Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/460 E. 2022/709 K. 25.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/460
KARAR NO : 2022/709
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 07/07/2022
KARAR TARİHİ : 25/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin …, …, … gibi faaliyetler ile iştigal etmekte olup davalı şirketin … kapsamında … tanıtımını yapmak, … hesaplarını yönetmek, … hizmeti sunmak gibi faaliyetlerini yapmak üzere davalı şirket sahibi … ile şifahen anlaştıklarını, sonrasında aralarında yazılı … sözleşme oluşturduklarını, sözleşmenin e- mail ile teyit edilmemiş ise de bizahiti davalı şirket sahibinin kendi telefonundan whatsapp sohbet grubu kurularak detayların teyit edildiğini, müvekkilinin taahhüt ettiği hizmeti yerine getirdiğini ve bu kapsamda oluşturduğu faturayı davalı şirket adına kestiğini ve borçlu şirketin mail adresine gönderdiğini, ancak faturanın davalı tarafça ödenmediğini, bunun üzerine Antalya … İcra Dairesinin … E. Sayılı dosya ile takip başlattıklarını, borçlunun itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, davalı adına kayıtlı menkul ve gayrimenkul mallar ile 3. Kişilerdeki hak ve alacaklarına ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın dava dilekçesinde davayı …’ a yönelttiğinden davanın husumet yokluğundan reddi gerektiğini, davacının dava dilekçesinde ibraz ettiği görüşmelerin delil niteliği taşımadığını, müvekkili ile davacı arasında herhangi bir yazılı veya sözlü mutabakat bulunmadığını beyanla mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini, davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Cevap veren vekilinin vekaletnamesi incelendiğinde; davalı şirkete dair de temsil yetkisini kapsadığı görülmüştür.
Davacı vekili celse arasında sunmuş olduğu beyan dilekçesinde; yurt dışında yaşayan müvekkilinin tacir olmadığını beyan ettiği görülmüştür.
Dava; fatura alacağının tahsili amaçlı başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; icra takibine konu alacağın mevcut olup olmadığı, itirazın haklı olup olmadığı hususlarına ilişkindir.
Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. 6100 Sayılı HMK’nın 114/c maddesi uyarınca mahkemelerin görevi dava şartı olup, 115. maddesi uyarınca mahkeme dava şartlarının varlığını res’en araştırmakla yükümlüdür.
Ticaret Mahkemelerinin iş sahası ve hangi davalara bakacağı 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren, 6102 sayılı TTK’nın 5. Maddesinde belirtilmiş olup, 4. madde de hangi davaların ticari dava sayılacağı düzenlenmiştir. Buna göre; her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın madde de belirtilen nedenlerden doğan davaların ticari dava sayıldığı açıklanmıştır. Kanunda sayılan bu davalara mutlak ticari dava denilir. Mutlak ticari davaların yanında nispi ticari davalarda mevcuttur. Bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için, her iki tarafın tacir olması ve her iki tarafın ticari işletmesine uyuşmazlığın kaynaklanıyor olması, bu iki unsurun birlikte bulunması gerekmektedir.
6102 sayılı TTK’da değişikli yapan ve 01/07/2012 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6335 sayılı kanunun 2. maddesiyle, 6102 sayılı TTK’nın 5. maddesinin 3. fıkrası değiştirilmiş ve Asliye Ticaret Mahkemesiyle Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olarak düzenlenmiştir.
Somut olayda, davalının ticari şirket olduğu ve ancak davacının tacir sıfatı taşımadığı, dava konusunun mutlak ticari davalardan olmadığı ve davacının tacir olmaması nedeniyle dava konusunun nispi ticari davalardan olmadığı, bu nedenle mahkememizin davaya bakmaya görevli olmadığı anlaşılmakla, davaya bakma görevinin Antalya Asliye Hukuk Mahkemesi’ne ait olduğu ve dava şartlarından olan görev hususunun yargılamanın her aşamasında resen gözetilmesi gerektiği düşünce ve yargısına varılmış ve davanın görev yönünden reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın göreve ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK’nın 114/1-c ve 115/2.mad.uyarınca usulden REDDİNE,
2-Davaya bakmaya Antalya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli OLDUĞUNA,
3-Kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin talep etmesi halinde dosyanın davaya bakmakla görevli Antalya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Taraflarca bu süre içinde istemde bulunulmaması halinde HMK 20/1-son ve 331/2 maddesi gereğince yapılacak işlemin mahkememizce DEĞERLENDİRİLMESİNE,
5-Dosyanın süresinde görevli mahkemeye aktarılması durumunda harç ve yargılama giderinin HMK’nın 331/2. Maddesi gereğince görevli mahkemece nazara ALINMASINA,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.25/10/2022

Katip …
E- imzalı

Hakim …
E- imzalı