Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/475 E. 2023/89 K. 09.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/475 Esas
KARAR NO : 2023/89
DAVA : Tazminat (Munzam Zarar)
DAVA TARİHİ : 21/07/2022
KARAR TARİHİ : 09/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Munzam Zarar) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı şirketin … şubesinden … tarihinde … km … tipi … Plakalı aracı satın aldığını, aracı farklı tarihlerde bir yıl içerisinde … defa servise götürdüklerini, aracın patlama riski ve süreklilik arz eden arızaların ciddi derecede kaza riski yaratmasına rağmen aracın değiştirilmediğini, davalı şirketin müvekkilinin mağduriyetini gidermediğini, aracın imalat hatası kaynaklı arızalarının çözülmediğini, müvekkili şirket tarafından … tarihinde aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesi için ihtarname gönderilmesine rağmen davalı şirket tarfından aracın değiştirilmediğini, Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında aracın misli ile değiştirilmesine ilişkin davanın kabulüne karar verildiğini, işbu kararın Yargıtayca onanarak kesinleştiğini, mahkeme kararının yerine getirilmesi amacıyla Ankara … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, Ankara … İcra Müdürlüğü …E. Sayılı dosyasından gönderilen ödeme emrine rağmen davalı tarafça bu defa da bir kısım ödeme ile tehir-i icra kararı alınarak müvekkiline ödeme yapılması engellenmek üzere bloke konulduğunu, davalı şirket tarafından misli ile değiştirilmesi gereken araç bedelinin haciz tarihi olan … tarihi itibariyle belirlendiğini ve hala bedeli ödenmediği halde bedelin faizsiz ödenmesi gerektiği itirazında bulunarak araç değer kaybı nedeniyle müvekkilini zarara uğratmaya devam ettiğini, tehir-i icra kararı alınarak paraya bloke konulduğunu, müvekkilinin son model aracının bedelinin tabiri caizse bugün yaşanan ekonomik kriz neticesinde değersiz hale geldiğini, aynı bedel ile yerine tekrar aynı vasıfta bir araç alamayacağı gibi işbu bir kısım ödeme sonucunda paranın değerinin kalmadığını, ekonomik koşullar çerçevesinde son derece zarara uğradığını, müvekkilinin yıllarca aracından mahrum kaldığını, dava, icra masrafları yapmak zorunda kaldığını, araç fiyatları, taşınmaz fiyatları, döviz kurlarındaki artış ile enflasyon oranları dikkate alındığında her yönü ile zarara uğradığını, bu süreçte müvekkiline ödemediği parayı kullanarak araç, taşınmaz veya döviz olarak değerlendirebilecek durumda olan davalı şirketin müvekkilinin yatırım amacıyla satın aldığı mal sayesinde zenginleştiğini, hatta Mahkeme kararı ile kullanmaması ve davalıya iadesi gereken aracı bugün hala teslim almayan davalının tutum ve davranışları nedeni ile süreç içerisinde aracın vergilerini ödemek, depo masraflarına katlanmak zorunda kaldığını, işbu bedeli tahsil edemediği gibi bir de dava masrafları, aracın külfetine de katlanmak zorunda kalarak zararının katlanarak artmaya devam ettiğini, aracın misliyle değiştirilmemesi, mahkeme kararına rağmen bloke konularak ödemenin önlenmesi, ödemenin geç ve kısmen yapılması, günümüz ekonomik koşullarında enflasyon karşısında müvekkilinin uğradığı zararın davalıdan tahsili gerektiğini, icra dosyasından … tarihinde … TL ödeme yapıldığı görülmüş olup taraflarınca bakiye borç bulunup bulunmadığının bilinmediğini, … yılında son derece pahalı olan … motor hacmi olan işbu aracın muadili bir aracın bedelinin bugün en az …TL olduğunu, davalı tarafça uzun vadelerle kısım kısım ödemeler yapılmış olduğu gözetildiğinde müvekkili şirketin bugün muadil bir araç alınması için gerekli bedelin bilirkişi marifetiyle hesaplanarak müvekkilinin uğradığı zararının hesaplanması gerektiğini, ayrıca bir an için … yılında Mahkeme kararını takiben davalı tarafça ödeme yapılmış olsaydı işbu meblağın müvekkilinin hesabına geçerek aktif ticari hayatta değerlendirileceğinden davalı tarafın ödeme yapmaması nedeni ile işbu davaya konu ettiğimi zarara sebep olduğunu, işbu zararın ise salt bugün araç bedellerindeki artış, ötv oranlarındaki artış, döviz kurlarındaki artış düşünüldüğünde bile müvekkilinin zararının boyutunu tek başına ortaya koyduğunu belirterek müvekkili şirket tarafından … km. olarak satın alınan aracın gizli ayıp nedeniyle kullanılamaması sonucunda aracın misliyle değiştirilmemesi, gizli ayıp nedeniyle ikame olunan davada misliyle değişim kararı verilmesi neticesinde araç bedelinin geç ve gereği gibi ödenmemesi nedenleri ile faizi aşan zararın, uğranılan zararın, munzam zararın bilirkişi tarafından hesaplanması neticesinde artırılmak üzere şimdilik …-TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari kredilere ödenen avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının açtığı ve hakkından feragat ettiği Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas, Antalya … Asliye Ticraet Mahkemesi … Esas sayılı dosyaları ile mahkememiz dosyasındaki taleplerin yargılamaya tabi olduğunu, Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında feragat ettiklerini, Antalya … Asliye Ticraet Mahkemesi … Esas sayılı dosyasında ise halen yargılamanın devam ettiğinden derdestlik itirazlarının olduğunu, davacının müvekkilinden aldığı aracın arıza yapması nedeniyle müvekkili şirket servisine gelerek arızanın giderilmesi talebinde bulunduğunu, Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesinin kesinleşmiş olan … E. Sayılı ilamında açıkça görüleceği üzere yapılan keşifte arızanın giderildiği ve aracın onarıldığının tespit edildiğini, davacının kanunda yazılı seçimlik haklarından onarım hakkını kullandığını ve araç onarılarak kendisine teslim edilmesine rağmen müvekkili hakkında dava açtığını, onarılan aracı davacının kendi inisiyatifi ile kullanmadığını, davacının aracı karar kesinleşmeden teslim etmek istediğini, karar kesinleşmeden (tehiri icra kararı alınmış bir dosyada) müvekkilinden aracı teslim almasını beklemenin hakkaniyetli olmadığı gibi yasal da olmadığını, davacının yerel Mahkeme kararı ile birlikte karar kesinleşmeden tamamen kendi keyfiyetiyle aracı otoparka çektirdiğini ve kendine daha üst segmentten araç kiralayarak bu kira bedelleri yönünden müvekkiline dava açtığını, davacının durmadan müvekkiline dava açtığını, bu olayla ilgili dava sayısının … civarında olduğunu, davacının davasındaki karar kesinleştiğinde icra dairesince tespit edilen bedelin kendisine derhal yatırıldığını, zaten tehiri icra kararı olması sebebi ile dosyada fazlasıyla teminat bulunduğunu, ayrıca zaten tüm alacak kalemlerine kararda belirlenen faiz uygulanarak kendilerine ödeme yapıldığını, davacının açmış ve kazanmış olduğu tüm davalarda karar kesinleşir kesinleşmez tüm ferileri ile birlikte haklarının ödendiğini, davacı huzurdaki davasında iyi niyetli olmadığını, davacının aracı ile ilgili tüm vergilerin, tüm yediemin(otopark) masraflarının, tüm trafik sigortası masraflarının müvekkilince ödendiğini, aracın ayıpsız mislinin bedelinin davacıya tüm ferileri ile birlikte ödendiğini, davacının zararının ne olduğunu açıklayamadığını, zararını belgelendiremediğini, icra dosyasından da görüleceği üzere karar kesinleşme tarihi ile aracın ayıpsız misli bulunmadığından aracın güncel değerinin tespit edildiğini ve bu bedelin tüm ferileri ile davacıya ödendiğini, araç bedelinin tespitinin bizzat icra müdürlüğü ve icra mahkemesi tarafından yapıldığını, iki tarafın da tacir olduğunu, aracın ticari araç olduğunu, Mahkemece kesinleşen Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemesi incelemelerinden geçmiş kararlardan anlaşılacağı üzere gereken faizlerin eksiksiz ödendiğini, davacının uğradığı hiçbir zarar olmamakla beraber davacının müvekkiline durmadan dava açmakta ve haksız taleplerde bulunmakta olduğunu belirterek öncelikle derdestlik ve kesin hüküm itirazları dikkate alınarak davanın reddine, aksi kanaatte davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı tarafın talebi doğrultusunda dava konusu aracın … distribütörü olan … A.Ş.’ye dava ihbar olunmuştur.
İhbar olunan … A.Ş. vekili beyan dilekçesinde özetle; davacının aynı talep ile açtığı derdest olan ve/veya feragat nedeniyle kesin hükümle sonuçlanmış birden çok davasının olduğunu, davacı tarafından buna rağmen munzam zararın talep edilmesinin kötü niyetli, haksız kazanç elde etme amacında olduğunu gösterdiğini belirterek davacının iddia ettiği zararının ispatlayacak hiçbir somut delil, bilgi ve belge sunmadığından haksız kazanç elde etmek amacıyla açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; satın alınan aracın gizli ayıp nedeniyle kullanılamaması sebebine dayalı olarak açılan davada misliyle değişim kararı verilmesi neticesinde aracın misliyle değiştirilmemesi, araç bedelinin geç ve gereği gibi ödenmemesi nedenleri ile faizi aşan munzam zararın tahsili istemli tazminat davasıdır.
Mahkememizce yapılan yargılamada … tarihli celsedeki … nolu ara karar ile; işbu davadaki talebin davacı tarafından davalılar lehine açılan Antalya … ATM’nin … Esas ve Antalya … ATM’nin … Esas sayılı dosyalarındaki taleplerden farklı olduğu anlaşıldığından davalı tarafın yerinde görülmeyen derdestlik ve kesin hüküm itirazlarının reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce; tarafların gösterdikleri deliller usulüne uygun olarak toplanmış, Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesi2nin … Esas sayılı dosyası, Ankara … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyası, Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ve Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası celp edilmiş, davacıya talep ettiği munzam zarara ilişkin somut delillerini dosyaya sunmak üzere süre verilmiş ve davacı tarafça sunulan belgeler dosya arasına alınarak incelenmiştir.
Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinden; davacısının … Şirketi davalısının … Şirketi olduğu, davacının davalıdan … tarihinde satın aldığı … plakalı aracın “…” kilometre misli ile değiştirilmesine yönelik davanın Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne, aracın misli ile değiştirilmesine karar verildiği, işbu kararın Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … tarih ve … Esas, … Karar sayılı ilamı ile onanması üzerine kararın … tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Ankara … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinden; davacı alacaklı … Şirketi tarafından davalı borçlu … Şirketi aleyhine Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarihli … Esas … Karar sayılı kararına istinaden takip başlatıldığı, kararın davalı tarafça tehiri icra talepli olarak temyiz edilmesi üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nce … tarihinde tehiri icra kararı verildiği, takip sırasında aracın misli ile değişiminin mümkün olmadığının anlaşılması üzerine icra müdürlüğünce alınan bilirkişi raporunda dava konusu aracın değerinin … TL olarak belirlendiği, davacı tarafça yapılan itiraz üzerine …’nın … tarihli yazısı doğrultusunda aracın kıymet takdirinin … TL olarak yapıldığı, Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarihli … Esas … Karar sayılı kararının Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … tarih ve … Esas, … Karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiği, akabinde davalı tarafça icra dosyasına … tarihinde … TL, … tarihinde … TL ve … TL, … tarihinde … TL, … tarihinde … TL ödeme yapıldığı ve dosyanın infazen kapatıldığı anlaşılmıştır.
Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinden; davacısının … Şirketi, davalısının … Şirketi olduğu, davanın davalı tarafça davacıya satışı yapılan … plakalı aracın arızası nedeniyle kullanılamamasına rağmen MTV … Taksit bedeli, ZMMS bedeli ile kasko bedelinin davacı tarafça ödendiği iddiasından kaynaklı munzam zararın tahsili istemine ilişkin olduğu, Mahkemece yapılan yargılama sırasında davacının davasından feragat ettiği anlaşıldığından davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinden; davacısının … Şirketi, davalısının … Şirketi olduğu, davanın davalı tarafça davacıya satışı yapılan … plakalı aracın ayıplı çıkmasından dolayı muadil araç kiraladığı ve MTV ödediği iddiasına dayalı kira bedeli ve MTV için ödenen bedelin tahsili istemine ilişkin olduğu, Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verildiği, işbu kararın her iki tarafça istinaf edildiği ve henüz kesinleşmediği anlaşılmıştır.
Türk Borçlar Kanunu’nun 105. maddesine göre alacaklının uğradığı zarar geçmiş günler faizinden fazla olduğu takdirde borçlu kendisine hiçbir kusur yüklenemeyeceğini kanıtlamadıkça bu zararı ödemekle mükelleftir.
Kanun koyucu para borcunun geç ödenmesi halinde bir zararın mevcut olduğunu kural olarak benimsemiştir. Bu zararın karşılanması iki bölümde düşünülmüştür. Birinci bölüm, kanıtlanmadan ödenmesi talep edilecek zarar miktarıdır ki bu temerrüt faizidir. Diğer bir deyişle temerrüt faizi miktarınca alacaklının zarara uğradığı yasal bir karine olarak kabul edilmiştir. Bunun dışında davacının herhangi bir karineden istifade etme olanağı yasal olarak mevcut değildir. İkinci bölüm, temerrüt faizini aşan (munzam) zarara ilişkin olup; temerrüt faizini aşan bir zararı olduğunu iddia eden, bu iddiasını somut delillerle ispat etmek zorundadır.
Yüksek enflasyon, dolar kurundaki artış, serbest piyasadaki faiz oranlarının yüksek oluşu davacıyı ispat yükünden kurtarmaz. Zira davacı, para alacağını zamanında alması halinde bu parayı ne şekilde kullanacağını ispatlayamamıştır. Ayrıca alacaklı, uğradığı zararın kendisine ödenen temerrüt faizinden fazla olduğunu da ispat etmek zorundadır. Soyut enflasyonun ya da bankalarda mevduat için ödenen faizin temerrüt faizinden yüksek oranda olması munzam zararın gerçekleştiği ve ispatlandığı anlamına gelmez. Davacı tarafından ispatlanması gereken husus, enflasyon ve mevduat faizinin yüksekliği gibi genel olgular değil, kendisinin şahsen ve somut olarak geç ödemeden dolayı zarar gördüğü keyfiyetidir. Örneğin; alacağını zamanında tahsil edememekten ötürü, başkasına olan borcunu ödemek için daha yüksek oranda faizle borç aldığını veya alacaklı olduğu parayı zamanında alsa idi, yabancı para ile ödemek durumunda olduğu borcunu, geçen süre içinde geçekleşen kur farkı sebebiyle daha yüksek miktardan ödemek zorunda kalmayacağı gibi olguları kanıtlamak durumundadır. Ülkede yaşanan ekonomik kriz nedeniyle paranın döviz karşısında hızlı değer kaybı, yüksek enflasyon gibi genel, afaki ve doğrudan davacının zararını ifade etmeyen umumi ekonomik konjonktürel olgular TBK’nın 105. maddesinde sözü edilen munzam zararın varlığını göstermez. İstikrar bulmuş Yargıtay uygulamasına göre, davacı faizi aşan (munzam) zararını yukarıda açıklanan şekilde ispat etmeden bu yöndeki talebin kabul edilmesi mümkün değildir. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 10/03/2022 tarih 2022/691 Esas 2022/2136 Karar sayılı ilamı)
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının davalıdan … tarihinde satın aldığı … plakalı aracın ayıplı olduğu iddiasıyla Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında aracın sıfır kilometre misli ile değiştirilmesine yönelik olarak açtığı davanın Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne, aracın misli ile değiştirilmesine karar verildiği, işbu kararın Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … tarih ve … Esas, … Karar sayılı ilamı ile onanarak … tarihinde kesinleştiği, davacı tarafça Ankara … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyası ile davalı aleyhine Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarihli … Esas … Karar sayılı kararına istinaden icra takibi başlatıldığı, kararın davalı tarafça tehiri icra talepli olarak temyiz edilmesi üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nce … tarihinde tehiri icra kararı verildiği, takip sırasında aracın misli ile değişiminin mümkün olmadığı anlaşıldığından davacı tarafın talebi üzerine …’nın … tarihli yazısı doğrultusunda aracın kıymet takdirinin … TL olarak yapıldığı, Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarihli … Esas … Karar sayılı kararının Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … tarih ve … Esas, … Karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiği, akabinde davalı tarafça icra dosyasına … tarihinde … TL, … tarihinde … TL ve … TL, … tarihinde … TL, … tarihinde … TL ödeme yapıldığı ve dosyanın infazen kapatıldığı, davacının Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında dava konusu aracın arızası nedeniyle kullanılamamasına rağmen MTV 2. Taksit bedeli, ZMMS bedeli ile kasko bedelinin davacı tarafça ödendiği iddiasından kaynaklı munzam zararının davalıdan tahsilini talep ettiği, işbu davanın davacının feragatiyle sonuçlandığı, yine davacının Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında dava konusu aracın ayıplı çıkmasından dolayı muadil araç kiraladığı ve MTV ödediği iddiasıyla kira bedelinin ve MTV için ödenen bedelin davalıdan tahsilini talep ettiği, Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verildiği, işbu kararın her iki tarafça istinaf edildiği ve henüz kesinleşmediği, eldeki davada ise davacının dava konusu aracın misliyle değiştirilmemesi, araç bedelinin geç ve gereği gibi ödenmemesi nedenleri ile faizi aşan munzam zararın davalıdan tahsilini talep ettiği ancak somut olarak bir zarara uğradığına ilişkin herhangi bir delili dosyaya sunamadığı, davacı tarafça verilen süre içerisinde dosyaya sunulan belgelerin ekonomik koşullar, paranın alım gücü, dövizdeki artışlar gibi soyut nitelikteki verilere ilişkin olduğu, Ankara … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasında Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarihli … Esas … Karar sayılı kararının Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … tarih ve … Esas, … Karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleşmesini takiben davalı tarafça icra dosyasına … tarihinde … TL, … tarihinde … TL ve … TL, … tarihinde … TL, … tarihinde … TL ödeme yapıldığı ve dosyanın infazen kapatıldığı, dava konusu aracın değerinin …’nın yazısı doğrultusunda belirlendiği ve faiziyle birlikte davacıya ödendiği, davacının faizi aşan bir zararının bulunduğu iddiasının somut delillerle usulünce ispatlanamadığı anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu ve Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken …-TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan …-TL harcın mahsubu ile bakiye …-TL HARCIN DAVACIDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA, davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince …-TL NİSPİ VEKALET ÜCRETİNİN DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
5-Taraflarca Mahkememiz veznesine depo edilen ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE,
6-Zorunlu arabuluculuğa ilişkin dava şartı nedeniyle kamu tarafından yapılan …-TL yargılama giderinin 6325 sayılı HUAK’ın 18/A-13. maddesi gereğince davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize sunulmak üzere herhangi bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurulmak suretiyle Antalya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/02/2023

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza