Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/523 E. 2021/833 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/523
KARAR NO : 2021/833
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/11/2015
KARAR TARİHİ: 09/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Alman vatandaşı olan müvekkilinin, annesi idaresindeki … plakalı aracın arka koltuğunda yolcu pozisyonunda oturduğu esnada aracın, tali yoldan çıkan ve kaza tespit tutanağı ile tam kusurlu kabul edilen davalı … yönetimindeki, maliki davalı …Ltd Şti olan … plakalı aracın oturduğu yere yandan çarpması sonucu yaralandığını ve sakat kaldığını, kaza ile ilgili ceza dosyasının Antalya 2. Asliye Ceza mahkemesince halen devam etmekte olan … esas sayıda kayıtlı olduğunu, yapılan bilirkişi incelemesinde davalı …’ın tam kusurlu bulunduğunu, tekrar ATK’ya dosyanın gönderilmesine karar verildiğini, kazaya sebebiyet veren aracın davalı … şirketi nezdinde sigortalı olduğunu, müvekkilinin tedavi gördüğünü beyan ederek; müvekkil tarafından yapılan harcamaların ve talep ettikleri manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … AŞ (eski unvan …Sigorta AŞ) cevap dilekçesinde özetle; hukuk mahkemelerinin kusur konusunda ceza mahkemesi kararı ile bağlı olmadığını, tedavi giderlerinin SGK’dan talep edilmesi gerektiğini, davanın SGK’ya ihbarını talep ettiklerini, manevi tazminat kalemlerinden sorumlu olmadıklarını, müvekkilinin temerrüde düşürülmediğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; meydana gelen trafik kazasında davacının bulunduğu aracı kullanan kişinin davacının annesi olmayıp, davacının annesinin erkek arkadaşı ve daha önce alkollü araç kullanmaktan sürücü belgesi geri alınan … olduğunu, ceza dosyasındaki tanık anlatımlarından anlaşıldığı üzere …’in olay anında düğünden dönmekte olduğunu ve alkollü olduğunu, davacının içinde bulunduğu aracın sürücüsünün ATK raporuna göre kusurlu olduğunu, davacının Alman olmasının tazminatı euro olarak istemesinin sebebi olamayacağını, tedavi giderlerinin SGK tarafından karşılandığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …şirketi cevap dilekçesi vermemiş ve davacının dayandığı tüm vakıaları inkar etmiş sayılmıştır.
Dava, haksız fiilden (trafik kazasından) kaynaklanan maddi ve manevi tazminat talebinden ibarettir.
Mahkememizce taraf gerçek kişilerin sosyal ve ekonomik durum araştırmaları yaptırılmıştır.
Antalya Emniyet Müdürlüğü’nün … tarihli cevabı yazısında özetle; dava konusu kazaya karışan araçların tescil kayıtları gönderilmiştir.
Davalı … AŞ dosya içinde mevcut … tarihli yazısı ile hasar dosyasını mahkememize göndermiştir.
Aşamalarda, davalı … vefat etmiş ve mirasçıları vekil aracılığı ile davaya devam etmiştir.
Davacının euro üzerinden tazminat talebinde bulunması konusunda usuli bir sorun, kabule göre yoktur. Davacı Alman vatandaşıdır ve Almanyada yerleşim yeri vardır, orada yaşamaktadır. Zarar iddiasının euro üzerinden olabileceğinin kabulü gerekir.
“Bu çerçevede somut olay değerlendirildiğinde; Alman uyruklu olan davacılar ülkelerinde serbest bahçıvan ve postanede işçi olarak çalışmaktadırlar. Davacıların kazancı doğal olarak DM bazında kabul edilmek suretiyle işten kalma nedeniyle uğradıkları zarar belirlenmiş, DM bazında yapılmış olan tatil masrafları, tedavi giderleri, katılım payı ve yol giderleri nedeniyle uğranılan zarar da DM üzerinden belirlenmiştir. O halde, davacılar zararının DM üzerinden gerçekleştiğinin kabulü zorunludur. Zarar DM üzerinden gerçekleşip belirlendiğine göre, davacıların tazminat alacağının da aynı para üzerinden gerçekleşeceği kuşkudan uzaktır. Kısaca davacı taraf, davalılardan, yabancı bir para üzerinden gerçekleşmiş bir alacağa sahiptir. Hal böyle olunca; yerel mahkemece, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen ve aynı yöne işaret eden özel daire bozma ilamına uyularak, davacıların zararının, istedikleri yabancı ülke parası üzerinden belirlenerek bunun fiili ödeme günündeki kur üzerinden tahsiline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu tazminatın Türk Lirası olarak tahsiline dair verilen kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı bu nedenle bozulmalıdır.” (Yargıtay HGK; T. 11.11.2009 E. 2009/4-238 K. 2009/493) (https://www.tazminathukuku.com/yargitay-kararlari/yargitay-hukuk-genel-kurulu-t-11-11-2009-e-2009-4-238-k-2009-493-yabanci-para-uzerinden-tazminat-odemesi-ozet-davacilar-trafik-kazasi-nedeniyle-maddi-ve-manevi-tazminat-talebinde-bulunmuslardir-somut-olayda-alman-vata.htm)
Davacı vekili ilk celse, talebini netleştirme bağlamında beyanda bulunmuş ve özetle; “meydana gelen trafik kazası sonrasında yabancı uyruklu olan müvekkilimiz yaralanmıştır, tazminat istemimiz maddi ve manevi temelli olup, addi tazminata ilişkin istemlerimiz müvekkilim Türkiye’de ki tedavisi sırasında eşinin geliş masrafı, ayrıca Almanya’daki tedavisi sırasında ev tutulmasına ilişkin masraflar yönündendir, müvekkil Almanya’da oturduğu şehirde tedavi görmüş olmakla birlikte fizik tedavi hizmetini aldığı hastanenin yakınlarında ayrıca bir ev tutulmuştur, bunun dışında Almanya’daki tedaviye ilişkin olarak katılım payı da maddi tazminat istemi içerisinde yer almaktadır” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Yargıtay 17. HD’nin ve devamında Yargıtay 4. HD’nin emsal içtihatlarında da belirtildiği üzer; Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlardan, çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan hükümlere göre, haksız fiil tarihi 11/10/2008 tarihinde önce ise Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında ise Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihinden sonra ise Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği (ancak Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre rapor düzenlenmesi teknik olarak mümkün olmadığı bu dönem için de yine 11 Ekim 2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği uygulanacak) hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.Kökleşmiş Yargıtay 17. HD uygulaması ve içtihatlarına göre maluliyet raporlarının düzenlenmesinde haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmelik ve yasa hükümlerine göre değerlendirme yapılması gerekmektedir. (Nitekim Yargıtay 17 HD nin 2016/16240 esas 2019/7273 karar 2016/15369 esas 2019/6853 karar sayılı ilamları)
Mahkememizce dosyada maluliyete ilişkin raporun düzenlenmesi için İstanbul ATK’ya yazı yazılmıştır. Aşamalarda, eksiklikler (rapor ve tercümeye ilişkin) tamamlanmış ve … tarihli (… tarihli üst yazılı) …sayılı raporuna göre özetle; Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre, davacının %12.1(yüzdeonikinoktabir) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 18(onsekiz) aya kadar uzayabileceği belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş ve itirazlar/beyanlar alınmıştır.
Maluliyet raporu hükme ve denetime, dosya kapsamına uygun bulunmuştur. İtirazlar somut ve yeterli bulunmamıştır. Maluliyet Tespiti İşlemleri yönetmeliğine göre düzenlenmediği raporda belirtilmiş ve yukarıda da belirtildiği üzere Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre rapor düzenlenmiştir.
Aşamalarda davacının tanık delili için değerlendirme yapılmadığı anlaşılmıştır. Taraf tanık deliline dayandığında, HMK m. 241’in verdiği imkan hariç, tanık dinlenmemesi kural olarak hukuka uygun olmaz. Mahkememizce davacı tanığı olan davacının annesi mahkememizce dinlenmiştir.
Tanık … tercüman eşliğinde verdiği ifadede; ” Davacı benim kızım olur, Biz Denizli’den Antalya’ya doğru yola çıktık, Antalya yakınlarına gelmiştik, bizim hızımız 70 km idi, sağ taraftan bir pikap araç geldi, arabamıza önden çarptı ve bizi 20 km sürükledi, karşı tarafın hızlı olup olmadığı konusunda bir şey diyemeyeceğim ancak bize çarpması şiddetli idi ve bizi sürükledi, aracı ben kendim kullanıyordum, davacı kızım şoför mahallinin yanındaki koltuğun arkasında oturuyordu, benim yanımda başka birisi oturuyordu, ben kızımı yaralı görünce çığlık attım, araçta yanımda olan beyefendi o anda ilgilenmeye çalıştı, polisler geldi, o gün tüm işlerimizle araçta yanımızda olan kişinin ismi …’dir, kendisi bizim arkadaşımızdır, kızım Türkiye’de bir hafta kadar tedavi gördü, doktorlar tam anlayamadıkları için sonra Almanya’ya gitti, kızım 3 yıl boyunca kolunun tedavisi ile uğraştı, ben bu süreçte hep Türkiye’de idim, telefon ile irtibatlaştık, kızım şu an kolundan yine tedavi görmektedir, ben tedavi için ne kadar masraf yaptığını rakamsal olarak söyleyemem, ancak sürekli tedavi görüyordu, örneğin kolunda bir delik oluşmuştu, dikiyorlardı sonra yine delik oluşuyordu, bunun için uğraşıyordu, Almanya da kendi evi vardı, ev kiralamadı, buradaki tedavi masraflarını kendisi karşılamak zorunda idi doktorların tavsiyesi üzerine Almanya’da tedavi görürse sigortanın karşılayacağını söylendi, onların tavsiyesi üzerine kızım Almanya’ya gönderildi, Almanya’dan almak için birisi geldi, buradan da doktor ve damadım eşliğinde kızım Almanya’ya gönderildi, kızımın kazadan dolayı kol derisi yüzülmüştü, bacaktan deri alıp koluna verdiler, bu bir kaç kere tekrarlanan operasyon oldu. Kızım şu anda araba kullanamıyor, korkuyor, eli ağrıdığı için kullanamıyor, zaman zaman ağrıları devam etmektedir, kullandığım araç …indi ancak ona aracı ben almıştım, kendisi benim erkek arkadaşımdır, o gün kimse alkol almamıştı düğünden dönüyorduk, Almanya’dan gelen kişinin masrafı, kızımın buradan gidiş masrafı sahip olduğu sigorta’dan karşılanacaktı, henüz karşılanmadı, para almadı, bekliyoruz, şu anda kendi cebinden harcadı, ne kadar harcadığı konusunda bilgim yok, bunun dışında başka bir diyeceğim yoktur” şeklinde beyanda bulunmuştur.
06/10/2021 tarihli duruşmada, davacı taraf, diğer tanıklarının dinlenmesinden vazgeçtiklerini beyan etmiştir.
Kusur konusuna bakıldığında; Antalya 2. Asliye Ceza mahkemesinin … Esas, … Karar sayılı dosyası uyap üzerinden, iş bu dosya arasına alınmıştır. Davada, şikayetçinin …, katılanının davacı …, sanığın ise … olduğu, atılı suçun “Taksirle Birden Fazla Kişinin Yaralanmasına Neden Olma” olduğu, yargılama sonunda sanığın atılı taksirle birden fazla kişiyi yaralama suçunu işlediği anlaşılmış olduğu kanaatiyle, sanığın 3.000TL sonuç adli para cezası ile cezalandırıldığı, hükme karşı istinaf kanun yoluna başvurulduğu, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. CD’nin … E, … K sayılı ilamında;
“Her ne kadar sanık hakkında taksirle …’nin yaralanmasına neden olduğundan bahisle taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma suçundan TCK’nun 89/4 maddesi gereğince cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmış ve Antalya 2. Asliye Ceza Mahkemesince de taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma suçundan sanığın cezalandırılmasına karar verilmiş ise de, soruşturma aşamasında ve kovuşturma aşamasında değişmeyen beyanlarında müşteki …’nin kendisinin kazada yaralanmadığını beyan etmesi, …’in de yine aynı şekilde kazada kendisinin yaralanmadığına ilişkin beyanda bulunması ve müşteki … hakkında düzenlenen doktor raporu nazara alındığında sanığın sadece katılan …’yi taksirle yaralama suçundan cezalandırılması gerektiği kanaatine varılmış, sanığın savunması, müşteki ve tanıkların beyanları, katılan …’ye ait doktor raporu, trafik kazası tespit tutanağı, trafik bilirkişisi raporu ve Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin raporu nazara alındığında sanık …’ın, … günü saat 16:00 sıralarında, yönetimindeki … plakalı kamyonet ile Nebiler Köyü Karaman Muhtarlık önündeki sokaktan gelip bölünmüş yolun çalışma olan Antalya yönüne gidiş şeridini geçerek orta ayırıcıdan girdiği kavşakta, bölünmüş yolun çift yönlü trafiğe tahsis edilen şeridinde sol taraf Korkuteli yönünden Antalya yönüne doğru seyreden …’in yada (…’nin) yönetimindeki … plakalı kamyonetle çarpışmaları sonucu … plakalı araçta yolcu olarak bulunan katılan …’nin basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek, hayati tehlike teşkil etmeyecek şekilde yaralanmasına neden olduğu, sanığın savunması ve tanık …’in beyanlarıyla örtüşen ve oluşa uygun düşen Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin kazada sanığın asli kusurlu olduğu, … plakalı araç sürücüsünün ise tali kusurlu olduğuna ilişkin kusur raporu Dairemizce hükme esas alınmış, sanığın taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan cezalandırılması gerektiği kanaatine varılmış, sanık hakkında temel ceza belirlenirken suçun işleniş şekli, sanığın olaydaki kusur durumu, katılanın yaralanmasının niteliği nazara alınarak alt sınırdan uzaklaşılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” şeklindeki gerekçe ve kabulle; sanığın 3.000TL sonuç adli para cezası ile cezalandırıldığı anlaşılmaktadır. Kararın kesinleşme tarihi, …’dir.
Tazminat yargılaması hususunun ceza yargılaması ile ilişkisi de 6098 sayılı “Türk Borçlar Kanunu”nda (m. 74) düzenlenmiştir. Buna göre;
“Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir.
Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz.”
Ayrıca; aynı ilke hukuk uygulamasında yenleşmiş olmakla; T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2011/17-50 esas , 2011/231 karar nolu 27/04/2011 karar tarihli mahkememizce de emsal görülen kararından özetle belirtildiği üzere, ceza mahkemesince verilen beraat kararı , kusur ve derecesi , zarar tutarı, temyiz gücü ve isnat yeterliliği , illiyet gibi esaslar hukuk hakimini bağlamaz.
Mahkememizce bu hususlar göz önüne alınarak; aşamalarda, kusur raporu aldırılmıştır. … tarihli kusur raporunda özetle; … plakalı aracın KTK’nın 57/1-a, 47/1,c, 84/h maddeleri ile yönetmeliğin 109 uncu maddelerini ihlal ettiği, … plakalı aracın sürücüsünün ise KTK’nın 52/1,a ile yönetmeliğin 95 ve 101 maddelerini ihlal ettiği belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş ve itirazlar/beyanlar alınmıştır. İş bu bilirkişi raporundaki tespitler, ceza yargılamasında aldırılan ve BAM tarafından hükme esas alınan Ankara ATK raporundaki tespitlerle uyumludur. Yargıtay 17 HD’nin 2018/6414 E, 2020/4591 K sayılı ilamında da belirtildiği üzere; HMK 266 madde hükmüne göre kusur oranlarının belirlenmesi teknik değil hukuki bir konudur. Elde edilen teknik bulgulara göre hakim bu oranı belirlemede ihlal edilen kuralları gözönüne almalıdır. Mahkememizin kabulüne göre de, …plakalı aracın KTK’nın 57/1-a, 47/1,c, 84/h maddeleri ile yönetmeliğin 109 uncu maddelerini ihlal ettiği, bu yönüyle asli kusurlu olduğu, … plakalı aracın sürücüsünün ise KTK’nın 52/1,a ile yönetmeliğin 95 ve 101 maddelerini ihlal ettiği, bu haliyle tali kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Kusur raporuna itirazlar somut ve dosya kapsamına uygun görülmemiştir. Davacının ise yolcu olduğu, kendisine izafe edilebilecek (hatta illiyet bağına etki edecek) bir kusurun olmadığı, dosya kapsamından, bilirkişi raporlarından anlaşılmaktadır.
Davacı aşamalarda, maddi tazminat kalemlerine dayanakları mahkememize bildirmiştir. Davacı tarafça dosyaya sunulan … havale tarihli dilekçenin ekine bakıldığında, orada belirtilen kalemlerin toplamı 2.388,09 euro olmakla beraber, ekteki belgede toplam 2.355,29 euro olarak belirtilmiş, davacının talebi de bu miktar olmuştur. Davacı vekilin tarafından sunulan … havale tarihli dilekçe ekinde, bahsedilen kalemlerin dayanağı belgeler sunulmuş olup (türkçe tercümeleri) bakıldığında, “hamburg-antalya uçak bileti-havale” kalemi olarak belirlenen tutarın 171,09 euro olduğu anlaşılmaktadır. Aradaki fark miktara ilişkin bilgiye/belgeye rastlanmamıştır.
Davalı … şirketi genel şartlar gereği dolaylı zararlardan sorumlu değildir. Doğrudan zarar, haksız fiilin yöneldiği kişinin uğradığı doğrudan doğruya zararları ifade eder. Zarar verici olayla uygun illiyet bağı içerisinde olan her zarar doğrudan doğruya zarardır. Bu zararlar kapsamına, haksız fiil sonucunda direkt olarak oluşan zararlar girer. Örneğin, gerçekleşen bir trafik kazası sonucunda kişinin tedavi masrafları doğrudan zarardır. Dolaylı zarar ise, haksız fiil neticesinde zarar gören kişinin dolaylı olarak uğradığı zararları ifade eder.
Davacı tanığının beyanına bakıldığında, davacının ev tutma nedeniyle talep ettiği tazminatın yerinde olmadığı anlaşılmaktadır. Diğer taleplerin toplamı ise 1856,09 euro’dur [2388,09-513- (190,09-171,09=1856,09] Diğer kalemler ise vekalet ilişkisi ile ilgili olanlar haricinde tedavi ile bağlantılı taleplerdir. Yol masrafı da kabule göre bu yöndedir. Vekalet ile ilgili olan 64,62 euro ve 1.155,02 euro’luk talepler ise kabule göre dolaylı zarara ilişkin taleplerdir. Dolaylı zararlardan davalı … şirketi sorumlu değildir.
Tüm dosya kapsamı göz önüne alınarak, haksız fiil sonucu uğradığı maddi zararlara ilişkin belgeler de göz önüne alınarak, yukarıda belirtilen hususlar ışığında, hükümde gösterildiği şekilde davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacının manevi tazminat taleplerine bakıldığında;
6098 Sayılı TBK’nun 49. Maddesi gereğince sürücüye, 2918 Sayılı Kanunun 85. maddesi gereğince motorlu araç işletenine karşı ve sorumluluk sigortacısına karşı dava açabilir. İşleten ve sürücü zarar görenlere karşı müteselsilen sorumludur. Aynı Kanunun, 56 ıncı maddesi (mülga 818 Sayılı BK un 47 md) uyarınca bedensel zarar gören ve yakınları kendisine uygun bir paranın manevi tazminat olarak ödenmesini isteyebilir. Mahkememizce aşamalarda, tarafların sosyal ve ekonomik durum araştırmaları yaptırılmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 09.04.1982 gün ve E:1981/4-56, K:1982/348 sayılı ilamında da belirtildiği üzere, kişilik hakları, kişinin kendi hür ve bağımsız varlığının bütünlüğünü sağlayan, herkese karşı ileri sürülebilen ve kaynağını Anayasa’dan alan; yani Anayasa’nın teminatı altında bulunan mutlak bir haktır. Manevi tazminat sade bir ifade ile, zarar görenin kişilik değerlerinde iradesi dışında meydana gelen eksilmenin (manevi zararın) giderilmesi, tazmin ve telafi edilmesidir(EREN, Fikret., Borçlar Hukuku-genel hükümler-, 8. Bası, Ekim 2003, s. 745, KILIÇOĞLU,Ahmet, Borçlar Hukuku, Ankara 2004, s. 311, ERTAŞ, Şeref., Manevi Tazminatın Hukuki Niteliği ve Miktarının Tespiti, Postacıoğlu’na Armağan, Ankara 1990, s. 83 vd.)Manevi tazminatta zarar, kişinin iç huzuru ve manevi bütünlüğüne yapılan saldırının mecazi ifadesidir(KILIÇOĞLU,Mustafa, Tazminat Hukuku,3. Baskı, Şubat 2010, s.1031.,HATEMİ, Hüseyin, Sözleşme Dışı Sorumluluk, C.II,İstanbul 1993, s.102) Manevi tazimnata hükmedilirken uygulamaya 22/06/1966 gün 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararındaki (Belirtilmelidir ki; Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararları konularıyla sınırlı, sonuçlarıyla bağlayıcıdırlar, bkz: 2797 saıyılı Yargıtay kanunu m. 45;”İçtihadı birleştirme kararları benzer hukuki konularda Yargıtay Genel Kurullarını, dairelerini ve adliye mahkemelerini bağlar.)ilkeler ışık tutmaktadır. Dosyadaki bilirkişi raporları yerinde, hukuka ve oluşa uygun bulunmuşlardır.
Somut olayda, gerçekleşen haksız fiil/trafik kazası nedeni ile davacının manevi zarara uğraması mutlaktır. Tarafların sosyal ekonomik durumları, olaydaki sürücü kusurları, yolcu olan davacının kusurunun olmaması, olayın oluşu, davacıların maluliyeti, dava dilekçesindeki talep miktarı, davacının yabancı ülke vatandaşı olması nedeniyle gelir ve takdiren paranın satın alma gücü durumları, 22/06/1966 gün 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararındaki ilkeler göz önünde tutarak, hükümde belirtildiği şekilde manevi tazminata hükmetmek, manevi tazminata ilişkin davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Ayrıca, belirtmek gerekir ki; Döviz alacağına ilişkin davada, hüküm altına alınan döviz için alınması gereken nispi karar harcının matrahının hesaplanmasında hükmolunan döviz cinsinin dava tarihindeki efektif satış kuru esas alınır (Yargıtay 19. HD., 2019/1862 E., 2020/159 K.) Ayrıca, mahkemece hükmedilen yabancı para alacağının, vekâlet ücretinin talep edilen yabancı paranın dava tarihindeki döviz kuru karşılığı bulunarak Türk Lirası üzerinden, karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi esas alınarak belirlenmesi gerekir. (Yargıtay 11. HD., 2014/9968 E., 2015/6929 K.)
HÜKÜM: Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davacının maddi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ İLE; 1.856,09 € (EURO) maddi tazminatın, davalı … AŞ’nin 636,45 € (EURO)’luk kısmı ve poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olması kaydıyla, davalı … AŞ bakımından dava tarihinden; davalılar … ve … mirasçıları olan (Antalya …. Noterliğinin … tarihli … yevmiye numaralı mirasçılık belgesi gereği) …, …, … yönünden kaza tarihi … tarihinden itibaren, 3095 sayılı Yasa’nın 4/A maddesi uyarınca Devlet Bankalarının € (EURO) cinsinden açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranıyla birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Davacının manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ İLE; 4.000,00 € (EURO) manevi tazminatın, kaza tarihi … tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasa’nın 4/A maddesi uyarınca Devlet Bankalarının € (EURO) cinsinden açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranıyla birlikte davalılar … ve … mirasçıları olan (Antalya … Noterliğinin … tarihli … yevmiye numaralı mirasçılık belgesi gereği) …, …, …’dan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3- Davacı tarafça yatırılan 27,70 TL başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 1.182,84 TL’nin mahsubu ile hazineye gelir kaydına, hüküm gereği alınması gerekli bakiye 57,25 TL’nin davalılardan müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına, davalı … şirketinin bu miktarın hakkaniyet ve takdir gereği 19,00 TL sinden sınırlı sorumlu olmasına,
5-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28. maddesi gereğince; bakiye harcın, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerektiğinden, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmeyen harç için -kanunen belirlenen sınır göz önünde tutularak- “harç tahsil müzekkeresi” yazılmasına, bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olmasının, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmeyeceğinin bu şekilde hükümde belirtilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan ve mahsup edilen 1.210,54 TL’nin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davalı … şirketinin hakkaniyet ve takdir gereği 403,00 TL’sinden sınırlı sorumlu olmasına,
7-Davacı tarafça dosyada yapılan ve mahkememizce uyap sisteminden kontrol edilen (denetime elverişlilik açısından, uyap ekranında harç-masraf bölümü altında tahsilat reddiyat bilgileri başlığının içeriğinde masraflar açıkça yazmaktadır) posta-tebligat-bilirkişi rapor ücreti gideri toplamı 3.907,00 TL’nin haklılık durumu gereği (tüm talepler bakımından da bakıldığında sadece maddi tazminat taleplerinden de bakıldığında ondalık kısımlar da yuvarlandığından hakkaniyet gereği haklılık oranı bir fark olmaksızın %27 olarak kabul edilmiştir/tüm taleplerde %26,19; sadece maddi tazminat/sigorta şirketi yönünden de yapılan hesaplama sonucu %27 çıkmakla); 1.054,89 TL’sinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davalı … şirketinin poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmasına,
8-Davacı kendisini maddi tazminat talebinde vekil ile temsil ettirdiğinden; 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalılar kendilerini davacının maddi tazminat talebi bakımından vekil ile temsil ettirdiğinden; 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, davacının davalılar … … ve … mirasçıları davalılar …, … ve …’a yönelik bu miktarın 1.547,52 TL’sinden sınırlı sorumlu olmasına, (davalı … şirketi yönünden daha fazla miktarda ret vardır)
10-Davacı manevi tazminat talebi bakımından kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılar … … ve … mirasçıları davalılar …, … ve …’dan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
11-Davalılar … … ve … mirasçıları davalılar …, … ve … kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden, AAÜT m. 10 hükmü de dikkate alınarak; 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … … ve … mirasçıları davalılar …, … ve …’a verilmesine,
12-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine, karardan sonra tebligat ve benzeri masraflar için gider avansının kullanılması davacı tarafından istenirse tebligat ve benzeri için yapılacak masraflar düşüldükten sonra arta kalan miktarının UYAP üzerinden kontrolü sağlanarak karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili Sn. Av. …, davalı … mirasçıları vekili Sn. Av. … , davalı … vekili Sn. … ile davalı … Elektrik vekili …’ün yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.09/12/2021
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır