Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/201 E. 2022/592 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/201 Esas
KARAR NO : 2022/592
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/04/2017
KARAR TARİHİ: 30/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacılar vekili mahkemeye sunmuş olduğu dava dilekçesinde, müvekkillerinin ekonomik sıkıntıya düşmeleri nedeniyle nakit paraya ihtiyaç duyduklarını, bu amaçla dava dışı … isimli şahısla tanıştıklarını, kendisinin davacılara 300.000 euro tutarında nakit para vermesinin kararlaştırıldığını, karşılığında müvekkilleri tarafından keşide ve aval verilen toplam tutarı 2.300.000 TL olan çeklerin adı geçen kişiye verildiğini, …’in hissedarı olduğu …Mimarlık A.Ş. ‘nin lehtar olarak gösterildiğini ancak adı geçen şahsın müvekkillerine ödeme yapmadığı gibi tüm çekleri de teslim alıp dava konusu çeki ciro yoluyla …’a, bu kişinin de eşinin tek yetkili olduğu, davalı … Ltd. Şti’ne kendi cirosunu iptal ederek teslim ettiğini, … Ltd. Şti’nin de aralarında ticari ilişki ve borç olmaksızın davalı …Turizm Ltd. Şti’ne ciro ettiğini, davalı bankanın çekin hangi ticari ilişkinin karşılığı olduğunu araştırmakla yükümlü olmasına rağmen bu yükümlülüğün yerine getirilmeksizin çeki kabul ettiğini, tüm davalıların kötü niyetli olduğunu, davaya konu 50.000,00 TL bedelli çekin de aynı durumda olduğunu ve bedelsiz kaldığını, … isimli şahıs hakkında cumhuriyet savcılığına tefecilik ve dolandırıcılık suçları nedeniyle suç duyurusunda bulunduklarını ileri sürerek, davaya konu çek nedeniyle müvekkillerinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi istemli açmış olduğu davada İİK’nun 72/2 maddesi uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı …vekili mahkemeye sunmuş olduğu cevap dilekçesinde, Müvekkili şirketin, 20.08.2015 tarihinden itibaren faaliyet göstermekte, faaliyet konusunun ise inşaat sektörü olup; otel, Club, Beach vb gibi büyük firmalara mimari proje, bakım, onarım, tadilat gibi hizmet sunduğunu, hizmet verdiği firmaların otel, club olduğu düşünüldüğünde ilgili hizmetlerin bedelinin oldukça yüksek olduğunu, davacı tarafından soyut ve mesnetsiz iddialara dayanarak açılmış olan davayı kabul etmediklerini, iş bu davanın açıkça hukuka aykırı ve reddi gerektiğini, dava dilekçesi incelendiğinde görüleceği üzere davacı tarafından müvekkilinin tefeci olduğuna dair zorlama bir şekilde senaryo yaratılmaya çalışılarak, haksız hukuki yarar elde etme amacıyla borçtan kurtulma çabasına girişildiğini, davacının bir tacir olduğu gözetildiğinde bu hususun açıkça ortaya çıktığını, kimsenin kendi kusuruna dayanarak hak iddia edemeyeceğini, davacı tarafından iddia edildiği gibi bir durum söz konusu olmuş olsa bile şirket yetkilisi …tarafından aval verilmesinin bir nedeni olmadığını, davacı tacir olduğundan avalimdir yazmanın hukuki mahiyeti ve önemini bildiğini, bu durum bile başlı başına davacının borçtan kurtulma çabasını ortaya koyduğunu, kambiyo senedinin illetten mücerret olduğunu, taraflar arasında bir hukuki ilişkiye dayanma zorunluluğu bulunmadığını, ek olarak sunulacak faturalardan da görüleceği üzere taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu, davacı firmaya ait …Otel ve …Hotel’de yapılacak tadilat ve projelerine ilişkin olduğunu, müvekkili firmanın faaliyet alanı yukarıda belirtildiği üzere otel, club gibi büyük firmalarla çalışıyor olması nedeniyle buna ilişkin kambiyo evrakı alınması ticari hayatın olağan akışına uygun olduğunu, dava dışı …Tic. Ltd. Şti ile aynı şekilde ticari ilişki bulunduğu, müvekkilin bu şekilde faaliyet gösterdiği davacı tarafından da kabul edildiğini, davacının, dava dışı şahısları da davanın tarafı gibi göstererek müvekkilinin ticari itibarını da zedeleyerek borçtan kurtulma çabasında olduğunu, günümüzde de yüksek bedellerin tahsilini kolaylaştırmak amacıyla kambiyo evrakının kullanılmasının oldukça yaygın bir durum olup, sırf bu sebebe dayanılarak müvekkilinin tefeci olduğunun iddia edilmesinin ticari hayatın gereğinini yerine getiren müvekkile karşı bir iftiradan ibaret olup, bu nedenlerle davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili mahkemeye sunmuş olduğu cevap dilekçesinde, müvekkilinin davalı uçak bilet satış işiyle uğraşmakta olup, davaya konu … Bankasını ait … tarihli 50.000,00 TL bedelli çek müşterisi ve sürekli bilet alımı gerçekleştiren … İnş. İle olan ticari ilişkileri sonucu ciro yoluyla müvekkiline geçtiğini, ciro edilen iş bu çekin tahsil edilmek üzere bankaya ibraz edildiğini ancak karşılıksız çıktığını, dava konusu çekin karşılıksız çıkması üzerine çek cirantası diğer davalı şirket ile irtibata geçildiğini ve çek aslının şirket adına …’e iade edildiğnii, müvekkili şirket yetkilisi …’ın Antalya CBS’nın …Soruşturma sayılı dosyasına verdiği ifadesinde bu hususların açıkça belirtildiğini, diğer davalı ve dava konusu çeki müvekkili şirkete ciro eden şirket ile müvekkili şirket arasında çok eskiye dayanan ticari ilişki bulunmakta olup davacı tarafça ileri sürülen iddiaların hiçbirisinin gerçeği yansıtmadığını, bu sebeple iş bu davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa bırakılmasını talep etmiştir.
Davalı banka vekili mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde, kimsenin kendi kusuruna dayanarak hak iddia edemeyeceğini, davacıların sunmuş oldukları dava dilekçesinde dava konusu çekin tefecilik ilişkisinden kaynaklandığını ikrar ettiklerini, bu nedenle, davacıların kötü niyetli taleplerinin dikkate alınmaması gerektiğini, müvekkili bankanın mevcut durumda ne hamil ne de müracaat borçlusu durumunda olmadığını, husumet eksikliği nedeniyle davanın reddi gerektiğini, kıymetli evrakta şahsı defilerin hukuki ilişkinin tarafı olunan kişilere ileri sürülebilmesi için hamilin bilerek borçlu zararına iktisap etmesi şartı arandığını, davacıların müvekkili bankanın dava konusu çeki bilerek borçlu zararına iktisap kastıyla devraldığı iddiasını ispat edemediğini, bu sebeplerle davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER. Dosyada tüm deliller toplanmış, Antalya …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası celp edilmiş, …Bankası ve … Bankasına yazılan müzekkere cevapları celp edilmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava menfi tespit davasıdır.
Uyuşmazlık; takip ve dava konusu çek nedeniyle davacının davalılara karşı borçlu olup olmadığına ilişkindir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72. maddesi gereğince borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi).İspat yüküne ilişkin bu genel kural, menfi tespit davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit davalarında da, tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Menfi tespit davasında borçlu ya borçlanma iradesinin bulunmadığını ya da borçlanma iradesi bulunmakla birlikte daha sonra ödeme gibi bir nedenle düştüğünü ileri sürebilir. Davacı taraf kambiyo senedinden dolayı borçlu olmadığının tespitini istediğine göre, konunun hem kambiyo hem de ispat hukuku açısından ele alınıp, değerlendirilmesi gerekir.
Borçlu borcun varlığını inkar ediyorsa, bu durumlarda ispat yükü davalı durumunda olmasına karşın alacaklıya düşer. Borçlu varlığını kabul ettiği borcun ödeme gibi bir nedenle düştüğünü ileri sürüyorsa, bu durumda doğal olarak ispat yükü kendisine düşecektir.
Görülmektedir ki, menfi tespit davasında kural olarak, hukuki ilişkinin varlığını ispat yükü davalı/alacaklıdadır ve alacaklı hukuki ilişkinin (borcun) varlığını kanıtlamak durumundadır. Borçlu bir hukuki ilişkinin varlığını kabul etmiş, ancak bu hukuki ilişkinin senette görülenden farklı bir ilişki olduğunu ileri sürmüşse bu kez, hukuki ilişkinin kendisinin ileri sürdüğü ilişki olduğunu ispat külfeti davacı borçluya düşmektedir. Zira, davacı borçlu senedin varlığını kabul etmekle birlikte bir hukuki ilişkiye dayanmadığını değil, başka bir hukuki ilişkiye dayandığını ileri sürmekte; temelde bir hukuki ilişkinin varlığını kabul etmektedir
Bir kambiyo senedi düzenleyip veren ve bu senedi alan herkes, bütün hukuki işlemlerin yapılmasına temel teşkil eden bir gayeye ulaşmak istemektedir. Kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliği, temel ilişkiden kaynaklanan temel talebin ve bununla ilgili olarak taraflar arasında varılmış amaca ilişkin mutabakatın geçerliliğinden tamamen bağımsızdır. Kambiyo senedinden doğan talep hakkına kambiyo hukuku, temel talebe ise, bu talebin ait olduğu hukuk kuralları uygulanır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72. maddesi gereğince borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir.
İspat yükü üzerine düşen taraf ancak ispata “elverişli” deliller ile iddiasının haklılığını kanıtlayabilir. Kanun koyucu HMK’nın 200. maddesinde belli miktarın üzerindeki uyuşmazlıklar yönünden bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukukî işlemlerin senetle ispatını zorunlu kılmış ve bu miktar dâhilinde kalan bir alacağın takdiri delillerle ispatına imkân vermemiştir. Nitekim aynı hususlara Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 28.09.2021 tarihli ve 2017/(19)11-936 E., 2021/1090 K. sayılı kararında da değinilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı TTK) kambiyo senetlerine ilişkin hükümleri poliçe esası üzerine kurulmuştur. Kanun, kambiyo senetlerinin ortak olan hükümlerine poliçe başlığı altında yer vermiş; bono ve çek hakkında ise ortak hükümlere yollama yapmakla yetinmiştir.
Çek, 6102 sayılı TTK’nın üçüncü kitabı ile 5941 sayılı Çek Kanunu ve bu Kanun uyarınca çıkarılan tebliğlerle düzenlenen bir kıymetli evraktır. 6102 sayılı TTK’nın 670 vd. düzenlemelerine göre çek de poliçe ve bono gibi bir kambiyo senedidir ve 780-823. maddeleri arasında düzenlenen çeke 818. maddenin yaptığı atıflar çerçevesinde poliçeye ilişkin hükümlerin uygulanması kabul edilmiştir (Bozer, Ali /Göle, Celal: Kıymetli Evrak Hukuku, Ankara, 2018, s. 221).
Çek, 6102 sayılı TTK’da tanımlanmamıştır. Çeke ait hükümler göz önüne tutularak çek şöyle tarif edilebilir: Çek, Kanun’un öngördüğü belirli şekil şartlarına bağlı, soyut ve kayıtsız şartsız bir bedelin ödenmesi konusunda sadece bankalar üzerine düzenlenebilen, kıymetli evraktan sayılan özel bir havaledir. (Tuna., Ergun/ Göç Gürbüz, Diğdem:Ticaret Hukuku Prensipleri Kıymetli Evrak, Ankara 2018, s. 268).
Bu havalenin yazılı şekilde yapılması, belli şekil şartlarını içermesi ve kayıtsız şartsız bir ödeme yetkisi biçiminde olması gerekir. Çek düzenleyen, muhataba belirli bir bedeli lehtara ödeme, lehtara da tahsil yetkisi veren bir kambiyo senedidir. Çek bir ödeme aracıdır. Ancak poliçe ve bonodaki gibi kredi işlevine haiz değildir. Ticari hayatta yaygın olarak ileri tarihli çek düzenlenerek çekin kredi veya teminat aracı olarak kullanıldığı görülmektedir. Bu kullanım şeklinin dahi çekin ödeme aracı olma özelliğini ortadan kaldıramayacağı unutulmamalıdır. Çek muhatap banka tarafından görüldüğünde meşru hamil olan kişiye nakden ödenir. ( Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, E: 2017/(19)11-1662 K.: 2021/1357 )
6102 sayılı TTK.nın 818/1-e maddesi maddesi atfıyla çeklere de uygulanması gereken 687. maddesi uyarınca, temel ilişkideki defiler hamile karşı ileri sürülemez; meğer ki hamil, senedi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun.
Yukarıdaki kanun maddesi ve istikrar kazanmış Yargıtay İçtihatlarına göre, keşideci lehdara karşı ileri sürebileceği şahsi defileri, senedi ciro yoluyla devralan diğer hamillere karşı ileri süremez. Bu durum, kıymetli evrakın kendini doğran hukuki işlemden mücerretliği (soyutluğu) ilkesi gereğidir. Bu ilke gereğince keşideci, hamile karşı bedelsizlik iddiasında bulunamaz. Senet bedelinin lehdara haricen ödediğini ileri süremez. Hatır senedi olduğunu ileri süremez. Temel hukuki ilişkinin geçersizliğini de ileri süremez. Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür.
Somut olayda davacı vekili, müvekkillerinden …’ün eski eşi …’ın koordinatörlüğünü yaptığı davacı şirketin ekonomik sıkıntıya düştüğünü, bu amaçla davalı şirketlerden …Mimarlık A.Ş.’nin yetkilisi ve hissedarı olan …isimli şahıstan faizle para temini için başvurduklarını, güvence bedeli olarak verdikleri çeklere karşılık herhangi bir para almadıklarını ileri sürerek, davaya konu 50.000 TL bedelli çek nedeniyle müvekkillerinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Takibe dayanak olan çekte davalı …Mimarlık Şirketinin lehtar diğer davalıların ciranta konumunda bulunduğu, davacı şirketin keşideci davacı …’ün ise avalist olduğu görülmüştür. .
Tüm dosya kapsamı yukarıdaki açıklamalar ve tespitler ışığında değerlendirildiğinde; ; davacıları Antalya 14. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına konu olan …tarihli 50.000,00 TL bedelli çekin teminat çeki olduğu ve bedelsiz kaldığını iddia ettiği, dava konusu çekte davacı şirketin keşideci, davacı …’ün ise avalist sıfatına sahip olduğu, davacıların senet üzerindeki hak sahibi davalı cirantalara karşı ileri sürdüğü bedelsizlik ve teminat çeki iddiasının davalıların, davacı borçluların zararına hareket etmiş olduğu ispatlanmadıkça dinlenemeyeceği, ispat yükü üzerine düşen davacıların iddialarını ispat edemediği kanaatine varıldığından davacıların davalı ciranta konumundaki davalılar …Ltd Şti ve … Bankası Anonim Şirketine yönelttikleri davanın reddi gerekmiştir. İcra takibine mahkememizce tedbir kararı verildiğinden ve tedbir kararı infaz olduğundan İK. 72/4 gereği tedbir konulan alacağın %20’si tutarındaki 10.000,00 TL tazminatın davacılardan tahsili ile takip alacaklısı davalı …Ltd. Şti’ne verilmesine karar vermek gerekmiştir.
Davalı … Mimarlık Şirketine yöneltilen dava yönünden incelemede ise davacıların çek lehtarı konumundaki davalı … Mimarlık Şirketine karşı şahsi defilerden teminat ve bedelsizlik iddiası öne sürdüğü, çek bedeli nazara alındığında çekteki teminat ve bedelsizlik iddiasının kesin delillerle ispatının gerekli olduğu bu sebeple davacılara dava dilekçesinde dayandıkları yemin delili hatırlatılmış bunun üzerine davacılar vekili süresinde yemin metnini hazırlayıp mahkememize sunarak usulüne uygun olarak yemin deliline başvurmuştur. Davalı …Mimarlık Şirketi yetkilisi …adına “yemine konu hususlar hakkında sorulacak sorular ile ilgili tarafın geçerli bir özrü olmaksızın yemin için tayin olunan gün ve saatte mahkemeye bizzat gelmediği veya gelip de yemini iade etmediği yahut yemini eda etmekten kaçındığı takdirde, yemin konusu vakıaları ikrar etmiş sayılacağı” meşruhatını içerir davetiyenin usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen davalı şirket yetkilisinin talimat mahkemesindeki duruşmada hazır bulunmamıştır. Bu sebeple 6100 s. HMK m.229 gereği davalı …Mimarlık Şirketi yetkilisi yemin konusu vaka olan çekin teminat çeki olduğu ve bedelsiz kaldığı hususunu ikrar etmiş sayılmıştır. Bu sebeple davalı … Mimarlık Şirketine yöneltilen davanın kabulüne dava konusu çek nedeniyle davacıların davalı …Mimarlık Şirketine karşı borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklanacağı üzere;
1-Davalı … Mimarlık Şirketine açılan davanın KABULÜ İLE, …Bankası Antalya Şubesine ait …keşide tarihli … nolu 50.000,00 TL bedelli çek nedeniyle davacıların davalı …Mimarlık Şirketine karşı borçlu olmadığının TESPİTİNE,
2-Diğer davalılara açılan davanın REDDİNE,
3-İİK. 72/4 gereği tedbir konulan alacağın %20’si tutarındaki 10.000,00 TL tazminatın davacılardan tahsili ile davalı …Ltd. Şti’ne VERİLMESİNE,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 3.415,50 TL den peşin alınan 853,88 TL nin mahsubu ile eksik alınan 2.561,62 TL nin davalı …Anonim Şirketinden alınarak, hazineye irad kaydına,
5-Davacının yapmış olduğu ilk dava masrafı, posta ve müzekkere ücretinden ibaret toplam 2.769,30 TL nin davalı … Anonim Şirketinden alınarak, davacıya verilmesine,
6-Yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 7.300,00 TL vekalet ücretinin davalı … Anonim Şirketinden alınarak, davacıya verilmesine,
7-Yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 7.300,00 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalı …Anonim Şirketi hariç kendisini vekille temsil ettiren diğer davalılara verilmesine,
8-Davalı …Bankasının yapmış olduğu 103,00 TL yargılama giderinin davacılardan alınarak, …Bankasına verilmesine,
9-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansı ve varsa teminatın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekili …ile davalı …vekili …’ın yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/06/2022

Katip…
¸e-imzalıdır

Hakim…
¸e-imzalıdır