Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/238 E. 2018/432 K. 08.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/238
KARAR NO : 2018/432
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/04/2016
KARAR TARİHİ : 08/06/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili … tarihli dava dilekçesinde; davalılar tarafından … – … tarihleri arasında tahakkuk edilen ve müvekkili şirketten tahsil edilen elektrik faturaları içerisinde haksız tahsil edilen “Kayıp-Kaçak Bedeli, İletim Bedeli, Dağıtım Bedeli, Perakende Satış Hizmeti (PSH) Bedeli, PSH Sayaç Okuma Bedeli, Bakım Bedeli” ve bu bedeller üzerinden oransal olarak alınan “KDV, Belediye Tüketim Vergisi (BTV), Elektrik Tüketim Vergisi, Enerji Fonu, TRT Payı” ve farklı isimler altındaki diğer tüm haksız ve hukuka aykırı olarak fazladan alınmış bulunan tüm bedellerden doğan alacalarının şimdilik 5.000,00 TL’sinin ayrı ayrı ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek en yüksek avans faiz) ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile müvekkili şirkete ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Taraflara duruşma gün ve saatini bildirir usulüne uygun meşruhatlı davetiyeler tebliğ edilmiştir.
Davalı …Ş. vekili … tarihli cevap dilekçesinde; davacının, müvekkilİ şirketten talep etmiş olduğu iletim bedelleri tarifelerden kaynaklı bir alacak olduğunu, ilgili tedarik şirketince tahsil edilen bu alacak tarifelerden ötürü …’a aktarıldığını, bu nedenle işbu davanın … AŞ (…)’ye (…) ihbarını talep ettiklerini, usul ve yasaya açıkça aykırı olarak açılan davaya karşı hukuki yarar, yetki, husumet, zamanaşımı, derdestlik, kesin hüküm ve yargı yolu yönündeki itiraz ve ödemezlik defileri bulunduğunu, davacı tarafın iddiasının müvekkili şirketin davacının haksız bedelden tahsil ederek sebepsiz zenginleştiği yönünde olduğunu ve sebepsiz zenginleşme için 2 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini, bu nedenle zamanaşımı yönünden davanın reddi gerektiğini, davacının fazlaya ilişkin talebinin de davayı kabul etmemekle birlikte yerinde olmadığını, yine KDV talep edilmesinin de mümkün olmadığını, davacı tarafın talep ettiği TRT payının kanuni zorunluluktan ötürü alındığını, bu bedelin talep edilemeyeceğini, esasa ilişkin olarak müvekkili şirket tarafından davacıdan haksız veya hukuka aykırı herhangi bir bedelin tahsil edilmediğini, lisans sahibi şirketlerin haksız olduğu iddia edilen bedelleri tahsip edip etmeme noktasında herhangi bir insiyatifi olmadığını, dava konusu fatura kalemlerinin müvekkili şirket tarafından belirlenmediğini, taraflar arasındaki abonelik sözleşmesi ile dava konusu bedellerin tahsil edileceğinin kararlaştırıldığını ve tarafların karşılıklı olarak bu şartları kabul ettiklerini, davacının tacir olduğunu ve ödemeler yapılırken herhangi bir ihtirazi kayıt koymadığını, bu nedenle ödemelerin iadesinin talep edilemeyeceğini, davacının ödediğini iddia ettiği bedelleri ödeme makbuzları ile ispat etmesi gerektiğini, Elektrik Piyasası Kanununun tarifeler, tüketicilerin desteklenmesi, özelleştirme, kamulaştırma ve arz güvenliği tarifeler ve tüketicilerin desteklenmesi başlıklı 17.maddesinde yapılan düzenlemeler ve geçici 20.madde gereğince davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … A.Ş. Vekilinin … tarihli cevap dilekçesinde; davacı tarafından açılan davada uyuşmazlık konusu kaçak/kayıp bedellerinin davacının faturasına yansıtılması, ilgili mevzuat çerçevesinde EPDK kararlarının iptali hususunda mahkememizin görevli olmadığı EPDK kararlarının iptalinin ilk mahkemesi sıfatıyla Danıştay tarafından gerçekleştirilebileceği göz önüne alındığında mahkememiz nezdinde görülmekle olan davanın görevsizlik nedeni ile reddine karar verilmesi gerektiğini, davaya konu edilmiş uyuşmazlığa ilişkin müvekkilinin sorumluluğu bulunmadığını, husumet itirazları bulunduğunu, ayrıca müvekkili şirketin adresi … olup, yetkili Mahkemenin İstanbul Mahkemeleri olduğundan yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, sözleşmede yer verildiği üzere müvekkili şirketin tedarikçi firma olduğunu, tedarikçi firmaların faturalara yansıtılacak bedelleri tayin etmekte yetkisi bulunmayıp fatura kalemlerini belirleme yetkisi tamamen Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu ‘na ait bulunduğunu, müvekkili şirket tarafından davacıdan haksız veya hukuka aykırı herhangi bir bedelin tahsil edilmediğini, lisans sahibi şirketlerin haksız olduğu iddia edilen bedelleri tahsip edip etmeme noktasında herhangi bir insiyatifi olmadığını, dava konusu fatura kalemlerinin müvekkili şirket tarafından belirlenmediğini, taraflar arasındaki abonelik sözleşmesi ile dava konusu bedellerin tahsil edileceğinin kararlaştırıldığını ve tarafların karşılıklı olarak bu şartları kabul ettiklerini, davacının tacir olduğunu ve ödemeler yapılırken herhangi bir ihtirazi kayıt koymadığını, bu nedenle ödemelerin iadesinin talep edilemeyeceğini belirterek, hukuki mesnetten yoksun, haksız ve yersiz davanın reddini istemiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE; Dava, “Alacak” davasıdır.
Somut olayda ; davalı taraf, davanın idari yargıda ve EPDK’ya karşı açılması gerektiği yönünde itirazda bulunmuş ise de; davanın alacak davası olup, dava konusu alacak kalemlerini tahsil eden davalı şirketten istirdadının (iadesinin) istenilmesi karşısında davalının bu itirazları da reddedilmiştir.
Davalının husumete ilişkin itirazlarının taraflar arasında düzenlenmiş elektrik enerjisi satışına ilişkin satış sözleşmesi bulunması sebebiyle reddedilmiştir.
Davalının EPDK kararlarının iptali için açılan Danıştay … Dairesi’nin … E. sayılı davasının sonucunun beklenilmesi talebi, davacının talebinin “EPDK kararlarına rağmen dava konusu aboneliğe ilişkin ve dava dilekçesinde yazılı alacak kalemleri yönünden, davalının hiç hakkının bulunmadığı ve haksız tahsil ettiği bu bedellerin tamamen iadesinin gerektiği” gerekçesine dayalı olduğundan kabul edilmemiştir.
Bu dava açıldıktan sonra ;
a) 17.06.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6719 s. Kanun’un 21. maddesiyle 6446 s. Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. maddesine eklenen 10. fıkra ile “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır” hükümünün getirildiği,
b) 17.06.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6719 s. Kanun’un 26. maddesiyle 6446 s. Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen Geçici 20. maddesi ile de, “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır” hükmü getirilmek suretiyle eldeki davalar yönünden de düzenleme yapıldığı görülmüştür.
Dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren daha önce açılan davaları da etkileyen bu düzenlemeler gereğince davacı vekiline bu düzenlemelere istinaden, davalı şirketlerin yaptığı dava konusu tahsilatların kurumun (EPDK’nın) düzenleyici işlemlerine uygunluğu yönünden incelenmesini (sadece bu konuda bilirkişi incelemesi yaptırılmasını) isteyip istemedikleri sorulmuştur.
Davacı vekili … tarihli duruşmasında; dava konusu tahsilatların EPDK’nın düzenleyici işlemlerinin uygunluğu yönünden rapor aldırılmasını talep ettikleri görülmüştür.
Davalı şirketin dava dilekçesinde yazılı alacak kalemlerine göre EPDK’nın düzenleyici işlemlerine uygun tahsilat yapıp yapmadığı, dava konusu dönemde EPDK’nın düzenleyici işlemlerine aykırı tahsilat yapılmış ve davacının alacağı var ise ne kadar olduğu konusunda rapor aldırılmak üzere dava dosyası elektrik mühendisi bilirkişiye tevdi edilmiş, elektrik mühendisi bilirkişi … … havale tarihli raporda; “…Davalı şirketler tarafından davacı tarafa tahakkuk ettirilen faturaların, EPDK’nm yeni düzenleyici işlemlerine uygunluğu yönünden tarafımca yapılan incelemelerde;
Davalı taraf …tarafından Davacı … ‘ne her iki abone için toplam 122,76 TL fazladan tahakkuk ettirilmiştir…” şeklinde tespit ve rapor edilmiştir.
Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler ve emsal içtihat doğrultusunda Mahkememizce yapılan değerlendirmede; 6719 s. Yasa ile yapılan değişikliklerin Anayasa’ya aykırı olduğu kanaatine varılmadığından, Mahkememizce Anayasa Mahkemesi’ne iptal başvurusu yapılmamış, diğer mahkemelerin başvurularının sonucu da hem bekleme yönünden Mahkememiz açısından yasal zorunluluk bulunmaması hem de, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararlarının T.C. Anayasası’nın 153/5. maddesi gereğince geriye yürümeyecek olması nedeniyle ve usul ekonomisi gereğince beklenilmemiştir.
Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler ve emsal içtihat doğrultusunda Mahkememizce yapılan değerlendirmede; 6719 s. Yasa ile yapılan değişikliklerin Anayasa’ya aykırı olduğu kanaatine varılmadığından, Mahkememizce Anayasa Mahkemesi’ne iptal başvurusu yapılmamış, diğer mahkemelerin başvurularının sonucu da hem bekleme yönünden Mahkememiz açısından yasal zorunluluk bulunmaması hem de, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararlarının T.C. Anayasası’nın 153/5. maddesi gereğince geriye yürümeyecek olması nedeniyle ve usul ekonomisi gereğince beklenilmemiştir.
Mahkememizce davacı şirket adına tahakkuk ettirilen faturalar davalı şirketten celp edilmiştir.
Dava konusu somut olayda, yukarıda belirtilen kanun maddesi doğrultusunda yapılan değerlendirmede: Bütün dosya kapsamı, taraflar arasındaki sözleşme ve yukarıda tarihi belirtilen hüküm kurmaya, Mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli bilirkişi raporu dikkate alınarak davacının davasının EPDK’nun düzenleyici işlemlerine aykırı olarak tahsil edilen 122,76 TL’lik kısım yönünden kabulüne, kalan kısım yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Ayrıntısı gerekçeli kararda anlaşılacağı üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABUL, KISMEN REDDİNE, Buna göre; 122,76 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davacı tarafın fazlaya ilişkin taleplerinin REDDİNE,
2-Alınması gereken 35,90 TL harcın peşin alınan 85,39 TL. harçtan mahsubu ile fazla alınan 49,49 TL harcın karar kesinleştikten sonra istek halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafça yapılan davetiye, müzekkere, bilirkişi giderinden ibaret toplam 521,00 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranı gözetilerek 12,79 TL’sinin ve 118,89 TL ilk dava masrafı toplamı olan 121,68 TL’nin davalılardan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Karar tarihindeki AAÜT. Gereğince 122,76 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya, ret oranı gözetilerek 2.180 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalılara VERİLMESİNE,
6-Taraflarca yapılan gider avansının artan kısmın karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
Dair; davalıların yüzlerine karşı, davacı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/06/2018

Katip …
¸E- İmzalı

Hakim …
¸E- İmzalı