Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/306
KARAR NO : 2023/271
DAVA : Marka Hakkına Tecavüzün Tespiti
DAVA TARİHİ : 05/05/2023
KARAR TARİHİ : 05/05/2023
Mahkememizde görülmekte olan Marka Hakkına Tecavüzün Tespiti davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; … ve … Kurumuna yapılan başvuru sonucunda … ait … adet … logo, … logo ile “…” ve “…” adları …, …, …, …, ve … başvuru numaralarıyla … markası olarak tescil edildiğini, ve … tarihinden itibaren … altına alındığını, … adlı vakıf Antalya … Asliye Hukuk Mahkemesinin … tarihli ve E…. K…. sayılı kararıyla tescil edildiğini ve … Müdürlüğü tarafından … tarih, … sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak kurulduğunu, müvekkili … davalı vakıfla hiçbir resmi veya organik bağının bulunmadığını, adı geçen vakıf tarafından … adına … markası olarak tescil edilen “…” adı kullanılmak ve logoları … veya … edilmek suretiyle askeri personel oldukları izlenimi verilen ve … personelinin günlük eğitim kıyafetinin itibarı ile güvenilirliğinden yararlanmak maksadıyla kurgulanmış kamuflajlı kişiler vasıtasıyla faaliyetlerin organize edildiğini, oluşturulan örün sayfalarının … ile organik bağı olduğu izlenimi verecek şekilde kurgulandığını ve bağış veya online ödeme adı altında gelir toplandığını, hukuka aykırı faaliyetler organize edilerek bilet satışında bulunmak, stant kurmak suretiyle hediyelik eşya adı altında satış yapmak ve reklam alınmak adı altında gelir elde etmek suretiyle haksız gelir elde edildiğinin tespit edildiğini, Ankara … Sulh Ceza Hakimliğinin … tarih … D.iş sayılı kararı ile davalı tarafın internet adreslerine erişimin engellemesine karar verildiğini, davalı taraf “…” adını ve … …-… logosunu gerçeğinden ayırt edilemeyecek şekilde taklit ederek kullanmak suretiyle kamuoyuna … ile organik bağı bulunduğu izlenimi verdiğini, bu şekilde 3. Kişinin önüne geçmek suretiyle dürüstlük kuralına aykırı davranarak haksız rekabette bulunduğunu ve haksız kazanç elde ettiğini bildirerek davalı … adlı vakfın, marka hakkında tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespiti ile faaliyetlerinin men’ine, haksız rekabet ve marka ihlalinde kullanılan her türlü malzemelere el konularak imhasına, haksız rekabet sonucu elde edilen veya bunun mümkün olmaması halinde elde edilmesi mümkün bulunan gelirin adı geçen vakıftan alınarak … verilmesine, dava sonunda verilecek kararın masrafı davalıdan tahsil edilmek ve kamuoyuna duyurulmak üzere Basın İlan Kurumunca belirlenecek ve ülke genelinde yayım yapan en yüksek tirajlı en az 3 gazetede yayımlanmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava, Marka hakkına tecavüzün tespiti ile haksız durumun ortadan kaldırılması talebine ilişkindir.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 7. maddesinin ilk 4 fıkrasında ;” (1) Bu Kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir.
2) Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır:
a) Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması.
b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.
c) Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
(3) Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir:
a) İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması.
b) İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi.
c) İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi.
ç) İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması.
d) İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması.
e) İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması.
f) İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması.
(4) Markanın sahibine sağladığı haklar, üçüncü kişilere karşı marka tescilinin yayım tarihi itibarıyla hüküm ifade eder. Ancak marka başvurusunun Bültende yayımlanmasından sonra gerçekleşen ve marka tescilinin ilan edilmiş olması hâlinde yasaklanması söz konusu olabilecek fiiller nedeniyle başvuru sahibi, tazminat davası açmaya yetkilidir. Mahkeme, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak tescilin yayımlanmasından önce karar veremez. ” hükmü öngörülürken, aynı kanunun 29/1 maddesinde; ” Aşağıdaki fiiller marka hakkına tecavüz sayılır:
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
ç) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.” hükmü öngörülmüştür.
Markanın tescil kapsamına giren aynı mal veya hizmetlerle ilgili olarak, tescilli bir marka ile aynı olan herhangi bir işaret kullanılırsa (iktibas suretiyle tecavüz), ikinci olarak tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsamına giren mal veya hizmetlerle benzer olmayan mal veya hizmetlerde kullanılırsa (iltibas suretiyle tecavüz) marka hakkına tecavüz oluşturur.
Somut olayda; davacının … yapılan başvuru sonucunda …’na ait iki adet … logo, … logo (…) ile “…” ve “…” adları … markası olarak … tarihinde … altına alındığı anlaşılmakla; davalının kullandığı iddia edilen “…” adını ve …’nın … markası olarak tescilli …-… logosunu gerçeğinden ayırt edilemeyecek şekilde taklit ederek kullandığından bahisle yürüttüğü iddia edilen faaliyetlerde marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi ve çözümü Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin görev alanına girmektedir. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın … tarih, … Esas ve … Karar sayılı ilamında da; ” Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla ve her ne kadar davacı tarafın taleplerini haksız rekabete dayandırdığı açık olsa da davalı vekilinin savunmasında, müvekkilinin dava tarihinden önce marka ve tasarım tescil başvurusunda bulunduğunu ve dava konusu eyleminin marka ve tasarım hakkına dayandığını savunup, … numaralı marka ve … numaralı tasarım tescil başvurularına ait belgeleri dosyaya sunmasına, bu durumda davalının fiilinin haksız rekabet teşkil edip etmeyeceğinin tespit ve değerlendirilmesi görevinin ihtisas mahkemesi olarak fikri sınai haklar hukuk mahkemesine ait bulunmasına, Yargıtay’ın emsal uygulamasının da bu yönde olmasına (Yargıtay … HD.’nin … gün ve … E.-… K., … gün ve … E.-… K.) göre, davacılar vekillerinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir. ” şeklinde belirlendiği, bu bağlamda; davadan evvel tescil başvurusu yapılmış markaya yönelik tecavüz ve haksız rekabet iddialarının ihtisas mahkemesi tarafından incelenmesi gerektiği belirtilmiştir. Açıklanan sebeplerle Mahkememizin görevsizliği sebebiyle davanın usulden reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi Yukarıda açıklanacağı üzere;
1-Davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle HMK’nun 114. ve 115. maddeleri gereğince davanın usulden REDDİNE,
2-6100 sayılı HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde başvurulması halinde dosyanın görevli ANTALYA … ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE (Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi Sıfatıyla yargılama yapan) GÖNDERİLMESİNE,
3-Karar kesinleştiğinde talep halinde dosyanın görevli mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
4-6100 sayılı HMK’nun 331.maddesi gereğince harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerin yetkili ve görevli mahkemece, davaya bir başka mahkemede devam edilmemesi ve davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde ise yargılama giderlerinin mahkememizce dava dosyası üzerinden KARARA BAĞLANMASINA,
5-Artan gider avansının dosyasına AKTARILMASINA,
Dair; Tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 sayılı HMK’nın 345. Maddesi gereğince (2) iki hafta içinde ilgili Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 05/05/2023
Katip …
¸(e-imzalı)
Hakim …
¸(e-imzalı)