Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/536 E. 2018/338 K. 27.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/536 Esas
KARAR NO : 2018/338
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/07/2016
KARAR TARİHİ : 27/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunduğu dava dilekçesinde; dava dışı … Şti. … tarihinde kurulduğunu, … sicil numarası ile Antalya Ticaret Siciline kaydedildiğini, … tarihinde de davalı …’ın 10 yıl süre ile şirketi temsile yetkili kılındığını, müvekkili ile daa dışı … Şti arasında ticari ilişki gerçekleştiğini, bu ilişki sebebi ile borç doğduğunu, ancak dava dışı şirket tarafından borcun ödenmediğini, bunun üzerine müvekkilinin alacağından dolayı borçlu şirket aleyhine Antalya …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ve takibin kesinleştiğini, … tarihinde şirketin Ticaret Sicil Müdürlüğü’nde kayıtlı bulunan adresine hacze gidildiğini, ticaret sicil vergi dairesi kayıtlarında bulunan adreslerinde bulunmadığı adresi terk ettikleri icra memurları tarafından tespit edilerek şirkete ait hacze kabil mal ve demirbaş bulunamadığını, icra dosyasında dosya borcunun ödenmediğini, borcu karşılayacak şekilde haczinde yapılamadığını, taraflar arasındaki ticari ilişki tarihi ile haciz tarihi arasında bulunan sürenin çok uzun bir süre olmadığını, şirket yetkilisi olan davalının ticareti usulsüz terk etme suçundan, şirketin iflasını istememek suçundan ve alacaklıyı zarar uğratmak için mevcudunu eksiltmek suçundan cezalandırılması için taraflarınca şikayette bulunulduğunu, Antalya …İcra Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile şikayetlerinin incelendiğini, dosyadan bilirkişi raporu alındığını, haklı olduklarının belirlendiğini, Vergi Dairesinden gelen yazı cevabında … tarihi itibariyle re’sen terkin ettirildiğini bildirildiğini, Ticaret Sicil Müdürlüğünden gelen yazı cevabında da herhangi bir mal beyanında bulunup bulunmadığına ilişkin bir başvuru ve mal beyanı ile ilglii bir belgenin dosyada mevcut olmadığının bildirildiğini, TTK’da anonim şirketlere ilişkin hükümlerin limited şirketlere de uygulanacağının hüküm altına alındığını, TTK m./644/1-a bendine göre kurucuların, yönetim kurulu üyelerinin, yöneticilerin ve tasfiye memurlarının sorumluluğunu düzenleyen 553 maddesi hükümlerinin limited şirketlere de uygulanacağını, TTK 553/1 mad. Gereğince “kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine, hem de şirket alacaklarına karış verdikleri zarardan sorumludurlar” , davalı dava dışı borçlu şirketin şirket müdürü ve şirketin hakim ortağı olup kusurlu davranışları yükümlülükleri yerine getirmediği için TTK gereğince kanunen davacı alacaklıya verdiği zararı karşılamak zorunda olduğunu, bu nedenlerle davanın kabulü ile Antalya …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasındaki borç miktarı olan 13.507,69 TL’nin dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte sorumlu olduğu elirlenerek davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; TTK’nın 553/1. Maddesi gereğince açılan şirket yöneticilerinin şahsi sorumluluk davasıdır.
Limited şirket sermaye ortaklığı olup sermaye koyma borcunu ödeyen ortakların şirket ve şirketin alacaklarına karşı herhangi bir sorumlulukları bulunmamaktadır.
Şirket borcundan dolayı yöneticilerin sorumluluğu ise 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 549-553 maddelerinde düzenlenmiştir. TTK 553. Maddeye göre kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülükleri kusurları ile ihlal ettikleri takdirde kusurlarının bulunmadığını ispatlamadıkça hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar.
TTK 555.Maddede, şirketin uğradığı zararın tazminini şirket veya bir pay sahibinin zararın şirkete ödenmek suretiyle talep edebilecekleri düzenlenmiştir.
TTK 556.Maddede ise şirketin iflas etmesi halinde alacaklıların şirketi zararının şirkete ödenmesini isteme hakkına sahip oldukları düzenlenmiştir.
Buna göre; 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununda 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunundan farklı düzenleme yapılmıştır.
Şirket alacaklarının yöneticilerin şirketi zarara uğratmaları nedeniyle yöneticilerin sorumluluğu yönünde dava açabilmeleri için şirketin iflas etmiş olması gerekmektedir. Aksi takdirde alacaklıların şirket yöneticilerine yönelik dava açmaları mümkün değildir. Kanun koyucu, iflas etmemiş olması durumunda şirket dışında bulunan alacaklıların dava açmasında bir menfaat görmemiştir. Alacaklının alacağını şirketi takip etmek suretiyle tahsil etme imkanı var iken şirket yöneticisine sorumluluk davası açması yeni düzenleme ile yerinde bulunmamaktadır. Ancak şirketin iflası halinde bu hak şirket alacaklılarına tanınmaktadır. Bu sebeple alacaklıların şirket yöneticilerine sorumluluk davası açabilmesi şirketin iflas etmiş olması haline bağlanmıştır. Dolayısıyla alacaklının, şirket yöneticilerine karşı aktif husumet yöneltebilmesi için, şirketin iflas etmiş olması bir dava şartıdır. Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 2015/15190 esas, 2017/2684 karar sayılı ilamında da aynı görüş benimsenmiştir.
Mevcut davada da ; şirket hakkında yapılan icra takiplerinin kesinleşmesine rağmen haczi kabil mal bulunmadığı, borca battığı ileri sürülmekle birlikte iflasına karar verilmemiş olduğu görülmüştür.
Açıklanan yasal düzenlemeler uyarınca eldeki davanın dinlenebilmesi için dava dışı şirketin iflasının dava şartı olduğu, 6100 Sayılı HMK’nın 115. Maddesine göre mahkemenin, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırıp dava şartı noksanlığını tespit etmesi halinde davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacının davasının dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu Uyarınca alınması gerekli 35,90 TL harcın peşin olarak alınan 230,68 TL harçtan mahsubu ile bakiye 194,78 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davalı kendini vekil ile temsil ettirmediğinden vekalet ücreti verilmesine YER OLMADIĞINA,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 27/04/2018

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır