Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/40
KARAR NO : 2023/389
DAVA : Alacak (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan Sebepsiz İktisab Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 18/01/2023
KARAR TARİHİ : 05/07/2023
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan Sebepsiz İktisab Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalının borçlusu olduğu … tanzim, … ödeme tarihli, …-tL bedelli senedin tahsili amacıyla Antalya … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun imzaya itiraz ettiğini, Antalya … İcra Hukuk Mahkemesi’nin … E. ve … K. sayılı ilamı ile alacaklı müvekkilin imza incelemesi için gerekli bilirkişi masrafı yatırılmadığından bahisle imzaya itirazın kabulü ile alacaklı aleyhine %20 tazminata hükmedildiğini, senet ticari bir işten değil akrabalık ilişkisinden doğan ödünç para vermeye ilişkin olduğunu, davaya konu senetteki imzanın müvekkilin eski eşi …’in huzurunda atılmış olması sebebiyle imzanın davalıya ait olduğu konusunda şüphenin olmadığını, müvekkili tarafından davaya konu senede dayalı olarak Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. ve … K. sayılı dosyası ile davalı … (…) …’e karşı alacak davası açıldığını, Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. ve … K. sayılı dosyasında ATK tarafından alınan raporda dava konusu senet üzerindeki borçlu imzalarının davalı … (…) …’e ait olduğunun tespit edildiğini, senetteki imzaların davalıya ait olmasının tespiti nedeniyle müvekkil hakkında ceza kararı verilen Antalya … Ağır Ceza Mahkemesi’nin … E. ve … K. sayılı dosyada müvekkilin yeni tespit edilen delil nedeniyle tekrar yargılanmasına karar verildiğini bildirerek öncelikle kötü niyetli davalının kayıtlı taşınır- taşınmaz malları üzerine ve bankalardaki hesapları üzerine dava değeri tutarında ihtiyati tedbir konulmasını, davanın kabulü ile … tanzim, … vade tarihli olan senetten kaynaklanan …-TL’nin davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkiline gönderilen tebligatın usulsüz olduğunu, öte yandan muhatabın adreste bulunmaması halinde tebliğ memurunun ne şekilde işlem yapması gerektiğinin Tebligat kanununda yer aldığını, müvekkilinin davacıdan borç para almadığını ve böyle bir senedi düzenleyip davacıya vermediğini, davacı tarafın Antalya … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, Antalya … İcra Hukuk Mahkemesine itiraz edildiğini ve mahkemenin takibi iptal edip kararın kesinleştiğini, sahte senet düzenlemekten dolayı davacı hakkında şikayette bulunulduğunu, Antalya … Ağır Ceza Mahkemesi’nin … E. ve … K. sayılı dosyası ile hakkında kamu davası açıldığını ve davacının cezalandırılmasına karar verildiğini, senet üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesinde senedin müvekkilinin eli ürünü olmadığının ortaya çıktığını, Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyasında ATK Fizik İhtisas Dairesinden alınan raporda senedin müvekkilinin eli ürünü olmadığının teyit edildiğini, … adet bilirkişi raporundan … tanesi müvekkilinin lehine geldiğini, … tanesinin aleyhine geldiğini, müvekkilinin ikamet adresinin … olduğunu, bu sebeple yetkili mahkemelerin … mahkemeleri olduğunu, söz konusu senedin kambiyo niteliğinde olmadığını, kambiyo niteliğinde olsa bile … yıllık zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle kambiyo vasfını yitirdiğini bildirerek yukarıdaki belirtilen sebeplerle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce Antalya … Ağır Ceza Mahkemesinin … E. ve … K. sayılı kararı ile; “Sanık … hakkında Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının … tarih … savcılık esas sayılı iddianamesiyle katılan …’e yönelik Nitelikli Dolandırıcılık ve Resmi Belgede Sahtecilik suçundan cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasında; mahkememizce yapılan yargılama sonucunda eylemin subut bulduğu kabul edilerek mahkememizin … esas … karar sayılı … tarihli kararıyla TCK 204/1 maddesi gereğince cezalandırılmasına ilişkin hazırlanan hükmün açıklanmanın geri bırakılmasına ve yine TCK 158/1-d, 35 maddesi gereğince hazırlanan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, bu karara yayıpan itiraz sonucunda Antalya …Ağır Ceza Mahkemesinin … değişik iş kararıyla itirazın reddine dair … tarihinde karar verilmesine üzere ve yine katılanın itirazı üzerine de … tarihinde itirazın reddine karar verilmesi üzerine … tarihinde her iki suç yönünden hükmün kesinleştiği, … tarihinden itibaren … yıllık süre içerisinde sanığın adli sicil kaydına göre herhangi bir suç işlemdiği ve UYAP suç sorgusuna göre, herhangi bir suça iştirak etmediği, hakkında soruşturma bulunmadığı tespit edildiğinden sanık müdafisinin mahkememize yeni adli tıp raporunu da eklemek suretiyle başvuru yapmış olduğu … tarihi öncesinde ve raporun alındığı tarih olan … tarihi öncesinde … tarihi itibariyle sanık için belirlenen denetim süresini suç işlemeksizin doldurduğu görülmekle; yeniden yargılama şartının da bu nedenlerle oluşmadığı değerlendirildiğinden sanık hakkında mahkememizce verilen … Esas ve … Karar sayılı hükmün CMK 231/10 maddesi gereğince ORTADAN KALDIRILARAK SANIK HAKKINDA AÇILAN KAMU DAVASININ DÜŞMESİNE,” karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememiz dosyası arasına alınan yine Mahkememizin … E. ve … K. sayılı dosyasının incelenmesinde; “Mahkememizde görülmekte olan alacak davasının, davacı vekilince sunulan ıslah dilekçesi ile davacının Antalya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibi nedeniyle alacaklı olduğunun tespitine, borçlunun itirazının kabulüne yönelik Antalya … İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı durdurma kararının kaldırılarak takibin devamına ve davalının kötü niyeti nedeniyle %40 oranındaki icra inkar tazminatının davalı borçludan alınarak davacıya verilmesi şeklinde ıslah edilmiş ise de; ıslaha konu taleplerin mahkememizin görev ve yetkisinde bulunmadığı anlaşılmakla davanın ıslah edilmiş haliyle REDDİNE,” karar verildiği, Mahkememiz kararının … tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin … E. ve … K. sayılı dosyasında: İstanbul Fizik İhtisas Dairesinin … tarihli raporunda özetle; … tarihli ve … esas sayılı yazısı ile … tarihinde şubemize verilen dosya içerisinde; … tarihli ve … sayılı raporumuz ile … tarihli bilirkişi raporu arasında çelişkinin giderilmesi hususunda Adli Tıp Genel Kurulu’nda inceleme yapılması istenilmiş olup; Adli Tıp Genel Kurulunun Çalışma Usulüne Ait Genel Hükümler, Adli Tıp Kurumu Kanunu Uygulama Yönetmeliği 2659 sayılı Adlî Tıp Kurumu Kanununun 4810 sayılı Kanun ile değişik 23. maddesine dayanılarak hazırlanmış olup (Madde 23), Adli Tıp Genel Kurulunun çalışma usullerine ait genel hükümlerinde yer alan ” Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesi ve Trafik İhtisas Dairesi’nin işleri Adli Tıp Genel Kurulu’nda incelemeye alınmaz. Bu dairelerden birinin raporu ile diğer bir bilirkişi raporu arasında çelişki varsa, mahkeme veya Cumhuriyet savcılıklarınca gerekçesi belirtilmek suretiyle ihtisas dairesi en az yedi uzmanın katılımıyla rapor hazırlar. Bu raporda daha önceki raporda imzası bulunan uzmanların, ihtisas dairesindeki görevi devam ettiği sürece, katılımı zorunludur. ” hükmü gereğince, inceleme konusu belgenin genişletilmiş uzmanlar kurulunca yeni gelen mukayese belgeler ile yeniden yapılan incelemede; İnceleme konusu senette atılı borçlu imzaları ile … (…) …’ün mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu imzaların … (…) …’ün eli ürünü olduğu” hususlarını bildirir rapor sunulduğu anlaşılmıştır.
Dava; … tanzim tarihli ve … ödeme tarihli, …-TL bedelli bonodan kaynaklı alacak davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; … tanzim tarihli ve … ödeme tarihli, …-TL bedelli bono nedeniyle davacı yanın alacaklı olup olmadığı, senetteki borçluya ait imzanın davalıya ait olup olmadığı, senet bedelinin davalı yandan tahsilinin mümkün bulunup bulunmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamının bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; Davacı tarafça; davalıya borç para verdiği ve karşılığında senet aldığı; ancak davalının senetteki imzayı inkar etmesine rağmen senetteki imzanın davalıya ait olduğu, davalının imza atarken yanında eşinin de bulunduğu, buna rağmen davalının borcu ödememek için imzaya itiraz ettiği, itirazın kötü niyeli olarak yapıldığından bahisle … tanzim, … vade tarihli olan senetten kaynaklanan eldeki alacak davasının ikame edildiği anlaşılmıştır.
Davalı yan … tarihli beyan dilekçesi ile dava dilekçesinin tebliğinin usulsüz olduğundan bahisle ıttıla tarihinin … olarak tespit edilmesini talep ettiği, Mahkememizce önce davalı yan adına dava dilekçesinde bildirilen adrese tebligat çıkarıldığı, bu tebligatın iade edilmesi üzerine davalının (mernis) adres kayıt sistemindeki adresine Tebligat Kanunu’nun 21/2 maddesi gereğince tebligat çıkarıldığı, tebligatın mahalle muhtarı tarafından imzalanarak alındığı anlaşılmıştır. Her ne kadar davalı yanca; ilk kez tebliğ çıkarılan adrese Tebligat Kanunu’nun 21/2 maddesi şerhinin yazılmasının usulsüz olduğu iddia edilmişse de; muhatabın bilinen en son adresine çıkartılan tebligatın iade edilmesi ve adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresinin bilinen adresten farklı olması hâlinde; adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine “mernis adresi” şerhi verilerek Tebligat Kanunu‘nun 21/2. maddesi uyarınca doğrudan tebligat çıkartılması yeterli olup, öncelikle bu adrese normal bir tebligat çıkartılması gerekmediğinden davalı yanın … tarihinin … olarak tespit edilmesi talebinin reddine karar vermek gerekmiş, dolayısı ile davalı yanca süresi içerisinde cevap dilekçesi ibraz edilmediğinden davalı yanın zamanaşımı ve yetki itirazlarının esasa cevap süresi içerisinde ileri sürülmediğinden reddine karar vermek gerekmiştir.
… yanca her ne kadar Mahkememizin … E. ve … K. sayılı dosyasının eldeki dava için kesin hüküm teşkil ettiğini ileri sürerek dava şartı itirazında bulunmuşsa da; Mahkememizin … E. ve … K. sayılı dosyasında; “….ıslaha konu taleplerin mahkememizin görev ve yetkisinde bulunmadığı anlaşılmakla davanın ıslah edilmiş haliyle REDDİNE” karar verildiği, davanın ıslah edilen haliyle icra mahkemelerinin görevli olduğu; ancak icra mahkemelerine görevsizlik kararı verilemeyeceğinden davanın ıslah edilmiş hali ile reddine karar verildiği, dolayısı ile verilen hükmün usulden red mahiyetinde olduğundan eldeki dava için kesin hüküm teşkil etmeyeceği anlaşılmış olup davalı yanın kesin hüküm dava şartı itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
Dosyamız arasına alınan Mahkememizin … E. ve … K. sayılı dosyasında; dava dosyası İstanbul Fizik İhtisas Dairesi’ne gönderilerek; “… tarihli ve … sayılı rapor ile … tarihli bilirkişi raporu arasında çelişkinin giderilmesi hususunda Adli Tıp Genel Kurulu’nda inceleme yapılması” istenilmiş olup, düzenlenen … tarihli bilirkişi raporunda; inceleme konusu belgenin genişletilmiş uzmanlar kurulunca yeni gelen mukayese belgeler ile yeniden yapılan incelemesi sonucunda; davaya konu senette atılı borçlu imzaları ile … (…) …’ün mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu imzaların … (…) …’ün eli ürünü olduğu belirlenmiş olup; dosya içerisinde bulunan diğer raporla çelişkilerin giderilmesi amacıyla alınan genişletilmiş uzmanlar kurulu raporu hükme esas alınmış olup; açıklanan gerekçelerle; davaya konu … tanzim tarihli ve … ödeme tarihli, …-TL bedelli bono nedeniyle davacı yanın davalı yandan alacaklı olduğunun belirlendiği, her ne kadar davacı yanca vade tarihinden itibaren faiz talep edilmişse de; eldeki alacak davasında davadan önce davalı yanın usulünce temerrüde düşürülmediği anlaşıldığından; …-TL alacağın dava tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı yandan alınarak davacı yana verilmesine dair, davanın kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi Yukarıda açıklanacağı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;
-…-TL alacağın dava tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı yandan alınarak davacı yana verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan …-TL nispi karar ve ilam harcından, başlangıçta yatırılan …-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye …-TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan …-TL peşin harç ile …-TL başvurma harcı olmak üzere toplam …-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan …-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan …-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Arabuluculuğa ilişkin dava şartı nedeni ile kamu tarafından yapılan …-TL yargılama giderinin 6325 sayılı HUAK’nın 18/A-13. maddesi gereği davalıdan alınarak HAZİNEYE gelir KAYDINA,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair; e-duruşma ile katılan taraf vekilleri ile davacı asilin yüzüne, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile Antalya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/07/2023
Katip …
¸(e-imzalı)
Hakim …
¸(e-imzalı)