Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/599 E. 2019/155 K. 13.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/599
KARAR NO : 2019/155
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 11/11/2015
KARAR TARİHİ : 13/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; 12/06/2014 tarihinde davalı sürücü…’in sevk ve idaresindeki … … plakalı siyah renkli jeep cinsi aracı ile kiriş mahallesi kiriş caddesini takiben D 400 karayoluna doğru seyir halinde iken 4 bisikletli şahıstan Kırgızistan uyruklu … isimli şahıs yolun karşı şeridine geçmek isterken çarpması sonucu ölüm olayına sebebiyet verdiğini, davacıların kazada vefat eden …’in yasal mirasçısı olduklarını, kazının oluşumunda asli kusurlu sürücünün kullandığı … plakalı araç kaza tarihinde 600.05480516.0000 nolu poliçe ilediğer davalı … Sigorta Aş’ye KTK ZMMS poliçesi kapsamında sigortalandığını, sigorta şirketinin ölüm durumunda kaza başına teminat sorumluluğu 268.000,00 TL olarak belirlendiğini, destekten yoksun kalan …’nın ölenin annesi, …’in ölenin babası olduğunu, ailesinin geçimini sağlayan …’ın ölümü davacılar için büyük çöküntü yarattığını, davacılar …, …, … ve … için toplam 5.000,00 TL, destekten yoksun kalma tazminatı, anne …için 50.000,00 TL, baba … için 50.000,00 TL, kardeşleri , … ve … için ayrı ayrı 20.000,00 TL olmak üzere toplam 160.000,00 TL’nin tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı Sigorta Şirketi mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle, kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde ZMMS ile sigortalandığını, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında müvekkili şirketin tazminattan sorumlu olduğunu, bu tür poliçeler ile üçüncü kişiler için haksız zenginleşmenin bir yolu olmadığını bu şahısların maruz kaldıkları gerçek zararın teminat altına alındığını, kusur durumunun tespiti için Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden rapor alınmasını talep ettiklerini, müvekkili şirketin temerrüde düşmediğ3i gibi dava açılmasına da sebebiyet vernediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı… mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazın bulunduğunu, yetkili mahkemenin Kemer mahkemelerinin yetkili olduğunu, davacının müvekkillerine ait veraset ilanını almadığını, ölen bisiklet sürücüsü …’in kusurlu olduğunu, kendisinin bir kusuru olmadığını, Kemer Asliye Ceza Mahkemesi tarafgından verilen kararın temyiz edildiğini, dosyanın bekletici mesele yapılması gerektiğini, davanın yetkisiz mahkemede açılması sebebi ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, trafik kazası nedeniyle kaza sonrasında ölen oğullarının desteklerini kaybeden davacılar tarafından trafik kazasına sebep olan davalı ile bu araca ait aracın zorunlu mali mesuliyet sigortasını yüklenen sigorta şirketine karşı açılan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizce bu kapsamda, dava konusu trafik kazasına ilişkin Kemer … Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan …/… esas sayılı dava dosyası kapsamında verilen gerekçeli karar, kazaya sebep olan … plakalı araca ilişkin sigorta poliçesi ve kazaya ilişkin tüm sigorta kayıtları, dosya arasına alınmış, gerçek kişi tarafların ekonomik ve sosyal durumları kolluk marifetiyle araştırılmış, kazaya sebep olan … plakalı aracın kaza tarihindeki trafik tescil kayıtlarının dosya arasına alınmış ve taraflarca bildirilen diğer tüm deliller toplanarak incelenmiştir.
Davalı Sigorta şirketi tarafından davacı taraf ile yapılan Sulh Protokolü – İbraname başlıklı belge sunduğu, yapılan incelemede toplam 194.993,15 TL ödemenin yapıldığı, davacı vekili tarafından … tarihli celsede manevi tazminat talepleri yönünden davaya devam ettiklerini bildirdiği görülmüştür.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun …/…-… esas, …/… sayılı kararında; … dava trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece yetki itirazının kabulü ile dava dilekçesinin yetkisizlik nedeniyle reddine ve dosyanın Erzurum Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiş, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde yer alan gerekçelerle oy çokluğu ile bozulmuştur. Mahkemece yetkili olmayan bir mahkemenin yorum yoluyla yetkili sayılmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle önceki kararında direnilmiştir. Direnme kararı davacılar vekili ve davalı … Ltd. Şti. tarafından temyiz edilmiştir. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, trafik kazası sonucu ölüm nedenine dayalı olarak sigorta şirketi aleyhine açılan tazminat davasında, sigorta şirketinin bölge müdürlüğünün bulunduğu yerin yetkili olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davacılar vekilinin temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede;
Yetki, bir davaya hangi yerdeki hüküm mahkemesi tarafından bakılacağını belirtir. Burada, yer bakımından (coğrafi bakımdan) bir davanın hangi (neredeki) mahkeme tarafından görüleceği söz konusudur(KILIÇ,H.:Açıklamalı ve İçtihatlı HMK,Ankara,s,585,Kuru B.:Hukuk Muhakemeleri Usulü sh. 2616’ya atfen).
Davalının birden fazla olması hâlinde yetki kuralını düzenleyen 6100 sayılı HMK’nın 7.maddesi “(1) Davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Ancak, dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılır. (2) Birden fazla davalının bulunduğu hâllerde, davanın, davalılardan birini sırf kendi yerleşim yeri mahkemesinden başka bir mahkemeye getirmek amacıyla açıldığı, deliller veya belirtilerle anlaşılırsa, mahkeme, ilgili davalının itirazı üzerine, onun hakkındaki davayı ayırarak yetkisizlik kararı verir.” hükmünü içermektedir.
Haksız fiilden doğan davalarda yetki kuralını düzenleyen 16. maddesi ise; “ (1) Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.”şeklindedir.
4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nun ilga edilen 25. maddesinde sigorta sözleşmesinden doğan anlaşmazlıklarda, tazminat ve rücu talepleri nedeni ile açılacak davalarda ve icra takiplerinde yetkili mahkemenin veya icra dairelerinin; sigorta şirketinin veya şubesinin, sigorta sözleşmesini yapan acentenin, sigortalının, hak sahibinin, rücu edilenin ikametgahındaki veya zarara yol açan olayın meydana geldiği yerdeki mahkemelerin ve icra dairelerinin olduğu düzenlenmiştir.
Karayolu Taşımacılığı Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları’nın C.8. maddesinde de yetkili mahkemeler belirlenmiş ve genel şartlarda “Sigorta sözleşmesinden doğan anlaşmazlıklar nedeniyle sigortacı aleyhine açılacak davalarda yetkili mahkeme, sigorta şirketinin merkezinin veya sigorta sözleşmesine aracılık yapan acentenin ikametgahının bulunduğu yerdeki veya zarara yol açan olayın meydana geldiği yerdeki; sigortalı aleyhine açılacak davalarda ise davalının ikametgahının bulunduğu yerdeki ticaret davalarına bakmakla görevli mahkemedir. ” şeklinde düzenleme getirilmiştir.
Sigorta Şirketleri ve Reasürans Şirketlerinin Kuruluş ve Çalışma Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 10. maddesinde, şirketlerin bölge müdürlükleri ve şube açmak suretiyle yurt içinde teşkilatlanmasının, yurt dışında şube veya temsilcilik açması ilgili diğer mevzuat hükümleri saklı kalmak kaydıyla serbest olduğu, ancak bu şekilde faaliyete başlanmasını ve faaliyetin sona erdirilmesini müteakip bir ay içinde şirketçe Müsteşarlığa bildirimde bulunulması gerektiği belirtilmiştir.
Somut olayda, davacı vekili davayı müvekkillerinin murisinin yolcusu olduğu otobüsün malikine, işletenine, sürücüsüne ve zorunlu taşımacılık mali mesuliyet ve kasko sigortacısına yönelterek davayı bölge müdürlüğünün bulunduğunu düşündüğü yer olan Konya’da açmıştır. 14.02.2011 tarihinde meydana gelen trafik kazasında, kazanın meydana geldiği yer Aksaray’dır. Davacıların yerleşim yeri Karaman, her iki davalı şirketin merkez adresi ise Erzurum’dur. Sigorta şirketinin genel merkez adresi ise Ümraniye/İstanbul’dur. Mahkemece 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 7, 10, 14 ve 16. maddeleri uyarınca Erzurum Mahkemelerinin yetkili mahkeme olduğu gerekçesi ile yetki itirazında bulunan davalılar bakımından dosya tefrik edilerek yetkisizlik kararı vermiştir.
Mevcut bu durum karşısında, davacılar davasını aracın zorunlu trafik sigortasını düzenleyen şirkete değil de, zorunlu taşımacılık mali sorumluluk sigortasını ve kasko sigorta poliçesini düzenleyen şirkete yönelttiğinden 2918 sayılı yasanın eldeki davada uygulanma olanağı bulunmamaktadır. Her ne kadar, 2918 sayılı KTK’nın 110/2. Maddesi ile uyumlu olsa dava tarihi dikkate alındığında, dava konusu araç otobüs olduğundan olaya 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nun ilga edilen 25. maddesi uygulanmalıdır. Ne var ki her iki yasanın da ilgili maddelerinde bölge müdürlüğünün yetkili olduğu yönünde bir düzenlenme bulunmamaktadır. Kanunda bulunmayan bir düzenleme de yorum yolu ile genişletilemez. Bu durumda 4925 sayılı Yasanın 25. maddesi ve 6100 sayılı HMK’nın 7. maddesi hükmü uyarınca, bölge müdürlüklerin bulunduğu yer mahkemelerinin de yetkili mahkeme olarak kabul edilemeyeceği sonucuna ulaşılmıştır.
Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında merkez veya şubenin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemeleri, Kanun (4925 s. Karayolu Taşıma Kanunu) uyarınca yetkili kabul edildiğine göre, acente ve şubeyi denetleyen üst merci olan, genel merkezin emir ve talimatı doğrultusunda çalışan ve yetkisi şubeye göre daha fazla olan bölge müdürlüğünün bulunduğu yer mahkemesinin de yetkili olduğu yönünde görüş ileri sürülmüş ise de, bu görüş Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir. şeklinde karar verilmiştir.
Yukarıdaki tüm açıklamalar ve değinilen Hukuk Genel Kurulu kararı bir arada incelendiğinde, somut olayda, dava konusu trafik kazasının Kemer ilçesi sınırlarında gerçekleştiği, davalı…’in yerleşim yeri adresinin Kemer olduğu, sigorta poliçesinin davalı sigorta şirketinin Ankara Bölge Müdürlüğü tarafından düzenlendiği, davacıların Türk vatandaşı olmadıkları ve Türkiye’de ikametgahlarının da bulunmadığı, davalı… tarafından davaya cevap süresi içerisinde yetki ilk itirazında bulunulduğu, bu haliyle mahkememizin davaya bakma konusunda yetkili olmadığı, yetkili mahkemenin Kemer Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu kanaatine varılmış ve aşağıdaki
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
2-Kararın kesinleşmesi ve talep edilmesi halinde dosyanın yetkili ve görevli Kemer Asliye Hukuk Mahkemesine (Ticaret Mahkemesi sıfatıyla ) GÖNDERİLMESİNE,
3-Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmesi halide mahkememizce ek karar ile davanın açılmamış sayılmasına dair karar verilmesine, harç, yargılama gider ve vekalet ücretinin verilecek olan ek kararda BELİRTİLMESİNE,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde yetkili mahkemeye dosyanın gönderilmesinin talep edilmesi halinde harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin yetkili mahkeme tarafından karara BAĞLANMASINA,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanunu yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/03/2019

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza