Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/46 E. 2023/113 K. 21.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/46 Esas
KARAR NO : 2023/113
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 17/01/2022
KARAR TARİHİ : 21/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacıların dava dilekçesinde özetle; … Şirketi’nin … tarihinde kurulduğunu ve aktif bir şekilde ticari hayatına devam ettiğini, şirketin bir çok kurum, kuruluş ve şirkete iş yapmış halihazırda alacakları ve borçları bulunduğunu, şirketin bünyesinde birçok çalışanı bulunmakta olup adına kayıtlı … plaka sayılı aracıda bulunduğunu, şirketin adına kayıtlı bulunan … plaka sayılı aracın motorlu taşıtlar vergisi ödendiğini, Ticaret Sicil Müdürlüğü adı geçen şirketi hukuk aykırı bir şekilde … tarihinde sicilden terkin ettiğini, Ticaret Sicil Müdürlüğü şirketi terkin ederken Türk Ticaret Kanununda aranan usul şartlarını takip etmediği gibi yapıldığı iddia edilen tebligatta Tebligat Kanuna aykırı olduğunu, Ticaret Sicil Müdürlüğü terkin edilecek şirketlerin listesini ilan etmek zorunda olduğunu, şirketlere de 30 günlük itiraz süresi verildiğini, ancak bu ilana ilişkin usule uyulmadığı gibi hukuka aykırı ilan çıkarıldığını, şirketin terkin edilmesi için şirketin aktif ve pasiflerinin tamamı tasfiye edilmesi gerektiğini, görüleceği üzere şirket bünyesinde … çalışanlarında olduğu gibi şirket adına kayıtlı, halihazırda şirket adına tescilli ve vergisi ödenmekte olan … plaka sayılı araç bulunduğunu, yani şirketin tasfiye işlemi hukuka uygun şekilde yapılmadığını, usule aykırı şekilde terkini yapılmış olan aktif olan şirketin tekrar tüzel kişilik kazanmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf cevap dilekçesinde özetle; Antalya Ticaret Sicili Müdürlüğü’nün … sicil numarasında kayıtlı … Şirketi ticaret sicili kayıtlarına … tarihinde tescil edildiğini, münfesih olmalarına ve sayılmalarına rağmen Türk Ticaret Kanununun geçici 7.nci maddesi uyarınca müdürlük tarafından kendilerine yapılan ihtar ve 30/05/2014 tarihli ve 8580 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlanan ilana rağmen süresi içerisinde bildirimde bulunmadığından … tarihinde ticaret sicilinden resen terkin edildiğini, davanın öncelikle husumet yönünden ve diğer usul yönünden reddine karar verilmesini talep ve cevap vermiştir.
Dava, şirketin ihyası istemine ilişkindir.
Antalya Ticaret Sicil Müdürlüğünden ihyası istenilen şirketin ticaret sicil dosyası getirtilmiş, ihyası istenen şirketin “…” tarihinde 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun geçici 7. maddesi gereğince resen terkin edildiği görülmüştür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun geçici 7/1-d. maddesi şöyledir; “Sebebi ne olursa olsun aralıksız son beş yıla ait olağan genel kurul toplantıları yapılamayan anonim şirketler ile kooperatifler.”
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun geçici 7/2. maddesi şöyledir; “Davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere bu madde hükümleri uygulanmaz.”
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun geçici 7/15. maddesi şöyledir; “Bu maddede düzenlenmeyen hususlarda ilgili kanun ve esas sözleşmelerde öngörülen usullere göre hareket edilir. Bu madde gereğince tasfiye edilmeksizin unvanı silinen şirket veya kooperatiflerin ortaya çıkabilecek malvarlığı, unvana ilişkin kaydın silindiği tarihten itibaren on yıl sonra Hazineye intikal eder. Hazine bu şirket ve kooperatiflerin borçlarından sorumlu tutulmaz. Tasfiye memurlarının sorumlulukları konusunda, özel kanunlardaki sorumluluğa ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla bu Kanun veya Kooperatifler Kanunu hükümleri uygulanır. Ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir.”
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 547. maddesi şöyledir; “(1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu  anlaşılırsa, son tasfiye memurları,  yönetim kurulu  üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret  mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. (2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir.”
Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … tarih …E. …K. sayılı kararında; “…Dava, 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca Ticaret Sicil Müdürlüğü’nce resen terkin edilen şirketin ihyası istemine ilişkin olup mahkemece yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak; geçici 7. maddenin 15. bendinin son cümlesinde “Ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir.” hükmü yer almaktadır. Somut olayda; ihyası istenilen şirketin … tarihinde sicilden terkin edildiği, davanın yasada belirtilen beş yıllık süre içerisinde açıldığı, davacının terkin öncesinde ihyası istenilen şirketi temsile yetkili kişi olması nedeniyle davada taraf ehliyetinin bulunduğu hususları sabittir. Dosya kapsamında davacı delilleri arasında yer alan tapu kaydından dava dışı şirket adına kayıtlı … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … ada ve … parselde kaim … metre kare yüz ölçümlü, … apartman vasfında taşınmaz bulunduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar mahkemece; geçici 7. madde uyarınca öngörülen yasal işlemlerin yapıldığı ve geçici 7. maddenin 15. bendi uyarınca haklı sebep bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmişse de, bu işlemlerin usulüne uygun yapılması durumunda dahi tasfiyesiz terkin edilen şirket adına kayıtlı taşınmaz nedeniyle 15. bendin son cümlesi uyarınca davacının dava açmakta hukuki yararı bulunduğundan…” denilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun geçici 7/15. maddesi uyarınca ticaret sicilden kaydı resen silinen şirket alacaklıları ve hukuki menfaati bulunanlar haklı sebeplere dayalı olarak silinme tarihinden itibaren 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak şirketin ihyasını isteyebilirler. Bu süre hak düşürücü süre olup, terkin işlemi sırasında derdest dava ve/veya icra takibi bulunmaması halinde aynı yasanın geçici 7/2. maddesinin uygulanması da mümkün değildir (İzmir Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin … tarih …E. …K. sayılı kararı, aynı mahiyette Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin … tarih …E. …K. sayılı kararı, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin … tarih …E. …K. sayılı kararı).
Davamıza gelince; davacı, terkin edilen şirket üzerinde … plaka sayılı aracın halen kayıtlı olduğunu bu nedenle de tasfiyenin usulüne uygun yapılmamış olması nedeni ile şirketin ihyasını talep etmiştir. Mahkememizce yapılan araştırmada dava dışı şirket adına … plaka sayılı araın kayıtlı olmadığı gibi başkaca araç ve taşınmaz kaydı da olmadığı, ayrıca SGK sorgulamasında da çalışanı bulunmadığı ve bunlarla arasında da herhangi bir takip dosyası bulunmadığı tespit edilmiş … tarihli celse de davacı vekili aracın motorlu taşıtlar vergisinin ödenmesi amacıyla vergi dairesince satıldığını beyan etmiştir. Davacı şirketin üzerine kayıtlı araç olduğu ve çalışanlarının bulunduğu ve hukuka aykırı bir şekilde terkin edildiği iddiasıyla 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun geçici 7/1-d. maddesi gereğince resen terkin edilen şirketin ihyası istemi ile dava açmış, dava dilekçesinde, davalı ticaret sicil müdürlüğünün işlemleri ile ilgili bir iddia ileri sürmemiştir. İhyası talep edilen şirket “…” tarihinde resen terkin edilmiş, dava ise “…” tarihinde açılmıştır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun geçici 7/15. maddesi uyarınca ticaret sicilden kaydı resen silinen şirketin alacaklıları ve hukuki menfaati bulunanlar haklı sebeplere dayalı olarak silinme tarihinden itibaren 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak şirketin ihyasını isteyebilirler. Bu süre hak düşürücü süre olup, terkin işlemi sırasında derdest dava ve/veya icra takibi bulunmaması halinde aynı yasanın geçici 7/2. maddesinin uygulanması da mümkün değildir. Davacı … yıllık hak düşürücü süre içinde dava açmadığından davanın usulden reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE;
2-Alınması gerekli …-TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan …-TL harcın mahsubu ile bakiye …-TL harcın davacılardan tahsili ile hazine adına gelir KAYDINA,
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacılar tarafa İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 21/02/2023

Başkan …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Üye …
¸e-imzalı
Katip …
¸e-imzalı