Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/761 E. 2018/335 K. 27.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/761 Esas
KARAR NO : 2018/335
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/12/2015
KARAR TARİHİ : 27/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunduğu dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı …’ın ortağı ve yetkilisi olduğu … Şti’den verdiği zarar nedeni ile alacaklı olduğunu, bu alacağının ödenmediğini, davalının şetkilisi olduğu şirket aleyhine söz konusu zararın tazmini için Antalya …Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … esasında tazminat davası açıldığını, davanın kabul edilerek kesinleştiğini, mahkeme kararının Antalya …İcra Müdürlüğü’nün … esasında takibe konu edildiğini, boçlu şirketin adresine yapılan tebligattan da sonuç alınamadığından girişilen haciz işleminde şirket adına sadece 2 tekerli bir araç tespit edildiğini, fiilen ulaşılamayan bu aracın üzerinde de bir çok haciz bulunduğunun anlaşıldığını, borçlu şirketin takip dosyasına bildirilen en son tescil ve ilan edildiği anlaşılan adresine … tarihinde gidilen hacizde adreste böyle bir şirketin bulunmadığını, borçlu şirket hakkında bir çok evrakın geldiğinin belirtildiğini, bu nedenlerle davanın kabulü ile yetkisili olduğu asıl borçlu şirketin faaliyetine son verip alacaklının tazminat alacaeının tahsilini engelleyen, davacının doğrudan zararına sebep olan davalının yasadan ve na sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmesini, yetkilisi olduğu şirketi kötü idaresi nedeni ile davacının zararından şahsen sorumlu olup davacıya verilen zarara mahsuben şimdilik 2.240,00 TL tazimantın (icra takip tutarı) borçlu şirketin yetkilisi davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesini, davacı asıl borçlu şirkete yaptırdığı işin bedelini ödemesine rağmen aksi düşünce ile asıl borçlu şirketin doğrudan zarar gördüğü davacının zararının dolaylı olduğu kanaatine varılması halinde hükmedilecek tazminatın davalıdan tahsili ile borçlu şirkete ödenmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde; sermaye şirketlerinde ortakların sorumluluğunun TTK 573/2 maddesi uyarınca sadece taahhüt ettikleri esas sermaya paylarını ödemekle yükümlü olduklarını, bu sebeple müvekkilinin davacıya karşı herhangi bir borcunun bulunmadığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini ve masraflarının karşı tarafa yüklenmesini talep etmiştir.
Mahkememiz yargılaması sırasında;
Dava dosyası mali müşavir bilirkişi …’ya tevdi edilerek mahkememize sunduğu … havale tarihli raporunda; “…1-Davacı tarafınAntalya … Sulh Hukuk mahkemesi … tarih ve … esas … karar sayılı ilamına konu tazminat alacağına karşılık davalı aleyhine … tarihinde aşağıdaki şekilde icra takibi başlatmış olduğu,
TUTAR AÇIKLAMA
400,00 TL tazminat alacağı
192,18 TL işlemiş faiz
400,00 TL mahkeme vekalet ücreti
65,51 TL işlemiş faiz
343,74 TL yargılama gideri
56,30 TL işlemiş faiz
7,00 TL ilan tebliğ gideri
1.464,73 TL TOPLAM
2-Antalya … Sulh Hukuk mahkemesinin … Esas sayılı tazminat konulu davanm yapılan yargılaması sonucunda … tarihli … nolu kararda, davalının davacıya dava tarihinden itibaren ticari iş olması nedeniyle avans faiziyle birlikte sorumlu olduğu anlaşılmış olduğundan davanm kabulü ile 400TL’nin dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ile davalıdan tahsiline, 400TL vekalet ücretinin davalıdan tahsiline, davacı tarafından yapılan yargılama gideri olarak yapılan 343,74TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiş olduğu,
3-Takdiri saym mahkemenize ait olmak üzere 6102 sayılı TTK’nun 553/1. maddesine göre limited şirket müdürleri, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar.’ Hükmüne göre davalının bu zarardan sorumlu olabileceği,
4-Davalı şirket müdürünün sorumlu olduğu tutarın yukarıdaki hesaplamaya göre işlemiş faiz dahil 594,39TL, ile 400TL vekalet ücretive yargılama gideri 343,74TL olmak üzere, (594,39TL+400,00TL+343,74TL) 1.338,13TL olacağı…” şeklinde rapor ve tespit edilmiştir.
Mahkememize yargılaması sırasında tanık ifadesi için talimat yazılmış, tanık beyanında özetle; davacının eşi olduğunu, … yılında araç aldıklarını, aracın … üzerine olduğunu, aracın benzinli olduğunu, tüp taktırmak istediklerini, davalı şirkete başvurarak … marka tüp taktırdıklarını, 1.410,00 TL’ye anlaştıklarını, 1.000,00 TL’sini peşin olarak ödediklerini kalan miktarı aynı gün kredi kartı çektirdiğini, bu işlemi …’da eski sanayi sitesinde … şirketinde yaptırdıklarını, tüpte yılı dolmadan arızalar çıktığını, bu tüpü takarken en iyisinin bu tüp olduğunu söylediklerini, piyasada o dönemde 800 TL-900 TL’ye tüp takılırken daha fazlasına tüp taktırdıklarını, arızalar sebebi ile defalarca davalı iş yerine gittiğini, ilk başlarda onarım yapamayız diye kendisi oyaladıklarını, sonrasında davalı şirkette çalışmış başka birini gördüğünde şirketin kapandığını, işçilerin dağıldığını söylediğini, iş yerinde kimseyi bulamadığını, başka bir … marka tüp takan firmaya gittiğini, onlarında kendisine davalı şirketin garanti belgesi olarak verdiği belge ile işlem yapamayacaklarını söylediklerini, belgenin geçerliliği olmadığını, tüpün arızalı olduğunu, değişimin masraflı olduğunu söylediklerini, aracın arazıları çoğalınca başka bir tüp takan kişiye aracın tüpünü tamir ettirdiğini, 400,00 TL masraf ettiğini, aracı tamir ettirmek için …’dan …’ya kendi aracı ile 5-6 kez gittiğini, tüp arızalı olduğu için benzin kullandığını, şuanda aracın kendisinde olmadığını beyan etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE; Dava şirket yöneticisine karşı açılan sorumluluk davasına ilişkin tazminat davasıdır.
Dava; TTK’nın 553/1. Maddesi gereğince açılan şirket yöneticilerinin şahsi sorumluluk davasıdır.
Limited şirket sermaye ortaklığı olup sermaye koyma borcunu ödeyen ortakların şirket ve şirketin alacaklarına karşı herhangi bir sorumlulukları bulunmamaktadır.
Şirket borcundan dolayı yöneticilerin sorumluluğu ise 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 549-553 maddelerinde düzenlenmiştir. TTK 553. Maddeye göre kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülükleri kusurları ile ihlal ettikleri takdirde kusurlarının bulunmadığını ispatlamadıkça hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar.
TTK 555.Maddede, şirketin uğradığı zararın tazminini şirket veya bir pay sahibinin zararın şirkete ödenmek suretiyle talep edebilecekleri düzenlenmiştir.
TTK 556.Maddede ise şirketin iflas etmesi halinde alacaklıların şirketi zararının şirkete ödenmesini isteme hakkına sahip oldukları düzenlenmiştir.
Buna göre; 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununda 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunundan farklı düzenleme yapılmıştır.
Şirket alacaklarının yöneticilerin şirketi zarara uğratmaları nedeniyle yöneticilerin sorumluluğu yönünde dava açabilmeleri için şirketin iflas etmi olması gerekmektedir. Aksi takdirde alacaklıların şirket yöneticilerine yönelik dava açmaları mümkün değildir. Kanun koyucu, iflas etmemiş olması durumunda şirket dışında bulunan alacaklıların daa açmasında bir menfaat görmemiştir. Alacaklının alacağını şirketi takip etmek suretiyle tahsil etme imkanı var iken şirket yöneticisine sorumluluk davası açması yeni düzenleme ile yerinde bulunmamaktadır. Ancak şirketin iflası halinde bu hak şirket alacaklılarına tanınmaktadır. Bu sebeple alacaklıların şirket yöneticilerine sorumluluk davası açabilmesi şirketin iflas etmiş olması haline bağlanmıştır. Dolayısıyla alacaklının, şirket yöneticilerine karşı aktif husumet yöneltebilmesi için, şirketin iflas etmiş olması bir dava şartıdır. Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 2015/15190 esas, 2017/2684 karar sayılı ilamında da aynı görüş benimsenmiştir.
Mevcut davada da ; şirket hakkında yapılan icra takiplerinin kesinleşmesine rağmen haczi kabil mal bulunmadığı, borca battığı ileri sürülmekle birlikte iflasına karar verilmemiş olduğu görülmüştür.
Açıklanan yasal düzenlemeler uyarınca eldeki davanın dinlenebilmesi için dava dışı şirketin iflasının dava şartı olduğu, 6100 Sayılı HMK’NIN 115. Maddesine göre mahkemenin, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırıp dava şartı noksanlığını tespit etmesi halinde davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 35,90 TL harcın peşin olarak alınan 38,26 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2,36 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap edilen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 27/04/2018

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır