Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/66 E. 2018/375 K. 18.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/66
KARAR NO : 2018/375
DAVA : Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 01/02/2016
KARAR TARİHİ : 18/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; … günü sürücü müteveffa …’ın kullanmakta olduğu … plakalı aracın … mevkiinde arızalandığını, müteveffanın aracı tamir etmek için aracın altına yattığı esnada aracın yeniden hareket etmesi sonucu müteveffanın aracın altında kalarak hayatını kaybettiğini, müvekkillerinin tek desteği olduğunu, Akseki Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma ve … karar sayılı dosyasında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, … plakalı aracın davalı … A.ş tarafından … poliçe numarası ile ZMMS ile sigortalandığını, iş bu sigorta poliçesinin … tarihinde tanzim edildiğini ve … tarihine kadar geçerlilik arz ettiğini, müteveffa … için müvekkililere destekten yoksun kalma tazminatı ödenmesi gerektiğini belirterek müvekkili … için 3.500,00 TL, … için 500,00 TL, … için 500,00 TL, … için 500,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Şirketi vekili Mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; Zaman aşımı ve yetki itirazında bulunduklarını, müvekkilinin ikametgahının … olduğunu, dava konusunun bir trafik kazası olmadığını ve zarar aracın işletilme hali sırasında meydana geldiğini, davayı kabul manasında olmamak üzere sürücünün alkollü veya ehliyetsiz olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini, kaldı ki trafik sigortası genel şartları değişiklik yapılmasına dair kanun madde 2 gereğince mirasçılara rücu hakkının bulunduğunu, alacaklı ve borçlu sıfatlarının birleşmesi nedeni ile davanın reddi gerektiğini, müteveffanın davaya konu aracın sürücüsü / işleteni olduğundan müteveffanın mirasçılarının talepleri karayolları trafik kanunu ve genel şartlar gereği teminat dışı olduğunu 6704 sayılı torba kanun ile 2918 sayılı karayolları trafik kanununda yapılan değişiklik ile davaya konu olay sebebiyle ileri sürülecek tazminat talepleri trafik poliçesi teminatı kapsamından çıkarıldığını kanun yürürlük tarihi olan 26/04/2016 tarihinden itibaren ilgili düzenlemenin sayın mahkemece dikkate alınarak davanın esastan reddi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davacı vekili birleşen Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … – … E.K. Sayılı dava dilekçesinde özetle; … günü sürücü müteveffa …’ın kullanmakta olduğu … plakalı aracın … karayolu … mevkiinde arızalandığını, müteveffanın aracı tamir etmek için aracın altına yattığı esnada aracın yeniden hareket etmesi sonucu müteveffanın aracın altında kalarak hayatını kaybettiğini, müvekkillerinin tek desteği olduğunu, Akseki Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma ve … karar sayılı dosyasında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, … plakalı aracın davalı … A.ş tarafından … poliçe numarası ile ZMMS ile sigortalandığını, iş bu sigorta poliçesinin … tarihinde tanzim edildiğini ve … tarihine kadar geçerlilik arz ettiğini, müteveffa … için müvekkililere destekten yoksun kalma tazminatı ödenmesi gerektiğini belirterek müvekkili … için 71.295,73 TL destekten yoksun tazminatı talep etmekle birlikte sigorta şirketi olan davlaıya KTK 97. Maddesi gereğince … tarihli başvuru dilekçesi ile başvurunun yapıldığını, sigorta şirketi yetkilisine … tarihinde tebliğ edildiğini, belirterek mahkememizin … esas sayılı dosyası ile birletirilmesini talep ve dava etmiştir.
Taraflara duruşma gün ve saatini bildirir usulüne uygun meşruhatlı davetiye çıkartılmıştır.
Mahkememizce dosya aktüerya bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi … … havale tarihli raporuda özetle; “… tarihinde trafik kazası sonucu hayatını kaybeden Mağdurlar murisi …’ın geride kalan hak sahibi eşi … için 71.295,73 TL, çocukları … ve … için 11.697,58 TL, çocuğu … için 31.710,77 TL Hasan için 71.295,73 TL destekten yoksun kalma tazminatının olduğu…” şeklinde tespit ve rapor edilmiştir.
Davacı vekili harçlandırdığı … tarihli ıslah dilekçesinde, davacı …’in destekten yoksun kalma tazminatını 71.295,73 TL, … ve …’in destekten yoksun kalma tazminatını 11.697,58 TL, …’nın destekten yoksun kalma tazminatını 31.710,77 TL olarak arttırmıştır.
Mahkememizce davacının resmi nikahlı eşi olan …’a fiili destekte bulunup bulunmadığı konusunda Konya … Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış, Talimat mahkemesince tanık olarak dinlenilen … beyanında “Müteveffa ölen …’ın resmi nikahlı … dışında herhangi bir kişi ile gayriresmi evliliğinin bulunmadığını, davacı … ve çocuklarının bütün ihtiyaçlarının müteveffa tarafından karşılandığı… ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Dosya içerisine alınan nüfus aile kayıt tablosundan; davacı …’in ölenin resmi nikahlı eşi olduğu, diğer davacıların da müteveffanın … ile müşterek evliliklerinden olan çocukları olduğu anlaşılmıştır.
DEĞERLENDİRME ve GEREKÇE: Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma zararına ilişkindir.
2918 s. KTK.’nun 90. maddesinin 26/04/2016 tarihinden önceki (01/04/2012 kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan) hükmüne göre, “maddi tazminatın biçimi ve kapsamı ile manevi tazminat konularında Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.”
Kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 s. BK.nin 45. maddesine göre, “Bir adam öldüğü takdirde zarar ve ziyan, bilhassa defin masraflarını da ihtiva eder. Ölüm, derhal vukubulmamış ise zarar ve ziyan tedavi masraflarını ve çalışmağa muktedir olamamaktan mütevellit zararı ihtiva eder.
Ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde, onların bu zararını da tazmin etmek lazımgelir.” “Bir adam öldüğü takdirde zarar ve ziyan, bilhassa defin masraflarını da ihtiva eder. Ölüm, derhal vukubulmamış ise zarar ve ziyan tedavi masraflarını ve çalışmağa muktedir olamamaktan mütevellit zararı ihtiva eder.
Ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde, onların bu zararını da tazmin etmek lazımgelir.”
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 15/02/2018 tarih, 2015/7705 Esas, 2018/1006 Karar sayılı emsal içtihadında; “…Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.”; 85/1. maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”; 85/son maddesinde ise, “İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesinde de, “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nın; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu, böylece araç işletenin sorumluluğuna ilişkin bulunduğu öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir (Fikret Eren, Borçlar Hukuku, 9. Bası, s. 631 vd.; Ahmet Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku, Genişletilmiş 10. Baskı, s. 264 vd).
Kanun koyucu, 2918 sayılı KTK’nun 91. maddesiyle de; işletenin Aynı Kanunun 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki, işletenin sorumluluğu hukuki nitelikçe tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunmakla, işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen zorunlu sigortacının 91. maddede düzenlenen sorumluluğu da bu kapsamda değerlendirilmelidir.
Öyle ise, hem işleten hem de sigortacının sorumluluğu, hukuki niteliği itibariyle tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğundan, uyuşmazlığın bu çerçevede ele alınıp çözümlenmesi gerekmektedir.
Karayolları Trafik Kanununda zorunlu trafik sigortasına ilişkin olarak, sorumluluğun kapsamı yanında, bu kapsam dışında kalan haller de açıkça düzenlenmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Dışında Kalan Hususlar” başlıklı 92. maddesinde:“Aşağıdaki hususlar, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadırlar.
a) İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,
b) İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler,
c) İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler,
d) Bu Kanunun 105 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,e) Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar,
f) Manevi tazminata ilişkin talepler. ”
hükmü ile, zorunlu trafik sigortacısının hangi zararlardan sorumlu olmadığı düzenleme altına alınmış; burada örnekseme yoluna gidilmeyip; tek tek ve tahdidi olarak sorumlu olunmayan haller sıralanmıştır.
Bu noktada üzerinde durulması gereken hususlardan birisi de, 2918 sayılı KTK.’nun 92/b maddesinde yer alan “İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri taleplerin zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışında olduğuna” ilişkin hükümdür.
Bu hükümle kanun koyucu; tehlike sorumlusu zorunlu mali sorumluluk sigortacısının sorumluluğu kapsamından sadece, tehlike sorumlusu olan işletenin eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararları çıkarmıştır.
Şu haliyle, anılan kişilerin mallarına gelen zararlar dışında kalan ölüm ve yaralanmaya ilişkin cismani zararlar ise sigortacının sorumluluğu kapsamında bırakılmış, böylece tehlike sorumlusunun yakınlarının dahi belirtilen anlamda sigorta kapsamında olduğu benimsenmiştir.
Durum bu olunca, işletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin ölüm veya yaralanmaları halinde bundan kaynaklanan zararlarının zorunlu sigorta kapsamında olduğu kabul edilmelidir.
Araç sürücüsünün veya yakınlarının talepleri ise 92. madde kapsamında yer almamakla birlikte, sigortacının sorumluluğu kapsamında kabul edilmiştir.
Nitekim Hukuk Genel Kurulunun 15.06.2011 gün ve 2011/17-142 E, 2011/411 K sayılı ilamında, mali sorumluluk sigortası ile sigortalı araç sürücüsünün mirasçılarının açtığı destekten yoksun kalma tazminatı davasında da, Kanunun kapsam dışılığı düzenleyen 92. maddesinde, araç şoförünün desteğinden yoksun kalanların isteyebileceği tazminatların kapsam dışı olduğuna dair bir düzenlemeye yer verilmediği ve sürücünün desteğinden yoksun kalanların üçüncü kişi olduğu kabul edilerek zorunlu mali sorumluluk sigortacısından tazminat talep edebilecekleri kabul edilmiştir. Destekten yoksun kalma tazminatı, BK.’nun 45/II. maddesinde düzenlenmiş olup; “Ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir.” şeklinde hükme bağlanmıştır.
Görülmektedir ki, destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.
Şu hale göre; araç sürücüsü murisin, ister kendi kusuru ister bir başkasının kusuru ile olsun salt ölmüş olması, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğurup; bu zarar gerek Kanun gerek poliçe kapsamıyla teminat dışı bırakılmamış olmakla, davacıların hakkına, desteklerinin kusurunun olması etkili bir unsur olarak kabul edilemez ve destekten yoksunluk zararından kaynaklanan hakkın sigortacıdan talep edilmesi olanaklıdır.
Sigortalı araç sürücüsünün yakınlarının uğradıkları destek zararlarının trafik sigortacısının sorumluluğu kapsamı dışında kaldığına ilişkin Kanunda ve buna bağlı olarak poliçede açık bir düzenleme bulunmadığı da uyuşmazlık konusu değildir.
Davacının uğradığı zarara bağlı olarak talep ettiği hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olmayıp, bilimsel ve yargısal içtihatlarda kabul edildiği üzere destekten yoksun kalanın şahsında doğrudan doğruya doğan, asli ve bağımsız bir talep hakkıdır.
Davacının ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtığı, ölüm nedeniyle doğrudan davacı üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacıya yansıtılamayacağı, dolayısıyla araç sürücüsünün tam kusurlu olması halinde, desteğinden yoksun kalan davacıyı etkilemeyeceğine, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı sigorta şirketi, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda işleten veya sürücü tam kusurlu olsalar bile, destekten yoksun kalan davacının da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğundan, davalı sigorta şirketinin sorumlu olacağına karar vermek gerekir. (HGK’nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 esas-411 karar, HGK’nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 esas 2012/92 karar, HGK.nun 16.1.2013 gün ve 2013/17-1491 Esas 2013/74 Karar sayılı ilamları uyarınca).
Somut olayda, sürücü murisin … tarihinde tek taraflı olarak yaptığı trafik kazası sonucu, murisin eşi ve iki çocuğu tarafından aracın zorunlu trafik sigorta şirketine husumet yöneltilmiştir. O halde mahkemece yukarıdaki açıklamalar ışığında davacı mirasçıların davalı sigorta şirketi karşısında 3. kişi olarak tazminat talebinde bulunabileceği…” şeklinde belirtilmiştir.
Dava konusu somut olayda, yukarıda belirtilen kanun maddeleri ve emsal içtihad doğrultusunda yapılan değerlendirmede: kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar ZMMS Genel Şartlarına göre tek taraflı trafik kazasında ölen işleten/sürücünün desteğinden yoksun kalan davacılar yönünden doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki destek kusurunun davacılara yansıtılamayacağı, dolayısıyla araç sürücüsünün tam kusurlu olması halinde, desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceğine, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı sigorta şirketi, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda işleten veya sürücü tam kusurlu olsalar bile, destekten yoksun kalan davacıların da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğundan, aktüerya bilirkişisi tarafından hazırlanan hüküm kurmaya, mahkeme ve yargıtay denetimine elverişli bilirkişi raporu doğrultusunda müteveffanın … için 71.295,73 TL, resmi nikahlı … için 71.295,73 TL, çocukları … 11.697,58 TL, … için 11.697,58 TL, … için 31.710,77 TLdestekten yoksul kalma tazminatına hükmetmek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davacılar …, …, … ve … ile birleşen Antalya …ASliye Ticaret Mahkemesinin … Esas, … Karar sayılı dosyasında davacı …’ın destekten yoksun kalma tazminatı taleplerinin KABULÜNE;
Buna göre; davacı … için 71.295,73 TL, … için 11.697,58 TL, … için 11.697,58 TL, … için 31.710,77 TL ve … için 71.295,73 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan dava tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsili ile davacılara VERİLMESİNE,
2-Asıl davada alınması gerekli 8.634,49 TL harçtan peşin alınan ve ıslah ile alınan toplam 443,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 8.190,59 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-Birleşen davada alınması gerekli 4.870,21 TL harçtan peşin alınan 279,52 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.590,69 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
4-Bu dava nedeniyle asıl dava ve birleşen davada davacı tarafın yapmış olduğu, başvuru harcı, davetiye ve posta gideri, talimat gideri, bilirkişi gideri olmak üzere toplam 928,60 TL yargılama giderinin ve asıl dava ve birleşen davada peşin alınan ve ıslah ile alınan toplam 723,42 TL harç’ın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafça dosyaya yatırılan gider avansından dosyada kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacı tarafa İADESİNE,
6-Asıl davada davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davacı lehine takdir edilen 12.862,13 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
7-Birleşen davada davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davacı lehine takdir edilen 8.192,53 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18/05/2018

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza