Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/28 E. 2018/54 K. 22.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/28 Esas
KARAR NO : 2018/54
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 15/01/2016
KARAR TARİHİ : 22/01/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde öztele; kaza tarihinde davalı şirket nezdinde … numaralı zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile kayıtlı bulunan davalı … … adına kayıtlı olan ve davalı … … yönetimindeki … … … plakalı aracın … günü saat …:… sıralarında … ili … ilçesi … Mah. … kavşağı kırmızı ışık yanmakta olduğu sırada dönüş yapması neticesinde yan istikametten gelen ve müvekkilinin yönetiminde olan … … … plaka numaralı motosiklete çarparak müvekkilinin yaralanmasına ve motosikletin hasar görmesine sebebiyet verdiğini, olayla ilgili … C.Başsavcılığı’nın …/… soruşturma sayılı dosyasın üzeriden yürütülen tahkikatın devm ettiğini, kaza sonucu düzenlenmiş olan kaza tespit tutanağında … … … plaka sayılı araç sürücüsü …’in kırmızı ışıkta geçiş yapması nedeni ile asli kusurlu olduğunu, … … … plaka numaralı motosiklet sürücüsü …’nın ise kavşağa yaklaşırken hızını azaltmaması sebebi ile tali kusurlu olduğunu, müvekkilinin vücudunda kaza nedeni ile basit bir tıbbi müdahale ile giderilmeyecek şekilde hasar meydana geldiğini, vücudunda 4.dereceden kırık oluştuğunun … Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin kesin hekim raporu ile de sabit olduğunu, müvekkilinin … … Üniversitesi … bölümü öğrencisi ….Sınıf öğrencisi olarak eğitim gördüğünü, vize sınavlarına katılamadığını, bu nedenle maddi ve manevi zarar gördüğünü, müvekkilinin … Eğitim ve Araştırma Hastanesinden almış olduğu … tarihli engelli sağlık raporunda hastanın tedavisinin devam ettiği için 6 ay sonra yenidne değerlendirilmesinin uygun bulunduğunu, … … aş ye … tarihinde yapılmış olan tazminat başvurusunun üzerine … … hasar nolu dosya oluşturulduğunu ancak sigorta şirketine gerekli tüm belgeleri ibraz etmiş olmalarına karşın dosyanın sürüncemede bırakıldığını, bu nedenle bu davayı açma zaruretinin bulunduğunu, bu nedenlerle müvekkilinin malul duruma düşmüş olması sebebi ile çalışma gücünü kazandığı andan itibaren heplanacak ekonomik geleceğinin sarsılmasından sürekli iş görmezlikten ve efor kaybından kaynaklı dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte şimdilik 1.000 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkilinin uğramış olduğu manevi zarara karşılık olarak 10.000 TL’nin sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, … … … plakalı araç üzerine ihtiyati tedbir konulmasına ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı sigorta şirket vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazlarının olduğunu, … tarihinde meydana gelen ve davacının sürekli sakat kaldığı iddia edilen kazaya karışan … … … plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde … … adına trafik sigortalı olduğunu, söz konusu poliçeye göre teminatlarının sakatlanma ya da ölüm halinde ise şahsın başına azami 290.000 TL ile sınırlı olduğunu, kazanın meydana gelmesindeki kusur miktarına göre tazminat meblağının belirlendiğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun azami teminat limiti dahilinde gerçek zarar ve sigortalı araç sürücüsünün kusur oranı ile sınırlı olduğunu, davacı yanının kusuruna ilişkin beyanları kabul etmediklerini, itiraz ettiklerini, kusur yönünden trafik ihtisas dairesince kusu raporu aldırılmasını, davaya karışan motosikletin kusur oranının ve kusuru oranında sorumlu olacağından trafik sigorta şirketinin tespitini, trafik sigorta şirketi olmaması halinde dosyanın güvence hesabına ihbar edilmesini, … … … pkala sayılı aracan sahibinin kaza tarihinde kim olduğunun Trafik Tescil Şube Müdürlüğü’nden sorulmasını, araç malikinin … … olmaması halinde sigorta poliçesinin geçersiz olacağından husumetten reddini, davacının maluliyetinin tespiti için ilgili Adli Tıp kurumu İhtisas dairesinden tüm vücut fonksiyon kaybı oranını tespit eden heyet raporu alınmasını, davacının yasal olarak zorunlu olduğu tertibatı takıp takmadığının tespit edilmesini, başvuru yapan tarafa SGK’ca rücuya tabi herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığının, gelir bağlanıp bağlanmadığnıın, geçici iş göremezlik tazminatı alıp almadığının, tedavilerinin karşılanıp karşılanmadığından SGK’dan sorulmasını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’in mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; aracın kendi üzerine kayıtlı olduğunu ancak rahatsız olduğu için ve şu anda da hastanede çok ağır bir ameliyat geçirdiği için ve halen hastanede yattığı için aracın oğlu …’in kullandığını, oğlunun bu güne kadar herhangi bir trafik kazası olmadığını, her zaman trafik kurallarına uyarak arabayı kullandığını, bu üzücü olayın meydana geldiği gün yine dikkatli bir şekilde bütün trafik kurallarına uyarak hareket ettiğini, ancak kazaya karışan motorun oğlundan öğrendiğine göre ışık sisteminin çalışmadığını ve çok süratli bir şekilde motoru kullandığını, oğlunun bütün kurallara uyarak seyir halinde iken motorun üzerine geldiğini görüp hızlı bir manevra ile hareket etmese daha kötü bir sonuç ile karşılaşılabileceğini belirttiğini, mahkeme aracılığı ile alınacak bilirkişi raprou ile de dava dilekçesinde belirtildiği gibi bir kazanın olmadığını ve davacının sürekli iş göremezlik durumu gibi ağır bir yaralanmasının olmadığının görüleceğini, bu davanın haksız kazanç elde etmek için açıldığını, aracının üzerine konulan ihtiyati haczin kaldırılmasını talep ettiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … … vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; bu davanın haksız kazanç elde etmek için açıldığını, olayın meydana geldiği yerdeki bütün MOBESE ve diğer kayıtların istenmesini talep ettiklerini, davalı tarafın kazaya karıştığı motor da herhangi bir ışık sisteminin olmadığını, kendi güvenliği için davacının başında kaskının da bulunmadığını, ayrıca olayın davacının anlattığı gibi olmadığını, müvekkilinin normal güzergahından giderken gerek trafik ışıklarına uyduğunu, gerekse geçiş haklarına uyarak seyir halinde iken bu kazanın meydana geldiğini, müvekkilinin bütün kurallara uyarak seyir halinde iken sağ tarafına baktığı zaman son anda bu motoru fark ettiğini, motorun çok suretli bir şekilde geldiğini, müvekkilinin daha büyük bir kazanın meydana gelmemesi için ve motorun çarpmaması için hızını arttırarak kazanın daha kötü bir şekilde sonuçlanmaması için elinden geleni yaptığını, kaza olduktan sonra müvekkilinin hemen ambulansa haber verdiğini, davacı tarafın hatta ambulansa gerek yok diyerek hastaneye gitmek ismediğini, müvekkilinin olayı olduğu gibi anlattığını ve daha sonra da hastaneyi giderek yaralanmış olan davacı ile görüştüğünü, davacıya yapabileceği bir şey olup olmadığı konusunda insani olarak sorduğunu ve müvekkilinin davacı olmayacağını söylediğini, davacı tarafında davalı müvekkiline davacı olmayacağını beyan ettiğini, bu nedenlerle haksız yere açılan davanın reddine karar verilmesini, mahkeme harç ve masrafları ile vekalet ücretinin davacıya bırakılmasını talep etmiştir.
Taraflara ön inceleme duruşma gün ve saatinin usulüne uygun olarak tebliğ edildği görülmüştür.
Mahkememiz dava dosyasında tüm deliller toplanmış dosyamız içerisene alınmıştır.
Mahkememizin …/…/… tarihli tensip zaptının … nolu ara karar gereği … … … plaka sayılı araç üzerine ihtiyati haciz konulmuştur.
Mahkememiz yargılaması sırasında davacı asilin … Üniversitesi … Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığına sevk edilerek Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nın …/…/… havale tarihli raporunda; “bu yaralanma neticesinde şahsın gerek hastane, gerekse hastane dışında yaralarının iyileşmesi ve mevcut haliyle olağan yaşamına dönebilmesi için ihtiyaç duyduğu sürenin 1 (bir) ay olduğu, şahısta sürekli işgöremezlik oranının bulunmadığı” sonucuna varılmıştır.
Mahkememiz yargılaması sırasında davacının talep edebileceği maddi tazminat yönünden dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi …’ın mahkemeye sunduğu …/…/… havale tarihli raporunda; … tarihinde trafik kazasına bağlı yaralanma sonucu geçici iş gücü kaybına uğrayan davacı …’nın geçici iş gücü kaybından kaynaklanan maddi zararı ; 910,44 TL olarak hesaplandı. Ancak dosyada oransal kusur durumunu gösterir rapor olmadığından, kusur indirimi yapılamadı.” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Davacı vekilinin mahkememize sunduğu …/…/… havale tarihli ıslah dilekçesinde özetle; maddi tazminat taleplerinin dava açıldıktan sonraki süreçte davalı sigorta şirketince karşılandığından maddi tazminat talepleri yönünden davanın konusuz kaldığını, yalnızca manevi tazminata yönelik davalarının devam ettiğini beyan etmiştir.
6098 sayılı TBK 61. Maddesinde “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler u.ygulanır.”
2918 sayılı KTK 88. Maddesinde de “Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur.
Birden fazla kişinin sorumlu olduğu durumlarda, bunlar arasındaki ilişki bakımından zarar, olayın bütün şartları değerlendirilerek paylaştırılır. Özel durumlar ve özellikle araçların işletme tehlikeleri, zararın iç ilişkide başka türlü paylaştırılmasını haklı göstermedikçe, işletenler ve araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahipleri kusurları oranında zarara katlanırlar.” düzenlemesi mevcuttur.
Yukarıda belirtilen kanun maddeleri doğrultusunda davacının maddi tazminat istemine ilişkin olarak yapılan değerlendirmede,16/12/2017 tarihli dilekçesi maddi tazminat taleplerinden vazgeçtikleri, anlaşılmakla maddi tazminat hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Davacının manevi tazminat istemine ilişkin olarak yapılan değerlendirmede,
6098 sayılı TBK’nun 56/1. maddesine göre ”Hakim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini gözönünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.
Bu durumda uyuşmazlığın talep edilebilecek manevi tazminat miktarı hususunda toplandığı anlaşılmaktadır.
Mahkememizce “Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranlarını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal, ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihatı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere manevi tazminat ne bir ceza ve ne de gerçek anlamda bir tazminattır. Davanın bu alanda gördüğü iş cismani zarara uğrayan kişinin duyduğu manevi acıyı bir dereceye kadar yumuşatmaktan, bozulan manevi dengeyi onarıp düzeltmekten, bir teselli, bir avunma ve ruhu tatmin aracı olmaktan ibarettir. Takdir hakkının söz konusu olduğu bütün hallerde hakim hak ve nesafetle hüküm vermek zorunluluğundadır. Hakimin hak ve nesafetle hüküm vermesi de genel olarak Türk toplumunun sosyal ekonomik ve moral yapısının ve özellikle de tarafların gerçek durumlarının gerektirdiği hak ve adalete uygun sonucu bulması demektir. Bu bakımdan takdir edilecek manevi tazminatın miktarı haksız eylemi özlenir hale getirecek özellikle mağdur için haksız zenginleşecek miktarda olmamalıdır. Manevi tazminat; zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Takdir edilecek miktar mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.” ilkeleri doğrultusunda yapılan değerlendirmede, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, kazanın meydana geldiği tarih, olayın oluş şekli, davacının yaşı ve yaralanma derecesi, tarafların kusur oranı ve manevi tazminatın amacı göz önünde bulundurularak, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte sigorta şirketi hariç diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar vermek gerekmiştir.
Yargıtay …Hukuk Dairesi’nin …/…/… gün, …/… Esas, …/… Karar sayılı emsal içtihadında; “…davalı vekilince, kararın verildiği son oturumda zararlarının karşılanmış olması nedeniyle davadan vazgeçtikleri ve ancak yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri açıkça belirtilmiş olmasına göre, davcacının açıklamasının HMK kapsamında kapsamında davadan vazgeçme olduğu gözetilerek buna göre karar verilmesi gerekirken istem yanlış değerlendirilerek feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir. Bu durumda, mahkemece, takipten vazgeçilen dava nedeniyle, vazgeçme kabule bağlı ise de; davalının duruşmalara gelmemesine ve ödemenin de dava açıldıktan sonra yapılmış olmasına göre, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davanın açılmasına neden olma durumuna göre değerlendirilmesi ve hükme bağlanması gerekir…” şeklinde belirtilmiş olup, davacının maddi tazminat talebine ilişkin olarak dava tarihinden sonra davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme nedeniyle davadan vazgeçildiği, dava tarihi itibariyle davacının maddi tazminat talep etmekte haklı olduğu anlaşılmakla maddi tazminat talebi yönünden vekalet ücretine yukarıda belirtilen ilke gözönünde bulundurularak davacı lehine hükmetmek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile 8.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 22/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine,
3-Maddi tazminat talebi yönünden dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına,
4-Harçlar Kanunu uyarınca manevi tazminat yönünden alınması gerekli 546,48 TL harçtan peşin olarak alınan 34,15 TL harcın mahsubu ile bakiye 512,33 TL harcın davalılar … … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre manevi tazminat yönünden kabul edilen miktar dikkate alınarak hesap edilen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalılar … … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre manevi tazminat yönünden red edilen miktar dikkate alınarak hesap edilen 2.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’e VERİLMESİNE,
7-Harçlar Kanunu uyarınca alınması maddi tazminat yönünden alınması gerekli 35,90 TL harçtan peşin olarak alınan 3,43 TL harcın mahsubu ile bakiye 32,47 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
8-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre maddi tazminat yönünden dava açılmasına sebebiyet verildiğinden 1.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
9-Davacı tarafından yapılan 119,18 TL dava ilk masrafı, 268 TL tebligat ve müzekkere gideri, 350 TL bilirkişi gideri olmak üzere toplam 737,18 TL yargılama giderinden davada kabul edilen miktar dikkate alınarak hesap edilen 536,10 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE, kalan kısmın üzerinde BIRAKILMASINA,
10-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair, davacı vekili, davalı … … vekili ve davalı …’in yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/01/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu evrak 5070 kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.