Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/66 E. 2022/801 K. 07.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/66
KARAR NO : 2022/801
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 25/01/2022
KARAR TARİHİ : 07/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili … ile davalılar arasında imzalanan sözleşmelere istinaden … bağlı … çalışan … tarafından müvekkil … ve … A.Ş aleyhine Antalya … İş Mahkemesinin … sayılı esasına kayden açılan dava sonucu verilen … tarihli, K…. sayılı kısmen kabul kısmen red kararına istinaden Antalya İcra Dairesinin … sayılı esasına kayden başlatılan icra takibi nedeniyle anılan icra dosyasına müvekkil tarafından … TL ödeme yapılmak durumunda kalındığını, söz konusu ödemenin asıl sorumlularının davalı iş veren şahıs ve şirketler olup, işbu dava öncesinde sarfedilen gayrete rağmen rücuen tahsil edilemeyen … TL’nin avans faizi ile birlikte davalılardan sorumlulukları nispetinde tahsili gerektiğini, müvekkil … tarafından …’e ödenmek durumunda kalınan meblağ davalılarla kurum arasında imzalanan dilekçe ekinde sunulan sözleşmelerin ilgili hükümleri gereğince işçiyi çalıştıran davalı şahıs ve şirketlerden ayrı ayrı talep edildiğini, gerek sözleşme hükümleri gerek müteselsil sorumlulukta iç ilişkiye yönelik yasal düzenlemeler ve gerekse yukarıda yer verilen yüksek mahkemenin emsal mahiyetinde uygulamaya yönelik kararları çerçevesinde müvekkili … tarafından davalı firmaların çalışanı olan dava dışı işçiye ödenen meblağın asıl muhatabı ve ödemesi gereken yükümlüsü davalı şirketler olduğunu, çünkü SGK mevzuatına uygun hareket etmenin çalışanlarının her türlü mevzuattan kaynaklanan haklarını yerine getirmekle yükümlü olan davalı şirketler buna aykırı hareket ettiğini, bunun neticesinde de müvekkil … hiçbir şekilde yükümlüsü ve sorumlusu olmadığı halde davalı şirketlerin çalışanının sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklı talebiyle karşı karşıya kalındığını, bu sebeple ödeme yapmak zorunda kalındığını, müvekkili … imzalanan sözleşme gereği davalı firmalara söz konusu ihale bedeli kapsamında ödemiş olduğundan böylece aynı hususlara ilişkin mükerrer ödeme yapıldığının söz konusu olduğunu bildirerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla dava dışı işçiye yapılan ve davalılar payına düşen ödemenin şimdilik … TL’lik kısmının ödeme tarihinden itibaren hesaplanacak avans faiziyle birlikte sorumlulukları oranında davalılardan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar … A.Ş., … A.Ş, …, … Şti., … A.Ş., … Şti., … Şti., … Şti. vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça müvekkil şirketler adına açılan davaya kabul etmediklerini, davacının müvekkillerine açılan davasını rücu edebilmesi için yasada öngörülen 2 yıllık sürenin dolma ihtimali olduğunu ve hak düşürücü süre itirazında bulunduklarını, davanın dayanağı işçi alacağının rücuen tahsili olduğunu, müvekkil şirketlerin kendisine tazminat ödenen işçinin ihale süresi ile sınırlı olarak işvereni durumunda olduğunu, buna karşın davacı … dava dışı işçinin asıl iş verini durumunda olduğu ise kesinleşen mahkeme kararı ile sabit olduğunu, taraflar arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesi gereğince müvekkil şirkete çalışanların kıdem tazminatları vs. İşçilik hak ve alacaklarına karşılık olmak üzere idare tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, davacı yapılan ödemenin tamamının rücuen tahsilini talep ettiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının rücu hakkı olduğu sonucuna varılacak dahi olsa, müvekkil şirketlerin sorumluluğu ancak dava dışı işçiyi çalıştırmış oldukları dönem ile sınırlı olacak şekilde yine o tarihte işçinin almakta olduğu ücret üzerinden hesaplanacak kıdem tazminatı miktarı ile sınırlı olacağını, Yargıtay’ın pek çok içtihadında belirtildiği üzere taraflar arasında işçiye karşı müştereken ve müteselsilen sorumluluk bulunmakla birlikte, taraflar ödenene bu miktardan bir birlerine karşı yarı yarıya sorumlu olduğunu bildirerek 6552 sayılı yasanın 8. Maddesi ile getirilen düzenleme uyarınca tazminat ödemelerinden sorumluluk münhasıran davacı … ait olduğundan müvekkiller hakkındaki davanın reddine, mahkeme aksi kanaatte olması halinde müvekkil şirketlerin yalnızca kıdem tazminatından ve dava dışı işçiyi çalıştırdığı dönemle ve ücretle sınırlı olacak şekilde ve yine davacı ile birlikte yarı yarıya sorumlu olduğunun kabulü ile fazlaya ilişkin taleplerin reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … – …, … A.Ş, …, Tasfiye Halinde … A.Ş, … A.Ş’ye dava dilekçesinin ve tensip zaptının usulüne uygun olarak tebliğ edildiği ancak davalılar tarafından herhangi bir cevap dilekçesinin sunulmadığı görüldü.
Mahkememizce … tarihli celse ara kararı uyarınca, dosyanın İş Hukuku-İşçilik Alacakları ve Sözleşmeleri konusunda uzman bilirkişi …’ya tevdi edilerek uyuşmazlık noktalarına ilişkin denetime elverişli bilirkişi raporu tanzim edilmesine karar verilmiş olup, bilirkişi … tarafından sunulan … tarihli bilirkişi raporu dosya kapsamına alınmıştır.
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu … havale tarihli ıslah dilekçesinde; sözleşmeden kaynaklı rücu alacağı olan …-TL talebini bilirkişi raporu doğrultusunda …-TL artırarak toplam …-TL’nin kabulüne karar verilerek davalılardan tahsilini talep ettiği ve ıslah harcını yatırdığı anlaşılmıştır.
Antalya … İş Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacısının …, davalısının … ile … Şirketi olduğu, … tarihinde davacının işçilik alacaklarının hüküm altına alındığı ve davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu tutuldukları kararın istinaf incelmesinden geçerek … tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Antalya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas saylı dosyasında; dava dışı alacaklı … tarafından Antalya … İş Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı ilamının takibe konulduğu, takipte kesinleşen …-TL … tarihinde takip borçlusu ve dosyamız davacısı tarafından davacı yana ödendiği anlaşılmıştır.
Dava; Taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesine dayalı dava dışı işçiye ödenen bedelin ve yargılama giderlerinin davalılardan tahsiline ilişkin rücuen alacak davasıdır.
Tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; Davacı ile davalılar arasındaki ilişki sözleşmesel olup, dayanağı bir hizmet sözleşmesidir. Davalılar, sözleşme gereği üstlendikleri işleri görmek üzere işçi çalıştırmış, sosyal haklarından kaynaklanan alacakları nedeniyle, işçi tarafından açılan davada, işçinin hak ettiği tazminattan, işveren şirket ile hizmet ilişkisi içerisinde yer alan davacı kurum, İş Kanunu’nun 2/6. maddesi gereğince sorumlu tutulmuştur.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 2/6.maddesi uyarınca, sorumluluğu Kanundan doğan davacı, aralarında sözleşme ilişkisi bulunan ve alt işveren sıfatıyla işçiyi çalıştıran davalılara, dava dışı işçiye ödediği tazminat ve ferileri yönünden sorumlulukları oranında rücu edebilecektir. Davacı kurum aleyhine açılan ve alacağın kaynağı olan dava dosyasının, davalılara ihbarı şartı aranması gerekmemektedir. Zira davacı kurum ile davalılar arasındaki ilişki, haksız fiil ilişkisine değil, sözleşme ilişkisine dayanmaktadır.
Dava konusu olayda da taraflar arasında asıl işveren- alt işveren ilişkisi mevcut olup, davalı asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak İş Kanunundan kaynaklanan yükümlülükler nedeniyle, davacı ile birlikte müteselsilen sorumludur. Burada Kanundan kaynaklanan bir teselsül hali söz konusu olup, asıl ve alt işverenler, dış ilişki itibariyle (dava dışı işçiye karşı) müseselsilen sorumludurlar. İç ilişkide (alacaklıya karşı müteselsilen sorumlu olan borçlular arasındaki ilişkide) ise, bu husustaki nihai sorumluluğun hangi tarafa ait olduğu konusunda taraflar kendi aralarında sözleşme yapabilirler. Nitekim 6098 sayılı TBK’nın 167. maddesinde; “Aksi kararlaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar.
Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır. Bu durumda borçlu, her bir borçluya ancak payı oranında rücu edebilir.
Borçlulardan birinden alınamayan miktarı, diğer borçlular eşit olarak üstlenmekle yükümlüdürler.” şeklinde belirtilmiştir.
Taraflar arasındaki hizmet sözleşmesi ve sözleşmenin eki niteliğinde bulunan şartnamelerde, taraflar asıl ve alt işvereni oldukları işçilerin, fiili işçilik dışındaki diğer tazminat, hak ve alacaklarından hangi tarafın, hangi oranda sorumlu olacaklarına dair bir hüküm olup olmadığı incelendiğinde; taraflar arasında imzalanan sözleşmeye ekli teknik şartnamenin 8.6. maddesinde; ” sözleşme süresince iş yasaları gereğince işçi ve işverene yüklenmiş olan tüm yükümlülükler (4857 sayılı İş Kanunu’nun 112. Maddesindeki tazminat ödemeleri hariç) yükleniciye ait olacak bu konularda idare muhatap ve taraf olmayacaktır…” hükmünün mevcut olduğu anlaşılmakla, davalıların, dava dışı işçinin çalıştığı döneme isabet eden işçilik hak ve alacaklarından sorumlu olduğu sözleşmenin eki mahiyetindeki teknik şartnamenin 8.6. maddesinde bulunan hüküm nedeni ile bu sorumluluğun tam olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca madde metninde; “4857 sayılı İş Kanunu’nun 112. maddesindeki tazminat ödemeleri hariç” şeklindeki bir kısıtlama yer almakta ise de; 4857 sayılı İş Kanunu’nun 112. maddesinin 6552 sayılı Yasa’nın 8. maddesi ile yapılan değişiklik taşeronun değil, taşeron tarafından çalıştırılan işçinin haklarını korumaya ve güvence altına almaya yönelik olup, asıl işverenin alt işverene rücu hakkını ortadan kaldıran her hangi bir düzenlemeye yer vermediği belirlenmiştir.
Tarafların serbest iradeleri ile düzenlediği sözleşme hükümleri bağlayıcı olacağından, davacının dava dışı işçiye ödediği kıdem tazminatı ile diğer işçilik alacaklarından davalı alt işverenlerin dava dışı işçiyi çalıştırdığı kendi dönemi ile sınırlı olarak sorumlu oldukları anlaşılmıştır.
Somut uyuşmazlıkta tarafların iddia ve beyanları, taraflarca ibraz edilen tüm deliller, Mahkememizce yazılan müzekkerelere verilen cevabi yazılar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Dosya kapsamına alınan ve hüküm kurmaya elverişli bulunan bilirkişi raporu doğrultusunda, davacı … tarafından dava dışı işçiye ödenen …-TL tazminatın; …-TL’lik kısmının davalı …-…’dan, …-TL’lik kısmının davalı …-…’den, …-TL’lik kısmının davalı …’den, …-TL’lik kısmının davalı … A.Ş.’den, …-TL’lik kısmının davalı … ŞTİ.’den, …-TL’lik kısmının davalı … A.Ş.’den, …-TL’lik kısmının davalı … A.Ş.’den, …-TL’lik kısmının davalı … Şirketi’nden, …-TL’lik kısmının davalı … Şirketi’nden, …-TL’lik kısmının davalı … Şirketi’nden, …-TL’lik kısmının … Şirketi’nden, …-TL’lik kısmının … Şirketi’nden, …-TL’lik kısmının Tasfiye Halinde … Şirketi’nden tahsiline karar vermek gerekmiştir.
Davacı tarafından ödeme tarihinden itibaren faize hükmedilmesi talep edilmiş olup, Yargıtay … Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın … tarih ve … Esas ve … Karar sayılı ilamında da; “Rücu hakkı başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin malvarlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelen tazminat niteliğinde bir talep hakkıdır. Davacının malvarlığındaki eksilme ödeme tarihinde gerçekleştiğine ve istem de bu şekilde olduğuna göre bu paraya ödeme günüden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken mahkemece açıklanan bu hususun göz ardı edilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir” şeklinde belirtildiği üzere, ödeme tarihinden itibaren avans faizine hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi Yukarıda açıklanacağı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile; …-TL tazminatın;
-…-TL’lik kısmının davalı …-…’dan,
-…-TL’lik kısmının davalı …-…’den,
-…-TL’lik kısmının davalı …’den,
-…-TL’lik kısmının davalı … A.Ş.’den,
-…-TL’lik kısmının davalı … ŞTİ.’den,
-…-TL’lik kısmının davalı … A.Ş.’den,
-…-TL’lik kısmının davalı … A.Ş.’den,
-…-TL’lik kısmının davalı … Şirketi’nden,
-…-TL’lik kısmının davalı … Şirketi’nden,
-…-TL’lik kısmının davalı Tasfiye Halinde … Şirketi’nden,
-…-TL’lik kısmının … Şirketi’nden,
-…-TL’lik kısmının … Şirketi’nden,
-…-TL’lik kısmının Tasfiye Halinde … Şirketi’nden ödeme tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsili ile davacı yana verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan …-TL nispi karar ve ilam harcından, başlangıçta yatırılan …-TL peşin ve …-TL ıslah harcı olmak üzere toplam …-TL’nin mahsubu ile bakiye …-TL nispi karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan …-TL (peşin+ıslah) ile …-TL başvurma harcı olmak üzere toplam …-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan …-TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, (davalı …-…’ın … TL’sinden, davalı …-…’in … TL’sinden, davalı …’ün … TL’sinden, davalı … A.Ş’nin … TL’sinden, davalı … Şti’nin … TL’sinden, davalı … A.Ş’nin … TL’sinden, davalı … A.Ş’nin … TL’sinden, davalı … A.Ş’nin … TL’sinden, davalı Tasfiye Halinde … Şti’nin … TL’sinden, davalı Tasfiye Halinde … Şti’nin … TL’sinden, davalı … Şti’nin …-TL’sinden, davalı … A.Ş’nin … TL’sinden, davalı Tasfiye Halinde … A.Ş’nin … TL’sinden sorumlu olması kaydıyla)
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan …-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, (davalı …-…’ın … TL’sinden, davalı …-…’in … TL’sinden, davalı …’ün … TL’sinden, davalı … A.Ş’nin … TL’sinden, davalı … Şti’nin … TL’sinden, davalı … A.Ş’nin … TL’sinden, davalı … A.Ş’nin … TL’sinden, davalı … A.Ş’nin … TL’sinden, davalı Tasfiye Halinde … Şti’nin … TL’sinden, davalı Tasfiye Halinde … Şti’nin … TL’sinden, davalı … Şti’nin … TL’sinden, davalı … A.Ş’nin… TL’sinden, davalı Tasfiye Halinde … A.Ş’nin … TL’sinden sorumlu olması kaydıyla)
6-Davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Arabuluculuğa ilişkin dava şartı nedeni ile kamu tarafından yapılan …-TL yargılama giderinin 6325 sayılı HUAK’nın 18/A-13. maddesi gereği davalıdan alınarak HAZİNEYE gelir KAYDINA, ( davalı …-…’ın … TL’sinden, davalı …-…’in … TL’sinden, davalı …’ün … TL’sinden, davalı … A.Ş’nin … TL’sinden, davalı … Şti’nin … TL’sinden, davalı … A.Ş’nin … TL’sinden, davalı … A.Ş’nin … TL’sinden, davalı … A.Ş’nin … TL’sinden, davalı Tasfiye Halinde … Şti’nin … TL’sinden, davalı Tasfiye Halinde … Şti’nin … TL’sinden, davalı … Şti’nin … TL’sinden, davalı … A.Ş’nin … TL’sinden, davalı Tasfiye Halinde … A.Ş’nin … TL’sinden sorumlu olması kaydıyla)
8-Taraflarca yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair; davacı ve davalı … yüzüne, diğer davalıların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile Antalya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/12/2022

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)