Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/86 E. 2018/775 K. 26.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/86
KARAR NO : 2018/775
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 08/02/2016
KARAR TARİHİ : 26/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; …/…/… tarihinde meydana gelen trafik kazasında müvekkilleri yakını …’in eşi, …, … ve …’nın babası olan …’in ağır yaralandığını ve kazadan 9 gün sonra kaldırıldığı hastanede hayatını kaybettiğini, …sitesinde güvenlik görevlisi olarak çalışmakta olduğu iş yerine gittiği esnada trafik kazası sonucu ağır yaralandığını ve kaldırıldığı hastane de hayatını kaybettiğini, kaza sonrası tutulan kaza tespit tutanağında da davalının müvekkillerinin murisine çarptığı açıkça vurgulanmasına rağmen ağır şekilde yaralanması ve kaza sonrası bilincinin açık olmaması nedeniyle ifadesi alınamadığını ve kaza tutanağının davalı tarafın yanlı beyanına göre alındığını ve müteveffanın asli kusurlu gösterildiğini, ceza dosyası kapsamında toplanan deliller ve davalının ifadeleri ile kaza sonrası araçlarda hasar durumuna bakıldığında kazanın davalının dikkatsiz şekilde trafikte seri nedeniyle aynı istikamette seyir halinde olan maktulü görmemesi nedeniyle arkadan çarparak ölümüne neden olduğunun anlaşıldığını, kaza sonrası davalının ifadelerinden ve aracın çarpma şeklinin olay yerinde hiç fren izinin bulunmaması ile müteveffa …’in almış olduğu darbe bölgeleri birlikte değerlendirildiğinde davalının kazanın oluşumunda trafikte dikkatsiz seyri ile müteveffayı görmemesi nedeniyle arkadan çarpması neticesinde meydana geldiğini, trafikte dalgın seyretmesi nedeniyle müteveffayı görmeyerek arkadan hızla çarparak ölümüne neden olduğu bu nedenle de kazanın oluşumunda asli kusurlu olduğunu, … … … plakalı araç sürücüsü … hakkında … Asliye Ceza Mahkemesinde dava açıldığını ve dosyanın derdest olduğu, müteveffanın 1.500,00 TL maaşla çalıştığını ve ailenin çalışan tek üyesi olduğunu, müvekkili Iraz’ın ev hanımı olduğunu, çocuklardan Alime’nin ise ev kızı olduğunu ve çalışmadığını ölenin desteğinden yoksun kaldığını, müvekkilleri … için 5.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ve 20.000,00 TL manevi tazminat, … için 500,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi, … … için 10.000,00 TL manevi, … adına 10.000,00 TL manevi tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin sorumluluğu poliçe limiti ile sınırlı olduğunu ve sigortalı araç sürücüsünün kusuruna bağlı ve orantılı olduğunu, kaza sonrasında düzenlenen trafik kazası tespit tutanağında da kusurun davacıların vefat eden destekçisi …’e verildiğini, kazadaki kusur oranlarının belirlenmesi için bilirkişi incelemesi yapılmasını talep ettiklerini, davacı … için destek tazminatı miktarı belirlenirken, yeniden evlenme ihtimali değerlendirilerek hesaplama yapılması gerektiğini, vefat eden … kazaya karışan bisikletin kullanıcısı olduğunu, kaza anında kaskı takılı olmadığını, ölüm sebebinin de kafa travması olduğunu, kazanın oluşumunda müterafık kusur bulunduğunu, belirlenecek tazminat miktarının kusur indirimi yapıldıktan sonra müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, ayrıca davacı tarafın müvekkili şirkete başvuruda bulunmadığını, müteveffanın kazadan 9 gün sonra vefat ettiğini, davacının vefatın geçirdiği trafik kazası sonucu meydana geldiğinin davacı tarafça ispatı gerektiğini, yetki itirazında bulunduklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve … … vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili … …/…/… tarihinde sabah …:… sıralarında çalışmakta olduğu Muratpaşa Belediyesindeki işine gitmekte olduğu sırada, ismini sonradan öğrendiği … isimli şahsın kullandığı bisikletin müvekkilinin aracına çarpması sonucunda maddi hasarlı ve ölümlü trafik kazasının meydana geldiğini, müvekkilinin kazadan sonra müteveffa ile ilgilendiğini, ambulansı ve Emniyeti çağırdığını, kazadan sonra müvekkilinin olayın üzüntüsü ile dış dünya ile tamamen ilişkisini kestiğini ve psikolojik sorunlar yaşamaya başladığını, babasını … yaşında gözleri önünde kaybettiğinden söz konusu kaza sebebi ile de son derece üzüntü duyduğunu, müvekkilinin hızı 40-50 km hızda seyrettiğini, müteveffanın çok şansız bir şekilde müvekkilinin acına hafif şekilde çarptığını daha sonar kask kullanmaması sebebi ile kafasını yere çaptığı anda ölümüne neden olan darbeyi aldığını, müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, … Asliye Ceza Mahkemesi’nin …esas sayılı dosyasında sanık sıfatı ile yargılandığını ve bu dosyanın bekletici mesele yapılmasını, müvekkili …’ın emekli olduğunu, kızı … ile birlikte yaşadığını, sadece kendilerini geçindirebilecek durumda olduklarını, …’ın maliki olduğu … … … plakalı araç ayrıca … nolu poliçe ile …Aş’ye genişletilmiş kasko poliçesi ile sigortalı bulunduğunu, bu sebeple davanın ihbarını talep etmiştir.
Dava, trafik kazası nedeniyle ölen …’in eşi ve çocukları tarafından kazaya karışan aracın Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası ile işleten ve sürücüsüne karşı açılan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizce, dava konusu trafik kazasına ilişkin … Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan …/… – …/… E.K. sayılı dava dosyası, kazaya sebep olan … … … plakalı araca ilişkin sigorta poliçesi ve kazaya ilişkin tüm sigorta kayıtları, söz konusu aracın trafik tescil kayıtları dosya arasına alınmış, gerçek kişi tarafların ekonomik ve sosyal durumları kolluk marifetiyle araştırılmış, Sosyal Güvenlik Kurumu’na müzekkere yazılarak dava konusu kaza nedeniyle vefat edenin hak sahipleri olan davacılara herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığı sorulmuş.
2918 Sayılı Kanunun 90. maddesinde; “zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” düzenlemesi mevcuttur.
2918 sayılı KTK 88. maddesinde ise; “Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur.
Birden fazla kişinin sorumlu olduğu durumlarda, bunlar arasındaki ilişki bakımından zarar, olayın bütün şartları değerlendirilerek paylaştırılır. Özel durumlar ve özellikle araçların işletme tehlikeleri, zararın iç ilişkide başka türlü paylaştırılmasını haklı göstermedikçe, işletenler ve araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahipleri kusurları oranında zarara katlanırlar.” düzenlemesi mevcuttur.
6098 sayılı TBK 53. maddesinde ise; ölüm halinde uğranılan zararlar belirtilmiş, 3.bendinde “…ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları zararlar…”‘ın talep edilebileceği belirtilmiştir.
Aynı kanunun 55.maddesinde de; ”Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz…” şeklinde tazminatın belirlenmesine ilişkin esaslar belirtilmiştir.
6098 sayılı TBK’nun 49. maddesinde; ”Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” Aynı yasanın 56/2 maddesine göre ”…ölüm hâlinde…ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.”
… Asliye Ceza Mahkemesi’nin …/… – …/… E.K. dosyası incelendiğinde, maktul …’in trafik kazası sebebiyle vefatı üzerine sanık … hakkında yapılan yargılama sonucunda verilen …tarihli kararda; …/…/… günü meydana gelen kazada sanık … yönetimindeki otomobil ile hız limiti 70 km/h olan yol üzerinde sol şerit üzerinde seyri sırasında, yolun sağ tarafında seyir halinde iken kontrolsüzce sola manevra yapıp seyir şeridine giren bisikletin sol arka yan kısmına, aracının sağ ön köşe kısmı ile çarpması sonucu meydana gelen olayda, ani gelişen olayın oluşu üzerine etken hatalı tutum ve davranışı bulunmadığından kusurlu olmadığı, bisiklet sürücüsü … yönetimindeki bisiklet ile olay yeri yolda seyri sırasında, arka trafiği kontrol etmeden, seyrettiği sağ şeritten kontrolsüzce sola yönelerek, arkasından aynı yöne sol şerit üzerinde seyretmekte olan sürücü … yönetimindeki otomobilin sağ ön köşe kısmı ile bisikletinin sol arka yan kısmına çarpmasına sebebiyet verdiği olayda, doğrultu değiştirme manevrasını hatalı biçimde yapmış olmakla, KTK.84-f gereğince asli kusurlu olduğunun bildirildiği meydana gelen olayda sanığın kusurunun bulunmadığı, bildirildiğinden sanığın üzerine atılı taksirle ölüme neden olmak suçundan CMK’nun 223/2c maddesi uyarınca beraatine karar verildiği, …/…/… tarihinde kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce dosya toplanan tüm deliller ile birlikte dava konusu kazanın gerçekleşmesinde ilgililerin kusur durumlarının tayini amacıyla … Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmiş, …Trafik Kürsüsü tarafından düzenlenen …/…/… tarihli raporda özetle; “meydana gelen trafik kazasında bisiklet sürücüsü … bisikletiyle sağ şeritte giderken sola doğru dönüşe geçtiği sırada otomobil sürücüsü …’ın görüş alanı içinde olduğuna göre sürücü …’ın zamanındaki etkili fren tedbirine başvurması gerekirken dalgın dikkatsiz ve süretli seyrettiği, yola gereken dikkati vermediği, kavşağa yaklaşırken hızını azaltmadığı anlaşıldığından %25 oranında tali kusurlu olduğu, davacıların murusi bisiklet sürcüsü … ise sağ şerettin sol şeride geçerken sol gerisine bakarak otomobilin hızla geldiğine dikkat etmesi varlığını bu aracın sürücüsüne hissettirmesi, aracın kısmen süratli ve dikkatsiz seyrettiğini göz önüne alarak kendisini ve bu araçtan sakınması ve bu aracın geçisinden sonra sola doğrultu değiştirmesi gerekirken aksine hareketle dalgın ve dikkatsiz davrandığından ve sol şeridi yeterince kontrol etmeden sola doğru yönelerek otomobilin önüne çıkan, karayolunda seyretmesine rağmen koruma başlığı kask takmayan sürücü …’in olayda %75 oranında kusurlu olduğu” şeklinde değerlendirme yapılmıştır.
Mahkememiz dosyası …Trafik Kürsüsünden seçilen bilirkişiler ile ceza dosyasında alınan rapor arasında çelişki olması nedeniyle … Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilerek Karayolları Fen Heyetinden 3 kişilik bilirkişi kurulundan rapor aldırılmasına karar verilmiş, Karayolları Fen heyeti tarafından düzenlenen …tarihli raporda özetle; “meydana gelen trafik kazasında bisiklet sürücüsü … bisikletiyle sağ şeritte giderken sola doğru dönüşe geçtiği sırada otomobil sürücüsü …’ın görüş alanı içinde olduğuna göre sürücü …’ın zamanındaki kuvvetli fren tedbirine başvurması gerekirken bu hassasiyeti göstermediği,dalgın dikkatsiz ve süretli seyrettiği, yola gereken dikkati vermediği, 2918 sayılı KTK’nın 52. Maddesine uygun şekilde davranmayıp kavşağa yaklaşırken hızını azaltmadığı anlaşılmadığı, bu nedenlerle belirtilen trfik kurallarına uymayan davalı sürcü …’ın olayın meydana gelişinde %25 oranında tali kusurlu, davacıların murusi bisiklet sürcüsü ölen … ise, sağ şerettin sol şeride geçerken sol gerisine bakarak otomobilin hızla geldiğini gözlemesi, yoldaki varlığını bu aracın bu aracın sürücüsüne hissettirmesi, aracın kısmen süratli ve dikkatsiz seyrettiğini göz önüne alarak kendisini ve bu araçtan sakınması ve bu aracın geçisinden sonra sola doğrultu değiştirmesi gerekirken aksine hareketle dalgın ve dikkatsiz davrandığından ve sol şeridi yeterince kontrol etmeden sola doğru yönelerek otomobilin önüne çıkan, kask takmayan sürcü …’in olayda %75 oranında kusurlu olduğu” şeklinde değerlendirme yapılmıştır.
SGK tarafından mahkememize yazılan yazıdan meydana gelen trafik kazası sebebiyle hak eşi …’e ölüm aylığı bağlandığı anlaşılmıştır. Yine SGK tarafından mahkememize yazılan … tarihli yazı içeriğinde dava konusu kazanın iş kazası olduğu iddiasıyla hak sahipleri tarafından başvuru yapıldığı bildirildiğinden mahkememizce özellikle görev dava şartının değerlendirilmesi amacıyla söz konusu başvuru üzerine ne şekilde işlem yapıldığı, meydana gelen kazanın iş kazası olarak tespit edilip edilmediği SGK’dan sorulmuş, verilen cevapta kazanın iş kazası olarak kabul edilmediği bildirilmiştir.
Dosya kapsamında davacıların talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanması için alınan …/…/… tarihli aktüerya bilirkişi raporunda özetle; …tarihinde trafik kazası sonucu hayatını kaybetmiş …’in geride kalan hak sahibi eş …’in destekten yoksun kalma zararı 197.365,29 TL olup, davalı tarafın %25 kusuruna isabet eden kısmı 49.341,32 TL, davacı çocuk …’in destekten yoksun kalma yönünden zararı olmadığı belirtilmiştir. Yapılan hesaplamada vefat edene yüklenen kusur oranında indirim yapıldığı anlaşılmıştır.
Davacılar vekili …tarihli ıslah dilekçesi ile destekten yoksun kalma tazminatını … yönünden 44.341,32 artırarak 49.341,32 TL olarak yükseltmiştir.
Tüm dosya kapsamı; tarafların iddia ve savunmaları ile mahkememizce toplanan tüm kayıt ve deliller bir arada incelenmek suretiyle yapılan yargılama neticesinde, davacıların desteği olan … … …/…/… tarihinde geçirdiği trafik kazası sebebiyle vefat ettiği, kazaya sebep olan … … … plakalı aracın işleteninin davalı … sürücüsünün ise davalı … olduğu, aracın ZMMS’nın davalı …A.Ş olduğu, kazanın meydana gelmesinde vefat eden …’ın %75 davalı sürücü …’ın ise %25 oranında kusurlu olduğu, davacıların murisi …’in vefatı sebebiyle onun desteğinden yoksun kaldıkları kabul edilmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 09.03.2017 tarih ve 2014/18369 esas ve 2017/2568 karar sayılı emsal içtihadında; “6098 sayılı TBK’nın 52. Maddesine göre; “Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir.” Müterafik kusur; aynı şartlar altındaki makul, dürüst ve ortalama bir kişinin, kendi menfaati icabı, zarara uğramamak için kaçınacağı veya kaçınması gereken bir davranıştarzını ifade etmektedir.(EREN, Fikret. Borçlar Hukuku Genel Hükümler. Y.2015. S. 582) Zararın doğumu ya da artmasına yol açan fiil, zarar görenin davranışlarından ileri gelmişse müterafik (ortak) kusurdan söz edilir. (KILIÇOĞLU, Ahmet Borçlar Hukuku Genel Hükümler. Y. 2012, s.418)
Somut olayda, davacının bisiklet sürcüsü olmasına göre koruyucu kask ve ekipman kullanmaması yaralanmasında etken olup olmadığı belirlenerek, mahkemece müterafik surur tartışılarak karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması da bozmayı gerektirmiştir…” şeklinde görüş belirtilmiştir.
Yukarıda anılan emsal içtihat ışığında ceza dosyasında bulunan ölü muayene tutanağında davacıların murisinin kaza sonucunda kafa travması nedeniyle hayatını kaybettiği anlaşıldığından aktüer bilirkişi raporunda hesaplanan ve ölenin kusuru oranında indirim yapılmamış tazminat miktarı üzerinden, somut olayda ölenin kask takmadığı dikkate alınarak müterafik kusurunun varlığı kabul edilmek suretiyle yerleşik Yargıtay uygulamaları doğrultusunda davacı … yönünden hesaplanan tazminat miktarından % 20 oranında indirim yapılmış ve davacı vekili tarafından sunulan ıslah dilekçesi de gözetilerek davacı …’in hak kazandığı destekten yoksun kalma tazminatı hüküm altına alınmıştır.
Her ne kadar davacı … de destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunmuş ise de, kaza tarihinde … yaşında ve SGK kayıtlarına göre çalışıyor olması, vefat eden babasının desteğine ihtiyacı olmayacağı kanaatine varılmakla davacı …’in maddi tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Mahkememizce ” Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranlarını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal, ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihatı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere manevi tazminat ne bir ceza ve ne de gerçek anlamda bir tazminattır. Davanın bu alanda gördüğü iş cismani zarara uğrayan kişinin duyduğu manevi acıyı bir dereceye kadar yumuşatmaktan, bozulan manevi dengeyi onarıp düzeltmekten, bir teselli, bir avunma ve ruhu tatmin aracı olmaktan ibarettir. Takdir hakkının söz konusu olduğu bütün hallerde hakim hak ve nesafetle hüküm vermek zorunluluğundadır. Hakimin hak ve nesafetle hüküm vermesi de genel olarak Türk toplumunun sosyal ekonomik ve moral yapısının ve özellikle de tarafların gerçek durumlarının gerektirdiği hak ve adalete uygun sonucu bulması demektir. Bu bakımdan takdir edilecek manevi tazminatın miktarı haksız eylemi özlenir hale getirecek özellikle mağdur için haksız zenginleşecek miktarda olmamalıdır. Manevi tazminat; zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Takdir edilecek miktar mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.” ilkeleri doğrultusunda yapılan değerlendirmede; olayın oluş şekli, tararfların sosyal ve ekonomik durumları ile kusur oranları, davacıların olay nedeniyle yaşadığı elem ve ızdırap dikkate alınarak hak ve nesafete göre davacı … lehine, 10.000,00 TL, 8.000,00 TL … lehine 5.000,00 TL … lehine ve 5.000,00 TL Hamide Kara lehine manevi tazminata hükmetmek gerekmiştir. Gerek davacı vekilinin son duruşmadaki beyanı gerekse dava dilekçesinde manevi tazminatın poliçe kapsamında olması halinde manevi tazminatın davalı … şirketinden tahsil edilmesi talebi ve sigorta poliçesinin manevi tazminatı kapsamaması sebepleri bir arada değerlendirilerek hükmedilen manevi tazminatın sadece davalı gerçek kişilerden tahsiline dair hüküm tesis edilmiştir.
Sonuç olarak mahkememizce yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı gerekçeli kararda anlaşılacağı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
a)Davacıların maddi tazminat talepleri yönünden davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
39.473,05 TL maddi tazminatın davalı … şirketinden (poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) ve davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı …’e ÖDENMESİNE, hükmedilen tazminata davalı … yönünden dava tarihi olan 08/02/2016 tarihinden, diğer davalılar yönünden kaza tarihi olan …/…/… tarihinden itibaren yasal faiz UYGULANMASINA,
Davacı …’in maddi tazminat talebinin REDDİNE,
b)Davacıların manevi tazminat talepleri yönünden davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 02/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı …’e ÖDENMESİNE,
8.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 02/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı …’e ÖDENMESİNE,
5.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 02/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı …’a ÖDENMESİNE,
5.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 02/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı … KARA’ya ÖDENMESİNE,
2-Harçlar kanunu uyarınca maddi tazminat talebi yönünden alınması gereken 2.696,40 TL harçtan peşin alınan 18,79 TL harç ile 757,24 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 776,03 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.920,37 TL harcın davalılar … Ve … ve davalı … şirketinden (Poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-Harçlar Kanunu uyarınca manevi tazminat davası yönünden alınması gerekli 1.912,68 TL harçtan peşin alınan 170,78 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.741,90 TL harcın davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara VERİLMESİNE,
4-Davacılar tarafından yatırılan 18,79 TL peşin harç, 757,24 TL ıslah harcı ve 29,20 TL başvuru harcının toplamı olan ( maddi tazminat talebine istinaden yatırılan ) 805,23 TL harcın davalılar davalılar … Ve … ve davalı … şirketinden (Poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara VERİLMESİNE,
5-Davacılar tarafından yatırılan 170,78 TL peşin harcın ( manevi tazminat talebine istinaden yatırılan) davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafın yapmış olduğu, 174,50 TL davetiye, 90,00 TL posta gideri, 65,60 TL talimat posta gideri, 2.100,00 TL talimat bilirkişi gideri ve 350,00 TL olmak üzere toplam 2.780,10 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranı da göz önüne alınarak 1.878,80 TL yargılama giderinin davalılar … Ve … ve davalı … şirketinden (Poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE, kalan kısmın davacılar üzerinde BIRAKILMASINA,
7-Davalılar tarafından herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
8-Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maddi tazminat yönünden kabul oranınca hesaplanan 4.692,04 TL nispi vekalet ücretinin davalılar … Ve … ve davalı … şirketinden (Poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara VERİLMESİNE,
9- Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca manevi tazminat yönünden kabul – red oranınca hesaplanan 3.360,00 TL nispi vekalet ücretinin … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara VERİLMESİNE,
10-Davalılar …A.Ş., … ve … ayrı ayrı kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maddi tazminat yönünden red oranınca hesaplanan 2.180,00 TL nispi vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile ret sebebi aynı olduğundan kendilerini vekille temsil ettiren davalılar …A.Ş., … ve …’a VERİLMESİNE,
11-Davalılar … ve … kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca manevi tazminat yönünden red oranınca hesaplanan 2.640,00 TL nispi vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile kendilerini vekille temsil ettiren davalılar … ve …’a VERİLMESİNE,
12-Artan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra istek aranmaksızın taraflara İADESİNE,
13- Kararın kesinleşmesi halinde dosya arasında buluna … Asliye Ceza Mahkemesi’nin …/… esas ve …/… karar sayılı dosyasının mahkemesine İADESİNE,
Dair, davacı vekili, davalı …vekili, davalılar … ve … … vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/12/2018

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza