Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/226 E. 2023/454 K. 07.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/226 Esas
KARAR NO : 2023/454
DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/03/2023
KARAR TARİHİ : 07/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalının … AVM de bulunan bayisinden … tarihinde … … model telefonu … TL bedel ile satın aldığını, telefonun garanti süresi dolmadan … tarihinde arıza nedeniyle … Servis’e başvurduğunu, başvuru sonucunda telefonun yetkili olmayan kişiler tarafından açıldığı, orjinal olmayan parçalar ve bunlara bağlı arızalar tespit edildiğinden bahisle telefonda hiçbir onarım yapılmadan telefonun iade edildiğini, müvekkilinin garantili telefonu yetkili servis dışında hiç bir tamirciye götürmediğini, davaya konu iadesi istenen telefonun gizli ayıp nedeniyle kullanılamadığını, bu nedenle öncelikle … TL bedelin başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini, mümkün olmaması durumunda telefonun ayıpsız bir misli ile değiştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın zorunlu arabuluculuğa başvurmadığını, davanın öncelikle usulden reddi gerektiğini, dava konusu cep telefonunun ayıplı bir ürün olmadığını, cihaz üzerinde yetkisiz müdahalede bulunulduğunun tespit edildiğini, bir cihazın kendi kendine zarar görmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, cihaza yetkili olmayan kişilerce müdahale edildiğini, cihazın garanti kapsamı dışında kaldığını, ürün ayıplı olmadığından davacı tarafın bedel iadesi isteme hakkının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; satın alınan telefonun gizli ayıplı olması sebebine dayalı olarak açılan bedel iadesi, aksi takdirde ayıpsız misli ile değiştirilmesi istemine ilişkindir.
Mahkememizce … tarihli duruşmada verilen 2 nolu ara karar ile davacı vekiline arabuluculuk son tutanağını dosyaya sunması için bir hafta kesin süre verilmiş ve kesin sürenin sonuçları ihtar edilmiş, işbu ara karar … tarihinde davacı vekiline usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup davacı tarafça verilen kesin süre içerisinde arabuluculuk son tutanağı dosyaya sunulmamıştır.
01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A maddesinin 1. fıkrası ” Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmünü içermektedir.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun ‘Dava Şartı Olarak Arabuluculuk’ başlıklı 18/A maddesinde ise “(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması, dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya son tutanağın 1 haftalık kesin süre içerisinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” şeklindeki yasal düzenlemeye yer verilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta; taraflar arasındaki davanın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-a. maddesi gereği ticari dava olduğu, Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A. maddesi gereğince 4. maddede ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davaları hakkında dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulması gerektiği, davacının işbu davayı açmadan önce arabuluculuk yoluna başvurmadığı ve Mahkememizce verilen kesin süre içerisinde arabuluculuk tutanağını dosyaya sunmadığı, arabuluculuk dava şartının tamamlanabilir dava şartı niteliğinde olmadığı, davanın açıldığı tarih itibari ile davacı tarafından davalı aleyhine açılan işbu dava yönünden davanın açılmasından önce arabulucuya başvurunun dava şartı olduğu ve bu şartın gerçekleşmediği anlaşıldığından 6102 sayılı TTK’nın 5/a maddesi, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/a-2 maddesi ile HMK’nın 114/2 ve 115. maddeleri uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın arabuluculuk dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu ve Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 269,85.-TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 273,23.-TL harcın mahsubu ile bakiye 3,38.-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA, davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 9.200,00.-TL NİSPİ VEKALET ÜCRETİNİN DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
5-Taraflarca Mahkememiz veznesine depo edilen ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE,
Dair; tarafların yokluğunda, miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/09/2023

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza