Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/409 E. 2018/487 K. 03.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/409 Esas
KARAR NO : 2018/487
DAVA : Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımlı)), Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/09/2014
KARAR TARİHİ : 03/07/2018

Erzurum …Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası yetkisizlik ile mahkememize gönderilmiş ve mahkememizde … Esas numarası almış olmakla, Mahkememizde görülmekte olan Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımlı)), Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili mahkemeye sunmuş olduğu … havale tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerinden …, … ve … Şti tarafından keşide edilen ve müvekkili … taafından ciro edilen 112.740,00.-TL bedelli … adet bono nedeniyle müvekkillerinin Antalya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında borçlu olmadıklarının tespiti ile mezkur … adet bononun iptaline, haksız takip nedeniyle % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, dava konusu uyulmazlığın çözümünde Antalya Mahkemelerinin yetkili olması nedeni ile davanın yetkisizlik ile reddine karar verilmesini, ayrıca davanın esastan da reddedilmesini talep etmiştir.
Dosya Erzurum … Asliye Hukuk Mahkemesinin yetkisizlik kararı ile mahkememizde … Esas numarası almış ve iş bu davanın kıymetli evrak iptalinden kaynaklanan Menfi Tespit davası olduğu anlaşılmıştır.
Dosyada bütün deliller toplatılmış, icra dosyası getirtilmiş ve davacı şirketin defterleri üzerinde inceleme yapılmak üzere …’a, davalı tarafın defterleri üzerinde inceleme yaptırılmak üzere … Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış ve bilirkişi raporu aldırılmıştır.
Gaziantep … Asliye Ticaret Mahkemesine sunulan … tarihli bilirkişi raporunda, davalı tarafın dava dosyasına … ve … yıllarına ait yevmiye ve envanter defterlerini ibraz ettiği, … ve … yıllarına ait kebir defterlerini dava dosyasına ibraz etmediği, ibraz ettiği bu yasal defterlerin açılış noter tasdiklerini zamanında ve usulüne göre yaptırdığı ancak Türk Ticaret Kanununda belirtilen … ve … yılları yevmiye ve envanter defterlerinin kapanış noter tasdiklerini yaptırmadığı, davalının dava dosyasına davaya konu yılların yasal defterlerini ibraz etmediği gibi davalının muhasebeci olan … ile … numaralı telefonuyla görüşülmesi sonucu, dava dosyasına konu senetlerin yasal defterlere kayıt edilmediğinin belirtildiği görüşünü bildirir rapor sunmuştur.
… Asliye Ticaret Mahkemesine sunulan … tarihli bilirkişi raporunda, davacı tarafın defter ve belge incelemesinin defter ve belge yokluğundan dolayı yapılamadığını, bu nedenle teslimi yapılan un tutarı TL ve Kg/Çuval açısından bir sonuca ulaşılamadığını, Antalya … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosya içeriğinde icra takibine konan senetlerin davalı taraflar arasında … tarihinde düzenlenen sözleşmenin 1.maddesi gereği Gaziantep … İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyasında takibine konulan 160.000,00 TL teminat senedinin icra takibinin durdurulması için davacı tarafından verilen senetler olduğu sonucuna ulaşıldığını, davalının icra takibine koymuş olduğu T.C. Antalya … İcra Dairesi … Esas sayılı dosyadaki icra takibinin aynı borç için mükerrer icra takibi olduğu sonucuna ulaşıldığını, davacı tarafından davalı firmaya toplam 325.000,00 TL senet düzenlenip teslim edildiği, buna karşılık davalı firma tarafından ne kadar un mal teslimatı yapıldığı defter ve belge yokluğundan dolayı tespit edilemediğini, davalı firmanın farklı icra daireleri aracılığı ile davacı firma aleyhine faiz hariç toplam 272.740,00 TL icra takibi başlatmış olduğu sonucunu bildirir rapor sunmuştur.
Toplanan delillerden ve tüm dosya kapsamından; Dava menfi tespit davasıdır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72. Maddesi gereğince borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Dava konusu olayda, davacı taraf davalının icra takibinden sonra menfi tespit davası açmıştır.
Bir kambiyo senedi düzenleyip veren ve bu senedi alan herkes, bütün hukuki işlemlerin yapılmasına temel teşkil eden bir gayeye ulaşmak istemektedir. İşte bu gaye bir kambiyo senedinde mündemiç hakkın doğumu ve devri açısından hukuki sebebi teşkil eder. Kambiyo senedi düzenlenmesi dolayısıyla ortaya çıkan bir ilişki “kambiyo ilişkisi” olarak anılmaktadır. Kambiyo senedi vermek suretiyle borç altına giren borçlu “kambiyo Taahhüdü”nde bulunmuş olur. Kambiyo ilişkisinin altında esas itibariyle bir asıl/temel borç ilişkisi vardır. Kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliği, temel ilişkiden kaynaklanan temel talebin ve bununla ilgili olarak taraflar arasında varılmış amaca ilişkin mutabakatın geçerliliğinden tamamen bağımsızdır. Kambiyo senedinden doğan talep hakkına kambiyo hukuku, temel talebe ise, bu talebin ait olduğu hukuk kuralları uygulanır. (YHGK. 12/10/2011 tarih, E.2011/19-473, K.2011/607 sayılı kararı.)
Kambiyo senedi olan bono, kanunen emre yazılı bir kıymetli evraktır. Borçluya, borçlu olduğu edayı yerine getirmekten imtina etme yetkisini ifade eden def’iler emre yazılı kıymetli evrakta klasik olarak senet metninden anlaşılan def’iler, senetteki taahhüdün hükümsüzlüğüne ilişkin def’iler ve taraflar arasındaki ilişkiye dayalı şahsi def’iler olarak üç gruba ayrılmaktadır. Yazılı belge niteliğinde olan bonoya karşı ileri sürülebilecek bedelsizlik gibi kişisel def’ilerin kural olarak yazılı bir belge ile ispatı gerekmektedir. Sadece, hata ve hile gibi iradeyi sakatlayan sebepler ile hamilin bilerek borçlunun zararına haraket etmiş olduğu maddi vakıaların ispatında yazılı belge aranmaktadır. Yerleşik Yargıtay kararlarında ve öğretide de kabul edildiği gibi, bonolara özgü seçimlik unsurlardan biri de, temel borç ilişkisinden kaynaklanan borcun dayandığı nedenin gösterilmesine yönelik “bedel kaydı”dır. Yinelemek gerekirse “bedel kaydı” kambiyo senedinin ihtiyari kayıtlarındandır. Bu kayıt keşidecinin (borçlunun), senedin lehdarından (alacaklıdan) karşı edayı aldığını ispata yarar. Aslında kambiyo senetleri hukuku yönünden bu kayıtların bir anlamı ve önemi yoktur. Çünkü, kambiyo senedinin düzenlenmesiyle, soyut bir borç ilişkisi yaratılmaktadır. Bu nedenle de karşı edimin elde edilip edilmediğinin önemi de bulunmamaktadır. Temel borç ilişkisinin bir sözcükle senede yansıtılması, şeklinde ortaya çıkan bedel kaydının varlığı ya da yokluğu senedin bono niteliğini etkilemez. Zira, bono, bağımsız borç ikrarırını içeren bir senettir. Bu nedenle bir illete bağlı olması gerekmez ve kural olarak ispat yükü senedin bedelsiz olduğunu iddia eden tarafa aittir. Ancak, bir defa bir mal alışverişine dayandığı “malen” kaydıyla yada bir alacak borç ilişkisine dayandığı “nakten” kaydı ile senede yazılmışsa, artık buna uyulmak gerekir. Bu kayıtların aksinin savunulması senedin talili (nedene , illete bağlanması) anlamına gelir ki, böyle bir durumda ispat yükü yer değiştirir. Senedi talil eden, savını kanıtlamak yükümlülüğü altına girer. (YHGK. 12/10/2011 tarih ve E.2011/19-473, K.2011/607 sayılı kararı)
Senette borcun nedeni “mal” yada “nakit” olarak belirtilmişse, tarafların yazılı borç sebebine dayanmaya hakkı olacağından, ispat yükü bunun aksini ileri süren tarafa ait olacaktır. Eğer yanlarından biri senet metninde yazılı kaydın doğru olmadığını söylüyorsa, lehine olan senet karinesi çürümüş sayılacak, bunun sonucu olarak da, iddiası paralelinde ispat yükünü üstlenecektir. Buna senedin talili denmektedir. Bu anlamda talil senet metninde açıklanan düzenleme (ihdas) nedenine aykırı beyanda bulunma anlamına gelmektedir. (Hukuk Genel Kurulu’nun 17.12.2003 gün, 2003/19-781 E, 2003/768 K. Sayılı kararı)
Davacı teminat amacıyla davaya konu bonoların verildiğini beyan etmiştir. Söz konusu bonolarda ihdas nedeni “MALEN” yazılıdır.
Dava konusu bononun “bedeli malen ahzolunmuştur” kaydını taşıması teslim edilen mal karşılığında düzenlenmiş olduğuna karine teşkil eder. Bu durumda kanıt yükümlülüğü üzerinde bulunan alıcı bu karinenin aksini yani malın kendisine teslim edilmediğini usulüne uygun delillerle kanıtlaması gerekir.
Aksine adet veya mukavele mevcut olmadıkça satıcı ile alıcı borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlüdürler. Dava konusu olayda taraflar arasındaki ticari ilişki sebebiyle bir ödeme aracı olan çek ile ihdas sebebi olarak “Bedeli malen ahzolunmuştur” meşruhatını içeren bonoların düzenlendiği anlaşılmaktadır. Bu durumda çeklerin niteliği ve bonolar yönünden mevcut karine karşısında, dava konusu kambiyo senetlerinin avans olarak verildiği ve malın teslim alınmadığı iddiasının davacı alıcı tarafından usulen kanıtlanması gerekir.
Somut olayda davacı teminat amacıyla bonoların verildiğini beyan etmiştir. Ancak dava dosyasında davaya ve takibe konu bonoların üzerinde malen kaydı vardır. Dava konusu bononun “bedeli malen ahzolunmuştur” kaydını taşıması teslim edilen mal karşılığında düzenlenmiş olduğuna karine teşkil eder. Bu durumda kanıt yükümlülüğü üzerinde bulunan alıcı bu karinenin aksini, yani malın kendisine teslim edilmediğini usulüne uygun delillerle kanıtlaması gerekir. Bu durumda bononun niteliği ve bonolar yönünden mevcut karine karşısında, dava konusu kambiyo senetlerinin teminat olarak verildiği ve malın teslim alınmadığı iddiasının davacı alıcı tarafından usulen kanıtlanması gerektiği, söz konusu durumlarla ilgili olarak davacı tarafından yazılı bir belge dava dosyasına ibraz edilemediği, davacı vekilinin son duruşmadaki beyanında yemin deliline başvurmayacaklarını belirttiği ve bu sebeplerle davacının iddiasını ispatlayamadığı anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kaanatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Asıl alacağın %20 si tutarındaki 22.548,00 TL icra inkar tazminatının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 35,90 TL harçtan peşin olarak alınan 1.925,35 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.889,45 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
4-Davalı kendini vekil ile temsil ettiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap edilen nispi 11.769,20 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair; taraf vekillerinin yüzelrine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/07/2018

Katip …
*E-İmzalı

Hakim …
*E-İmzalı