Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/771 E. 2018/61 K. 26.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/771 Esas
KARAR NO : 2018/61
DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/12/2015
KARAR TARİHİ : 26/01/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; davacı şirket adına … Ltd. Şti. den alacaklı olduğunu, bu alacağı nedeniyle … keşide tarihli ….-TL bedelli ve … keşide tarihli … TL bedelli çeklerin alacaklı şirkete verildiğini, yasal süresinde ibraz edilen söz konusu çeklerin karşılıksız çıktığını, çeklere bağlı alacığın tahsili için Antalya .. İcra Müdürlüğünün … esasında icra takibi başlatıldığını, davalıların yetkilisi ve ortağı oldukları asıl borçlu şirketin borcunu ödememek için şirkete atıl bıraktıkları, faaliyetine son verdikleri, merkez adresi olarak görünen adresinde bulunmayan şirketin başka yerde de amacına uygun faaliyetinin olmadığı anlaşıldığından yetkili davalılar sonuçta borçlu şirketin ana sözleşmeye yasaya uygun faaliyetinin olmadığı anlaşıldığından, yetkili davalıların borçlu şirketi ana sözleşmeye yasaya uyğun idare etmediğini, kötü idare etmek, ticari faaliyetine ana sözleşmeye ve yasal mevzuaata aykırı şekilde son vermek suretiyle alacaklı şirketin çeke bağlı alacağını borçlu şirketten tahsil etmesinin imkansız hale getirdiklerini, davacı şirketin doğrudan zarar görmesine sebebiyet verdiklerinden verilen zarara mahsuben şimdilik … TL tazmimatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı şirkete ödenmesine, aksi kanaata varılması, davacı şirketin doğrudan zarar görmediğinin davalalıların yetkilisi olduğu asıl borçlu şirketin zarar gördügünün kabulü halinde hükmedilecek tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans afaizi ile birlikte öncelikle davacı şirkete ödenmesine, asıl borçlu şirketin zarar gördügünün kabulü halinde borçlu şirkete ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılara usulüne uygun tebliğat çıkartıldığı , davaya cevap vermedikleri anlaşılmıştır.
Mahkememiz yargılaması sırasında dosya bilirkişiler hukukçu … ve mali müşavir …’e tevdi edilerek … havale tarihli raporlarında;”…Mahkemenin … Esas sayılı dosyası ve Antalya …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası üzerinde yapılan incelemeler neticesinde; alacağın mevcut olduğu, şirketten talep edilebileceği, TTK.m.553 gereğince diğer davalı şirket yetkilisinin bu borçtan sorumlu olduğu, ancak böyle bir sorumluluk için TTK.556 gereğince şirketin iflas kararının alınması gerektiği, bu sebeple davalı şirket yöneticilerine karşı iş bu daanın ileri sürülmesinin mümkün olmadığı…” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Dava; TTK’nın 553/1. Maddesi gereğince açılan şirket yöneticilerinin şahsi sorumluluk davasıdır.
Limited şirket sermaye ortaklığı olup sermaye koyma borcunu ödeyen ortakların şirket ve şirketin alacaklarına karşı herhangi bir sorumlulukları bulunmamaktadır.
Şirket borcundan dolayı yöneticilerin sorumluluğu ise 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 549-553 maddelerinde düzenlenmiştir. TTK 553. Maddeye göre kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülükleri kusurları ile ihlal ettikleri takdirde kusurlarının bulunmadığını ispatlamadıkça hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar.
TTK 555.Maddede, şirketin uğradığı zararın tazminini şirket veya bir pay sahibinin zararın şirkete ödenmek suretiyle talep edebilecekleri düzenlenmiştir.
TTK 556.Maddede ise şirketin iflas etmesi halinde alacaklıların şirketi zararının şirkete ödenmesini isteme hakkına sahip oldukları düzenlenmiştir.
Buna göre; 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununda 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunundan farklı düzenleme yapılmıştır.
Şirket alacaklarının yöneticilerin şirketi zarara uğratmaları nedeniyle yöneticilerin sorumluluğu yönünde dava açabilmeleri için şirketin iflas etmi olması gerekmektedir. Aksi takdirde alacaklıların şirket yöneticilerine yönelik dava açmaları mümkün değildir. Kanun koyucu, iflas etmemiş olması durumunda şirket dışında bulunan alacaklıların daa açmasında bir menfaat görmemiştir. Alacaklının alacağını şirketi takip etmek suretiyle tahsil etme imkanı var iken şirket yöneticisine sorumluluk davası açması yeni düzenleme ile yerinde bulunmamaktadır. Ancak şirketin iflası halinde bu hak şirket alacaklılarına tanınmaktadır. Bu sebeple alacaklıların şirket yöneticilerine sorumluluk davası açabilmesi şirketin iflas etmiş olması haline bağlanmıştır. Dolayısıyla alacaklının, şirket yöneticilerine karşı aktif husumet yöneltebilmesi için, şirketin iflas etmiş olması bir dava şartıdır. Yargıtay ….Hukuk Dairesi’nin … esas, …karar sayılı ilamında da aynı görüş benimsenmiştir.
Mevcut davada da ; şirket hakkında yapılan icra takiplerinin kesinleşmesine rağmen haczi kabil mal bulunmadığı, borca battığı ileri sürülmekle birlikte iflasına karar verilmemiş olduğu görülmüştür.
Açıklanan yasal düzenlemeler uyarınca eldeki davanın dinlenebilmesi için dava dışı şirketin iflasının dava şartı olduğu, 6100 Sayılı HMK’NIN 115. Maddesine göre mahkemenin, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırıp dava şartı noksanlığını tespit etmesi halinde davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava şartı yokluğundan davanın usulden REDDİNE
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 35,90 TL harcın peşin olarak alınan 395,35 TL harçtan mahsubu ile bakiye 359,45 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirmediğinden davalılara vekalet ücreti verilmesine YER OLMADIĞINA,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacının üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair, tarafların yokluğunda, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 26/01/2018

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

*Bu evrak 5070 kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.