Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/430 E. 2023/148 K. 08.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/430
KARAR NO : 2023/148
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/06/2022
KARAR TARİHİ : 08/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkil davacı şirketin davalıdan olan cari hesap alacağı için Antalya … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası üzerinden cari hesap alacağına dayalı başlatılan icra takibi davalının itirazı üzerine durduğunu, davalının … yapan müvekkilinden aldığı … ürünlerini 3. Kişilere sattığını ancak bedellerini uzun süre ödemediğini ve uzun sürede biriktiğini, yapılan takibe borcu olduğu halde bile bile itiraz ettiğini, icra takibinden haberdar olan davalının icra takibini etkisiz kılmak için … tarihinde kendisindeki faturaların bir kısmını Antalya … Noterliğinden gönderdiği … tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile iade ettiğini ve kayıtlarına girmesini engellediğini, davalı borcu olduğu halde borcunu inkar ederek paranın alım gücünün kaybını da kendisi için kazanç görerek iyi niyet kurallarına açıkça ihlal ettiğini ve kötü niyetli davrandığını bildirerek Antalya … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı icra takibine kötü niyetli olarak yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, davalının paranın alım gücünün aşırı düşmesinden yararlanmak amacı ile kötü niyetli itiraz etmesi bariz olduğundan %50 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının basit yargılama usulüne tabi eldeki davada iddia ve delilerini genişletip değiştiremeyeceğini, eldeki davanın haksız ve kötü niyetli olduğunu, müvekkiline eksik ve satışa uygun olmayan ürün teslim eden davacının bu ürünleri talep edilen bedellerden düşülmediğini, yine davacının eksik ifası yüzünden müvekkil sürekli müşteri kaybettiğini ve zarara uğradığını, kendi edimini layıkıyla yerine getirmeyen davacının müvekkilden edimini ifa etmesinin beklenemeyeceğini, Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan dava ile birleştirilmesinin gerektiğini bildirerek davacının davasının tüm talepleri ile birlikte reddine, davacının eldeki davasında haksız ve kötü niyetli olmasından dolayı dava değerinin %20’sinden az olmamak üzere davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; Cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine yönelik itirazın iptali davasıdır.
Antalya Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne, Antalya Vergi Dairesi Başkanlığı’na ve Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanlığı’na yazılan müzekkerelere verilen yanıtların dosya kapsamına alındığı anlaşılmıştır.
Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. 6100 sayılı HMK’nın 114/c maddesi gereğince mahkemelerin görevi dava şartı olup, yasanın 115. maddesi gereğince mahkeme dava şartının bulunup bulunmadığının re’sen araştırmakla yükümlüdür.
Ticaret Mahkemelerinin iş sahası ve hangi davalara bakacağı 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren, 6102 sayılı TTK’nın 5. maddesinde belirtilmiş olup, 4. madde de hangi davaların ticari dava sayılacağı düzenlenmiştir. Buna göre; her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın maddede belirtilen nedenlerden doğan davaların ticari dava sayıldığı açıklanmıştır. Kanunda sayılan bu davalara mutlak ticari dava denilir. Mutlak ticari davaların yanında nispi ticari davalarda mevcuttur. Bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için, her iki tarafın tacir olması, uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklanıyor olması ve bu iki unsurun birlikte bulunması gerekmektedir.
6102 sayılı TTK’da değişiklik yapan ve 01/07/2012 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6335 sayılı kanunun 2. maddesiyle, 6102 sayılı TTK’nın 5. maddesinin 3. fıkrası değiştirilmiş ve Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olarak düzenlenmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 2. maddesinde; “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın mal varlığı haklarına ilişkin davalar ile, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.” hükmüne yer verilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II.maddesi uyarınca; “Taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı, ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Buna göre işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.” düzenlemesi bulunmaktadır.
21 Temmuz 2007 gün ve 26589 s. Resmi Gazete’de yayınlanan, Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayicinin Ayrımına İlişkin Bakanlar Kurulu Kararı’nın 1/b maddesi ile de, “213 sayılı Vergi Usul Kanununa istinaden birinci sınıf tacir sayılan ve bilanço esasına göre defter tutanlar ile işletme hesabına göre defter tutan ve bu Kararın (a) bendinde belirtilenlerin dışında kalanların tacir ve sanayici sayılmaları…” kararlaştırılmıştır.
Vergi Usul Kanunu’nun 177 inci maddesi gereği, bilanço esasına göre defter tutma hadleri; (177/1 gereği) alış tutarı kalemlerinde; 2021 yılı 150.000,00-TL olarak belirlendiği, söz konusu kanunun 177/3 maddesi gereği, 1 ve 2 numaralı bentlerde yazılı, işlerin birlikte yapılması halinde iş hasılatının beş katı ile yıllık satış tutarının toplamı hadleri; 2021 yılı için 300.000,00-TL olarak belirlendiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; Dosya kapsamına alınan müzekkere cevaplarına göre davalı yanın esnaf boyutunda olduğu, davanın taraflar arasında mal satışından kaynaklı düzenlenen faturadan kaynaklanan alacağa ilişkin olduğu, davacı şirket tacir olsa dahi davalı yanın tacir olmadığı, uyuşmazlığın mutlak ticari davalardan da olmadığı, uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesince çözümlenmesi gereken davalardan olduğu anlaşıldığından; davacının davasının görev dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş ve buna ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi Yukarıda açıklanacağı üzere;
1-Davacının açtığı davada, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın HMK’nun 115/2. maddesi uyarınca aynı kanunun 114/l-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, görevli Mahkemenin ANTALYA ASLİYE HUKUK MAHKEMELERİ olduğuna,
2-Taraflardan birinin, H.M.K.’nun 20. Maddesi gereğince görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep edebileceği, aksi takdirde mahkememizce DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verileceğinin ihtarına,
3-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nın 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
4-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair;taraf vekillerinin yüzüne, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile Antalya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/03/2023

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)