Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/379 E. 2018/322 K. 18.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/379
KARAR NO : 2018/322
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/05/2016
KARAR TARİHİ : 18/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin … TARİHLİ … Satışına ilişkin sözleşme uyarınca davalı şirketten elektrik enerjisi alımı yaptığını, müvekkili adına düzenlenen faturalarda kayıp kaçak bedellerinin tahsil edildiğini, ancak müvekkiline tahakkuk ettirilen faturaların müvekkili tarafından ödendiğini, davalı şirket tarafından müvekkiline fatura edilen enerji bedellerinin içinde kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, perakende satış hizmet bedeli, sayaç okuma bedeli ile haksız alınan bu miktarların eklenmesiyle fazladan fon bedeli, TRT payı, ötv ve kdv tahsilatı yapıldığını, bu bedellerin davacıdan fazladan tahsil edildiğini ileri sürerek, haksız ve hukuka aykırı bir şekilde davalı tarafça tahsil edilen tüm parasal tutarın tespiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile dağıtım, iletim, sayaç okuma, perakende satış, hizmet ve kayıp-kaçak için şimdilik 1.000,00 TL bedelin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiz ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Taraflara duruşma gün ve saatini bildirir usulüne uygun meşruhatlı davetiye tebliğ edilmiştir.
Davalı vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesinde, davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, elektrik tedarikçisi konumundaki Müvekkili şirketin tüketicilerinden tahsil ettiği tüm kayıp kaçak, iletim ve dağıtım ve sair bedellerini gelir olarak malvarlığına katmaksızın elektrik piyasası tarfeler yönetmiliği ve tarifleer ilişkin teblğler uyarınca ilgili dağıtım şirketlerine ve kemalpaşa OSB’ye aktardığını, müvekkili şirketin mevzuat hükümleri uyarınca kayıp-kaçka ve sair bedellri tüketicilerin tabi bulunduğu dağıtım bölgelerindeki dağtımı şirketlerine aktaran bir aracı durumunda bulunduğunu, bu sebeple müvekkili şirketin bu bedelleri geri ödemesinden sorumlu tutulamayacağı belirterek davanın … A.Ş, … A.ş, … A.Ş ve … Organize Sanayi Bölgesine ihbarını talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE; Dava, “Alacak” davasıdır.
Somut olayda ; davalı taraf, davanın idari yargıda ve EPDK’ya karşı açılması gerektiği yönünde itirazda bulunmuş ise de; davanın alacak davası olup, dava konusu alacak kalemlerini tahsil eden davalı şirketten istirdadının (iadesinin) istenilmesi karşısında davalının bu itirazları da reddedilmiştir.
Davalının husumete ilişkin itirazlarının taraflar arasında düzenlenmiş elektrik enerjisi satışına ilişkin satış sözleşmesi bulunması sebebiyle reddedilmiştir.
Davalının ihbarını istediği … A.Ş, … A.ş, … A.Ş ve … Organize Sanayi Bölgesine dava ihbar edilmiştir.
Davalının EPDK kararlarının iptali için açılan Danıştay … Dairesi’nin … E. sayılı davasının sonucunun beklenilmesi talebi, davacının talebinin “EPDK kararlarına rağmen dava konusu aboneliğe ilişkin ve dava dilekçesinde yazılı alacak kalemleri yönünden, davalının hiç hakkının bulunmadığı ve haksız tahsil ettiği bu bedellerin tamamen iadesinin gerektiği” gerekçesine dayalı olduğundan kabul edilmemiştir.
Bu dava açıldıktan sonra ;
a) 17.06.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6719 s. Kanun’un 21. maddesiyle 6446 s. Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. maddesine eklenen 10. fıkra ile “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır” hükümünün getirildiği,
b) 17.06.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6719 s. Kanun’un 26. maddesiyle 6446 s. Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen Geçici 20. maddesi ile de, “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır” hükmü getirilmek suretiyle eldeki davalar yönünden de düzenleme yapıldığı görülmüştür.
Dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren daha önce açılan davaları da etkileyen bu düzenlemeler gereğince davacı vekiline bu düzenlemelere istinaden, davalı şirketlerin yaptığı dava konusu tahsilatların kurumun (EPDK’nın) düzenleyici işlemlerine uygunluğu yönünden incelenmesini (sadece bu konuda bilirkişi incelemesi yaptırılmasını) isteyip istemedikleri sorulmuştur.
Davacı vekili … tarihli duruşmasında; dava konusu tahsilatların EPDK’nın düzenleyici işlemlerinin uygunluğu yönünden rapor aldırılmasını talep ettikleri görülmüştür.
Davalı şirketin dava dilekçesinde yazılı alacak kalemlerine göre EPDK’nın düzenleyici işlemlerine uygun tahsilat yapıp yapmadığı, dava konusu dönemde EPDK’nın düzenleyici işlemlerine aykırı tahsilat yapılmış ve davacının alacağı var ise ne kadar olduğu konusunda rapor aldırılmak üzere dava dosyası elektrik mühendisi bilirkişiye tevdi edilmiş, elektrik mühendisi bilirkişi Aydın Ufuk Altınbaş … havale tarihli raporda; “…Davalı Taraf … A.ş: tarafından davacı … A.Ş.’net dört abone için toplam 3.133,86 TL fazladan tahukkuk ettirilmiştir” şeklinde tespit ve rapor edilmiştir.
Davacı vekilinin dava değerini arttırdığına ilişkin … tarihli dilekçesini ibraz ettiği, dilekçenin davalı tarafa tebliğ edildiği görülmüştür.
Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler ve emsal içtihat doğrultusunda Mahkememizce yapılan değerlendirmede; 6719 s. Yasa ile yapılan değişikliklerin Anayasa’ya aykırı olduğu kanaatine varılmadığından, Mahkememizce Anayasa Mahkemesi’ne iptal başvurusu yapılmamış, diğer mahkemelerin başvurularının sonucu da hem bekleme yönünden Mahkememiz açısından yasal zorunluluk bulunmaması hem de, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararlarının T.C. Anayasası’nın 153/5. maddesi gereğince geriye yürümeyecek olması nedeniyle ve usul ekonomisi gereğince beklenilmemiştir.
Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler ve emsal içtihat doğrultusunda Mahkememizce yapılan değerlendirmede; 6719 s. Yasa ile yapılan değişikliklerin Anayasa’ya aykırı olduğu kanaatine varılmadığından, Mahkememizce Anayasa Mahkemesi’ne iptal başvurusu yapılmamış, diğer mahkemelerin başvurularının sonucu da hem bekleme yönünden Mahkememiz açısından yasal zorunluluk bulunmaması hem de, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararlarının T.C. Anayasası’nın 153/5. maddesi gereğince geriye yürümeyecek olması nedeniyle ve usul ekonomisi gereğince beklenilmemiştir.
Mahkememizce davacı şirket adına tahakkuk ettirilen faturalar davalı şirketten celp edilmiştir.
Dava konusu somut olayda, yukarıda belirtilen kanun maddesi doğrultusunda yapılan değerlendirmede: Bütün dosya kapsamı, taraflar arasındaki sözleşme ve yukarıda tarihi belirtilen hüküm kurmaya, Mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli bilirkişi raporu ile ek raporu dikkate alınarak davacının davasının EPDK’nun düzenleyici işlemlerine aykırı olarak tahsil edilen 3.133,86 TL’lik kısım yönünden kabulüne, kalan kısım yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Ayrıntısı gerekçeli kararda anlaşılacağı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜNE,
2-3.133,86 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gerekli 214,07 TL harçtan peşin alınan 29,20 TL harçtan mahsubu ile bakiye 184,87 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-Bu dava nedeniyle davacı tarafından yapılan ilk dava masrafı, davetiye, posta gideri, bilirkişi ücreti, talimat ücreti gideri olmak üzere toplam 2.021,60 TL yargılama giderinin ve peşin alınan 29,20 TL harç’ın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4- Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul oranınca hesaplanan 2.180,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda miktar yönünden kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/04/2018

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza