Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/98 E. 2023/96 K. 14.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/98 Esas
KARAR NO : 2023/96
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 10/02/2023
KARAR TARİHİ : 14/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; sigortalı …’e ait gayrimenkulun müvekkili şirket tarafından … – … tarihleri arasında benim … ile sigorta güvencesi altına alındığını, … tarihinde müvekkili şirkete sigortalı konutta davalı … marka … kaynaklı yangın meydana geldiğini, yaptırılan ekspertiz ve düzenlenen faturalar neticesinde hak sahibine … tarihinde …-TL ödendiğini, davalı aleyhine Antalya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafça takibe itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu belirterek davalı tarafça icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava; konut sigorta poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin zarardan sorumlu olduğu iddia olunan davalıdan rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Görev kamu düzenine ilişkindir ve HMK ‘nun 114/1-c madde ve bendi uyarınca dava şartlarındandır. Dolayısıyla muhakeme süresince mahkemece göz önünde bulundurulması gerektiği gibi, taraflarca da her zaman ileri sürülebilir.
Davacı … şirketi, bu davayı sigortalısının halefi olarak açtığına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22.03.1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı kararında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun’un 3/1-k maddesinde Tüketici ” Ticari veya mesleki olmayan amaçlı hareket eden gerçek veya tüzel kişi” olarak 3/1-ı bendinde ise Tüketici işlemi “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” olarak tanımlanmıştır.
Aynı Kanun’un 73/1. maddesinde; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalara bakma görevinin tüketici mahkemelerine ait olduğu ve 83. maddesinde ise, taraflardan birinin tüketici olduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının sigortalısı olan …’e ait konutta davalı … marka … kaynaklı olduğu iddia olunan yangın nedeniyle davacı sigortacının sigortalısına ödeme yaptığı ve yaptığı ödeme ile sigortalısının haklarına halef olduğu, işbu davada davacı sigortacının sigortalısına yaptığı ödemeyle kazandığı halefiyet hakkına dayalı olarak da ayıplı mal ve hizmet sunduğunu iddia ettiği davalıya rücu amacıyla yaptığı takipteki itirazın iptalini talep ettiği, davaya konu istemin davacının sigortalısı ile davalı arasındaki tüketici işlemine dayandığı, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ışığında davacının sigortalısı gerçek kişi tüketici konumunda olup, sigortalı ile davalı arasındaki satım ve hizmet ilişkisi bir tüketici işleminden kaynaklanan bu uyuşmazlığa ilişkin davaya bakma görevinin Tüketici Mahkemesine ait olduğu, Mahkememizin davaya bakmaya görevli olmadığı, görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, dava şartlarından olduğu ve yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak davanın göreve ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, davanın göreve ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Davaya bakmaya Antalya Tüketici Mahkemesi’nin GÖREVLİ OLDUĞUNA,
3-6100 sayılı HMK’nın 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra iki haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli ANTALYA NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
Varsa artan gider avansının dosyasına AKTARILMASINA,
İki haftalık süre içinde dosyanın gönderilmesi için talepte bulunulmaması halinde mahkememizce re’sen davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğine,
4-6100 sayılı HMK’nın 331. maddesi gereğince harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemeye gönderilmesi halinde görevli mahkemece değerlendirilmesine; davaya bir başka mahkemede devam edilmemesi halinde dava açılmamış sayılacağından yargılama giderlerinin mahkememiz dava dosyası üzerinden KARARA BAĞLANMASINA,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 14/02/2023

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza