Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/706 E. 2019/158 K. 14.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/706
KARAR NO : 2019/158
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 24/10/2016
KARAR TARİHİ : 14/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; … tarihinde davalı sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile davalı …’in maliki olduğu aracın sağ yan ve kapı kısmı ile müvekkili …’ ün sevk ve idaresindeki … plakalı motorsiklete çarpması sonucunda müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, kazada sürücü …’in tam kusurlu olduğunu, müvekkilinin kazada bir kusurunun olmadığını, kazadan sonra Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tedavi gördüğünü, kaza tarihinde müvekkilinin 21 yaşında olduğunu, kazadan sonra müvekkilinin geçici ve daimi iş gücü kaybı yaşadığını, kazaya sebebiyet veren …’in maliki ve işleteni olduğu … plakalı aracın … poliçe numarası ile … Genel Sigorta A.ş tarafından sigortalandığını, şimdilik 1.000,00 TL maddi, tazminatı tüm davalılardan, 50.000,00 TL manevi tazminatın ise Sigorta şirketi hariç diğer davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı … mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; söz konusu davada tamamen suçlu olarak gösterildiğini, ödeyemeyecek olduğu bedelin tarafından istenildiğini, davacı tarafın kullanmış olduğu aracın sağ tarafına çarpması sonucu olduğunu, çizginin güneşli bir havada gözükmeyecek şeklide deforme olduğunu, davacının kullanmış olduğu motorsiklet sürücüsünün trafik lambasına çok yakın mesafede aşırı hızlı olup kazaya sebebiyet verdiğini, kaza sonrası davacı tarafın kıskını çıkarıp, kendisi ile ilgilendiğini ambulans çağırdığını, uzlaşmayı kabul ettiğini ancak karşı tarafın haksız bir şeklide tazminat talep ettiğini talep edilen miktarı ödeyemeyeceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracı kiraladığı …’nın haricinde hiç kimseyi tanımadığını, davacı asilin kemik kırığı geçirerek yaralandığı ilk tespitlerde davalı …’in kusurlu olduğunun iddia edildiğini, kendisinin hiçbir kusurunun olmadığını, kusur durumunun olayda tarafından habersiz sözleşme ve taahhütnameye uymayan … ve kazaya sebebiyet vermiş iki tarafa ait olduğunu, olay ile ilgili Savcılık soruşturmasının devam ettiğini, kusur durumlarının net olmadığını, usul ve yasalara aykırı olduğunu, davaya konu tazminat miktarı zenginleştirme aracı olarak nitelikte olduğunu, iddia edilen manevi zararla hiçbir bağının olmadığını, haksız davanın reddini talep etmiştir.
Davalı Sigorta şirketi vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; davadan önce müvekkili şirkete başvuruda bulunulmadığını, dava şartının gerçekleşmediğini, davanın usulden reddinin gerektiğini, … tarihinde yaralamalı trafik kazasına karıştığı belirtilen … plakalı aracın 27/10/2015 – 27/10/2016 tarihleri arasında geçerlik olmak üzere ZMMS kapsamında … adına şahıs başına 310.000,00 TL azami sorumluluk hadleri ile müvekkili şirkete sigorta ettirildiğini, maluliyet oranının hesaplanması gerektiğini, kusur raporunun aldırılmasını talep ettiklerini, haksız açılan davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında;
Kepez ve Yalvaç İlçe Emniyet Müdürlüğüne müzekkere yazılarak tarafların sosyal ve ekonomik durumları tespit ettirilmiştir.
Mahkememizce Kusur oranının tespiti açısından dava dosyamız Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesine gönderilmiştir. İlgili kurumun … tarihli raporunda özetle; olayda “sürücü …’in %100 oranında kusurlu olduğu” kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Davacının iş gücü kaybına ilişkin olarak Akdeniz Üniversitesi Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen … tarihli raporda özetle, “kişinin gerek hastane, gerekse hastane dışında yaralarının iyileşmesi ve mevcut haliyle olağan yaşamına dönebilmesi için ihtiyaç duyduğu ürenin 6 ay olduğu, iş göremezlik oranını %5.1 olduğu” belirtilmiştir.
Mahkememizce aktüerya bilirkişi raporu aldırıldığı, bilirkişi … tarihli ön raporunda … tarihinde trafik kazası sonucu iş gücü kaybına uğrayan davacı …’in poliçe düzenlenme tarihi itibari ile 01/06/2015 tarihli Sigorta Genel Şartları esas alınarak hesaplama yapılması gerektiğinden maluliyet raporunun Özürlülük Ölçütü Sınıflaması yönetmeliğine göre düzenlenmesi gerektiğinden hesap yapılmadığı” belirtilmiştir.
Davalı Sigorta şirketi vekili … havale tarihli dilekçesinde, yargılama konusu alacak bakımından davacı vekili ile varılan mutabakat neticesinde 20.580,00 TL ödediklerini, davanın konusuz kaldığını, yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri olmadıklarını belirttikleri görüldü.
Yargılama sırasında … oturumda davacı vekili tazminat taleplerinden tüm davalılara karşı feragat ettiklerini, manevi tazminat yönünden davaya devam ettiklerini bildirdikleri görülmüştür.
DEĞERLENDİRME ve GEREKÇE: Dava, trafik kazası nedeniyle zarar gören tarafından davalı sürücü, işleten ile aracın zorunlu mali mesuliyet sigortasına karşı açılan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı tarafça yargılama sırasında maddi tazminatına ilişkin olarak davadan feragat edilmiştir. Feragat ile dava sona erdiğinden, feragatten sonra yapılan duruşmaya taraflar gelmeseler bile, mahkeme, dosyanın işlemden kaldırılmasına karar veremez; davanın feragat nedeniyle reddine karar vermelidir. (Hukuk Muhakemeleri Usulü-Prof Baki Kuru, Cilt:4, 2001 Basım, sf:3618)
Feragat davayı sona erdiren taraf işlemi olup, geçerliliği için Mahkemenin veya karşı tarafın kabulüne gerek bulunmadığından davacının maddi tazminatına ilişkin davasının feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacının manevi tazminat istemine yönelik olarak yapılan değerlendirmede:
Mahkememizce “Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranlarını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal, ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihatı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere manevi tazminat ne bir ceza ve ne de gerçek anlamda bir tazminattır. Davanın bu alanda gördüğü iş cismani zarara uğrayan kişinin duyduğu manevi acıyı bir dereceye kadar yumuşatmaktan, bozulan manevi dengeyi onarıp düzeltmekten, bir teselli, bir avunma ve ruhu tatmin aracı olmaktan ibarettir. Takdir hakkının söz konusu olduğu bütün hallerde hakim hak ve nesafetle hüküm vermek zorunluluğundadır. Hakimin hak ve nesafetle hüküm vermesi de genel olarak Türk toplumunun sosyal ekonomik ve moral yapısının ve özellikle de tarafların gerçek durumlarının gerektirdiği hak ve adalete uygun sonucu bulması demektir. Bu bakımdan takdir edilecek manevi tazminatın miktarı haksız eylemi özlenir hale getirecek özellikle mağdur için haksız zenginleşecek miktarda olmamalıdır. Manevi tazminat; zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Takdir edilecek miktar mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.” şeklinde manevi tazminatın tayininde göz önünde bulundurulacak kıstaslar ile Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 10/02/2016 gün 2014/6199 E. 2016/1437 K. Sayılı emsal içtihatında belirtilen “…Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370) Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K’nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür…” şeklindeki genel ilkeler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, Olayın oluş şekli, tararfların kusur oranları, davacıdaki yaralanmanın derecesi, davacının yaşı, olay nedeniyle yaşadığı elem ve ızdırap ile, tarafların sosyal ve ekonomik durumları da dikkate alınarak hak ve nesafete göre davacı lehine 15.000,00 TL manevi tazminata hükmetmek gerekmiş, oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
2-Davacının maddi tazminat davasının FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
3-Davacının manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ ile 15.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Maddi tazminat davası yönünden alınması gerekli 44,40 TL.ret harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-Manevi tazminat davası yönünden alınması gerekli 1.204,65 TL harçtan peşin alınan 174,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 850,45 TL harcın davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
6-Davacı tarafından manevi tazminat davası yönünden yapılan 174,20 TL peşin harcın davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE, bakiyesinin ve maddi tazminat davası yönünden yapılan giderlerin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
7-Manevi tazminat davası yönünden davacı tarafın yapmış olduğu başvuru harcı, davetiye ve posta gideri olmak üzere toplam 100,60 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranıda göz önüne alınarak 30,20 TL yargılama giderinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE, kalan kısmın davacı üzerinden BIRAKILMASINA,
8-Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca manevi tazminat davası yönünden kabul oranınca hesaplanan 2.725,00 TL nispi vekalet ücretinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
9-Davalılar … ve … kendilerini vekil ile temsil ettirmediğinden bu hususta karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
10-Davalı Sigorta şirketinin vekalet ücreti talebi olmadığından bu hususta karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
11-Davacı tarafından yatırılan gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair, davacı vekili ve davalı asilin yüzüne karşı diğer davalıların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/03/2019

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza