Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/508 E. 2018/174 K. 23.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/508 Esas
KARAR NO : 2018/174
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/11/2015
KARAR TARİHİ : 23/02/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunduğu dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı … ortağı ve … ŞTİ. Bünyesinde bu şirketin Güvenlik hizmeti verdiği … iş yerinde güvenlik görevlisi – işçi olarak çalıştığını, davacıyı yetkilisi olduğu borçlu şirket adına işçi olarak çalıştıran, davacının çalıştırıldığı iş yerinden davacının çalıştırılması karşılığı hak edilen asıl şirketin hak ve alacaklarını ödememek için şirketi atıl bırakması, ana sözleşmeden ve yasadan kaynaklanan ve mevzuata aykırı surette işten çıkartılması, taleplerine karşı çıkılması hak ve alacaklarını tahsilini engellemek, sürüncemede bırakmak için dava açılmasına neden olunması, dahası asıl borçlu şiketin faaliyetine fiilen son verilip sicilden ve vergi kaydından resen terkininin sağlanması, alacaklı davacının zararına sebep olması nedeniyle, davacının mahkeme karar ile belirlenen Antalay …İcra dairesinin … esasında ve Antalya …İcra Dairesinin … esasında icra takibine konu asıl alacak ve faizleri ile diğer ferilerini de bilerek ödemeyen borçlu şirket yetkilisi davalının değinilen takiplere konu alacak ve ferilerinin tahsilde tekerrür olmamak üzere dava tarihi itibariyle tahsil harçları hariç değinilen takiplerin tutarına mahsuben şimdilik 12.440,00 TL nin davalıdan dava tarihinden itibaren ayrıca işleyecek faizi ile birlikte tahsili ile doğrudan zarar gören davacıya, olmadığı takdirde davalının yetkilisi olduğu asıl borçlu şirkete ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde; Antalya …Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas nolu dosya esastan red edilerek onaylandığını, davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, öncelikle müvekkil şirkette müdürlük sıfatı olmadığını, ayrıca icra cezada müvekkilinin berat ettiğini, şirket yetkilisinin sorumluluğundan bahsetmek için öncelikle ilgili kişinin yetkisinin olması gerektiğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememiz yargılaması sırasında dosya bilirkişiler hukukçu … ve mali müşavir …’e tevdi edilerek … havale tarihli raporlarında; “… Dava dışı şirketin defter ve belgelerine ulaşılamadığndan “mali değerlendirme bakımından” Antalya … Dairesinden … ve … yılı Kurumlar Vergi Beyannamelerinde yer alan bilgilerden sonuç ve görüş vermeye çalışıldığı, dava dışı … ŞTİ’nin … ve … yılı bilançolarda yer alan bilgilerin şirketin faaliyetinin sonuçlarını doğru gösterdiği konusunda şüphe yarattığı, hem … hem de … yılı bilanço bilgilerinde uyumsuzluklar olsa da “şirket yöneticinini sorumluluk şartlarının oluşup oluşmadığı” hususunda kesin bir kanaate varılamadığı, alacağın mevcut olduğu, alacağın dava dışı şirketlerden talep edilebileceği, TTK.m.553 gereğince diğer davalı şirket yetkilisinin bu borçtan sorumlu olduğu, ancak böyle bir sorumluluk için TTK.556 gereğince şirketin iflas kararının alınması gerektiği, bu sebeple davalı şirket yöneticilerine karşı iş bu daanın ileri sürülmesinin mümkün olmadığı…” kanaatine varılmıştır.
Dava; TTK’nın 553/1. Maddesi gereğince açılan şirket yöneticilerinin şahsi sorumluluk davasıdır.
Limited şirket sermaye ortaklığı olup sermaye koyma borcunu ödeyen ortakların şirket ve şirketin alacaklarına karşı herhangi bir sorumlulukları bulunmamaktadır.
Şirket borcundan dolayı yöneticilerin sorumluluğu ise 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 549-553 maddelerinde düzenlenmiştir. TTK 553. Maddeye göre kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülükleri kusurları ile ihlal ettikleri takdirde kusurlarının bulunmadığını ispatlamadıkça hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar.
TTK 555.Maddede, şirketin uğradığı zararın tazminini şirket veya bir pay sahibinin zararın şirkete ödenmek suretiyle talep edebilecekleri düzenlenmiştir.
TTK 556.Maddede ise şirketin iflas etmesi halinde alacaklıların şirketi zararının şirkete ödenmesini isteme hakkına sahip oldukları düzenlenmiştir.
Buna göre; 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununda 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunundan farklı düzenleme yapılmıştır.
Şirket alacaklarının yöneticilerin şirketi zarara uğratmaları nedeniyle yöneticilerin sorumluluğu yönünde dava açabilmeleri için şirketin iflas etmi olması gerekmektedir. Aksi takdirde alacaklıların şirket yöneticilerine yönelik dava açmaları mümkün değildir. Kanun koyucu, iflas etmemiş olması durumunda şirket dışında bulunan alacaklıların daa açmasında bir menfaat görmemiştir. Alacaklının alacağını şirketi takip etmek suretiyle tahsil etme imkanı var iken şirket yöneticisine sorumluluk davası açması yeni düzenleme ile yerinde bulunmamaktadır. Ancak şirketin iflası halinde bu hak şirket alacaklılarına tanınmaktadır. Bu sebeple alacaklıların şirket yöneticilerine sorumluluk davası açabilmesi şirketin iflas etmiş olması haline bağlanmıştır. Dolayısıyla alacaklının, şirket yöneticilerine karşı aktif husumet yöneltebilmesi için, şirketin iflas etmiş olması bir dava şartıdır. Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 2015/15190 esas, 2017/2684 karar sayılı ilamında da aynı görüş benimsenmiştir.
Mevcut davada da ; şirket hakkında yapılan icra takiplerinin kesinleşmesine rağmen haczi kabil mal bulunmadığı, borca battığı ileri sürülmekle birlikte iflasına karar verilmemiş olduğu görülmüştür.
Açıklanan yasal düzenlemeler uyarınca eldeki davanın dinlenebilmesi için dava dışı şirketin iflasının dava şartı olduğu, 6100 Sayılı HMK’NIN 115. Maddesine göre mahkemenin, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırıp dava şartı noksanlığını tespit etmesi halinde davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE,
2-Harçlar kanunu uyarınca alınması gerekli 35,90 TL harcın peşin olarak alınan 212,45 TL harçtan mahsubu ile bakiye 176,55 TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap edilen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacının üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 23/02/2018

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır