üzerine, onun hakkındaki davayı ayırarak yetkisizlik kararı verir.” hükmünü içermektedir.
Haksız fiilden doğan davalarda yetki kuralını düzenleyen 16. maddesi ise; “ (1) Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.”şeklindedir.
4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nun ilga edilen 25. maddesinde sigorta sözleşmesinden doğan anlaşmazlıklarda, tazminat ve rücu talepleri nedeni ile açılacak davalarda ve icra takiplerinde yetkili mahkemenin veya icra dairelerinin; sigorta şirketinin veya şubesinin, sigorta sözleşmesini yapan acentenin, sigortalının, hak sahibinin, rücu edilenin ikametgahındaki veya zarara yol açan olayın meydana geldiği yerdeki mahkemelerin ve icra dairelerinin olduğu düzenlenmiştir.
Karayolu Taşımacılığı Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları’nın C.8. maddesinde de yetkili mahkemeler belirlenmiş ve genel şartlarda “Sigorta sözleşmesinden doğan anlaşmazlıklar nedeniyle sigortacı aleyhine açılacak davalarda yetkili mahkeme, sigorta şirketinin merkezinin veya sigorta sözleşmesine aracılık yapan acentenin ikametgahının bulunduğu yerdeki veya zarara yol açan olayın meydana geldiği yerdeki; sigortalı aleyhine açılacak davalarda ise davalının ikametgahının bulunduğu yerdeki ticaret davalarına bakmakla görevli mahkemedir. ” şeklinde düzenleme getirilmiştir.
Sigorta Şirketleri ve Reasürans Şirketlerinin Kuruluş ve Çalışma Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 10. maddesinde, şirketlerin bölge müdürlükleri ve şube açmak suretiyle yurt içinde teşkilatlanmasının, yurt dışında şube veya temsilcilik açması ilgili diğer mevzuat hükümleri saklı kalmak kaydıyla serbest olduğu, ancak bu şekilde faaliyete başlanmasını ve faaliyetin sona erdirilmesini müteakip bir ay içinde şirketçe Müsteşarlığa bildirimde bulunulması gerektiği belirtilmiştir.
Somut olayda, davacı vekili davayı müvekkillerinin murisinin yolcusu olduğu otobüsün malikine, işletenine, sürücüsüne ve zorunlu taşımacılık mali mesuliyet ve kasko sigortacısına yönelterek davayı bölge müdürlüğünün bulunduğunu düşündüğü yer olan Konya’da açmıştır. … tarihinde meydana gelen trafik kazasında, kazanın meydana geldiği yer Aksaray’dır. Davacıların yerleşim yeri Karaman, her iki davalı şirketin merkez adresi ise Erzurum’dur. Sigorta şirketinin genel merkez adresi ise Ümraniye/İstanbul’dur. Mahkemece 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 7, 10, 14 ve 16. maddeleri uyarınca Erzurum Mahkemelerinin yetkili mahkeme olduğu gerekçesi ile yetki itirazında bulunan davalılar bakımından dosya tefrik edilerek yetkisizlik kararı vermiştir.
Mevcut bu durum karşısında, davacılar davasını aracın zorunlu trafik sigortasını düzenleyen şirkete değil de, zorunlu taşımacılık mali sorumluluk sigortasını ve kasko sigorta poliçesini düzenleyen şirkete yönelttiğinden 2918 sayılı yasanın eldeki davada uygulanma olanağı bulunmamaktadır. Her ne kadar, 2918 sayılı KTK’nın 110/2. Maddesi ile uyumlu olsa dava tarihi dikkate alındığında, dava konusu araç otobüs olduğundan olaya 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nun ilga edilen 25. maddesi uygulanmalıdır. Ne var ki her iki yasanın da ilgili maddelerinde bölge müdürlüğünün yetkili olduğu yönünde bir düzenlenme bulunmamaktadır. Kanunda bulunmayan bir düzenleme de yorum yolu ile genişletilemez. Bu durumda 4925 sayılı Yasanın 25. maddesi ve 6100 sayılı HMK’nın 7. maddesi hükmü uyarınca, bölge müdürlüklerin bulunduğu yer mahkemelerinin de yetkili mahkeme olarak kabul edilemeyeceği sonucuna ulaşılmıştır.
Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında merkez veya şubenin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemeleri, Kanun (4925 s. Karayolu Taşıma Kanunu) uyarınca yetkili kabul edildiğine göre, acente ve şubeyi denetleyen üst merci olan, genel merkezin emir ve talimatı doğrultusunda çalışan ve yetkisi şubeye göre daha fazla olan bölge müdürlüğünün bulunduğu yer mahkemesinin de yetkili olduğu yönünde görüş ileri sürülmüş ise de, bu görüş Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir. şeklinde karar verilmiştir.
Yukarıdaki tüm açıklamalar ve değinilen Hukuk Genel Kurulu kararı bir arada incelendiğinde, somut olayda, dava konusu trafik kazasının … ilçesi sınırlarında gerçekleştiği, davalılar … ve …’in yerleşim yeri adresinin …/ MANİSA olduğu, sigorta poliçesinin davalı sigorta şirketinin İstanbul Bölge Müdürlüğü tarafından düzenlendiği, davalılar … ile …vekili tarafından davaya cevap süresi içerisinde yetki ilk itirazında bulunulduğu, yukarıda değinilen Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı uyarınca, davalı sigorta şirketinin Antalya ilinde bölge müdürlüğünün olmasının tek başına mahkememizi yetkili mahkeme haline getiren bir unsur olarak kabul edilemeyeceği, her ne kadar mahkememizce yapılan öninceleme duruşmasında mahkememizin yetkili mahkeme olduğu husus tespit edilmiş ise de, bu haliyle mahkememizin davaya bakma konusunda yetkili olmadığı, yetkili mahkemenin … Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu kanaatine varılmış ve aşağıdaki
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
2-Kararın kesinleşmesi ve talep edilmesi halinde dosyanın yetkili ve görevli … Asliye Hukuk Mahkemesine (Ticaret Mahkemesi sıfatıyla ) GÖNDERİLMESİNE,
3-Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmesi halide mahkememizce ek karar ile davanın açılmamış sayılmasına dair karar verilmesine, harç, yargılama gider ve vekalet ücretinin verilecek olan ek kararda BELİRTİLMESİNE,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde yetkili mahkemeye dosyanın gönderilmesinin talep edilmesi halinde harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin yetkili mahkeme tarafından karara BAĞLANMASINA,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanunu yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.20/03/2019

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza