Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/362 E. 2018/264 K. 27.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/362 Esas
KARAR NO : 2018/264
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 14/10/2015
KARAR TARİHİ : 27/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunduğu dava dilekçesinde; müvekkili …’ın … tarihinde bisikletli olarak seyir halindeyken davalı …’ın idaresindeki … plakalı aracın kendisine çarpması sonucu ağır yaralandığını, müvekkilinin tedavisinin … hastanesinde devam etmekte olup sakatlık derecesinin %98 olduğunu, müvekkilinin yalnızca baş kısmının hareket etmekte olduğunu ve boyundan aşağısının felçli ve hekimlerin ailesine verdiği bilgi doğrultusunda hayatı boyunca felçli kalacağını, henüz kati raporun çıkmadığını, … tarihinde meydana elen kazaya ait tutanakta davalılardan …’ın asli kusurlu olduğunu, müvekkilinin henüz ifada vermeye müsait olmadığından ceza soruşturmasına dayanak şikayeti alınamadığından kusur durumunun ceza dosyası kapsamında belli olmadığını, olayda kusurlu … plakalı aracın … poliçe numarasıyla davalı … Aş tarafından sigortalı olduğunu, bu sebeple yerleşik Yargıtay içtihatları ve mevcut yasalara uygun olarak cismani zarara tazminatıyla bakım ve tedavi giderlerinden avans faizi ve ferileriyle davalı … Aş’nin sorumlu olduğunu, davacının hayatı boyunca felçli kalma riskiyle karşı karşıya olup vücudunda çok sayıda kemik kırığının mevcut olduğunu, hatta hayatını tehlike altına sokan bir kaza geçirmekle büyük acı ve elem içinde olduğunu, aileyisyle birlikte birden hayatı bambaşka bir boyuta geçtiğini ve henüz gençliğini yaşayamadan yatağa mahkum ettiğni, öğrenci olan müvekkilinin eğitim hayatınada devam etdemediğini, ekonomik hayata da artık katkı sağlayamayacak ve ailesinin kendisinden beklediği hiçbirşeyi yerine getirebilecek durumda olmadığını, bu nedenlerle müvekkili …’ın uğradığı cismanı zarar sebebiyle şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkili …’ın uğradığı manevi çöküntü sebebiyle 50.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle daval …’dan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … şirket vekilinin mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; … tarihli trafik kazasına karışan … plaka sayılı aracın müvekkili Şirkette … nolu poliçe ile …-… tarihleri arasında zorunlu mali mesuliyet (trafik) sigortası ile sigortalı olduğunu, söz konusu poliçeye göre teminatlarının sakatlanma halinde kişi başına 268.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, söz konusu poliçeye göre teminatlarının Karayolları Trafik Kanunu ve poliçe genel şartlar uyarınca, otomatikman her olayda ödenmesi gereken bir meblağ olmayıp, gerçek kusuru, geliri ve uzuv kaybı oranına göre tazminat meblağı belirleneceğini, sigortalı araç sürücü kazanın meydana gelmesinde kusurlu olmadığını, sigortalı araç sürücüsünün kusursuzluğu nedeniyle poliçe sorumluluklarının bulunmadığını, isnat edilen kusuru kabul etmediklerini, davacının bisiklet kullanırken kazanın gerçekleştiğinin belirtildiğini, davacının zorunlu koruyucu tedbirleri (kask, dizlik vb.) alıp almadığının tespit edilmesi, almamış olması halinde zararı artırıcı etkisi dolayısıyla hesaplanacak tazminattan indirim yapılması gerektiğini, vücut fonksiyon kaybı ve sürekli sakatlanmaya ilişkin tespit raporunun Adli Tıp Kurumu … İhtisas Kurulundan alınması gerektiğini, tazminat hesaplaması yapılırken teknik faiz – iskonto %3 ile “Devre başı ödemeli belirli rant ” hesaplamasının kullanılması gerektiğni, davacının gelirinin Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre tespit edilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin tüm bilgi ve belgelerle ihbar yapılarak temerrüde düşürülmediğini, faiz talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, olayın haksız fiilden kaynaklanmakta olup avans faizi talebinin reddi ile yasal faize hükmedilmesi gerektiğini, müvekkili şirket nezdinde düzenlenen poliçenin manevi tazminatı kapsamadığını, manevi tazminat yönünden talebin reddinin gerektiğini, bu nedenlerle davanın reddine, dava açılmasına sebebiyet vermediklerinden temerrütlerinin sözkonusu olmadığı için aleyhlerine masraf, faiz ve avukatlık ücretine hükmolunmamasına karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflara usulüne uygun tebligatın yapıldığı, davalı …’ın cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
Davacı asilin iş göremezlik oranı konusunda … Başkanlığı’na sevk edilerek … tarihli raporunda; “…bu yaralanma neticesinde şahsın gerek hastane, gerekse hastane dışında yaralarının iyileşmesi ve mevcut haliyle olağan yaşamına dönebilmesi için ihtiyaç duyduğu sürenin 3 (üç) ay olduğu, sürekli işgöremezlik oranının %100 (yüzdeyüz) olduğu…” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
… Adli Tıp Kurumu …İhtisas Dairesi Başkanlığı’na müzekkere yazılarak davacı asilin maluliyetine ilişkin alınan … tarihli raporunda; “…. oğlu, … doğumlu …’in … tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası kazasına bağlı arızası, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası Grup1 kabul olunarak; G1 I(12C………..65)A %100, E cetveline göre %100 (yüzdeyüz) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, Yüz sınırları dahilindeki izlerin (her iki alın saç çizgisi hizalarında solda 2×2 cmlik, sağda 4×4 cmlik 0saçlı deride de devameden 3-4 mmlik çökme alanları, deri dokusu normal, trakestomi skarları )muayyen bir mesafeden bakıldığında belirgin dikkat sarfetmeden görülebildiği cihetiyle yüzde sabit iz niteliğinde olduğu…” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
… Adli Tıp Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı’na müzekkere yazılarak tarafların kusur oranlarının tespiti istenmiş, Adli Tıp Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi’nin … tarihli raprounda; “…sürücü …’ın %85 (yüzde seksenbeş) oranında kusurlu, sürücü …’ın %15 (yüzde onbeş) oranında kusurlu olduğu…” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce dava dosyası kusur oranı ve iş göremezlik oranları konusunda rapor alınmak üzere re’sen seçilen aktüerya bilirkişisine tevdi edilmi, bilirkişi …’ın mahkememiz sunduğu … tarihli raporunda; “… tarihinde trafik kazası sonucu %100 oranında sürekli iş gücü kaybına uğrayan davacı …’ın sürekli iş gücü kaybından kaynaklanan maddi zararı 774.377,08 TL olarak heseplandı…” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Davacılar vekilinin mahkememize sunduğu … tarihli ıslah dilekçesinde; HMK madde 107/2 uyarınca başlangıçta müvekkili … için 1.000,00 TL olarak belirttikleri iş göremezlik zararın ilişkin taleplerinin 774.377,08 TL olarak artırılmasına, 774.377,08 TL iş göremezlik tazminatının kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile … Aş bakımından teminat limitiyle sınırlı olmak üzere davacı müvekkiline ödenmesine, 50.000,00 TL manevi tazminatın … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsili ile davacı müvekkiline ödenmesine, her türlü yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE; Dava trafik kazası nedeni ile zarar gören tarafından sürücü davalı ile davalıya ait aracın sigortasına karşı açılan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacıların maddi tazminat istemine ilişkin olarak yapılan değerlendirmede;
2918 Sayılı Kanunun 90. maddesinde “zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” düzenlemesi mevcuttur.
6098 sayılı TBK 55.maddesinde de, “Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz…” şeklinde tazminatın belirlenmesine ilişkin esaslar belirtilmiştir.
Yukarıda belirtilen kanun maddeleri doğrultusunda yapılan değerlendirmede, … tarihinde meydana gelen dava konusu trafik kazasında zarar gören …’ın %15 kusurlu olduğu, davalı-sürücü …’ın %85 oranında kusurlu olduğu, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen bilirkişi raporu ile anlaşılmış olduğundan hüküm kurmaya, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli aktüerya bilirkişi raporunda tespit edilen tutarda maddi tazminatın davalılardan müteselsilen tahsiline karar vermek gerekmiştir.
Davacıların manevi tazminat istemine ilişkin olarak yapılan değerlendirmede;
6098 sayılı TBK’nun 56/1. maddesine göre ”Hakim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini gözönünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.
Bu durumda uyuşmazlığın talep edilebilecek manevi tazminat miktarı hususunda toplandığı anlaşılmaktadır.
Mahkememizce “Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranlarını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal, ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihatı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere manevi tazminat ne bir ceza ve ne de gerçek anlamda bir tazminattır. Davanın bu alanda gördüğü iş cismani zarara uğrayan kişinin duyduğu manevi acıyı bir dereceye kadar yumuşatmaktan, bozulan manevi dengeyi onarıp düzeltmekten, bir teselli, bir avunma ve ruhu tatmin aracı olmaktan ibarettir. Takdir hakkının söz konusu olduğu bütün hallerde hakim hak ve nesafetle hüküm vermek zorunluluğundadır. Hakimin hak ve nesafetle hüküm vermesi de genel olarak Türk toplumunun sosyal ekonomik ve moral yapısının ve özellikle de tarafların gerçek durumlarının gerektirdiği hak ve adalete uygun sonucu bulması demektir. Bu bakımdan takdir edilecek manevi tazminatın miktarı haksız eylemi özlenir hale getirecek özellikle mağdur için haksız zenginleşecek miktarda olmamalıdır. Manevi tazminat; zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Takdir edilecek miktar mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.” ilkeleri doğrultusunda yapılan değerlendirmede, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, kazanın meydana geldiği tarih, olayın oluş şekli, davacının yaralanma derecesi, tarafların kusur oranı ve manevi tazminatın amacı göz önünde bulundurularak, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte sigorta şirketi hariç diğer davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE KISMEN REDDİNE,
1-Maddi tazminat davasının kabulü ile 774.377,08 TL tazminatın davalı sigorta şirketinden poliçe limitleriyle sınırlı kalmak kaydıyla ve dava tarihiden, davalı …’dan kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
2-Manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 30.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 06.04.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
3-Maddi tazminat davası yönünden harçlar kanunu uyarınca alınması gerekli 52.897,69 TL harçtan peşin ve ıslah harcı olmak üzere toplam 2.669,17 TL harcın mahsubu ile bakiye 50.228,52 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Maddi tazminat davası yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davada kabul edilen miktar dikkate alınarak hesap edilen nispi 44.925,08 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara VERİLMESİNE,
5-Manevi tazminat davası yönünden harçlar kanunu uyarınca alınması gerekli 2.049,30 TL harcın davalı …’dan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
6-Manevi tazminat davası yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davada kabul edilen miktar dikkate alınarak hesap edilen nispi 3.600,00 TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacılara VERİLMESİNE,
7-Manevi tazminat davası yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davada red edilen miktar dikkate alınarak hesap edilen nispi 2.400,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı …’a VERİLMESİNE,
8-Davacı tarafından yapılan ilk dava gideri ve ıslah harcı olmak üzere toplam 2.700,97 TL, bilirkişi gideri 350,00 TL, adli tıp gideri 210,00 TL , tebligat ve müzekkere gideri 413,45 TL olmak üzere toplam 3.674,42 TL’nin davada kabul edilen miktar dikkate alınarak hesap edilen 3.650,77 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara VERİLMESİNE,
9-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 27/03/2018

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır