Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/378 E. 2022/501 K. 14.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/378 Esas
KARAR NO : 2022/501
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 01/06/2022
KARAR TARİHİ : 14/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “Dava dışı …’ın maliki olduğu … plakalı araç, …-…-… Nolu … Poliçesi ile müvekkil şirkete kasko sigortalı bulunduğunu, Davalı …’nın maliki ve sürücüsü bulunduğu tescilsiz motosiklet ile müvekkil sigorta şirketine kasko sigortalı bulunan … plakalı aracın … tarihinde çarpışması neticesinde sigortalı araçta maddi hasar meydana geldiğini, Kaza sonrasında, kaza mahallinde … ekipleri tarafından düzenlenen Maddi Hasarlı Trafik Kazası Tespit Tutanağına göre; kasko sigortalımız araca çarparak zarar görmesine sebep olan tesciliz motosiklet sürücüsü davalı …,meydana gelen trafik kazasında asli kusurlu bulunduğunu, Kaza sebebi ile zarar gören müvekkil şirkete kasko sigortalı … plakalı araçta yapılan ekspertiz incelemesi neticesinde sigortalı aracın tamiri ekonomik bulunmaması sebebi ile hasarlı halde satılması (…-… işlemi) uygun bulunduğunu, açıklanan Sebeplerle Tahsilde tekerrür olmamak ve fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak üzere; Davalının … İcra Müdürlüğü … Esas Nolu dosyasına yapmış olduğu itirazının iptali ile takibin devamına, Asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, masraf ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
(Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) Korkuteli … Asliye Hukuk Mahkemesi’ne açılan iş bu dava Mahkemenin … tarih ve … E. … K. sayılı kararı ile Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun almış olduğu 07/07/2021 tarihli 608 nolu karar gereğince 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmak üzere Antalya Asliye Ticaret Mahkemesi yargı çevresinin mülki sınırları (Alanya ve Manavgat Ağır Ceza Mahkemeleri yargı çevresi hariç) olarak belirlendiği ve mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesiyle yargılama yetkisinin kalmadığından bahisle dosyanın yetkili ve görevli Antalya Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine” şeklinde karar verilmiş, dosya Antalya Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosu’na gönderilmiş ve tevzi sonucu Mahkememizin 2022/378 E. sırasına kaydı yapılmıştır.
İşin esasına girilmeden önce gönderme kararının usulüne uygun olup olmadığının ve sonrasında ise mahkememizin iş bu davada yetkili ve görevli olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1472/1. maddesi uyarınca, sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın, kusurlu olan davalıdan rücuan tahsili için girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali davasıdır.
Korkuteli İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklının davacı, borçlunun davalı olduğu, …-TL asıl alacak, …-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam …-TL alacak için icra takibinin yapıldığı, borçlunun takibe itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Asliye Ticaret Mahkemesi; dava konusunun değerine veya miktarına bakılmaksızın ticari davalara ve ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli özel bir mahkemedir. Asliye Ticaret Mahkemesinin görevine giren işlerin genel çerçevesi 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 5. maddesinde düzenlenmiştir. Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır. Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 4/1. maddesinde bentler hâlinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra ve İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır. Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması hâlinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hâle getirmez. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava hâline getirmez. Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda yeterli görülmüştür (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun … tarih …-…E. …K. sayılı kararı).
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1472. maddesinin 1. fıkrasına göre; sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, … kuralı uyarınca sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir. Bu madde uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nispetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına … olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücû davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsî nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsî ve rücû ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz’î haleftir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22.3.1944 tarihli ve 37 E. 9 K. ve 17.01.1972 tarihli ve 1970/2 E.,1972/ 1 K. sayılı kararlarında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmakta iken, 31.03.1954 tarihli ve 1953/18 E., 1954/11 K. sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında ise sigortacının, sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun kanuni halefi olacağı belirtilmiştir. O hâlde bu tür davalarda görevli mahkeme sigortalı ile zarar sorumlusu arasındaki ilişkiye göre belirlenmelidir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun … tarih …-…E. …K. sayılı kararı).
Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … tarih …E. …K. sayılı kararında; “…Somut olayda uyuşmazlık, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1472/1. maddesi uyarınca, sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın, kusurlu olan davalıdan rücuan tahsiline ilişkindir. TTK’nın 1472/1. maddesinde düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’î halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. TTK’nın 1472/1. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nisbetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücû davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsî nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsî ve rücûu ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz’î haleftir. Sigortacının, sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun kanunî halefi olacağı, ilke olarak 31.03.1954 gün ve 1953/18 E. – 1954/11 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtilmiştir. 17.01.1972 tarih ve 1970/2 E. – 1972/1 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da, sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı rücû davasının, kanundan doğan halefiyete dayandığı ve halef olanın, halefiyet yolu ile nasıl bir hak iktisap etmiş ise, o hakka sahip olacağı vurgulanmış; velhasıl sigorta ettirenin ne hakkı varsa bunların, şartları gerçekleşince sigortacıya geçeceği; sigortacının, sigorta ettirenin bütün def’ilerini üçüncü şahsa karşı ileri sürebileceği gibi eylemin haksız fiîlden kaynaklandığı açıktır. Somut olayda, sigortalının … olan davacı sigorta şirketi, dava dışı sigortalıya ait aracın … mahallesi, … caddesinde seyir halindeyken yol ortasında, davalının bakım ve gözetim sorumluluğunda bulunan rögarın üzerinden geçerken rögar kapağının araca çarpması nedeniyle oluşan zararın rücuan tahsilini talep etmekte olup, bu şekilde uyuşmazlığın haksız fiîlden kaynaklandığı anlaşılmakla asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerekmektedir…” denilmiştir.
Somut olayda; davacı trafik kazasında sigortalısının aracında meydana gelen zararları karşıladıktan sonra sigortalının … sıfatıyla tazminat istemi ile icra takibine girişmiş, itiraz üzerine eldeki davayı açmıştır. Davacı sigorta şirketi, sigortalısı olan dava dışı 3. kişiye ödeme yapmış, ödediği bedeli de sigortalısının halefi olarak davalıdan rücuen talep etmektedir. Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 1472/1. maddesi uyarınca, sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın, kusurlu olan davalıdan rücuan tahsiline ilişkin davadır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1472/1. maddesinde düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’î halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 1472/1. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nisbetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücû davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsî nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsî ve rücûu ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz’î haleftir. Sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı rücû davasının, kanundan doğan halefiyete dayandığı ve halef olanın, halefiyet yolu ile nasıl bir hak iktisap etmiş ise, o hakka sahip olacağı vurgulanmış; sigorta ettirenin ne hakkı varsa bunların, şartları gerçekleşince sigortacıya geçeceği; sigortacının, sigorta ettirenin bütün def’ilerini üçüncü şahsa karşı ileri sürebileceği gibi eylemin haksız fiîlden kaynaklanmaktadır. Uyuşmazlık haksız fiîlden kaynaklandığından, dosyaya yansıyan bilgi ve belgelere göre dava dışı sigortalı ve davalı tacir olmadığından, bu yönde bir iddia da bulunmadığından ve esasında davacı tarafından da davanın asliye hukuk mahkemesinde açıldığından davanın asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerekmektedir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlaması gerekir. Açıklanan nedenlerle Korkuteli … Asliye Hukuk Mahkemesince (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) verilen kararın yerinde olmadığı, mahkemece görevsiz olduğunun değerlendirilmesi halinde usulüne uygun şekilde görevsizlik kararı verilerek ilgili kararın taraflara tebliği sonrası kesinleşmesini müteakip gerekli işlemlerin yapılması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle ;
1-Dosyanın ilk kararı veren Korkuteli … Asliye Hukuk Mahkemesine (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) İADESİNE, mahkememiz esasının bu şekilde KAPATILMASINA,
2-Yargılamaya Korkuteli … Asliye Hukuk Mahkemesinde devam olunmasına,
3-Korkuteli … Asliye Hukuk Mahkemesince davaya devam edilmeyecek ise usulüne uygun şekilde görevsizlik kararı verilerek ilgili kararın taraflara tebliği sonrası kesinleşmesini müteakip gerekli işlemlerin yapılmasına,
4-Harç alınmasına yer olmadığına,
5-Yargılama giderlerinin davaya bakmakla görevli ve yetkili Mahkemesince takdir edilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu KESİN olarak karar verildi. 14/06/2022

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)