Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/290 E. 2022/323 K. 26.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/290
KARAR NO : 2022/323
DAVA : Kooperatif Yönetim Kurulu Üyeleri adına açılan tazminat
DAVA TARİHİ : 22/09/2015
KARAR TARİHİ : 26/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Kooperatif Yönetim Kurulu Üyeleri adına açılan tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili 22/09/2015 tarihli dava dilekçesinde özetle; … Kooperatifinin 1992 yılında kurulduğunu, kooperatifin yönetim kurulu başkanlığını dönem dönem … ve …’ın yaptığı, …’nın yönetim kurulu üyesi olduğunu, … Kooperatifinin para yada mallarını zimmetine geçirmek, görevlerini suistimal etmek, 1163 Sayılı Kanuna ve TCK aykırı ve haksız usulsüz eyleminden dolayı Antalya … Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında açılan ceza davasında davalıların Koperatife verdikleri zarar ve ziyanlar sebebiyle 20/09/2015 tarihinde kooperatif genel kurul toplantısında alınan karar uyarınca denetim kuruluna dava açmak üzere yetki verildiğini, adı geçen Yönetim Kurulu Üyelerinin davacı kooperatif ile hiç ilgisi olmayan kedi- köpek maması, baklava, tekel, balık alımı, gıda, yiyecek, içki, yemek masrafı, araç lastiği, akü, lastik kaplama, otobüs bileti , süs ve bakım gideri , mutfak masrafı vb. usulsüz harcamalar yaptıklarını, kooperatifin hak ve menfaatlerinin korunması için eldeki davanın açıldığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 15.000,00 TL alacağın yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline ve Antalya il ve ilçelerinde davalıların adlarına kayıtlı gayrimenkullerin, trafik sicilinde adlarına kayıtlı vasıtaların, bankalardaki paraların 1163 sayılı kanuna tabi kooperatiflerindeki üyeliklerinin, bankalardaki paraların çekilmesinin, 3. kişilere devir ve temlikinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmasını talep ve dava etmiştir.
Davalılar … ve … cevap dilekçesinde özetle; öncelikle Antalya … Ağır Ceza Mahkemesinin derdest olan … Esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmasını, davanın hak düşürücü ve zaman aşımı süreleri geçtikten sonra açıldığını, ceza davasında sanık olarak yer alan yönetim kurulu üyeleri … ve … hakkında dava açılmadığını, bu hususun davacıların kötü niyetini gösterdiğini, dava konusu döneme ilişkin yönetim kurulu üyesi olmayan … ve … hakkında dava açılması usul ve yasaya aykırı olduğundan bu kişiler yönünden davanın reddini, denetim kurulunun yönetim kurulu üyesi olmayan … hakkında dava açmaya hak ve yetkisi bulunmadığını, … ‘ın fiilen kooperatifte çalışmadığı iddasının gerçek dışı olduğunu, adı geçenin kooperatifte gece bekçisi olarak istihdam edildiğini, fiilen çalışmış ise de, etik açıdan uygun olmayacağı düşüncesi ile sigorta ve ücret bedellerinin kooperatife düzenli olarak geri ödendiğini, kooperatifin bir zararının bulunmadığını, kooperatifte yapılan binaların sahiplerine sıva aşamasından sonra teslim edildiğini, bu aşamadan sonraki binaların boya, dolap, vs. işlemlerinden kooperatifin sorumlu olmadığını, ortağın isteği doğrultusunda haricen … tarafından yapılan işlerden doğan ödemelerin kooperatife ilişkin ödemeler olmadığını, kooperatif ortaklarının malzemelere ilişkin borçlarını … ve …’ın … Bankasındaki hesabına gönderdiklerini, bu paraları gönderirken açıklamada bulunulduğunu, bazı ortakların malzeme parası dışında aidat borçlarını da gönderdiklerini, bu durumda da aidat olarak gönderilen paraların aynı gün tahsilat makbuzu kesilerek kooperatif hesabına aktarıldığını, şahsi olarak kullanılmadığını, dolayısıyla haksız ve dayanaksız açılan bu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; Antalya … Ağır Ceza Mahkemesinin derdest olan … esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmasını, hak düşürücü ve zamanaşımı süreleri geçtikten sonra davanın açıldığını, yönetim kurulu üyesi olan ve ceza davasında sanık olarak yer alan … ve …’ın davaya dahil edilmelerini, hiç bir zaman kooperatif yönetim kurulu üyesi olmadığını, kooperatifte gece bekçisi olarak çalıştığını, babası …’ın kooperatif başkanı olması sebebiyle etik açıdan uygun olmayacağı düşüncesiyle sigorta ve ücret bedellerinin kooperatife düzenli olarak geri ödendiğini beyanla açılan davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; Antalya … Ağır Ceza Mahkemesinin derdest olan … esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmasını yönetim kurulu üyesi olması dışında eylem ve işlemderde sorumluğunun olmadığını, tüm harcama ve belgelerin … tarafından muhasebeye bildirildiğini, ayrıca kooperatif üyelerinin kooperatifin banka hesabı dışında hesaba para yatırmaları konusunda hiç bir katkısının ve kusurunun olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Antalya … Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasının tamamı uyap üzerinden celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır. İncelenmesinde: Zimmet, Görevi Kötüye Kullanma, 1163 sayılı Kanuna Aykırılık suçlarından sanıklar … haklarında dava açıldığı, davanın halen derdest bulunduğu görülmüştür.
Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasının tamamı uyap üzerinden celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde: Davacı … tarafından davalı … Yapı Koop Başkanlığı aleyhine alacak davası davası açıldığı, davanın halen derdest olduğu anlaşılmıştır.
Kooperatife ait sicil dosyası dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizce yargılama sırasında; 29/01/2019 tarihli oturum 2 nolu ara karar gereği davacı tarafça her bir davalı yönünden kooperatifi zarara uğrattığı miktar mevcut ise bu miktarın ve sorumlu oldukları kooperatif zararının tespiti hususunda dava dosyasının Antalya … Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dava dosyası içerisindeki hesaplamaya esas SGK kayıtları, banka kayıtları, celp edilen kooperatif kayıtları ile birlikte değerlendirilerek mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor tanzimi için Ankara Nöbetçi Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak dosya bilirkişiler … ‘e tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından sunulan 05/01/2021 tarihli raporda özetle; “…Yapılan inceleme sonucunda davalıların 429.615,20 TL kooperatif zararına sebep oldukları, bu zararın … hesabına yapılan ortak ödemelerinden kaynaklı olarak 398.682,85 TL, … için SGK’na yapılan ödemelerden kaynaklı olarak 15.932,35 TL, … hesabına yapılan havale kaynaklı olarak 15.000,00 TL olarak tespit edildiği,
1- Davalı Yönetim Kurulu Üyeleri … ve …’nın zararın tamamı olan 429.615,20 TL’ndan müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları,
2- Davalı … …’ın hesabına yapılan ortak ödemelerinden kaynaklı olarak, zararın 398.682,85 TL’ ndan … ve … ile birlikte müştereken ve mütesilsilen sorumlu olduğu,
3- Davalı … kendisi için SGK’na yapılan ödemelerden kaynaklı olarak, zararın 15.932,35 TL’dan … ve … ile birlikte müştereken ve mütesilsilen sorumlu olduğu,
4- Davalıların daha önce temerrüde düşürülmemiş olması nedeniyle oluşan zarara dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması gerektiği,” sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Dosya davalılar tarafından bilirkişi raporuna itiraz edilmiş olmakla itirazları kapsar mahiyette ek rapor alınmak üzere Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, 13/12/2021 tarihli ek raporda da kök rapordaki açıklamalara yer verilmiştir.
Davacılar vekili 14/01/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile; 15.000,00 TL olarak açtıkları tazminat davasını 414,615,20 TL. Arttırarak toplam 429.615,20 TL’ye ıslah etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Dava, kooperatif tarafından yöneticiler aleyhine açılan sorumluluk davası niteliğindedir.
Yönetici olan davalıların kooperatifi zarara uğrattıkları iddia edilmiştir.
Yönetim Kurulu Üyeleri aleyhinde hukuk ve ceza davaları birlikte devam ediyorsa, bu dosyaların bilirkişi raporları arasındaki farklılık değerlendirilmelidir. Öte yandan, ceza mahkemesinde zimmet davası karara bağlanmış ise, hukuk mahkemesinde de ikinci kez karara bağlanması söz konusu olmamalıdır. Kooperatif Yönetim Kurulu Üyeleri delil yetersizliği nedeniyle görevi kötüye kullanma ve zimmet suçlarından beraat etseler bile, bu karar Hukuk Hakim’ini bağlamaz. Bu üyeler usulsüz ve belgesiz harcama yapmışlar ise, hukuken sorumlu tutulmalıdırlar.(Kooperatifler Hukuku-Mahmut Coşkun Sayfa 934 Açıklamaları)
Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 24/10/2018 tarih, 2016/1 Esas, 2018/4902 Karar sayılı emsal içtihadında; “…Kooperatif yöneticileri aleyhine açılmış sorumluluk davasında, davalılar hakkında ceza soruşturması da yürütüldüğünden ve ceza davasında sübuta ilişkin hususlar Hukuk Hakim’ini de bağlar. Konu teknik bilgiyi gerektirdiğinden mahkemece bilirkişiye başvurulması gerekir. Bu nedenle bilirkişi heyeti oluşturularak ceza dosyasından alınan rapor da incelenerek düzenlettirilecek rapora göre karar verilmesi gerektiği…”
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 12/07/2007 tarih, 2006/8056 Esas, 2007/10641 Karar sayılı emsal içtihadında; “…Yöneticilerin sorumluluğu yoluna gidilebilmesi için, kooperatifin somut olarak zarara uğradığının ispatı gerekli olup, buna göre ödemelerin gerçekten yapılıp yapılmadığının araştırılması, bunun sonucuna göre de zararın doğup doğmadığının ortaya konulması gerekir.” şeklinde belirtilmiştir.
Dava konusu somut olayda, Antalya … Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dava dosyasının derdest olduğu, bu dava dosyasında bilirkişi raporunun alındığı, mahkememizce bu dava dosyasında alınan bilirkişi raporu ile birlikte değerlendirilerek dosyada oluşan zarar miktarı yönünden rapor alındığı görülmüştür.
Her ne kadar sanıklar tarafından ceza dosyasının bekletici mesele yapılması talep edilmiş ise de; yukarıda da belirtildiği gibi Kooperatif Yönetim Kurulu Üyeleri ceza davasında delil yetersizliği nedeniyle görevi kötüye kullanma ve zimmet suçlarından beraat etseler bile, bu kararın hukuk hakimini bağlamayacağı, bu üyeler usulsüz ve belgesiz harcama yapmışlar ise, hukuken sorumlu tutulacaklarına dair prensip dikkate alındığında ceza davasında toplanan tüm deliller, bilirkişi raporu birlikte değerlendirilerek inceleme yapılıp rapor alınmasının yerinde olduğu, dolayısıyla bekletici mesele yapılmasının zorunlu olmadığı kanaatine varılmıştır.
Dava konusu somut olayda, sorumluluğa ilişkin tazminat isteminin 2006-2012 yıllarındaki dönemi kapsadığı, dolayısıyla bu dönemde görev yapan yönetim kurulu üyelerinin ihmal ve kasıtlarından müteselsilen sorumlu oldukları anlaşılmıştır.
Söz konusu dönemde … ve …’nın kooperatif yönetim kurulu üyesi olarak 04/06/2005-17/02/2013 tarihleri arasında görevli oldukları anlaşılmıştır.
Kooperatif Yönetim kurulu üyelerinin sorumluluklarını düzenleyen 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 62. maddesinden başka, Kooperatifler Kanunu’nun 98. maddesindeki yollaması ile gidilen suç tarihi itibariyle cari 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Anonim şirketlerde yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna ilişkin 336. maddesi uyarınca aynı Kanunun 319. maddesindeki koşulların varlığının somut delillere dayalı olarak ispat olunamaması halinde…) Kooperatif yönetim kurulu üyelerin müteselsil sorumluluğunun da söz konusu olduğu. Yönetim kurulu, kurul halinde faaliyet gösteren bir organ olduğundan, Kooperatifler Kanunu’ nun 98. maddesi yollamasıyla TTK. 336., 346., 392/son ve 433’üncü maddelerinde düzenlenen hallerde, Kooperatif yönetim kurulunun sorumluluğu, müteselsil sorumluluk’tur.
Kooperatif zararının oluşma tarihleri itibariyle yürürlükte olan, mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun “Vazifelerin Azalar Arasındaki Taksimi” başlıklı 319. maddesinde: “Esas mukavelede idare ve temsil işlerinin idare meclisi azaları arasında taksim edilip edilmeyeceği ve taksim edilecekse bunun nasıl yapılacağı tesbit olunur. İdare meclisinin en az bir azasına şirketi temsil salahiyeti verilir.
Esas mukavele ile temsil salahiyetinin ve idare işlerinin hepsini veya bazılarını idare meclisi azası olan murahhaslara veya pay sahibi olmaları zaruri bulunmayan müdürlere bırakabilmek için umumi heyete veya idare meclisine salahiyet verilebilir. Bu gibi kayıtlar bulunmadığı takdirde 317’nci madde hükmü tatbik olunur.” hükmünün yer almaktadır.
Kooperatif Ana Sözleşmesi’nin 44. maddesinin 12. paragrafında yer yer alan “Doğacak sorumluluk yönetim kuruluna ait olmak üzere kendi ortakları arasından veya hariçten bir veya birkaç kişiyi kooperatifi ilzam edecek tasarruflarda bulunmaya veya muayyen işlerde kooperatifi temsil etmeye yetkili kılmak.”, 1163 saylı Kooperatifler Kanunu’nun 58. maddesinde yer alan: “Ana sözleşme, Genel Kurula veya Yönetim Kuruluna, kooperatifin yönetimini ve temsilini kismen veya tamamen kooperatif ortağı bulunmaları şart olmayan bir veya birkaç müdüre veya Yönetim Kurulu üyesine tevdi etmek yetkisini verebilir.” yolundaki hükümler ile 6102 sayılı TTK’nın 367 ve 370. maddeleri uyarınca kooperatif yönetiminin fiili olarak kısmen veya tamamen bir veya birkaç yönetim kuruluna devredildiğini somut belgelere dayalı olarak objektif bir şekilde ispat edememeleri halinde müşterek ve müteselsilen sorumlu olurlar.
Mevcut dosya kapsamı itibariyle dosya kapsamındaki davalı yönetim kurulu üyelerinin kooperatif yönetim kurulu üyelerinden ya da dışarıdan atadıkları bir müdüre kooperatifin yönetimini ve temsilini kısmen veya tamamen devrettiklerine dair herhangi bir bilgi ya da belgenin dosya kapsamında fiilen mevcut olmadığı, bu sebeple da davalı yönetim kurulu üyelerinin söz konusu filler sebebiyle müşterek ve müteselsilen sorumlu oldukları değerlendirilmiştir.
Eldeki dava yönünden ceza dosyasında alınan bilirkişi raporu, ceza dosyası içeriği, mahkememiz dava dosyası ve dava dosyasındaki tüm bilgi ve belgeler değerlendirilerek alınan bilirkişi kök ve ek raporlarından kooperatif adına açılmış hesaplar bulunan Akbank ve … şubesi bulunmayan yerlerde ikamet eden kooperatif ortakları tarafından kooperatifin yönetim kurulu eski başkanı …’ın eşi … adına … Bankası Antalya Şubesinde açılan şahsi hesaba kooperatif aidatı olarak 2006-2012 döneminde toplam 483.062,30 TL yatırıldığı, bu hesaptan kooperatif adına söz konusu dönemde yapılan ödemeler toplamının ise 84.379,45 TL olduğu, dolayısıyla bakiye 398.682,85 TL’lik bölümün …’ın uhdesinde kaldığı anlaşılmıştır.
Kooperatif Yönetim Kurulu Başkanı …’ın oğlu …’ın kooperatifte fiilen hiç çalışmadığı halde sanki kooperatifte fiilen çalışıyormuş gibi gerçeğe aykırı olarak tanzim edilen bordrolar ile adına ücret tahakkuk ettirildiği, tahakkuk ettirilen ücretlerin …’a ödenen tediye fişleri ile ödendiği, … adına gerçeğe aykırı olarak tahakkuk ettirilen SGK işveren priminin de SGK’ya ödendiği, bu suretle kooperatif tarafından 2007-2008-2009-2010-2011 ve 2012 yıllarında yapılan ödemeler toplamı 56.838,35 TL olduğu anlaşılmıştır.
Kooperatif yönetim kurulu başkanı … tarafından cari mevduat hükümlerine aykırı olarak tek imza ile ve özetle …’a bordroda tahakkuk eden ücret ve sigorta primlerinin geriye ödenmesi açıklamasıyla düzenlenen tahsil fişleri ile 2019-2011 ve 2012 yıllarında genel toplam itibariyle 40.906,00 TL’nin …’dan geriye tahsil edildiği anlaşılmıştır.
Dosyada bulunan … Antalya Şubesinin 13/04/2015 tarih ve … sayılı yazı ekinde yer alan belgelere göre kooperatif yönetim kurulu başkanı … tarafından cari mevdruat hükümlerine aykırı olarak imzalanarak … Antalya Şubesine 01/10/2011 tarihinde verilen havale/EFT talimatı ile … Koop’nin banka şubesinde bulunan hesabından 15.000,00 TL’nin …’ın … Bankası … Şubesinde bulunan hesabına EFT yapıldığı, bu suretle de kooperatif yönetim kurulu başkanı davalı …’ın yönetim kurulu başkanı olması sebebiyle zilyetliği kendisine devredilmiş koruma ve gözetimi ile sorumlu olduğu 15.000,00 TL tutarındaki kooperatif parasını mal edildiği, 15.000,00 TL tutarındaki bu zarardan söz konusu dönemdeki yönetim kurulu üyelerinin müteselsilen sorumlu oldukları anlaşılmıştır.
Yukarıda belirtilen açıklamalar dikkate alındığında davalı kooperatife yönetim kurulu üyesi olan … ve …’nın toplam zarar miktarı olan 429.615,20 TL’nin tamamından sorumlu oldukları davalı … …’ın ise hesabına yatan ve mal edindiği anlaşılan 398.682,85 TL yönünden … ve … ile birlikte müştereken ve mütesilsilen sorumlu olduğu, davalı …’ın kendisi için SGK’ya yapılan ödemelerden kaynaklı olarak zararın 15.932,35 TL’sinden … ve … ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu anlaşılarak davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı gerekçeli kararda anlaşılacağı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
Buna göre 429.615,20 TL tazminatın davalılar Ahmet Küçüçandır, …, …, …’dan (davalılar … yönünden 398.682,85 TL, … yönünden 15.932,35 TL ile sınırlı olmak kaydıyla) dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
2-Harçlar Kanunu Uyarınca alınması gerekli 29.347,01-TL harçtan, peşin olarak alınan 256,17 TL harç ile ıslah ile alınan 7.080,76 TL. harcın mahsubu ile bakiye 22.010,08 TL harcın davalılardan (davalı … … yönünden 27.234,02 TL, … yönünden 1.088,33 TL ile sınırlı olmak kaydıyla) müteselsilen alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap edilen 38.523,06-TL vekalet ücretinin davalılardan (davalı … …’ın 35.749,35-TL’si, …’ın 1.428,63 TL’si ile sınırlı olmak kaydıyla) müteselsilen tahsili ile davacılara VERİLMESİNE,
4-Davacılar tarafından yapılan 283,87 TL ilk dava masrafı, 7.080,76 TL ıslah harcı, 593,30 TL davetiye, 299,75 TL müzekkere, 3.676,20-TL bilirkişi giderinden ibaret olmak üzere toplam 11.933,88-TL yargılama giderinin davalılardan (davalı … … yönünden 11.074,63 TL, … yönünden 442,56 TL’sinden ile sınırlı olmak kaydıyla) müteselsilen tahsili ile davacılara VERİLMESİNE,
5-Artan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde istek aranmaksızın taraflara İADESİNE,
Dair; davacı vekilinin ve davalı …’ın yüzüne karşı, diğer davalıların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/04/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır