Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/719 E. 2022/740 K. 19.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/719
KARAR NO : 2022/740

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 26/11/2015
KARAR TARİHİ: 19/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; 26/11/2013 tarihli trafik kazasında, davalı …’a ait olan …plakalı aracın, sürücüsü halen meçhul bir şekilde, 100. Yıl kavşak istikametinden gelip, Güllük caddesini takiben 128 sokağa dönüşe geçmek isterken, müvekkili …’nın sevk ve idaresindeki … motosiklete çarptığını ve hem …’nın hem de motosikletin arkasında oturmakta olan eşi …’nın yaralanmasına neden olduğunu, her iki müvvekkilinin de çarpmanın etkisi ile yere düştüğünü, ardından …’nın 155’i aramak istediğinde, araçtan inen bir şahsın elinden telefonu alıp kapattığını ve “bu işe polisi karıştırma” dediğini, ardından diğer müvekkil polisi aramak istediğinde gene engellendiğini, müvekkili …’nın, yaralı olduğunu, polisi çağırmaları gerektiği söylense de şahısların kaçarak kaçıp gittiklerini, Antalya CBS’nin …numaralı dosyasından alınan 23/10/2014 tarihli bilirkişi raporuna göre, iş bu kazada …kusursuz olmakla beraber, tüm kusurun davalı …’a ait olan aracın sürücüsünde olduğunu, savcılık dosyasında …’ın ifadesinde olay anında aracı kendisinin kullanmadığını beyan ettiğini, savcılık tarafınca da şöforün tespit edilemediğini, …’nın maluliyetinin olduğunu beyan ederek; maddi ve her iki davacı için de manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
Davalı …AŞ cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkili mahkemede açılmadığını, zaman aşımı itirazlarının olduğunu, davacının zararını ve kusuru ispat etmesi gerektiğini, davacının kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubunun gerektiğini, geçici ve sürekli iş göremezlik taleplerinin reddinin gerektiğini, istenen faiz türüne itiraz ettiklerini beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, haksız fiilden (trafik kazasından) kaynaklanan tazninat talebinden ibarettir.
Davalının, güncel nüfus kaydından anlaşıldığı üzere, davalının soy ismi …iken mahkeme kararı ile …olarak düzeltilmiştir. Denetime elverişlilik açısından bu husus burada belirtilmiştir.
Davalı …şirketinin yetki itirazına bakıldığında; 6100 sayılı HMK’nın 16. Maddesi uyarınca haksız fiilden doğan davalarda genel yetkili mahkemeler yanında haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği, yahut gelme ihtimalin bulunduğu yer ile zarar görenin yerleşim yeri mahkemeleri de yetkilidir. Motorlu aracın neden olduğu kazalardan doğan hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, davalının yerleşim yeri (HUMK 9, KTK 110/2), haksız fiilin vuku bulduğu yer (HUMK 21, KTK 110/2), sigortacının merkez veya şubesi veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer (KTK 110/2) mahkemesinde açılabileceği düzenlenmiştir. Bir dava için birden fazla ( genel ve özel ) yetkili mahkeme varsa, davacı, bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasının bu genel ve özel yetkili mahkemeler haricindeki yetkisiz mahkemede açar ise, o zaman seçme hakkı davalılara geçer. Somut olayda, davacıların adresi Antalya olduğundan, kaza yeri de Antalya olduğundan, davalının yetki itirazı yerinde değildir ve mahkememiz davada yetkilidir.
Davalı …şirketinin zaman aşımı itirazına bakıldığında; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 72-73 maddeleri arasında düzenlenen zamanaşımı, hakkın ileri sürülmesini engelleyici nitelikte olup, alacak hakkı alacaklı tarafından, yasanın öngördüğü süre ve koşullar içinde talep edilmediğinde etkin bir hukuki himayeden, başka bir deyişle, dava yoluyla elde edilebilme olanağından yoksun bırakılmaktadır. Zamanaşımına uğrayan alacağın tahsili hususunda Devlet kendi gücünü kullanmaktan vazgeçmekte, böylece söz konusu alacağın ödenip ödenmemesi keyfiyeti borçlunun iradesine bırakılmaktadır. Şu halde zamanaşımına uğrayan alacak ortadan kalkmamakla beraber, artık doğal bir borç (Obligatio naturalis) haline gelmektedir. Ancak belirtmek gerekir ki, alacağın salt zamanaşımına uğramış olması, onun eksik bir borca dönüşmesi için yeterli değildir; bunun için borçlunun, kendisine karşı açılmış olan alacak davasında alacaklıya yönelik bir def’ide bulunması gerekir (HGK’nun 05.05.2010 gün ve E:2010/8-231, K:255 sayılı ilamı). İşte, zamanaşımı hukuki niteliği itibariyle, maddi hukuktan kaynaklanan bir def’i olup; usul hukuku anlamında ise, bir savunma aracıdır (Kuru, Baki:Hukuk Muhakemeleri Usulü, Cilt:IV, İstanbul 2001, Cilt:2, s.1761;Von Tuhr. A.:Borçlar Hukuku (C.Edege Çevirisi), Ankara 1983, Cilt:1-2, s.688 vd.;Canbolat, Ferhat:Def’i ve İtiraz Arasındaki Farklar ve İleri Sürülmesinin Hukuki Sonuçları, EÜHF Dergisi, Cilt:III, Sayı:1, Kayseri 2008, s.255 vd.; HGK’nun 06.04.2011 gün ve E:2010/9-629, K:2011/70 sayılı ilamı). .6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 49 ve devamı maddeleri haksız fiillerden doğan borç ilişkilerini düzenlemektedir. Buna göre; Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirlenir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 72. maddeye göre; Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır. 2918 sayılı Karayolları trafik kanunu’nun 109 uncu maddesi gereğince de ; Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir. 2918 sayılı Kanunun anılan madde hükmünde, gözden kaçırılmaması gereken husus, ceza kanununda öngörülen daha uzun zamanaşımı süresinin, tazminat talebi ile açılacak davalar için de geçerli olabilmesinin, sadece eylemin Ceza Kanununa göre suç sayılması koşuluna bağlanmış bulunmasıdır. Bu düzenlemenin iki ayrı sonucu bulunmaktadır. Söz konusu yasa hükmü, ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için sadece eylemin aynı zamanda bir suç oluşturmasını yeterli görmekte; bunun dışında, fail hakkında mahkumiyet kararıyla sonuçlanmış bir ceza davasının varlığı, hatta böyle bir ceza davasının açılması ya da zarar görenin o davada tazminat yönünden bir talepte bulunmuş olması koşulu aranmamaktadır. Dahası, söz konusu hükümde, ceza zamanaşımının uygulanması bakımından sürücü ve diğer sorumlulular (örneğin işleten) arasında bir ayrım da yapılmamış, böylece kuralın bunların tümü için geçerli olduğu, hepsi için aynı zamanaşımı süresinin uygulanacağı öngörülmüştür.(HGK’nın 10.10.2001 gün 2001/19-652-705 ve HGK’nın 16.04.2008 gün, 2008/4-326-325 sayılı kararları ile uzamış ceza zamanaşımı benimsenmiştir)
Açıklanan ilkeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; kaza tarihi, dava tarihi, haksız fiilin aynı zamanda suç teşkil eden bir eylem olması (ceza mahkemesinde yargılamının sürmesi/sanık hakkında yakalama kararının infazının beklenmesi/ceza zaman aşımının da uygulanacak olması) göz önüne alınarak, davalının zaman aşımı def-inin de yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Dosyaya esasen dönüldüğünde; mahkememizce kusur raporu aldırılmıştır.
Ankara ATK Trafik ihtisas dairesinin …sayılı raporunda özetle; …’ın %100 kusurlu olduğu, sürücü …’nın kusursuz olduğu belirtilmiştir. Rapor, CBS tarafından alınan rapor ile uyumludur ve mahkememizce hükme yeter bulunmuştur. Ceza mahkemesi sanık hakkında yakalama kararının infazını beklemektedir ve kusura ilişkin bir rapor yoktur. (Ceza dosyasındaki sanık davalı gerçek kişi değildir)
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir.
Mahkememizce maluliyet raporu aldırılmıştır.
Yargıtayın yerleşik içtihatlarında da belirtildiği üzere; Dava, trafik kazası sonucu oluşan yaralanma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11/10/2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013-01/06/2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015-20/02/2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20/02/2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. Yine, Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre rapor düzenlenmesi teknik olarak mümkün olmadığı bu dönem için de yine 11 Ekim 2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği uygulanacak (Nitekim Yargıtay 17 HD nin 2016/16240 esas 2019/7273 karar 2016/15369 esas 2019/6853 karar sayılı ilamları)
İstanbul ATK 3. İhtisas Dairesinin 12/09/2018 tarihli, …karar sayılı kararında özetle; Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği gereği, kaza nedeniyle davacının %5,2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin yaralanma tarihinden itibaren dört aya kadar uzayabileceği, yaralanması nedeniyle başka birinin yardımına gereksinim duymayacağı, yaralanması nedeniyle başka birisinin sürekli bakımına muhtaç durumda olmayacağı belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir.
Mahkememizce dosya aktüerya bilirkişisine tevdi edilmiş ve 02/03/2019 tarihli raporda özetle; davacı …’nın geçici iş gücü kaybından doğan zararının 3.334,60 TL; sürekli iş göremezlik kaybından doğan zararının ise 26.531,52 TL olduğu belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir.
Mahkememizce aşamalarda, maluliyet raporunun dayanağı yönetmelik tespiti açısından Anayasa mahkemesi kararı ile ortaya çıkan belirsizlik döneminde bazı yargı kararları esas alınarak( Adana BAM kararları), 2019 yılında yürürlüğe giren yönetmelik gereği hesaplama yapılması için tekrar dosyanın ATK’ya gönderilmesine karar verilmiştir.
İstanbul ATK 2. İhtisas Dairesinin 24/02/2021 tarihli, …karar sayılı kararında özetle; Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği gereği, kaza nedeniyle davacının %5,2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin yaralanma tarihinden itibaren altı aya kadar uzayabileceği, yaralanması nedeniyle başka birinin yardımına gereksinim duymayacağı, yaralanması nedeniyle başka birisinin sürekli bakımına muhtaç durumda olmayacağı belirtilmiştir. Kaza tarihi gereği Maluliyet Tespiti işlemleri yönetmeliği gereği rapor hazırlanması gerekir iken bu yönetmelik gereği tam maluliyet belirlenemediğinden, yukarıda da belirtildiği üzere raporun Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği gereği hazırlanması uygundur ve Yargıtay da benzer görüştedir. (Yargıtay 4. HD., 2021/15362 E, 2022/9643 K)
Mahkememizce dosya tekrar aktüerya bilirkişisine tevdi edilerek; emsal ücret araştırmaları, itirazlar, maluliyet durumu, güncel asgari ücret göz önüne alınarak, ek rapor aldırılmıştır.
17/08/2021 tarihli aktüerya bilirkişi raporunda özetle; davacı …’nın geçici iş gücü kaybından doğan zararının 10.259,81 TL; sürekli iş göremezlik kaybından doğan zararının ise 70.395,02 TL olduğu belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir.
Aktüerya bilirkişi raporunda güncel maluliyet tespitinin yapılmadığı/esas alınmadığı göz önüne alınarak, tekrar ek rapor aldırılmış ve 10/12/2021 tarihli aktüerya bilirkişi raporunda özetle; davacı …’nın geçici iş gücü kaybından doğan zararının 15.462,10 TL; sürekli iş göremezlik kaybından doğan zararının ise 70.124,51 TL olduğu belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir.
Aşamalarda yeniden asgari ücretin dikkate alınması amacıyla bir kez daha ek rapor aldırılmış ve 13/05/2022 tarihli aktüerya ek raporuna göre; davacı …’nın geçici iş gücü kaybından doğan zararının 15.462,10 TL; sürekli iş göremezlik kaybından doğan zararının ise 105.210,53 TL olduğu belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir.
Davacı vekili, dava değerini, 13/05/2022 tarihli aktüerya raporu gereği belirlemiş ve bu dilekçesi davalıya tebliğ edilmiştir.
Dava dilekçesinde de dava belirsiz alacak davası olarak nitelenmekle beraber, davanın niteliği gereği belirsiz alacak davası olarak yargılama konusu talepte bulunmakta hukuki yarar vardır. Belirsiz alacak davasında, dava açılmakla, alacağın tümü için zaman aşımı kesilir. Bu nedenle, davalının dava değeri artırımına karşı zaman aşımı def-i yerinde değildir. ( Pekcanıtez, H.: İşçilik Alacaklarında Belirsiz Alacak Davası, Prof. Dr. Turhan Esener Armağanı, 1. İş Hukuku Uluslarası Kongresi, s. 224).
Davalının geçici iş göremezlik tazminatından sorumlu olmadığına ilişkin beyanları da hukuken yerinde görülmemiştir.
Tüm dosya kapsamı, Ankara ATK Trafik ihtisas dairesinin …sayılı raporundaki kusur tespitleri, İstanbul ATK 2. İhtisas Dairesinin 24/02/2021 tarihli, …karar sayılı kararındaki maluliyet oranı, 13/05/2022 tarihli aktüerya ek raporundaki hesaplamalar dikkate alınarak, davacı …’nın maddi tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmiştir.
Davacıların manevi tazminat taleplerine bakıldığında;
6098 Sayılı TBK’nun 49. Maddesi gereğince sürücüye, 2918 Sayılı Kanunun 85. maddesi gereğince motorlu araç işletenine karşı ve sorumluluk sigortacısına karşı dava açabilir. İşleten ve sürücü zarar görenlere karşı müteselsilen sorumludur. Aynı Kanunun, 56 ıncı maddesi (mülga 818 Sayılı BK un 47 md) uyarınca bedensel zarar gören ve yakınları kendisine uygun bir paranın manevi tazminat olarak ödenmesini isteyebilir.
Mahkememizce aşamalarda, tarafların sosyal ve ekonomik durum araştırmaları yaptırılmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 09.04.1982 gün ve E:1981/4-56, K:1982/348 sayılı ilamında da belirtildiği üzere, kişilik hakları, kişinin kendi hür ve bağımsız varlığının bütünlüğünü sağlayan, herkese karşı ileri sürülebilen ve kaynağını Anayasa’dan alan; yani Anayasa’nın teminatı altında bulunan mutlak bir haktır. Manevi tazminat sade bir ifade ile, zarar görenin kişilik değerlerinde iradesi dışında meydana gelen eksilmenin (manevi zararın) giderilmesi, tazmin ve telafi edilmesidir(EREN, Fikret., Borçlar Hukuku-genel hükümler-, 8. Bası, Ekim 2003, s. 745, KILIÇOĞLU,Ahmet, Borçlar Hukuku, Ankara 2004, s. 311, ERTAŞ, Şeref., Manevi Tazminatın Hukuki Niteliği ve Miktarının Tespiti, Postacıoğlu’na Armağan, Ankara 1990, s. 83 vd.)Manevi tazminatta zarar, kişinin iç huzuru ve manevi bütünlüğüne yapılan saldırının mecazi ifadesidir(KILIÇOĞLU,Mustafa, Tazminat Hukuku,3. Baskı, Şubat 2010, s.1031.,HATEMİ, Hüseyin, Sözleşme Dışı Sorumluluk, C.II,İstanbul 1993, s.102) Manevi tazimnata hükmedilirken uygulamaya 22/06/1966 gün 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararındaki ilkeler ışık tutmaktadır.
Dosyadaki hükme esas alınan raporlar yukarıda belirtilmiştir.
Somut olayda, gerçekleşen haksız fiil/trafik kazası nedeni ile davacıların manevi zarara uğramaları mutlaktır. Tarafların sosyal ekonomik durumları, olaydaki sürücü kusurları, olayın oluşu, maluliyet durumları, dava dilekçesindeki talep miktarı, yaş durumları, 22/06/1966 gün 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararındaki ilkeler göz önünde tutarak, hükümde belirtildiği şekilde manevi tazminatlara hükmetmek, manevi tazminata ilişkin davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Üst yargı denetimine elverişlilik açısından son olarak belirtmek gerekir ki, yargılama giderleri hakkında da kısa bir açıklama yapmak gerekmektedir. Genel kural olarak, kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir. Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. HD nin, 2019/555 esas, 2020/91 karar sayılı güncel emsal ilamında da belirtildiği üzere; Davacılar maddi ve manevi tazminat isteklerini birlikte ileri sürmüşlerdir. Niteliği icabı “sadece maddi tazminata özgü” olan gider dışındaki tüm giderler ortaktır. Sadece maddi tazminata özgü yargılama gideri ise “hesap raporu” alınması için sarf edilen giderdir. Mahkememiz bu belirlemelere uygun olarak hükümde değerlendirme yapmıştır. Maddi tazminat talepleri bakımından her iki davalı yönünden de tam kabul vardır. Manevi tazminat talepleri yönünden ise kısmen kabul vardır ve maddi tazminatı da düşündüğümüzde bir bütün olarak bakıldığında ortak giderler bakımından davalı …şirketi tam haksız olmakla beraber diğer davalı ise kısmen haklıdır. Bu hususlar dikkate alınmıştır. Yine, davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı vardır ve bu nedenle, talep kalemleri bakımından vekalet ücreti değerlendirmesi ayrı ayrı düşünülmüştür.(Emsal; Yargıtay 17. HD’nin 2016/18332 E, 2019/7698 K)
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ İLE;
1-Davacı …’nın sürekli iş göremezlik zararı talebinin kabulü ile; 105.210,53 TL’nin, davalı …AŞ bakımından dava tarihinden, davalı … bakımından kaza tarihi olan 26/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davalı …şirketinin poliçe limiti ile sınırlı sorumlu tutulmasına,
2-Davacı …’nın geçici iş göremezlik zararı talebinin kabulü ile; 15.462,10 TL’nin, davalı …AŞ bakımından dava tarihinden, davalı …bakımından kaza tarihi olan 26/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davalı …şirketinin poliçe limiti ile sınırlı sorumlu tutulmasına,
3-Davacı …’nın manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ İLE; 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 26/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …tan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı …’nın manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ İLE; 2.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 26/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’tan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacılarca yatırılan 27,70 TL başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
6-Davacılarca başlangıçta yatırılan 211,77 TL peşin harç ve aşamalarda yatan 405,33 TL tamamlama harcı toplamı 617,10 TL’nin mahsubu ile hazineye gelir kaydına, hüküm gereği alınması gerekli bakiye 8.445,76 TL’nin davalı …şirketinin 7.626,04 TL’sinden davalı …şirketinin diğer davalı ile müteselsilen ve sınırlı sorumlu olması kaydıyla( sigorta şirketine karşı sadece maddi tazminat talebi vardır), davalılardan müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
7-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28. maddesi gereğince; bakiye harcın, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerektiğinden, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmeyen harç için -kanunen belirlenen sınır göz önünde tutularak- “harç tahsil müzekkeresi” yazılmasına, bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olmasının, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmeyeceğinin bu şekilde hükümde belirtilmesine,
8-Davacılarca yatırılan toplamda 644,80 TL’nin davalılardan müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
9-Davacı tarafça dosyada yapılan ve mahkememizce uyap sisteminden kontrol edilen (denetime elverişlilik açısından, uyap ekranında harç-masraf bölümü altında tahsilat reddiyat bilgileri başlığının içeriğinde masraflar açıkça yazmaktadır) maddi manevi tazminat talepleri için ortak yapılan posta-tebligat-bilirkişi ücreti gideri toplamı 1.855,40 TL’nin, haklılık durumu da dikkate alınarak, davalı davalı …’ın 1.520,00 TL’sinden diğer davalı ile müteselsil ancak sınırlı sorumlu olması kaydıyla, davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
10-Davacılarca sırf maddi tazminat hesabına özgü yapılan 1.050,00 TL aktüerya bilirkişi masrafının davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
11-Davacı …maddi tazminat taleplerinde kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 19.100,89 TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak davacı …’ya verilmesine,
12-Davacı …manevi tazminat talebinde kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalı …’tan alınarak davacı …’ya verilmesine,
13-Davacı …manevi tazminat talebinde kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalı …’tan alınarak davacı …’ya verilmesine,
14-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı …ve vekili …’ın yüzüne karşı diğer davalıların yokluğunda verilen kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.19/10/2022

Katip…
¸e-imzalıdır

Hakim…
¸e-imzalıdır