Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/749 E. 2018/736 K. 05.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/749 Esas
KARAR NO : 2018/736
DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/11/2016
KARAR TARİHİ : 05/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; davanın HMK 110 hükmüne binaen davalıdan değişik zamanlarda çekilen kredilerle ilgili olarak usul ekonomisi açısından tek bir dava ve belirsiz alacak davası şeklinde açıldığı, sözleşme ilişkisi nedeniyle zamanaşımının 10 yıl olduğu, müvekkilinin davalının …şubesi kayıtlarından anlaşılacağı üzere … yılı … Ayda 6.700,00 TL, … yılı … Ayda 8.000,00 TL, … yılı … Ayda ad 20.000,00 TL, … yılı … Ayda 15.000,00 TL, … yılı …. Ayda 13.000,00 TL ticari kredi kullandığı, bu kredilerden kredi kullandırım komisyon ücreti bedeli olarak yapılan kesintilerin dayanağı ve sarf belgelerinin mevcut olmadığı, banka konumundaki şirketlerin önceden hazırladıkları müzakere edilmeden sözleşmeye konulan borç alan tüketici ise tüketici kanununa ve muhatap tacir ise Borçlar Kanunu ve genel işlem koşullarına aykırılık nedeniyle geçersiz olduğu belirtilerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere geçersiz sözleşme hükümlerine göre … ve … yılında çekilen beş adet kredilerden davalı tarafça yapılan kesintiler için her bir kredi kapsamında 50’şer TL’den şimdilik 250,00 TL’nin kesinti tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müvekkiline iadesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davanın genel yetki kuralı kapsamında yetkili ve görevli … Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesinin gerektiği, istirdat davalılarında zamanaşımı süresinin bir yıl olduğu, davanın belirsiz alacak türünde açılabilmesi için davanın açıldığı tarih itibariyle uyuşmazlığa konu alacağın miktar veya değerinin tam ve kesin olarak davacı tarafça belirlenememesinin gerektiği, davacıya kullandırılan kredilerin ticari nitelikte ve işletmesine ilişkin olduğu, basiretli davanması gereken davacının kredi sözleşmesini inceyerek masraf ve ücretleri bilerek kabul ettiği ve kredi kullandığı, kanunların şekil şartı öngörüdüğü haller hariç olmak üzere Türk Hukukunda akit serbestisinin mevcut olduğu, söz konusu komisyon kesintisinin sözleşmelerin 11. ve 6. maddeleri gereği taraflar arasında kesin delil mahiyetinde olan banka kayıtlarına uygun bir biçimde ve davacı tarafın kredi kullanırken imzaladığı ve hiçbir ihtirazi kayıt ve şart içermeyen kredi sözleşmelerinin hükümlerine göre yapılan kesinti olduğu, kullandırılan kredinin bir maliyetinin bulunduğu, 6102 sayılı Ticaret Kanunu gereğince verilen hizmet karşılığında ücret isteme hakkı bulunduğu, Bankalar Kanunu uyarınca faiz dışı menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların bankalar tarafından serbestçe belirlenebileceği sözleşmelerde yer alan hükümler bakımından basiretli tacir gibi davranma ve yükümlülüğü ve objektif iyi niyet kurallarının öne çıktığı belirtilerek, davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.
Dava, davacı tarafından davalı bankadan kullanılan krediler karşılığında davacıdan kullandırma komisyonu ücreti altında yapılan tahsilatların iadesi istemine ilişkindir. Mahkememizce bu kapsamda davalı bankaya müzekkere yazılarak davacının kullanmış olduğu kredilere ilişkin kredi sözleşmesi ve davacıdan tahsil edilen kredi kullandırma komisyon ücretlerine ilişkin tüm kayıtlar dosya arasına alınmıştır.
Mahkememizce dosyanın kredi sözleşmesi, hesap bildirim cetvelleri, hesap özetleri, borçlu ve kefilleri tarafından yapılan kısmi ödemeler olup olmadığı ile T.C. Merkez Bankasının iskonta ve avans faiz oranları ve menkez Bankasının ilan ettiği kredi kartı faiz oranları dikkate alınarak davacının davalı tarafından kredi kullandırma komisyonu ücreti v.b. adı altında usulsüz tahsilat yapılıp yapılmadığı hususunda rapor düzenlenmesi için bankacı bilirkişi …’ye tevdi edilmiş, bilirkişi mahkememize sunduğu …tarihli raporunda özetle; davacı şirketin banka nezdindeki … numaralı mevduat hesap hareketlerinde, kredilerin ticari mevdua thesabına alacak kaydı verilerek kullandırdığı ve kredi komisyonlarının ise borç kaydı verilerek davacı şirketten tahsil edildiği kayıtlı olup, söz konusu cari hesap kayıtları davacı şirketin alınan komisyon tutarı bildiği, kabul ettiği ve onay verdiği anlamına geldiği, ayrıca davacı şirketin kurumsal tacir sıfatıyla bankayla ylaptığı her işlemi banka kayıtlarına paralel olarak Ticaret Yasası ve Şirket olması nedeniyle 1.sınıf vergi yükümlüsü olarak Vergi Usul Yasasına göre tutulması zorunlu olan yasal defter ve kayıtlarına yansıtmasının yasal zorunluluk olduğu ve bu zorunluluğun muhasebe sistemine sahip olmasını doğal olarak gerekli kıldığı, bu nedenle tacir sıfatıyla belirsiz bir alacak talebinin yerinde olmadığı, alınan komisyon tutarı davacı şirket tarafından açıkça bilindiği, davacı şirketin kullandığı taksitli kredi işlemlerinden faiz dışı gelir komisyon niteliğinde işlemin gider vergisi dahil tahsil edilen tutarların sözleşmeye ve banka tarifesine uygun ve açılan krediye nispeten makul olduğu, kurulsal tacir sıfatına haiz tarafların fazi ve faiz dışı komisyon tutarlarını hesaplarına sahip olarak, piyasa koşulları içesinde basiretli bir tutumla değerlendirilmiş olmasının gerektiği, tacir sıfatıyal birlikte genel işlem koşulları ve haksız şarttan söz edilemeyeceği, bu durumda davacı şirketten beş ayrı kredi nedeniyle tahsil edilen toplam 2.331,82 TL komisyon tutarının iade talebinin yerinde olmadığı…şeklinde görüş ve tespit etmiştir.
Mahkememizce dosya, bilirkişi kök raporuna yönelik itirazlar doğrultusunda ek rapor düzenlenmesi için yeniden bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi …/…/… tarihli ek raporunda; ticari kredi işlemlerinde ticari kart ve kredili mevduat hesaplarına işletilecek faiz oranları dışında bankaların faiz ve faiz dışı işlemlerinde sağlayacakları gelirler yönüyle sınırlama getiren bir düzenleme bulunmadığını, önceki raporunun sonuç bölümlerinde vurgulandığı üzere, tarafların kurumsal tacir sıfatıyla yapılan her işlemi 1. sınıf vergi yükümlüsü olarak vergi usul yasası ve ticaret yasasına göre tutulması zorunlu olan ticari defter ve kayıtlarına yansıtması yanı sıra, faiz ve faiz dışı maliyetleri tarafların basiretli tacir sıfatıyla karşılıklı olarak değerlendirmiş olmaları gerektiğini… şeklinde görüş ve tespit etmiştir.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 02/10/2014 tarih, 2013/13540 Esas, 2014/15074 Karar sayılı emsal içtihadında; “dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun erken kapatılması nedeniyle davalı tarafından tahsil edilen erken kapama ücretinin haksız olduğu iddiasına dayalı istirdat istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki … tarihli asıl genel kredi sözleşmesinin …/…-…-…, …, …. ve … tarihli ikinci kredi sözleşmesinin …/… maddelerinde, müşterinin krediyi erken kapama talebinin kabul edilip edilmeyeceğinin Bankanın takdirinde olduğu, erken kapama ücretinin de Banka tarafından belirleneceği belirtilmişse de, sözleşmelerde erken kapama halinde alınacak komisyon ücretinin oranı kararlaştırılmamış, diğer bir deyişle bu konuda da davalı Bankaya tek taraflı belirleme yetkisi tanınmıştır.
Bu türden uyuşmazlıklarda Dairemizin yerleşmiş içtihatları uyarınca, mahkemece diğer bankaların davaya konu kredi sözleşmesi ile aynı nitelikte bulunan kredi borçlarının, borçlular tarafından vadesinden önce kapatılması halinde uyguladıkları erken kapama ücreti/komisyonu ile faiz kaybı ve masrafların araştırılması suretiyle makul bir oranın tespit edilmesi ve sonucuna göre davalı bankanın uyguladığı erken kapama komisyonu oranının fahiş olup olmadığı hususunun tespiti gerekmektedir. (Yargıtay 11. HD’nin 23.01.2013 tarih ve 2012/846 E.-2013/1420 K., 04.02.2013 tarih ve 2012/1308 E.-2013/1832 E., 14.03.2013 tarih ve 2013/1571 E.-4983 K., 14.05.2013 tarih ve 2012/18068 E.-2013/9849 K., 03.06.2013 tarih ve 2013/2139 E.-11543 K., 11.11.2013 tarih ve 2013/5150 E.-20088 K., 26.11.2013 tarih ve 2013/4084 E.-21439 K., 06.01.2014 tarih ve 2013/10503 E.-2014/70 K., 10.03.2014 tarih ve 2013/16410 E.-2014/4505 K., 20.03.2014 tarih ve 2012/14632 E.-2014/5456 K., 28.03.2014 tarih ve 2013/17044 E.-2014/6077 K., 21.05.2014 tarih ve 2014/2442 E.-9448 K., 27.05.2014 tarih ve 2013/2735 E.-2014/9826 K., 18.06.2014 tarih ve 2014/8242 E.-11768 K.)
Mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişi raporunda ise bu konu üzerinde hiç durulmadan, davalı Bankanın geri aldığı fonu yeniden plase etmesi için gereken süre ve kapama tarihinde diğer bankaların uyguladığı kredi faiz oranlarına göre davalının kazanç kaybı oranı verilerinden yararlanılarak bir sonuca varılmaya çalışılmıştır.
Bu durum karşısında mahkemece, diğer bankalardan aynı nitelikteki bir kredi borcunun, aynı koşullarla erken kapatılması halinde uyguladıkları faiz oranlarının sorulması ve ardından da yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılıp bu oranlara göre makul oranın tespit edilmesi suretiyle, davalı Banka’nın uyguladığı erken kapama komisyonu oranının ve buna göre tahsil edilen erken kapama ücretinin fahiş olup olmadığının belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir.” şeklinde görüş belirtilmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2014/2442 esas ve 2014/9448 karar sayılı ilamında ise; ”…dava genel kredi sözleşmesi erken kapama ücretinden kaynaklanan istirdat ve konulan blokelerin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda bankanın erken kapama nedeniyle mahrum kaldığı faiz oranı belirlenmiş, bu miktardan bankanın devlet tahvili alması durumunda elde edeceği muhtemel gelir düşülerek, davacıdan 7.707,59 TL fazla ücret alındığı tespit edilmiş, anılan tutarın davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Oysa, taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesinin 156. maddesi, “Müşterinin bakiye borcunun vadesinden önce ödeyerek hesabını kapatması, bankanın kabulüne bağlıdır. Bankaca kabul edilmesi halinde erken ödeme, taksit vadelerinden birinde ve ödeme vadesinde işlemiş faizin ve kalan ana paranın bankanın belirleyeceği miktarda bir erken kapama ücreti ile ödeme nedeniyle doğabilecek vergi kaynak kullanımı, destekleme fonu gibi mali yükümlülüklerinin nakden defaten ödenmesi kaydıyla mümkündür.” hükmünü haizdir. Anılan hükümle kredinin vadesinden önce kapatılması halinde bankanın erken kapama komisyonu talep edebileceğinin kabulü doğru ise de, davalı bankanın hangi oranda erken kapama komisyonu uyguladığı dosya kapsamından anlaşılamamaktadır.
Bu itibarla, mahkemece diğer bankalardan genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan ticari kredi borcunun erken ödenmesi halinde uyguladıkları faiz oranları sorulmak suretiyle makul oran tespit edilerek, davalı bankanın uyguladığı erken kapama komisyonu oranının fahiş olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılıp sonucuna göre bir karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.” şeklinde görüş belirtilmiştir.
Mahkememizce yukarıdaki emsal içtihatlar gözetilerek, … Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılarak yeni bir bilirkişiden bilirkişi raporu alınmış, bilirkişi … … …/…/… havale tarihli raporunda diğer bankaların uyguladıkları oranlar da karşılaştırılmak suretiyle; davalı bankanın davacı şirketten kredi kulladırım aşamasında 5 adet kredi için 2.331,82 TL tutarında peşin olarak tahsil ettiği bedelin, ilgili mevzuat, Genel Kredi Sözleşmesinin 2.10.3.maddesi hükmü, davalı Bankanın web sitesinde ilan ettiği tutar ve oranlar ile diğer banka uygulamaları birlikte değerlendirildiğinde, davalı bankanın Genel Kredi Sözleşmesinin “müşteri ile ayrıca mutabakata varılmamış olması halinde, uygulanacak komisyon, ücret, masraf ve sair gider oranları, bankanın işlem tarihinde web sitesinde… Duyurduğu/bildirdiği benzer krediler ve hesaplar için uyguladığı oranlar olacak olup, bankaca forklı bir yöntemle bilgi verilmediği sürece söz konusu komisyon, ücret, masraf ve sair giderler bankanın internet sitesinde ilan edilecektir, şeklinde 2.10.3. Maddesi hükmüne uykırı olarak, yukarıdaki tablolarda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere davacı şirketten 765,32 TL fazla komisyon tahsil ettiği, davacının ise her bir kredi kapsamında ayrı ayrı 50’şer TL’den toplam şimdilik 250TL’nin kesinti tarihlerinden işleyecek avans faizi ile birlikte iadesini talep ettiği, ancak; dava tarihine kadar davacının davalı bankadan herhangi bir ihtar veya talebine ilişkin belgeye rastlanmadığından, dava tarihi itibariyle 3095 sayılı faiz kanununun 2/2 maddesi gereğince avans oranları üzerinden faiz talep edebileceği… şeklinde tespit ve görüş bildirmiştir.
Davacı vekili …/…/… havale tarihli dilekçesi ile dava değerini 615,00 TL daha arttırarak 865,00 TL’ye yükseltmiştir.
Tüm dosya kapsamı, düzenlenen … tarihli bankacı bilirkişi raporu, genel kredi sözleşmesi, söz konusu sözleşmeye istinaden oluşturulan banka kayıtları bir arada değerlendirildiğinde; taraflar arasında …/…/… tarihli 100.000,00 TL limitli Genel Kredi sözleşmesi imzalandığı, davalı bankanın davacı şirketten farklı isim ve miktarlarda farklı sebeplerle haksız kesintiler yapıldığı, davalı bankanın …/…/… tarihide kullandırılan 13.400,00 TL kredi için 300,00 TL komisyon almak hakkı olmasına karşın 465,32 TL, …tarihinde kullandırılan 6.700,00 TL kredi için 300,00 TL komisyon alma hakkı olmasına karşın 600,00 TL, …/…/… tarihinde kullandırılan 8.000,00 TL kredi için 300,00 TL komisyon alma hakkı olmasına karşın 600,00 TL komisyon aldığı, davalı bankanın Genel Kredi Sözleşmesinin Müşteri ile ayrıca mutabakata varılmamış olması halinde, uygulancak komisyon, ücret, masraf ve hesaplar için uyguladığı oranlar olacak olup, bankaca farklı bir yöntemle bilgi verilmediği sürece söz konusu komisyon, ücret, masraf ve sair giderler Bankanın internet sitesinde ilan edecektir şeklindeki hükmüne aykırı davrandığı ve 765,32 TL fazla komisyon tahsil edildiği anlaşılmakla, davacı vekili tarafından sunulan ıslah dilekçesi de gözetilerek davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE,
765,32 TL’nin dava tarihi olan 10/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya ÖDENMESİNE,
2-Alınması gerekli 52,27 TL harçtan, peşin olarak alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,07 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA.
3-Davacı tarafından yapılan 29,20 TL başvuru harcı ve 29,20 TL peşin harcın toplamı olan 58,40 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan 55,00 TL davetiye, 48,60 TL müzekkere, 850,00 TL bilirkişi ve 35,00 TL talimat giderinden ibaret toplam 988,60 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranı üzerinden hesaplanan 883,50 TL gider masrafının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Artan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra istek aranmaksızın taraflara İADESİNE,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul oranınca hesaplanan 765,32 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca red oranınca hesaplanan 99,68 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/12/2018

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza