Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/385
KARAR NO : 2023/413
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 07/06/2022
KARAR TARİHİ : 12/07/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı nezdinde … tarih … nolu …-TL bedelinde faturadan kaynaklı alacağı bulunduğunu, müvekkili şirket ile davalı arasında düzenlenen fatura … tamiratı ve parça satışına ilişkin olduğunu, borçlu davalının da … tamiratı ve … parça satımı yapıldığını, satıma konu faturanın borçlu şirkete gönderildiğini, ticari satımın usulüne uygun gerçekleştiğini, takibe konu faturalar incelendiğinde, faturanın toplam …-TL üzerinden kesildiğinin görüldüğünü, davalı tarafın müvekkile dava konusu fatura alacağına istinaden …-TL ödeme yapılması sonucunda kalan miktar olan …-TL üzerinden takip başlatıldığını ve işlemiş faiz ile birlikte …-TL borcunun bulunduğunu, faturaya konu mallar borçlu şirkete teslim edilmesine rağmen ve davalı tarafın dava konusu faturaya istinaden …-TL ödeme yapmasına rağmen borcu kabul etmeyen ve icra dosyasının alacağına itiraz eden borçlunun bu itirazı haksız ve mesnetsiz olduğunu bildirerek öncelikle kötü niyetli itiraz sonucu mallarının kaçırılması ve müvekkilinin alacağını alamama riski göz önünde bulundurularak davalının menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü hak ve alacaklarını kapsar şekilde ihtiyati haciz kararı verilmesini, davanın kabulü ile davalı tarafından … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı icra takibine yapılan itirazın iptaline, kötü niyetli davalı hakkında %20’den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya, dava dilekçesinin ve tensip zaptının usulüne uygun olarak tebliğ edildiği ancak davalı tarafından herhangi bir cevap verilmediği görüldü.
Mahkememizin … celse tarihli … nolu ara kararı uyarınca, tarafların dava konusu … yıllarına ilişkin ticari defterlerinin incelenerek HMK 222/2 ve devam maddeleri gereği açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılıp yapılmadığı da tespit edilerek, tarafların iddia ve savunmaları da irdelenmek suretiyle dayanak belgeler ile ticari defter ve belgelere göre dava konusu faturaya ilişkin olarak tarafların defter ve belgelerinde kayıt veya belge bulunup bulunmadığı, neticeten takip tarihi itibariyle taraflar arasındaki alacak/borç ve faiz talebi konusunda rapor tanziminin istenilmesine karar verilmiş olup, bilirkişi … tarafından ibraz edilen raporda; “Dava dosyası ile davacı tarafın ticari defterleri üzerinde yapılan incelemelerde, davacı tarafın ticari defterlerine göre, dava ve takip konusu ettiği alacağın dayanağı olan faturaya istinaden takip tarihi itibariyle davacı şirketin bakiye …-TL tutarında davalı taraftan alacağının olduğu, yukarıda belirtilen bilgiler karşısında dava ve takip konusu alacağın dayanağı olan … tarihli … sıra nolu …-TL bedelli fatura ve muhteviyatındaki malların davalı tarafa teslim edilip edilmediğinin takdiri sayın mahkemeye ait olduğu” kanaat ve sonucuna varılmıştır.
Dava; İtirazın iptali davası niteliğindedir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; Antalya … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına konu … tarih … no’lu …-TL miktarlı faturadan dolayı davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Antalya … İcra Hukuk Mahkemesine, Antalya Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne, Antalya Vergi Dairesi Başkanlığı’na ve Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanlığı’na yazılan müzekkerelere verilen yanıtların dosya kapsamına alındığı anlaşılmıştır.
Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. 6100 sayılı HMK’nın 114/c maddesi gereğince mahkemelerin görevi dava şartı olup, yasanın 115. maddesi gereğince mahkeme dava şartının bulunup bulunmadığının re’sen araştırmakla yükümlüdür.
Ticaret Mahkemelerinin iş sahası ve hangi davalara bakacağı 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren, 6102 sayılı TTK’nın 5. maddesinde belirtilmiş olup, 4. madde de hangi davaların ticari dava sayılacağı düzenlenmiştir. Buna göre; her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın maddede belirtilen nedenlerden doğan davaların ticari dava sayıldığı açıklanmıştır. Kanunda sayılan bu davalara mutlak ticari dava denilir. Mutlak ticari davaların yanında nispi ticari davalarda mevcuttur. Bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için, her iki tarafın tacir olması, uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklanıyor olması ve bu iki unsurun birlikte bulunması gerekmektedir.
6102 sayılı TTK’da değişiklik yapan ve 01/07/2012 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6335 sayılı kanunun 2. maddesiyle, 6102 sayılı TTK’nın 5. maddesinin 3. fıkrası değiştirilmiş ve Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olarak düzenlenmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 2. maddesinde; “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın mal varlığı haklarına ilişkin davalar ile, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.” hükmüne yer verilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II.maddesi uyarınca; “Taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı, ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Buna göre işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.” düzenlemesi bulunmaktadır.
21 Temmuz 2007 gün ve 26589 s. Resmi Gazete’de yayınlanan, Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayicinin Ayrımına İlişkin Bakanlar Kurulu Kararı’nın 1/b maddesi ile de, “213 sayılı Vergi Usul Kanununa istinaden birinci sınıf tacir sayılan ve bilanço esasına göre defter tutanlar ile işletme hesabına göre defter tutan ve bu Kararın (a) bendinde belirtilenlerin dışında kalanların tacir ve sanayici sayılmaları…” kararlaştırılmıştır.
Vergi Usul Kanunu’nun 177 inci maddesi gereği, bilanço esasına göre defter tutma hadleri; (177/1 gereği) alış tutarı kalemlerinde; 2021 yılı 150.000,00-TL olarak belirlendiği, söz konusu kanunun 177/3 maddesi gereği, 1 ve 2 numaralı bentlerde yazılı, işlerin birlikte yapılması halinde iş hasılatının beş katı ile yıllık satış tutarının toplamı hadleri; 2021 yılı için 300.000,00-TL olarak belirlendiği anlaşılmıştır.
Antalya Vergi Dairesi Başkanlığı’nın … tarihli müzekkere cevabında; davalının … tarihinde re’sen terk olduğu, faal olduğu dönemde de işletme hesabı esasına tabi olduğunun bildirildiği anlaşılmıştır.
Antalya Esnaf ve Sanatkarlar Sicil Müdürlüğü’nün … tarihli müzekkere cevabında; davalı yanın … esnaf ve sanatkarlar siciline kayıtlı olduğu bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; Dosya kapsamına alınan müzekkere cevaplarına göre; davalı yanın esnaf boyutunda olduğu, gerçek kişi işletme kaydının da bulunmadığı, davanın taraflar arasında mal satışından kaynaklı düzenlenen faturadan kaynaklanan alacağa ilişkin olduğu, davacı şirket tacir olsa dahi davalı yanın tacir olmadığı, uyuşmazlığın mutlak ticari davalardan da olmadığı, uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesince çözümlenmesi gereken davalardan olduğu anlaşıldığından; davacının davasının görev dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş ve buna ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi Yukarıda açıklanacağı üzere;
1-Davacının açtığı davada, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın HMK’nun 115/2. maddesi uyarınca aynı kanunun 114/l-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, görevli Mahkemenin ANTALYA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMELERİ olduğuna,
2-Taraflardan birinin, H.M.K.’nun 20. Maddesi gereğince görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep edebileceği, aksi takdirde mahkememizce DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verileceğinin ihtarına,
3-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nın 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
4-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair; davacı vekilinin yüzüne, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile Antalya Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/07/2023
Katip …
¸(e-imzalı)
Hakim …
¸(e-imzalı)