Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/436 E. 2022/559 K. 29.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/436 Esas
KARAR NO : 2022/559
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 29/06/2022
KARAR TARİHİ : 29/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin alacaklı şirkete … numaralı sigorta poliçesi ile sigortalı olan …’nin konutunda, … tarihinde borçlu şirketten aldığı … arızalanması neticesinde mutfak dolabı ve zemin parkesi hasar aldığını, satıcı davalı firmanın satmış olduğu kusurlu malın müvekkili şirketin sigortalısının konutunda hasara sebebiyet vermiş olup; davalı şirket meydana gelen bu zarardan dolayı sorumlu olduğunu, müvekkili sigorta şirketi tarafından, davalının kusurunun neden olduğu hasara bağlı olarak sigortalısına … TL ödeme yapıldığını, müvekkili sigorta şirketi tarafından sigortalısına yapılan ödemenin davalının %100 kusuru ve kusurlu malı satmış olması sebebiyle rücuen tahsili için Adana … İcra Dairesi’nin … Esas dosya numarası ile davalı aleyhine takip başlatıldığını, ancak başlatılan bu takibe davalı taraf itiraz ederek takibin durduğunu, TTK m. 1472 uyarınca: “sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava tazmin ettiği bedel nisbetinde sigortacıya intikal eder.” şeklinde olduğunu, Adana … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu haksız ve kötü niyetli itirazın iptali ile takibin devamını, takip durduğundan ve asıl alacağın %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatı ödenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava; sigortacının dava dışı sigortalısına ödediği bedeli zarar sorumlusu olduğunu iddia ettiği davalıdan rücuen tahsiline ilişkin tazminat davasıdır.
Dava dışı sigortalının gerçek kişi olduğu anlaşılmıştır.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 22.03.1944 tarihli ve 37 E./9 K. Kararında “Sigortacının sigorta poliçesinden münbais olmayıp kanundan aldığı bir salâhiyete istinaden ve haksız fiil sebebiyle alacaklı yerine kaim olarak hareket ettiği dâvada hukuk mahkemesine başvurması gerekir.” şeklinde karar verilmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3.maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
6502 sayılı Kanun’un 73. maddesi, bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa Tüketici Mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Aynı kanunun 83. Maddesinde ise “bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde genel hükümler uygulanır. Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Dava, halefiyet yolu ile talep edilen tazminata ilişkin olup, bu tür davalarda yukarıdaki emsal içtihatta da belirtildiği üzere asıl hak sahibi olan kişi hangi mahkemede dava açabilecek ise onun halefi olan sigortacının da aynı mahkemede dava açması gerekir. Sigorta ilişkisinden kaynaklanan bir uyuşmazlık da söz konusu değildir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; somut olayda sigortalının tüketici, davalının da satıcı olduğu, dolayısıyla mahkememizin görevli olmadığı, 6502 sayılı Yasanın 3/l, 73/1 ve 83/2 madde hükümleri uyarınca Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu anlaşılmakla, 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c bendine göre görev hususunun kamu düzenine ilişkin olup, dava şartlarından oluşu ve yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla, davanın göreve ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın göreve ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK’nın 114/1-c ve 115/2.mad. uyarınca usulden REDDİNE,
2-Davaya bakmaya Antalya Nöbetçi Tüketici Mahkemesinin görevli OLDUĞUNA,
3-Kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin talep etmesi halinde dosyanın davaya bakmakla görevli Antalya Nöbetçi Tüketici Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Taraflarca bu süre içinde istemde bulunulmaması halinde HMK 20/1-son ve 331/2 maddesi gereğince yapılacak işlemin mahkememizce DEĞERLENDİRİLMESİNE,
5-Dosyanın süresinde görevli mahkemeye aktarılması durumunda harç ve yargılama giderinin HMK’nın 331/2. Maddesi gereğince görevli mahkemece nazara ALINMASINA,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 29/06/2022

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)