Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/489 E. 2022/845 K. 30.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/489 Esas
KARAR NO : 2022/845
DAVA : Rücuen Tazminat
DAVA TARİHİ : 26/07/2022
KARAR TARİHİ : 30/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Rücuen Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı … tarafından müvekkili ve davalılar aleyhine tazminat istemli dava açıldığını, Mersin … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında davanın reddine karar verildiğini, ilgili dosyada davacının verilen karara karşı istinaf talebinde bulunması üzerine Adana Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin … tarih … E. … K. sayılı ilamı ile davacının istinaf başvurusu kabul edilerek Mersin … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … E. … K. nolu kararını kaldırdığını, verilen istinaf ilamına karşı müvekkili ve huzurdaki dava davalılarının temyiz yoluna başvurduğunu, Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … tarih … E. …K. nolu ilamı ile Adana Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin … tarih …E. …K. nolu kararının onandığını, ilamın onanması ile müvekkilinin takibe konu borcu tamamen ödemek zorunda kaldığını, yine dava dışı … tarafından müvekkili aleyhine Mersin … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında tazminat istemli dava açıldığını, yargılama sürecinde işbu dosyanın davalılarının ihbar olunan ve feri müdahil sıfatı ile davaya dahil olduklarını, davanın kabulüne karar verildiğini, ilgili dosyada verilen karara karşı temyiz talebinde bulunmaları üzerine Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamı ile Mersin … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … E. … K. nolu kararının onanmasına ve onama kararına karşı yaptıkları karar düzeltme talebinin ise aynı dairenin … tarih ve … E. … K. sayılı ilamı ile reddine karar verildiğini, dosyanın temyiz aşamasında Mersin … Asliye Ticaret Mahkemesi … tarih ve …E.-…K. Nolu ilamı, Mersin … İcra Müdürlüğü … Esas Sayılı icra takibine dayanak yapıldığını, ilamın onanması ile müvekkilinin takibe konu borcu tamamen ödemek zorunda kaldığını, bahsi geçen her iki dava dosyasında davacıların … ve … ilçelerinde çiftçilik yaptığını, … yılında müvekkilinden “…” cinsi … aldıklarını, fidelerin … A.Ş. tarafından yetiştirildiğini, tohumların ise … A.Ş. tarafından yurt dışından ithal edildiğini, verilen kararlarda açıklandığı üzere, tohum ve fidelerde kullanılan … hastalık açısından analize tabi tutulmaması nedeniyle, zararın kaynağının tohum mu ya da fidelerde kullanılan … mı olduğu tam olarak belirlenememiş ise de müvekkilinin sadece ayıplı mal satan satıcı olarak 3. kişilere karşı sorumlu olduğu ancak iç ilişkide zararın meydana gelmesinde kusurlu olmadığının açık olduğunu, Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … tarih … E. … K. nolu ilamı ile onanan … Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin … tarih … E. … K. nolu ilamında “davalı … ve … firmasının % 50 oranında kusurlu kabul edildiğini, bu hususun ise iç ilişkide önem arz etmekte olup, davalı … firmasının ise zararın meydana gelmesinde direk kusurlu olmasa bile ayıplı mal satan satıcı sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu olduğu ve 5553 sayılı Tohumculuk Kanununun 11. maddesi gereğince davalıların meydana gelen zararı müteselsilen tazmin etmekle yükümlü olduklarının açıkça ifade edildiğini belirterek müvekkilinin dava dışı … ve …’a ödediği tazminat bedellerinden davalıların sorumlu olduğu miktardan şimdilik …-TL’nin faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dilekçesinde dayanak gösterdiği Arabuluculuk Bürosu … sayılı anlaşamama tutanağının konusunun Antalya … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takip dosyasına ilişkin itirazın iptali davası iken davacı şirketin bambaşka bir konu ve taleple rücuen tazminat davası açmasının tamamen yasaya aykırı olduğunu, bu nedenle dava şartı noksanlığından davanın reddi gerektiğini, tohum ithalatçısı ve satıcısı olan müvekkili şirketin yasadan kaynaklan her türlü yükümlülüğü yerine getirdiğini, bundan sonraki süreçten kaynaklanacak herhangi bir durum ile tohum ithalatçısı ve satıcısı olan müvekkili şirketin illiyet bağı bulunmadığından müvekkili şirket açısından davanın reddi gerektiğini, müvekkili şirket hakkında nedensellik bağı teşkil etmediğini belirterek müvekkili açısından kusura dayalı rücu şartlarını taşımayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; Tohumculuk Kanunu’nun 11. Maddesine göre davanın 6 aylık hak düşürücü süre içerisinde açılması gerektiğini, davanın süresinde açılmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkili firmanın … ve … ile herhangi bir alım satım ilişkisinin olmadığını, davacının iddia ettiği fidelerdeki hastalığın tek kaynağının tohum ve fide olmadığını, davalara konu parsellerde fide hastalığının olduğunu, hastalığın … çeşidi … çeşidinden taşındığının bilimsel bir kanıtı olmadığını, müvekkili tarafından … yılı içerisinde … adet … fidesi üretildiğini, … adedinin müşterilere sevk edilerek kullanıldığını, … ve …’ın … yaptığı bölge dışında hiçbir müşterilerinden bu hastalığa dönük şikayetin olmadığını, eğer sorun fidede olsaydı tüm üreticilerin zarar göreceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; 5553 sayılı Tohumculuk Kanunu’nun 11. maddesine dayalı rücuen tazminat davasıdır.
Mahkememizce tarafların gösterdikleri deliller usulünce toplanmış, … Arabuluculuk Bürosu’nun … sayılı dosyasının başvuru evrakları celp edilmiş, Mersin … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas ve … Esas sayılı dosyaları, Mersin … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası, Antalya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ve Adana … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası celbedilmiştir.
Mersin … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinden; davacının …, davalının … Şirketi olduğu, … Şirketi’nin ihbar olunan ve … Şirketi’nin feri müdahil olduğu, Mahkemece yapılan yargılama sonucunda Tohumculuk Kanunu’nun 11. maddesi uyarınca maddi tazminat talebine ilişkin davanın kabulüne karar verildiği, verilen kararın Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … tarih ve … Esas … karar sayılı ilamı ile onanması ve karar düzeltme talebi üzerine aynı dairenin … tarih ve … Esas ve … Karar sayılı ilamı ile karar düzeltme talebinin reddine karar verilmesi üzerine kararın … tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Mersin … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinden; davacının …, davalıların … Şirketi, … Şirketi ve … Şirketi olduğu, Mahkemece yapılan yargılama sonucunda Tohumculuk Kanunu’nun 11. maddesi uyarınca maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin ispatlanamayan davanın reddine karar verildiği, verilen karara karşı davacının istinaf talebinde bulunması üzerine Adana Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin … tarih … E. … K. sayılı ilamı ile davacının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına yönelik karar verildiği, işbu kararın tüm davalı vekilleri tarafından ayrı ayrı temyiz edildiği, Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamı ile Adana Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmesi üzerine kararın … tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Antalya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinden; davacı alacaklı … Şirketi tarafından davalı borçlu … Şirketi ve … Şirketi aleyhine toplam …-TL alacak için ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin borçlu … Şirketi’ne … tarihinde tebliğ edildiği, … tarihinde davalı borçlunun icra takibine, ödeme emrine, borca ve tüm fer’ilerine itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durdurulduğu, ödeme emrinin borçlu … Şirketi’ne … tarihinde tebliğ edildiği, … tarihinde davalı borçlunun icra takibine, ödeme emrine, borca ve tüm fer’ilerine itiraz ettiği, itiraz üzerine bu borçlu yönünden de takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Mersin … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklı … tarafından borçlu … Şirketi aleyhine Mersin … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … Esas … Karar sayılı kararına istinaden toplam …-TL alacak için ilamlı icra takibi başlatıldığı, borçlu … Şirketi tarafından dosya borcu ödenmekle … tarihinde dosyanın infazen kapatılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Adana … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklılar … ve … tarafından borçlular … Şirketi, … Şirketi ve … Şirketi aleyhine Adana Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin … tarih … Esas … Karar sayılı kararına istinaden toplam …-TL alacak için ilamlı icra takibi başlatıldığı, tüm borçlular yönünden takibe ilişkin tehir-i icra kararı verildiği, icra takibine dayanak kararın Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamı ile onanarak … tarihinde kesinleştiği, borçlu … Şirketi tarafından dosya borcu … ve … tarihlerinde ödenmekle dosyanın infazen kapatılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
5553 sayılı Tohumculuk Kanunu’nun 11. maddesi “Fiillerinin ayrıca suç sayılma hâli saklı kalmak üzere, zarara neden olan kusurlu tohumluğu üreten, satan, dağıtan, ithal eden veya başka şekilde piyasaya süren gerçek veya tüzel kişiler, meydana gelen zararı müteselsilen tazmin etmekle yükümlüdür. Bunlar zararı, kusurları oranında birbirlerine rücu edebilirler.
Dava, zarara uğrayanın zarara uğradığının tespit edilmesinden itibaren altı ay içinde, her hâlde zararın meydana gelmesinden itibaren iki yıl içinde açılabilir.” hükmünü içermektedir.
Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … tarihli … Esas … Karar sayılı ilamında; “Mahkemece, davanın 5553 Sayılı Tohumculuk Kanunu’nun 11. maddesi kapsamında açılmış rucuen tazminat davası niteliğinde bulunduğu, anılan yasa hükmü uyarınca zarara neden olan tohumu üreten, ithal eden, satışını sağlayan herkesin meydana gelen zarardan müteselsilen sorumlu olduğu, oluşan zararı kusurları oranında birbirlerine rücu edebilecekleri belirtilmiş ise de yasanın 11/son fıkrasında zararın tesbit edildiği tarihten itibaren altı aylık hak düşürücü süre içerisinde davanın açılması gerektiği düzenlenmiş olup, somut olayda tohumların ayıplı çıkması nedeniyle zararın meydana geldiği hususunda Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. … K. sayılı dava dosyasında davacı aleyhine …’de karar verildiği ve hüküm altına alınan tazminat ve fer’ileri tutarı … TL davacı yanca dava dışı …’a …’de ödenmiş olup, davanın ise hem karar hem de ödeme tarihinden itibaren altı aylık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün onanmasına oybirliğiyle karar verildi.
” denilmekle ilgili yasal düzenlemede yer alan altı aylık hak düşürücü sürenin rücu davalarında da uygulanacağı kabul edilmiştir.
5553 sayılı Tohumculuk Kanunu’nun 11. maddesinde, zarara neden olan tohumu üreten, ithal eden, satışını veya herhangi bir şekilde piyasaya sürülmesini sağlayan herkesin meydana gelen zarardan müteselsilen sorumlu olduğu, meydana gelen zararı kusurları oranında birbirlerine rücû edebilecekleri düzenlenmiş ise de; aynı maddenin son fıkrasında, davacının zarara uğradığının tespit edildiği tarihten itibaren 6 aylık hak düşürücü süre içerisinde davanın açılabileceği öngörülmüştür. Hak düşürücü süre mahkemece resen gözönünde tutulması gereken dava şartlarından olup, davacının dava dışı … tarafından açılan davada tohumların hatalı çıkması nedeniyle zarara uğradığı Mersin … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … Esas … Karar sayılı kararıyla tespit edilmiş olup, işbu kararın … tarihinde kesinleştiği, Mahkemece hüküm altına alınan tazminat ve fer’ilerinin davacı tarafından dava dışı çiftçiye … tarihinde ödendiği, … tarihinde açılan işbu rücu davasının ise hem kararın kesinleştiği tarihten hem de ödeme tarihinden itibaren yasal 6 aylık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı anlaşıldığından davacının dava dışı … tarafından açılan dava sonucunda yaptığı ödemeye ilişkin davalılar aleyhine açtığı rücu davasının hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Yine dava konusu uyuşmazlığa ilişkin … Arabuluculuk Bürosu’nun … sayılı arabuluculuk dosyasının incelenmesinden; davacının … tarihinde davalılar aleyhine arabuluculuk başvurusunda bulunduğu, davacının başvuru talebinde arabuluculuk konusu uyuşmazlığın “Antalya … İcra Dairesi’nin … sayılı icra takip dosyasına ilişkin itirazın iptali ve alacak” olduğu, ilk toplantının … tarihinde yapıldığı, ikinci toplantı … tarihinde yapılarak tarafların anlaşamadığına dair tutanak düzenlendiği ve arabuluculuk sürecinin … tarihinde sonlandığı anlaşılmıştır.
01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A maddesinin 1. fıkrası ” Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmünü içermektedir.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun ‘Dava Şartı Olarak Arabuluculuk’ başlıklı 18/A maddesinde ise “(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması, dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya son tutanağın 1 haftalık kesin süre içerisinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” şeklindeki yasal düzenlemeye yer verilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta; davacının dava dışı … tarafından açılan dava sonucunda yaptığı ödemeye ilişkin davalılar aleyhine açtığı rücuen tazminat davasına ilişkin olarak işbu davayı açmadan önce Antalya Arabuluculuk Bürosu’nun … sayılı arabuluculuk dosyasında arabuluculuk başvurusu yaptığı ve arabuluculuk görüşmelerinin olumsuz sonuçlandığı, işbu talep yönünden arabuluculuk dava şartının gerçekleştiği, ancak davacının dava dışı … tarafından açılan dava sonucunda yaptığı ödemeye ilişkin davalılar aleyhine açtığı rücu davası yönünden arabuluculuk yoluna başvurmadan doğrudan işbu davayı açtığı, her ne kadar davacı tarafça Antalya Arabuluculuk Bürosu’nun … sayılı arabuluculuk dosyasında dava dışı … dosyası yönünden de arabuluculuk başvurusu yapıldığı, bu başvurunun konusunun alacak olarak belirtildiği iddia edilmiş ise de arabuluculuk başvurusunda belirtilen Antalya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasının sadece dava dışı …’a yapılan ödemeye yönelik olduğu, ilgili arabuluculuk başvurusunun yapıldığı … tarihinde ve hatta ilk toplantının yapıldığı … tarihinde dahi davacı tarafından dava dışı … dosyasına yönelik yapılmış herhangi bir ödemenin mevcut olmadığı, Adana … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında dava dışı … dosyasına ilişkin yapılan ödemelerin … ve … tarihlerinde yapıldığı, davacının arabuluculuk başvurusu ve ilk toplantı tarihlerinde henüz yapmamış olduğu bir ödeme için rücu hakkının bulunmadığı gibi doğmamış bir hak için arabuluculuk görüşmesi yapıldığının kabulünün de hayatın olağan akışına aykırı olduğu, davanın açıldığı tarih itibari ile davacının dava dışı … tarafından açılan dava sonucunda yaptığı ödemeye ilişkin davalılar aleyhine açtığı rücuen tazminat davası yönünden davanın açılmasından önce arabulucuya başvurunun dava şartı olduğu ve bu şartın gerçekleşmediği anlaşıldığından 6102 sayılı TTK’nın 5/a maddesi, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/a-2 maddesi ile HMK’nın 114/2 ve 115. maddeleri uyarınca davacının dava dışı … tarafından açılan dava sonucunda yaptığı ödemeye ilişkin davalılar aleyhine açtığı rücu davasının dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının dava dışı … tarafından açılan dava sonucunda yaptığı ödemeye ilişkin davalılar aleyhine açtığı rücu davasının hak düşürücü süre nedeniyle REDDİNE,
Davacının dava dışı … tarafından açılan dava sonucunda yaptığı ödemeye ilişkin davalılar aleyhine açtığı rücu davasının ise arabuluculuk dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu ve Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken …-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan …-TL harçtan mahsubu ile bakiye …-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince …-TL VEKALET ÜCRETİNİN DAVACIDAN ALINARAK DAVALILARA VERİLMESİNE,
6-Taraflarca Mahkememiz veznesine depo edilen ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize sunulmak üzere herhangi bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurulmak suretiyle Antalya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/12/2022

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza