Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/144 E. 2019/254 K. 15.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/144
KARAR NO : 2019/254
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/03/2017
KARAR TARİHİ : 15/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili …/…/… tarihli dava dilekçesinde özetle; davacı tarafından, davalıya ekli faturalar içeriğinde belirtilen domates tohumları sattığını, davalıya malların teslim edildiğini, davacı tarafından düzenlenen cari hareket dökümüne göre, …/…/… tarihi itibariyle, davalı borçlunun 5.581,07 TL tutarında borcu bulunduğunu, bunun üzerine … İcra Müdürlüğünün …/… takip sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlattıklarını, davalının …/…/… tarihinde yetki ve borca itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu, davalının İcra Dairesine verdiği itiraz dilekçesinde yetki itirazında bulunduğunu, davalının yetki itirazında haksız olduğunu, TBK 89. Maddesi gereği takip konusu borcun para alacağına ilişkin olması sebebiyle davacının yerleşim yeri olan … İcra Dairelerinde takip başlatmasında hukuka aykırı bir durum bulunmadığını, davalının fatura konusu malları da imzası karşılığında teslim aldığını, malları teslim almasına ve fatura içeriğine karşı herhangi bir itirazda bulunmayan borçlunun herhangi bir ödeme belgesine dayanmayan haksız ve hukuka aykırı nitelikteki itirazının iptali ile takibin devamını, alacağın %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı asil …tarihli cevap dilekçesinde: Davanın hem usul bakımından hem de esas bakımından haksız, yersiz, usul ve yasalara aykırı olduğunu, … İcra Müdürlüğünün takip dosyasında yetki itirazında bulunduğunu, yetki konusunun çözülmesi görevinin … İcra Hukuk Mahkemesinin olduğunu, alacaklı yanın icra dosyasında müstenidat olarak dayandığı cari hesap sözleşmesinin kendileri arasında yapılmadığını, dava dilekçesinde belirtilen faturalara delil olarak dayanıldığı iddiası ile iddianın genişletilmesini kabul etmediğini, bu sebeplerle haksız ve yersiz açılan davanın reddini talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME ve GEREKÇE: Dava, faturaya dayalı olarak yapılan ilamsız takipte borçlu davalı tarafından yapılan itiraz üzerine alacaklı tarafından açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davalının tacir olup olmadığı hususunda Vergi Dairesine ve Ticaret Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazılmış, gelen yazı cevaplarından davalının tacir olmadığı anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK’nun 4.Maddesinde bu kanundan doğan hukuk davalıların ticari dava sayıldığı, aynı kanunun 5.Maddesinin 2.Fıkrasında bir yerde ticaret mehkemesi varsa Asliye Hukuk mahkemesi’nin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4.maddesi uyarınca ticari sayılan davalara Ticaret Mahkemesince bakılacağı husus düzenlenmiştir.
Yargıtay 20.Hukuk Dairesi’nin 27/01/2016 tarih 2015/8409 Esas 2016/1048 Karar sayılı emsal içtihatında ; “…Dava açıldığı tarihte yürürlükte olan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1 maddesine göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; bu Kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Aynı Kanunun 5/1. maddesine göre ise “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.
Somut olayda dava; temizlik işleri ile uğraşmakta olan davalı şirketin, davacı Belediyenin açmış olduğu temizlik ihalesini aldığı ve davacı belediye tarafından ihale gereği ödenmesi gereken bedelin ödenmesine rağmen, davalı şirketce icra takibine başvurulduğu ve icra takibinin kesinleşmesinden dolayı davacı belediyenin borçlu olmadığının tespitine ilişkindir. Her ne kadar, davalı taraf ticari şirket olsa da, davacının tacir olmadığı anlaşılmakla uyuşmazlığın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında kalmadığı, bu nedenle de davanın asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği anlaşılmaktadır…”
Yine Yargıtay 20.Hukuk Dairesi’nin 13/12/2016 Tarih 2016/13625 Esas 2016/12143 Karar sayılı emsal içtihatında da ; “…Her ne kadar davacı taraf ticari şirket olsa da; davalının tacir olmadığı anlaşılmakla uyuşmazlığın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında kalmadığı, itirazın iptali istemine ilişkin olduğundan asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği…” belirtilmiştir.
Somut olayda ; Her ne kadar dava Mahkememizde açılmış ise de; tarafların tacir olup olmadığı hususunda … Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan yazımıza verilen … tarihli cevapta; davalı …’in kaydı veya şirket ortaklığı bulunmadığının bildirildiği, … Vergi Dairesine yazılan yazımıza verilen …/…/… tarihli cevapta; davalı …’in …/…/…. tarihinde daireleri mükellefi olduğu ve …tarihi itibariyle de faaliyetine son vermesi nedeniyle vergi kayıtlarının devam etmediğinin tespit edildiğinin bildirildiği görülmüştür.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, Asliye Hukuk Mahkemesi ile mahkememiz arasındaki ilişki görev ilişkisidir.
Yukarıda belirtilen kanun maddeleri ve emsal içtihat doğrultusunda yapılan değerlendirmede, Yukarıda yazılı emsal içtihatta da belirtildiği üzere davalı tarafın tacir olmadığı, davacının tacir olduğu, sadece davacının tacir olması, taraflar arasındaki ihtilafın da ticaret mahkemesinde görülmesi gereken mutlak ticari davalardan olmaması nedeniyle, mahkememizin görevsiz olduğu sonucuna varılmıştır, uyuşmazlık yönünden Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu belirlenmiş ve oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Ayrıntısı gerekçeli kararda anlaşılacağı üzere;
1-Davacının davasının GÖREV DAVA ŞARTI YOKLUĞU NEDENİYLE USULDEN REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve istek halinde dosyanın görevli ANTALYA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-Dava dosyasının süresi içinde görevli mahkemeye aktarılması durumunda harç ve yargılama giderlerinin HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca görevli mahkemece nazara ALINMASINA,
4-Dosyanın gönderilmesi için süresi içinde başvuru yapılmadığı takdirde HMK’nun 20/2-son ve 331/2 maddeleri gereğince yapılacak işlemin mahkememizce dosya ele alınarak DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/04/2019

Katip …
¸E- İmzalı

Hakim …
¸E- İmzalı