Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/742 E. 2023/502 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/742 Esas
KARAR NO : 2023/502
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 08/11/2022
KARAR TARİHİ : 28/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında ticari iş ilişkisi bulunmakta olup müvekkili şirketin belirli bir bedel karşılığında davalıdan … ve … ürünler satın aldığını, taraflar arasında devamlılık arz eden alım/satıma dayalı cari hesap ilişkisi bulunması nedeniyle müvekkili şirket tarafından belirli aralıklarda davalıya ödemelerde bulunulduğunu, müvekkili şirketin muhasebe birimi bazı dönemlerde herhangi bir mal alım-satımı olmamasına rağmen müvekkili şirketin banka hesabından, davalının … A.Ş.’de bulunan … Iban numaralı hesabına sehven fazla ödemeler yapıldığını, bu hatalı ödemelerin davacı şirketin eski muhasebecisinin görevine son verilmesi ve yeni muhasebecinin şirket kayıtlarında yapmış olduğu ayrıntılı incelenme neticesinde tespit edildiğini, davalının hesabına … tarihli … TL tutarlı, … tarihli … TL tutarlı, … tarihli … TL tutarlı, … tarihli … TL tutarlı, … tarihli … TL tutarlı, … tarihli … TL tutarlı dekontlar ile herhangi bir iş/mal/hizmet karşılığı olmadan toplamda … TL tutarında para gönderildiğini, müvekkili şirket yetkilileri tarafından sehven gönderilen ve davalının sebepsiz zenginleşmesine yol açan bedellerin iadesi hakkında defalarca sözlü olarak uyarılmasına rağmen davalının haksız yere gönderilen paraların iadesini gerçekleştirmediğini, bunun üzerine Antalya … Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalıya herhangi bir mal/hizmet/iş karşılığı olmadan sehven gönderilmiş olan … TL’nin ticari faiziyle birlikte 7 iş günü içinde ödenmesi hususunun ihtar edildiğini, davalı tarafın ihtarnamede verilen süre zarfında müvekkiline herhangi bir ödemede bulunmayarak ve ihtarnameye cevap vermeyerek ihtarı sonuçsuz bıraktığını, davalının tüm ihtarlara rağmen muhasebe birimi tarafından sehven gönderilen paranın iadesini gerçekleştirmemesi üzerine taraflarınca dava konusu alacağı tahsil amacıyla Antalya … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile haciz yolu ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun … tarihli dilekçesiyle icra takibine, borca ve fer’ilerine itirazda bulunduğunu ve takibin durdurulduğunu belirterek itirazın iptaline, %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinin kanunun belirttiği hususları taşımadığını, davacının davalıya gönderildiğini ileri sürdüğü havale belgelerinde ödemenin konusu olarak herhangi bir kayıt yer almadığını, herhangi bir kayıt olmaması halinde havalenin borç ödemesi olarak kabul edilmesi gerektiğini, borç ödemesine yönelik havale nedeniyle ödemenin geri istenilmesinin olanaksız olduğunu, davalının havaleyi iyi niyetli olarak alıp elden çıkardığını, bu nedenle davaya konu para elden çıkmış olduğundan davalının geri verme yükümlülüğünün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; fazla ödemeye dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalının vaki itirazının iptali talebine ilişkindir.
Mahkememizce Antalya … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasının bir sureti UYAP sistemi üzerinden celbedilmiş, davalının tacir olup olmadığı hususunda araştırma yapmak üzere Antalya Ticaret ve Sanayi Odası’na, Antalya Esnaf ve Sanatkarlar Odası’na ve Antalya Vergi Dairesine müzekkere yazılarak gelen müzekkere cevapları dosya arasına alınmıştır.
Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. 6100 Sayılı HMK’nın 114/c maddesi uyarınca mahkemelerin görevi dava şartı olup, 115. maddesi uyarınca mahkeme dava şartlarının varlığını res’en araştırmakla yükümlüdür.
6102 sayılı TTK’nun 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı Kanunun 5. maddesinin ikinci fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu Kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
6102 sayılı TTK’nun 3. maddesinde, “Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” düzenlemesi getirilmiştir.
6102 sayılı TTK’nun 11. Maddesinde; “Ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir. Ticari işletme ile esnaf işletmesi arasındaki sınır, Bakanlar Kurulunca çıkarılacak kararnamede gösterilir.”, 12. maddesine göre “Bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işleten kimseye tacir denir.” Aynı Kanunun 15.maddesinde de; “İster gezici olsun ister bir dükkânda veya bir sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedenî çalışmasına dayanan ve geliri 11’inci maddenin ikinci fıkrası uyarınca çıkarılacak kararnamede gösterilen sınırı aşmayan ve sanat veya ticaretle uğraşan kişi esnaftır” düzenlemesi bulunmaktadır.
5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanununun 3’üncü maddesinde, Esnaf ve sanatkâr, ister gezici ister sabit bir mekânda bulunsun, Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunca belirlenen esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedenî çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usûlde vergilendirilenler ve işletme hesabı esasına göre deftere tâbi olanlar ile vergiden muaf bulunan meslek ve sanat sahibi kimseler olarak ifade edilmiştir.
19.02.1986 tarih ve 19024 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 25.01.1986 tarihli Bakanlar Kurulu Kararına göre; Vergi Usûl Kanununa istinaden birinci sınıf tacir sayılan ve bilanço esasına göre defter tutanlar ile işletme hesabına göre defter tutan ve birinci madde de belirtilenlerin dışında kalanların tacir ve sanayici sayılmaları kararlaştırılmıştır.
Vergi Usûl Kanununun 177. maddesinde “Birinci Sınıf Tüccarlar” sayılmış olup bu maddedeki birinci sınıf tacirlerle ilgili şartları taşımayanlar ise ikinci sınıf tacir sayılırlar. İkinci sınıf tacirler ise ticari işletme hesabına göre defter tutarlar.
21 Temmuz 2007 gün ve 26589 s. Resmi Gazete’de yayınlanan, Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayicinin Ayrımına İlişkin Bakanlar Kurulu Kararı’nın 1/b maddesi ile de, “213 sayılı Vergi Usul Kanununa istinaden birinci sınıf tacir sayılan ve bilanço esasına göre defter tutanlar ile işletme hesabına göre defter tutan ve bu Kararın (a) bendinde belirtilenlerin dışında kalanların tacir ve sanayici sayılmaları…” kararlaştırılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava fazla ödemeye dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali davası olup dosya kapsamına alınan müzekkere cevaplarına göre davalı yanın tacir kaydının bulunmadığı, esnaf kaydının bulunduğu ve işletmesinin esnaf boyutunda olduğu, davacı taraf tacir olsa dahi davalı yanın tacir olmadığı, yine bu davanın TTK’nın 4. maddesinde sayılan dava türleri arasında yer almadığından mutlak ticari dava olarak da nitelendirilemeyeceği, görev ile ilgili düzenleme kamu düzenine ilişkin olup taraflarca ileri sürülmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği, HMK’nın 114. maddesi uyarınca görev hususunun dava şartı niteliğinde olduğu nazara alınarak Mahkememizin davaya bakmakla görevli olmadığı, dava konusu uyuşmazlığın çözüm yerinin genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşıldığından davanın göreve ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, davanın göreve ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Davaya bakmaya Antalya Asliye Hukuk Mahkemesi’nin GÖREVLİ OLDUĞUNA,
3-6100 sayılı HMK’nın 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra iki haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli ANTALYA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE GÖNDERİLMESİNE,
Varsa artan gider avansının dosyasına AKTARILMASINA,
İki haftalık süre içinde dosyanın gönderilmesi için talepte bulunulmaması halinde mahkememizce re’sen davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğine,
4-6100 sayılı HMK’nın 331. maddesi gereğince harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemeye gönderilmesi halinde görevli mahkemece değerlendirilmesine; davaya bir başka mahkemede devam edilmemesi halinde dava açılmamış sayılacağından yargılama giderlerinin mahkememiz dava dosyası üzerinden KARARA BAĞLANMASINA,
Dair; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize sunulmak üzere herhangi bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurulmak suretiyle Antalya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.28/09/2023

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza