Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/496 E. 2018/709 K. 22.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/496
KARAR NO : 2018/709
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 30/06/2016
KARAR TARİHİ : 22/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; … günü davalı … (…) Sigorta A.ş tarafından ZMMS poliçesi ile … poliçe numaralı, … başlangıç ve … bitiş tarihli sigortalanan … plakalı araç … istikametinden gelip … doğruseyrederken ani ve kontrolsuz şeklide sola doğru manevra yaptığı esnada kendisiyle aynı istikametten gelip aynı yöne doğru seyretmekte olan müvekkilinin sevk ve idaresinde olan … plakalı motorsiklete çarpması ile trafik kazası meydana geldiğini, kaza sonucunda müvekkilinin ağır yaralandığını, kaza sonrasında Alanya … Sulh Ceza mahkemesi … esas sayılı dosyasında nalınan … tarihli bilirkişi raporuna göre davalı tarfından sigortalanna araç sürücüsü … 2918 SK’nın 84/1-j maddesinde düzenleen ve Trafik kazalarında sürücü kusurlarını ntespiti ve asli kusur sayılan haller arasında bulunann manevraları düzenleyen genel şartalra uymama kurallaını ihlal ettiği asli kusurlu olduğu, kaza nedeniyle ciddi bir şekilde yaralandığını, … Devlet Hastanesniden alınan rapora göre %35 oranında vucut fonksiyon kaybının tespit edildiğini, davalı nezdinde … numaralı hasar dosyası oluşturulmuş ve müvekkiline bir miktar ödemenin yapıldığını, yapılan ödemenin zararlarını karşılamaya yetmediğini belirterek müvekkilinin sürekli iş göremezliği için şimdilik 300,00 TL, geçicisi iş göremezliği için ise 200,00 TL maddi tazminatın kaza tarihiniden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; zaman aşımı itirazında bulunduklarını, … yıllık ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda zamanaşımı olan 8 yıllık zamanaşımından sonra başvuru yapıldığını, müvekkili şirketin sorumluluğu poliçe limiti ile sınırlı olup bedeni zararlar halinde maddi tazminat talepleri için şahıs başına azami poliçe teminat limiti 60.000,00 ile sınırlı olduğunu, davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacıya … tarihinde 33.711,00 TL maluliyet tazminatı ödendiğini, ödeme tarihi ile bilirkişi hesaplama tarihi arasınaki dönem için yapılan ödemeye yasal faiz işletilmeli, yapılan ödemenin hesaplama tarihindeki güncellenmiş değerinin bulunması gerektiğini, davacı yanın herhangi bir maluliyeti olduğnudan bahsedilmediğini, müterafik kusur bulunup bulunulmadığının araştırılmasını, müvekkili şirketin temerrüde düşmediğini ödeme yaparak sorumluluğunu yerine getirdiğini, müvekkil şirket tarfından yapılan ödeme ile zararı karşılanan davacının davacının reddini talep etmiştir.
Mahkememiz tarafından … Sigorta şirketine ödeme yapılıp yapılmadığı hususu sorulmuş, cevabı yazısında … tarihinde 33.711,00 TL ödemenin yapıldığı ve anlaşılmıştır.
DEĞERLENDİRME ve GEREKÇE: Dava, TBK 49 vb. Maddelerine dayalı haksız fiil niteliğindeki trafik kazası nedeniyle zarar gören tarafından kazaya karışan aracın zorunlu mali mesuliyet sigortasına karşı açılan geçici ve daimi iş gücü kaybı nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizce sürekli ve geçici iş göremezliğe ve kusura ilişkin mahkememizce rapor aldırılmıştır.
Karayolları Trafik Kanunun 109. Maddesinde “(f.1) Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. (f.2) Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” denilmektedir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2013/2878 E.2014/3289 K. Sayılı ilamında “2918 sayılı KTK.nin 109/1.maddesinde “motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar.” denilmektedir. Aynı kanunun 109/2 maddesinde ise, “dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” hükmüne yer verilmiştir. Yine Borçlar Kanunu’nun zamanaşımını düzenleyen 60. maddesinde de“ Zarar ve ziyan yahut manevi zarar namiyle nakdi bir meblağ tediyesine müteallik dava, mutazarrır olan tarafın zarara ve failine ıttılaı tarihinden itibaren bir sene ve herhalde zararı müstelzim fiilin vukuundan itibaren on sene sonra istima olunmaz. Şu kadar ki zarar ve ziyan dâvası, ceza kanunları mucibince müddeti daha uzun müruru zamana tabi cezayı müstelzim bir fiilden neşet etmiş olursa şahsî dâvaya da o müruru zaman tatbik olunur.” hükmüne yer verilmiştir. Zamanaşımının oluşması için zararın ve tazminat sorumlusunun birlikte öğrenilmesi gerekir. Gerek 2918 sayılı KTK’nin 109/1.maddesi gerekse Borçlar Kanunu’nun 60. maddesinde öngörülen zamanaşımı ve gerekse ceza kanunları gereğince öngörülen ceza zamanaşımı süresinin, zararı ve faili öğrenme tarihinde başlayacağında duraksama bulunmamaktadır. Bu noktada zararın öğrenildiği tarihin belirlenmesinde yarar vardır.
Öğreti ve uygulamada kabul edilen genel kurala göre, zarar görenin zararı öğrenmesinden amaç, zararın mahiyeti (kapsamı) ve esaslı unsurları hakkında bir dava açmaya, davayı ciddi ve objektif şekilde desteklemeye ve davanın gerekçelerini göstermeye elverişli bütün hal ve şartları öğrenmiş olmasıdır. Eğer zararın kapsamını belirleyici husus “gelişmekte olan bir durum” ise zamanaşımı bu gelişme sona ermedikçe işlemeye başlamaz. Yeri gelmişken belirtilmelidir ki, “gelişen durum” aynı olaya ilişkin olarak zaman içinde zararın artması veya yeni zararların doğması halidir. Bundan ayrı, zarar görenin kendi imkanlarıyla ya da başkasının yardımıyla zarar verici fiilin sonuçlarının gidişini ve kesinleşen durumu değerlendirebilmesi gerekir. Özellikle, vücut bütünlüğünün ihlalinden doğan zarar ancak bakım ve tedavi sonucunda düzenlenen hekim raporuyla belli bir açıklığa kavuşmaktadır. Zararın mahiyet ve şümulü hiç anlaşılmadan mutlaka haksız eylem tarihinden itibaren dava açılması gerektiği yolundaki bir görüş, “zararı öğrenme” kavramına uygun düşmez. Nitekim, … Mahkemesi kararları ve öğretide, vücut bütünlüğünün ihlalinden doğan zararlarda zamanaşımı süresinin ancak kesin teşhisten, özellikle sürekli sakatlığa ilişkin kesin raporun öğrenilmesinden sonra başlayacağı kabul edilmektedir.
Dosya arasında bulunan bilgi ve belgelere göre … tarihinde gerçekleşen trafik kazası sonucu yaralanan davacının tedavisinin uzunca süre devam ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece yukarıda açıklanan ilkeler ışığında ve tüm dosya kapsamı itibariyle davacının yaralanmasına bağlı tedavisinin devam edip etmediği, gelişen durumun olup olmadığı, tedavinin hangi tarihte sona erdiği, buna göre zararın kesin olarak gerçekleştiği (öğrenildiği) tarih belirlendikten sonra, davacının ıslah talebinin zamanaşımı süresi içinde yapılıp yapılmadığı tartışılıp
irdelenerek davalı sigorta vekilinin zamanaşımı def’i yönünden sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. ” denilerek zamanaşımı hesabında dikkat edilecek hususlar ve özelinde “zararı öğrenme” kavramı açıklanmıştır.
Yukardaki emsal içtihat gereği davacının dava konusu trafik kazası nedeniyle sağlık durumunda ve maluliyetinde gelişen durum olup olmadığı konusunda … Başkanlığından alınan … havale tarihli raporunda davacının trafik kazası dolayısıyla iş göremezlik durumunda bir değişiklik olmadığı, mevcut raporlardaki farklı maluliyet oranlarının uygulanan yönetmeliklerin farklı olmasından kaynaklandığı vurgulanmıştır.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; mahkememizce … Başkanlığından alınan … havale tarihli rapor denetime elverişli ve oluşa uygun görülmüş olup bu kapsamda davacının maluliyet durumunda “gelişen durum” olmadığından davacının zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarih olarak sigorta şirketinin tazminat ödeme tarihi olan … tarihi esas alınmıştır. Bu tarihe göre somut durumda iki yıllık kısa zamanaşımı süresinin dava tarihi itibariyle geçtiği açıktır. Davacı tazminat yükümlüsünü ve zararı tam anlamıyla öğrenmiş kabul edildiğinden on yıllık zamanaşımı gündeme gelmeyecektir. Kaza yaranlamalı trafik kazasıdır ve bu durumda ceza zamanaşımı sekiz yıldır. Kaza tarihinden (… ) dava tarihine (…)kadar sekiz yıllık zamanaşımı süresinin de dolduğu anlaşılmıştır. Davalı taraf süresinde verdiği cevap dilekçesiyle zamanaşımı itirazında bulunmuştur . Yukardaki kanun maddesi ve emsal içtihat ışığında yapılan açıklamalar ve sayılan tüm sebeplerle davanın iki yıllık ve sekiz yıllık zamanaşımı sürelerinde açılmadığı anlaşıldığından zamanaşımına uğrayan davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 35,90 TL harçtan peşin alınan 441,22 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 405,32 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Bu dava nedeniyle davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Artan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra istek aranmaksızın davacıya İADESİNE,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden 12.440,43 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığı’na sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.22/11/2018

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza